ABD’de derin bir mağaranın içinde insan eli değmemiş mavi bir gölet bulundu

ABD’nin New Mexico eyaletinde keşfedilen ve “olağanüstü” olarak nitelenen mavi gölet.
ABD’nin New Mexico eyaletinde keşfedilen ve “olağanüstü” olarak nitelenen mavi gölet.
TT

ABD’de derin bir mağaranın içinde insan eli değmemiş mavi bir gölet bulundu

ABD’nin New Mexico eyaletinde keşfedilen ve “olağanüstü” olarak nitelenen mavi gölet.
ABD’nin New Mexico eyaletinde keşfedilen ve “olağanüstü” olarak nitelenen mavi gölet.

ABD’deki bir ulusal parktaki derin bir mağaranın içinde mavi bir kuyu keşfedildi. ABD’nin New Mexico eyaletindeki Carlsbad Mağaraları Ulusal Parkı’ndaki mağaraların derinliklerinde daha önce hiç kimsenin görmediği ve “harika” olarak nitelenen mavi gölün eşsiz görüntüleri fotoğraflara da yansıdı.
The Kansas City Star Gazetesi’nin haberine göre uzaydan çekilen görüntülere oldukça benzeyen kuyudaki zümrüt ve süt rengini andıran sıvı doku buzlu beyaz kayalarla çevrili. İngiliz The Mirror gazetesine göre mağaranın binlerce yılda oluştuğuna ve daha önce insan ayağı basılmadığına inanılıyor
Carlsbad Caverns Ulusal Parkı Doğal ve Kültürel Kaynaklar Departmanı Müdürü Rodney Horrocks, “Kuyu yüz binlerce yıl önce izole olmuş ve o günden bu gün yüzüne çıkmamış” dedi.
Gölet, dünyanın en uzun mağaralarından biri olarak kabul edilen Lechuguilla’nın girişinden 700 metre derinlikte keşfedildi. Mağara 1993 yılında keşfedilmiş olmasına rağmen daha önce girilmeyen yerlerine ilk kez Ekim 2019’da girildi.
Yerbilimci Max Wisshak söz konusu keşifle ilgili Facebook hesabında yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Mağara keşifleri bazen mucizevi manzaraların ortaya çıkmasını sağlar. Lechuguilla mağarasındaki havuzun tertemiz olduğu görülüyor. Bu göletin alt kenarlarında havuz parmakları gibi görünen kısımlar insan etkisinden tamamen uzakta gelişen bakteri kolonilerini barındırıyor olabilir.”
Wisshak’ın öncülüğündeki keşif planı, 1,3 kilometrelik mağara galerilerinin haritalandırılmasını da kapsıyor. Ancak söz konusu mağara ağının oluşum tarihi halen bilinmezliğini koruyor.



Modern insanın ortaya çıkmasından önce inşa edilmiş ahşap yapı bulundu

Alandaki ahşap yapıyı şekillendirmek için kullanılan çakmaktaşı 400 bin yıldan eski (Liverpool Üniversitesi)
Alandaki ahşap yapıyı şekillendirmek için kullanılan çakmaktaşı 400 bin yıldan eski (Liverpool Üniversitesi)
TT

Modern insanın ortaya çıkmasından önce inşa edilmiş ahşap yapı bulundu

Alandaki ahşap yapıyı şekillendirmek için kullanılan çakmaktaşı 400 bin yıldan eski (Liverpool Üniversitesi)
Alandaki ahşap yapıyı şekillendirmek için kullanılan çakmaktaşı 400 bin yıldan eski (Liverpool Üniversitesi)

Zambiya'nın Kalambo Şelalesi yakınlarındaki bir alanda kazı yapan arkeologlar, henüz modern insan (Homo sapiens) ortaya çıkmadan önce yapılan ahşap bir yapı ve aletler buldu.

Alanda keşfedilen 4 ahşap buluntu; çentikli bir dal, kesilmiş iki büyük kütük, bir kazma çubuğu ve bir kamadan oluşuyor.

Araştırmacılar, eski insansı (hominin) türlerinden birinin, suyun üzerinden geçebilmek için yürüyüş yolunu yükseltme amacıyla iki büyük kütüğü birleştirmeye çalıştığını ve bunu yaparken de söz konusu aletleri kullandığını ifade etti.

Hakemli bilimsel dergi Nature'da yayımlanan araştırma makalesine göre yapı, 476 bin yıl öncesine tarihlendi.

Bilinen en eski Homo sapiens fosilleriyse yaklaşık 300 bin yıl öncesine tarihleniyor.

Bu yapıyı hangi hominin türünün yaptığı kesin olarak belirlenemedi. Ancak o dönemde bölgede Homo heidelbergensis adlı eski bir insan türünün yaşadığı düşünülüyor. Bu tür yaklaşık 600 bin yıl önce ortaya çıktı ve 200 bin yıl önce yok oldu.

Arkeologlar, bu aletlerin şimdiye dek keşfedilen en eski ahşap yapılar olduğunu söylüyor. Bu da Homo sapiens'in atalarının düşünüldüğünden daha gelişmiş olabileceğini gösteriyor.

Liverpool Üniversitesi'nden arkeolog ve araştırmanın başyazarı Larry Barham, "'Taş Devri' etiketini unutun, bu insanların ne yaptığına bakın: Ahşaptan yeni ve büyük bir şey yaptılar" dedi:

Nehir kenarında oturup günlük işlerini yapabilecekleri bir platform kurarak, hayatı kolaylaştırmak için çevrelerini dönüştürdüler.

Bilim insanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Daha önce hiç görmedikleri, daha önce var olmayan bir şeyi üretmek için zekalarını, hayal güçlerini ve becerilerini kullandılar.

Barham, bu keşiften önce bilinen en eski ahşap yapının sadece 9 bin yıllık olduğunu da sözlerine ekledi.

Ahşap yapılar, doğal süreçler karşısında çok uzun süre dayanamadığı ve hızla çürüdüğü için bu türden keşifler kolay kolay mümkün olmuyor.

Ancak Kalambo Şelalesi'ndeki yüksek su seviyesinin, yapıyı yüzyıllar boyunca koruduğuna inanılıyor.

Bu bulgular, bölgedeki homininlerin göçebe olmadığını ve çevrelerini değiştirerek kendilerine yaşam alanı yaratmaya çalıştığını düşündürüyor.

Öte yandan bu hipotez henüz kanıtlanmış değil. Zira bazı araştırmacılar bu türden yapıların sezonluk kullanılmış olabileceğini de öne sürüyor.

Yine de araştırmacılara göre bu sıradışı buluntular, tarihteki inşaat faaliyetlerinin düşünüldüğünden çok daha eskilere dayandığının göstergesi.

Independent Türkçe


One Piece'in yaratıcısının kuralı Netflix dizisini felaketten kurtardı

Netflix, One Piece'in ikinci sezon onayını aldığını geçen hafta duyurmuştu (Netflix)
Netflix, One Piece'in ikinci sezon onayını aldığını geçen hafta duyurmuştu (Netflix)
TT

One Piece'in yaratıcısının kuralı Netflix dizisini felaketten kurtardı

Netflix, One Piece'in ikinci sezon onayını aldığını geçen hafta duyurmuştu (Netflix)
Netflix, One Piece'in ikinci sezon onayını aldığını geçen hafta duyurmuştu (Netflix)

Netflix'in One Piece uyarlaması, kaynak malzemesine son derece yakın kaldı. Canlı aksiyon dizisi, popüler animenin en büyük kurallarından birini çiğnemeye çok yaklaşsa da bunu yapmamış olması onu daha da keyifli hale getirdi.

Eiiçiro Oda'nın yazdığı ve ilk olarak 1997'de yayımlanan manga serisi One Piece'in şu an itibariyla toplam 106 cildi bulunuyor. 

Asla çiğnenmemesi gereken kural

Seri aynı zamanda 1999'da, halen yayımlanmakta olan One Piece animesiyle televizyona da taşınmıştı. Netflix de yaklaşık üç hafta önce, şimdilik bir sezonu bulunan One Piece'in canlı aksiyon uyarlamasını izleyiciyle buluşturdu.

One Piece farklı medya formları arasında köprü kuran geniş bir dünya yaratmış olsa da Oda'nın hikayesi için hâlâ bazı önemli kuralları var. 

Bu kurallardan biri de One Piece'in Hasır Şapka Korsanları arasında asla romantik ilişki yaşanmaması. Netflix'in uyarlaması söz konusu olduğunda, korsanları birbirlerine aşık etmek çok cazipti ve Oda'nın kuralı neredeyse çiğneniyordu.

Nihayetinde, Netflix'in canlı aksiyon One Piece'i Eiiçiro Oda'nın kuralını bozmadı. Dizi, Hasır Şapka Korsanları arasında gereksiz aşklara yer vermedi. 

Netflix, One Piece'i yeni bir izleyici kitlesiyle buluşturuyor olsa da izleyicilerin büyük bölümü önceden manga ve animenin hayranı. Bu nedenle hikayenin iyi bir neden olmadan değiştirildiğini görmek istemiyorlar.

"Akıllıca bir risk"

One Piece, ilk sezonda Oda'nın kuralını çiğnemeye çok yaklaşmıştı. "Korsanlar Geliyor" adlı 4. bölümde Usopp ve Kaya'nın öpüştüğü bir sahne bulunuyor. Ancak Kaya, Hasır Şapka Korsanları'ndan biri olmadığı için Netflix'i uyarlaması neyse ki Oda'nın kuralını bozmadı.

Usopp ve Kaya öpücüğü felaketin kıyısından dönmüş olsa da eleştirmenler bunu, "One Piece izleyicilerinden olumlu tepki alan akıllıca bir risk" diye nitelendirdi.

Hâlâ zirvede

One Piece, 11-17 Eylül haftasında Netflix'in İngilizce dizileri arasında zirvedeki yerini koruyor. Dizi, yayımlanmaya başladığından bu yana yaklaşık 48 milyon izlenme sayısına ulaştı.

Independent Türkçe


James Gunn, meşhur üçleme için en başından beri istediği oyuncuyu açıkladı

Galaksinin Koruyucuları'nın başrollerinde Chris Pratt, Zoe Saldana, Vin Diesel, Bradley Cooper, Sean Gunn ve Karen Gillan yer alıyor (Marvel Studios)
Galaksinin Koruyucuları'nın başrollerinde Chris Pratt, Zoe Saldana, Vin Diesel, Bradley Cooper, Sean Gunn ve Karen Gillan yer alıyor (Marvel Studios)
TT

James Gunn, meşhur üçleme için en başından beri istediği oyuncuyu açıkladı

Galaksinin Koruyucuları'nın başrollerinde Chris Pratt, Zoe Saldana, Vin Diesel, Bradley Cooper, Sean Gunn ve Karen Gillan yer alıyor (Marvel Studios)
Galaksinin Koruyucuları'nın başrollerinde Chris Pratt, Zoe Saldana, Vin Diesel, Bradley Cooper, Sean Gunn ve Karen Gillan yer alıyor (Marvel Studios)

Galaksinin Koruyucuları Vol. 3'ün (Guardians of the Galaxy Vol. 3) finali, 2014 yapımı filmde ortaya çıkan kozmik ekibin yolculuğuna son noktayı koydu. 

Koruyucular dağıldı ve bundan böyle seriye eklenen yeni bir film olursa ekibin liderliğini Rocket üstlenecek.

Başından beri onu istedi

Galaksinin Koruyucuları'ndaki her oyuncu Marvel Sinematik Evreni'nde özel şeyler kattı ama yönetmen James Gunn'ın en başından beri istediği tek bir oyuncu vardı.

Marvel Stüdyoları'nın belgeselinde Gunn, film için yaptığı ilk sunumda yer alan tek Galaksinin Koruyucuları oyuncusunun Zoe Saldaña olduğunu açıkladı. 

Anlattığına göre Gunn, Galaksinin Koruyucuları'nı Marvel'a görsel referanslar ve oyuncu seçimlerini içeren küçük bir kitap yardımıyla sundu. 

Gunn oyuncu seçimlerinin akıbetini şöyle açıkladı: 

Marvel'a ilk gittiğimde ve Galaksinin Koruyucuları'nı sunduğumda yanımda küçük bir kitap getirmiştim. Tüm küçük resimler, fotoğraf referansları ve diğer şeylerden oluşan bu küçük kitabı bir araya getirmek için çok çalışmıştım. Ve o kitapta tüm karakterler ve bu karakterleri kimin canlandırması gerektiğini düşündüğüm yazıyordu. Ve tabii ki kitapta yer alan oyuncuların hiçbiri karakterleri canlandırmadı, en başından beri tanıştığım ve sevdiğim Zoe Saldaña hariç.

45 yaşındaki Saldaña, Galaksinin Koruyucuları'nda yer almadan önce, tüm zamanların en yüksek hasılat yapan filmi olan 2009 yapımı Avatar'da başrollerden biriydi.

Independent Türkçe


İzleyiciler yeni romantik komediyi Netflix'in "gelmiş geçmiş en iyi filmi" ilan etti

Film, Jennifer E. Smith'in 2011'de kaleme aldığı aynı adlı romandan uyarlandı (Netflix)
Film, Jennifer E. Smith'in 2011'de kaleme aldığı aynı adlı romandan uyarlandı (Netflix)
TT

İzleyiciler yeni romantik komediyi Netflix'in "gelmiş geçmiş en iyi filmi" ilan etti

Film, Jennifer E. Smith'in 2011'de kaleme aldığı aynı adlı romandan uyarlandı (Netflix)
Film, Jennifer E. Smith'in 2011'de kaleme aldığı aynı adlı romandan uyarlandı (Netflix)

İzleyiciler Netflix'in zirvesindeki İlk Bakışta Aşkın İstatistiksel Olasılığı'nı (Love at First Sight) platformun "gelmiş geçmiş en iyi filmi" olarak nitelendirdi.

EastEnders dizisinin eski oyuncularından Ben Hardy'nin başrolünü üstlendiği romantik komedi, New York'tan Londra'ya uçarken tanışan bir çifti konu alıyor.

"Son zamanlarda çıkan en iyi romantik komedilerden"

Netflix, filmin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Bir Londra uçuşu sırasında yakınlaşan iki yabancı, kaderin cilvesiyle birbirlerinden ayrı düşer. Kavuşmak imkânsız gibi görünse de aşk tüm olasılıklara meydan okur.

Vanessa Caswill'in yönettiği film, karışık eleştiriler aldı. Kitap uyarlaması, buna rağmen eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 81 gibi etkileyici bir puan almayı başardı.

Filmde Hardy'nin yanı sıra Haley Lu Richardson ve anlatıcı olarak Britanyalı oyuncu Jameela Jamil rol alıyor. 

Filmle ilgili görüşünü belirten bir hayran, Twitter'da şunları yazdı: 

İlk Bakışta Aşkın İstatistiksel Olasılığı iyiydi, gelmiş geçmiş en iyi Netflix filmlerinden biri diyebilirim.

Bir diğeriyse şöyle dedi: 

Netflix'teki bu İlk Bakışta Aşk'ın İstatistiksel Olasılığı son zamanlarda çıkan en iyi romantik komedilerden biri.

92 ülkede zirvede

Memnuniyetini dile getirmek isteyen bir başkasıysa şu yorumu yaptı:

İlk Bakışta Aşkın İstatistiksel Olasılığı muhtemelen Netflix'in bugüne kadar yaptığı en iyi film. Muhteşem oyuncular, harika senaryo, güzel sinematografi... Bence Jameela Jamil bundan sonra tüm romantik komedileri anlatmalı! Bravo.

İlk Bakışta Aşkın İstatistiksel Olasılığı, geçen haftanın en çok izlenen filmi olmayı da başardı. Film ilk haftasında 14,1 milyon izlenmeyle En Çok İzlenen İngilizce Filmler Listesi'nin zirvesine yükseldi.

Film, 92 ülkenin en çok izlenenleri arasında yer alıyor. 

İlk Bakışta Aşkın İstatistiksel Olasılığı, 15 Eylül'den itibaren Netflix'te gösterimde.

Independent Türkçe


Bebeğine uyuşturucu adı veren gazeteci ortalığı karıştırdı

Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)
Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)
TT

Bebeğine uyuşturucu adı veren gazeteci ortalığı karıştırdı

Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)
Yetkililer, "Metamfetamin Harika" adının onay almasının ardından isim kayıt sisteminin güçlendirileceğini söyledi (Unsplash)

Avustralyalı gazeteci Kirsten Drysdale, bebeğine metamfetamin adlı uyuşturucuyu öven bir isim vererek gündem oldu.

Avustralya'nın kamu yayımcısı ABC'de çalışan gazeteci, ülkesinde uygulanan isim yönetmeliğini test etmek için ilginç bir yönteme başvurdu.

Drysdale, ABC'nin What the FAQ adlı programında halktan en çok gelen sorulardan biri olan "Bebeğime hangi adları verebilirim?" sorusuna yanıt bulmak amacıyla, yeni doğum yaptığı çocuğuna "Metamfetamin Harika" ismini koydu.

Gazeteci, ülkenin güneydoğusundaki Yeni Güney Galler eyaletinde yer alan Doğum, Ölüm ve Evlilik dairesinin internet sitesine girerek, çocuğunun adını "Metamfetamin Harika" olarak kaydedilmesi için başvuru yaptı.

Drysdale, "Reddedileceğini varsayarak aklımıza gelen en uçuk ismi koyduk. Ancak durum öyle olmadı. Metamfetamin Süper adı gözden kaçtı ve onay aldı" dedi. 

Drysdale, "İleride bu hikayeyi çocuğuma kesinlikle anlatacağım" dedi (ABC)
Drysdale, "İleride bu hikayeyi çocuğuma kesinlikle anlatacağım" dedi (ABC)

Eşini buna ikna etmek için epey uğraştığını da belirten gazeteci, "Metamfetamin kelimesini gören birinin hiçbir şekilde buna onay vermeyeceğini düşündük ama yanılmışız" ifadelerini kullandı.

Eyaletteki söz konusu birimden kimliğini vermeyen bir yetkiliyse "Bu sıradışı isim maalesef gözden kaçmış" dedi. Yetkili, adın nasıl onay aldığına dair daha detaylı açıklama yapmadı. 

Drysdale, daha sonra kuruma tekrar başvurarak çocuğunun adını değiştirdiğini söyledi. Ancak yetkili, isim resmi olarak değiştirilse bile uygulama gereği çocuğun ilk onay alan adının da sistemde kalacağını belirtti.

Independent Türkçe


Uma Thurman, Yüzüklerin Efendisi'ndeki rolü neden reddetti?

53 yaşındaki Thurman, Ucuz Roman'daki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar adayı olmuştu (Miramax)
53 yaşındaki Thurman, Ucuz Roman'daki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar adayı olmuştu (Miramax)
TT

Uma Thurman, Yüzüklerin Efendisi'ndeki rolü neden reddetti?

53 yaşındaki Thurman, Ucuz Roman'daki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar adayı olmuştu (Miramax)
53 yaşındaki Thurman, Ucuz Roman'daki performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar adayı olmuştu (Miramax)

Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde rol almaya çok yaklaşan yıldızların listesi uzayıp gidiyor. Neredeyse Gandalf'ı canlandıracak Sean Connery'den Aragorn rolünü alacak Nicolas Cage'e kadar pek çok tanınmış isim, Peter Jackson'ın fantastik destanında başrol oynamak için yarışıyordu.

En dikkat çekici isimlerden biri de Éowyn rolünü oynayabilecek Uma Thurman'dı. 

"Éowyn'i ben oynardım!"

Kaynak materyali anlamadığı için Gandalf'ı reddeden Connery'nin ya da kötü geçen bir seçmeyle Frodo adaylığını kaybeden Jake Gyllenhaal'un aksine, rol Thurman'a gayet uygundu ancak ne yazık ki aktris yine de bunu geri çevirmek zorunda kaldı.

Thurman, 2017'de sohbet programı The Late Show with Stephen Colbert'a konuk olmuştu. Colbert kendini, yeni duyduğu bir söylentiyi konuğuna sormak zorunda hissetmiş ve şakayla karışık "Éowyn'i ben oynardım!" demişti.

Sunucunun bu esprisini alçakgönüllülükle karşılayan Thurman, rolü ilk çocuğunu yeni doğurduğu için reddettiğini açıklamıştı:

Çok uzun zaman önceydi ve bunun şimdiye kadar verdiğim en kötü kararlardan biri olduğunu düşünüyorum. Ama ilk çocuğumu yeni doğurmuştum ve bilmiyorum, biraz eve bağlıydım. Sanırım benim için biraz bilinmezlikti ama kesinlikle pişmanlık duyduğum bir şey.

Yüzüklerin Efendisi'nin üç filmi de Jackson'ın memleketi Yeni Zelanda'da çekilmişti. Bu da oyuncuların birkaç yıl boyunca Yeni Zelanda'da yaşamasını gerektiriyordu. 

"En kötü kararlardan biri"

Thurman, her ne kadar ilk çocuğunu büyütürken yanında olmaktan mutluluk duysa da Yüzüklerin Efendisi'nde yer alamadığı için pişmanlık hissettiğini de itiraf ediyor. 

Ünlü oyuncu, bu seçimi "şimdiye kadar verilmiş en kötü kararlardan biri" olarak gördüğünü belirtiyor.

Kill Bill'in önünü açtı

Thurman, Éowyn'i oynamadığı için pişmanlık duysa da 1994'te Ucuz Roman'da (Pulp Fiction) birlikte çalıştığı Quentin Tarantino, Kill Bill'de başrolü ona verdi. İki Kill Bill filmi, 2004 ve 2005'te gösterime girdi ve 300 milyon doların üzerinde hasılat elde etti.

Yüzüklerin Efendisi'ndeki Éowyn rolüyse Avustralyalı aktris Miranda Otto'ya gitti. Yetenekli ve kendinden emin Otto, role zarafet ve asaletle hayat verdi.

Independent Türkçe


The Walking Dead'in yeni dizisi nihayet sıfır noktasına döndü

6 bölümden oluşan dizide 54 yaşındaki Norman Reedus'a, Clémence Poésy ve Louis Puech Scigliuzzi eşlik ediyor (AMC)
6 bölümden oluşan dizide 54 yaşındaki Norman Reedus'a, Clémence Poésy ve Louis Puech Scigliuzzi eşlik ediyor (AMC)
TT

The Walking Dead'in yeni dizisi nihayet sıfır noktasına döndü

6 bölümden oluşan dizide 54 yaşındaki Norman Reedus'a, Clémence Poésy ve Louis Puech Scigliuzzi eşlik ediyor (AMC)
6 bölümden oluşan dizide 54 yaşındaki Norman Reedus'a, Clémence Poésy ve Louis Puech Scigliuzzi eşlik ediyor (AMC)

The Walking Dead: Daryl Dixon'ın prömiyeri seriye yavaş tempolu bir bölüm kattı, yeni karakterleri tanıtmak için zaman ayırdı ve en önemlisi dizi için benzersiz bir ton belirledi: Geçmişte gördüğümüzden biraz daha karanlık, The Last of Us dünyasıyla daha uyumlu bir ton. 

Her şeyin başladığı yer

Dizinin ikinci bölümü Alouette, prömiyerin sunduğu yüksek prodüksiyon değerlerini ve hikaye anlatımını korurken aksiyonu kesinlikle artırdı. 

Yeni dizinin aldığı riskler artarken kapsamı da genişliyor. The Walking Dead'in izleyiciyi ilk kez her şeyin başladığı yere yani sıfır noktasına götürdüğü bölüm de bunun bir kanıtı.

*Buradan sonası spoiler içerir*

Alouette, Paris'te her şeyin ters gittiği gecede Isabelle'i takip ederek açılıyor. Isabelle'in Ekim 2010'daki sarhoş gecesinde başlayan olaylar, şehir parçalanmaya başladığında kalp atışlarını hızlandıran bir kaçışa dönüşüyor.

The Walking Dead çizgi romanlarının yaratıcısı ve ekran uyarlamasının yazarlarından Robert Kirkman, ilk sezon finalinin salgının kökenleri hakkında bilgi vermesiyle ilgili üzüntüsünü dile getirmişti.

Bölüm, zombilerin bağlamından bahsetmiş ve Fransa'daki laboratuvardan kısaca söz ederek virüsün kapsamını netleştirmişti. O sırada izleyiciler, o laboratuvarın ne kadar önemli olacağını bilmiyordu.

Virüsün çıktığı laboratuvar

Yıllar sonra, The Walking Dead: World Beyond'un bitiş sahnesinde, Fransız bir bilim insanı, salgın başladığında bıraktığı işi devam ettirmek niyetiyle çürümekte olan bir laboratuvara geliyordu. Sahne Fransa'yı sıfır noktası olarak gösteriyordu, virüs tam da bu laboratuvardan çıkmıştı. 

Bilim adamı bir dizüstü bilgisayar açarak, The Walking Dead evreninin ilk günlerinde Rick'e tüm bu bilgileri veren bilim adamı Dr. Jenner'ın görüntülerini izliyordu. Fransız laboratuvarı düşene kadar iki bilim insanı birbirleriyle iletişim halindeydi ancak birçok soru cevapsız kaldı.

Cevapsız sorular yanıt bulacak mı?

The Walking Dead: Daryl Dixon'ın Fransa'da geçmesiyle birlikte, izleyicilerin yakın gelecekte her şeyin başladığı yere geri dönme ihtimali kesinlikle çok yüksek. 

Eleştirmenlere göre, virüsün kökenlerini araştırmak bunca yıl sonra bile faydalı bir hikaye olabilir. 

Alouette, izleyiciyi sıfır noktasına daha çok yaklaştırdı ve dünyayı sonsuza dek değiştiren korkunç anlara heyecan verici bir bakış sundu. 

Isabelle'in gözünden dünyanın parçalandığını görmek, karakteri daha da geliştirdi. 

Isabelle ve Daryl'ın birlikte her şeyin başladığı laboratuvara gidip gitmeyecekleriniyse zaman gösterecek.

Independent Türkçe


Mısır'da üç dinin bir araya geldiği alan, çağlar boyu bir arada yaşamanın öyküsünü anlatıyor

Ben Ezra Sinagogu, MS 12'nci yüzyıla kadar uzanan tarihiyle Mısır'daki en eski Yahudi sinagoglarından biri (sosyal medya)
Ben Ezra Sinagogu, MS 12'nci yüzyıla kadar uzanan tarihiyle Mısır'daki en eski Yahudi sinagoglarından biri (sosyal medya)
TT

Mısır'da üç dinin bir araya geldiği alan, çağlar boyu bir arada yaşamanın öyküsünü anlatıyor

Ben Ezra Sinagogu, MS 12'nci yüzyıla kadar uzanan tarihiyle Mısır'daki en eski Yahudi sinagoglarından biri (sosyal medya)
Ben Ezra Sinagogu, MS 12'nci yüzyıla kadar uzanan tarihiyle Mısır'daki en eski Yahudi sinagoglarından biri (sosyal medya)

Mi İbrahim

Eski Kahire'nin merkezinde üç dinin bir araya geldiği alan bulunuyor. Burası, başta Amr ibn el-As Camii, Asma Kilise ve Ben Ezra Sinagogu olmak üzere üç semavi dinden kalma anıtları bir araya getiren eşsiz kompozisyonu ile en önemli arkeolojik alanlardan biri kabul ediliyor.

Amr ibn el-As Camii, Müslümanların Mısır'a girdikten sonra kurdukları ilk cami niteliğinde.

Ben Ezra Sinagogu, Mısır'daki en eski Yahudi sinagoglarından biri kabul ediliyor. Bölgede çok sayıda arkeolojik alan, Babil Kalesi ve Kıpti Müzesi bulunuyor. 

Kahire'de üç dinin bir araya geldiği bu alan, geçmişi eski Mısır uygarlığına kadar uzanan, çağlar boyu varlığını sürdüren Memfis şehrinin bir uzantısı olması nedeniyle uzun bir tarihe sahip.

Ancak en büyük şöhret ve statüsünü Müslümanların Mısır'a girdiklerinde kurdukları Fustat şehrinin kurulmasıyla kazandı.

Mısır'ın en önemli şehirlerinden biri haline gelen şehir, daha sonraki dönemlerde başkentin taşınmasına rağmen ayakta kalmış halde.

Babil Kalesi

Çömlekçilik, Fustat bölgesini diğerlerinden özel kılıyor. Bölgeyi ziyaret edenler, sektörün sırlarını öğrenmek ve geleneksel yöntemlerle yapılmış özgün çömleklerden satın almak için buraya geliyor. 

Mısır Başbakanı, Babil Kalesi, Ben Ezra Sinagogu ve Amr ibn el-As Camii başta olmak üzere bölgedeki bazı arkeolojik alanları kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçirerek yeniden açtı. 

Eski Eserler Bakanlığı baş arkeoloğu Mecdi Şakir, Independent Arabia'ya verdiği demeçte, "Bu alanda en göze çarpan eser, tarihi II. Ramses dönemine kadar uzanan Babil Kalesi. Romalıların Mısır'a geldiklerinde yeniden inşa ettikleri bu kale, İmparator Trajan dönemine kadar dayandığı için önemli ve seçkin bir yer. Ancak Hristiyanlığın ülkeye gelmesiyle birlikte göreceli rolünü kaybetmiştir. Sonrasında bölgede altı kilise inşa edildi. Müslümanlar Mısır'ın eteklerindeyken bu kale onlara engel teşkil ediyordu. Mısır’a girişleri ardından yeni başkentleri Fustat'ı kurmaya, Amr ibn el-As Camii’ni inşa etmeye başladılar. Burası bölgedeki en önemli yerlerden biri. Bilhassa Ramazan ayında çok sayıda Müslüman buraya geliyor. MS. 4. yüzyılda inşa edilen Asma Kilise ise Mısır'daki en önemli kiliselerden biri. Babil Kalesi'nin antik iki kulesi üzerine inşa edildiği için Asma Kilise olarak adlandırılmıştır. Bölgede ayrıca Ebu Sarca Kilisesi bulunuyor. Burası, Kutsal Aile’nin Mısır'dayken geçip saklandığı yerlerden biri. Hristiyan antik eserleri ve Kutsal Aile’nin Mısır yolculuğuyla ilgilenenler için önemli bir yer" açıklamalarında bulunuyor. 

Mısır'da Müslümanlar tarafından inşa edilen ilk cami konumundaki Amr ibn el-As Camii, binlerce ibadet edenin uğrak yeri (sosyal medya)
Mısır'da Müslümanlar tarafından inşa edilen ilk cami konumundaki Amr ibn el-As Camii, binlerce ibadet edenin uğrak yeri (sosyal medya)

Şakir, aynı zamanda, "Bölge yakınlarında Mısır'ın en önemli ulusal müzelerinden biri olan Kıpti Müzesi bulunuyor. Burası dünyada bu uzmanlıkla ilgilenen dört müzeden biri. Kıpti Müzesi ve el-Muiz Ledin Allah el-Fatimi caddesindeki el-Akmar Camii’nin ön cepheleri aynı. Yalnızca bazı Hristiyan sembolleri de ekli halde. Müze inşa edildiğinde görsel sanatçı Ragip Ayyad tarafından tasarlandı" ifadelerini kullanıyor. 

Ben Ezra Sinagogu

Dikdörtgen tasarıma sahip Ben Ezra Sinagogu, tamamıyla restore edilerek ziyaretçilere açıldı. Dış tasarımın sade olduğu, iç kısımda ise bazilika tarzının benimsendiği görülüyor.

Burası, İskenderiye'deki Eliahu Hanavi Sinagogu gibi Mısır'da varlığını sürdüren bir grup Yahudi sinagogundan biri. 

Şakir, Ben Ezra Sinagogu’nun Yahudilerin satın alıp tapınağa dönüştürdükleri bir kilise olduğunu, buraya Yahudi bilgelerden birinin adının verildiğini söylüyor.

Tarihi MS. 12'nci yüzyıla uzanan sinagogun alt kısmı erkeklere, üst kısmı ise kadınlara ait. Minberi andıran bir alanı, büyük kitapların bulunduğu bir kütüphanesi bulunan Ben Ezra Sinagogu, kalıntıları hala bulunan bir su kuyusuna sahipti. 

Asma Kilise (sosyal medya)
Asma Kilise (sosyal medya)

Yahudilerin üzerinde yaratıcının adı yazılı olan kağıtları çöpe atmama gelenekleri dolayısıyla, 19. yüzyılda bu sinagogda farklı dönemlerden Yahudilere ait binlerce kağıt bulundu.

Geniza ismi verilen bu belgeler, Mısır'daki Yahudi yaşamının sosyal veya ekonomik düzeyde birçok ayrıntısını öğrenmenin mümkün olduğu sözleşmeler, anılar ve evlilik belgelerini içeriyor.

1890'da sinagogun restorasyon süreci sırasında keşfedilen bu belgeler, dünyada şimdiye kadar bulunan en kapsamlı ikinci geniza niteliğinde. 

Arkeolog Şakir, üç dinin bir araya geldiği bu alanın oldukça zengin olduğunu, bu mekanların restore edilerek halka açılmasının Mısır'ın tüm dinlere saygı duyduğunu gösterdiğini belirtiyor.

Tüm dünyada barış yönündeki bir mesajı temsil ettiğini, mevcut tüm anıtların İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik dahil olmak üzere ülke tarihinin ilgilenilmesi ve korunması gereken birer parçası olduğunu söylüyor.

Böylece bu bölgeye ışık tutulacağını, tanıtılmasının sağlanacağını, turizm açısından öncelikli hale getirmek için çalışılmış olacağını ifade ediyor. 

Independent Arabia - Independent Türkçe


32 yıllık Keanu Reeves filminin meşhur sahnesi, Görevimiz Tehlike'yi alt etti

Kırılma Noktası'nın başrollerinde Reeves'le Swayze'ye Gary Busey ve Lori Petty eşlik etmişti (20th Century Fox)
Kırılma Noktası'nın başrollerinde Reeves'le Swayze'ye Gary Busey ve Lori Petty eşlik etmişti (20th Century Fox)
TT

32 yıllık Keanu Reeves filminin meşhur sahnesi, Görevimiz Tehlike'yi alt etti

Kırılma Noktası'nın başrollerinde Reeves'le Swayze'ye Gary Busey ve Lori Petty eşlik etmişti (20th Century Fox)
Kırılma Noktası'nın başrollerinde Reeves'le Swayze'ye Gary Busey ve Lori Petty eşlik etmişti (20th Century Fox)

Keanu Reeves'in 27 yaşındayken çektiği suç ve aksiyon filmi, gerçekçilik açısından Tom Cruise'un gişe rekorları kıran filmini geride bırakmayı başardı.

32 yıllık Keanu Reeves filmi, paraşütle atlama sahnelerini inceleyen üç görsel efekt sanatçısına göre Görevimiz Tehlike'den (Mission: Impossible) daha başarılı. 

Tom Cruise ve ekibi övgü topluyor

Görevimiz Tehlike serisi 1996'daki başlangıcından bu yana birbirinden tehlikeli ve görkemli aksiyon sahneleriyle övgü topluyor. 

Seriye eklenen her yeni filmde Tom Cruise ve ekibi, etkileyici aksiyon sahnelerine imza atarak kendilerini aşıyor.

1991 yapımı filmdeki sahne "gerçek hissi veriyor"

Üç görsel efekt sanatçısından oluşan Corridor Crew, çok övülen aksiyon sahnelerine rağmen Görevimiz Tehlike'nin beyazperdedeki en iyi paraşütle atlama sahnesini içermediğini iddia ediyor. 

The Corridor Crew'a göre bu onur, Reeves ve Patrick Swayze'nin başrollerini paylaştığı Kırılma Noktası'na (Point Break) ait. 

Filmlerdeki sahneleri inceleyen VFX (görsel efekt) sanatçıları, Kırılma Noktası'ndaki paraşütle atlama sekansını inceledi ve nihayetinde, bu sahnenin mi yoksa Görevimiz Tehlike'nin mi daha "heyecan verici" olduğunu açıkladı.

The Corridor Crew, Kırılma Noktası'nın paraşütle atlama sahnesini "gerçek hissi verdiği" için daha iyi olduğu sonucuna vardı:  

Dev bir uçak yok, çılgın kostümler yok, fırtına yok, altında bir şehir yok. Bu size Görevimiz Tehlike'yle aynı heyecanı mı hissettiriyor yoksa Görevimiz Tehlike sizi daha mı çok heyecanlandırıyor?

32 yıl sonra bile sadık bir hayran kitlesi var

Görsel efekt sanatçıları, Kırılma Noktası'ndaki sahnenin "bariz şekilde daha heyecan verici" olduğunu söyleyerek şöyle dedi:

Bu tek lensli yakın çekimler gibi, evet ne yaptıklarını biliyorsunuz ama asla karikatürize hissettirmiyor. Ve bir izleyici olarak beni çeken şey de bu. Gerçek bir tehlikeyle mücadele ettiğiniz her an. Karakterler ya da etraflarında olup bitenlerin gerçek olmadığı için onlarla bağınız koptuğu anda artık umursamıyorsunuz. Ve bu sadece, bilirsiniz, işin gerçeği. Bu hâlâ gerçek gibi hissettiriyor ve bu nedenle halen bu sahnenin içindeyim.

1991'de gösterime giren film, suçlu olduğuna inanılan bir grup sörfçüyü araştırmak üzere gizli göreve giden FBI ajanı Johnny Utah'ı merkeze alıyordu. 

Kırılma Noktası, yıllar içinde kendine sadık bir hayran kitlesi edindi. Oscarlı Kathryn Bigelow'un yönetmenliğiyle parlayan filmdeki aksiyonun dozu ve başarılı performanslar, hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından övgüyle karşılanmıştı.

Independent Türkçe


Kaptan Amerika, Hollywood'un Marvel'laştığını söyleyen Tarantino'ya hak verdi

Chris Evans ve Quentin Tarantino (AP)
Chris Evans ve Quentin Tarantino (AP)
TT

Kaptan Amerika, Hollywood'un Marvel'laştığını söyleyen Tarantino'ya hak verdi

Chris Evans ve Quentin Tarantino (AP)
Chris Evans ve Quentin Tarantino (AP)

Quentin Tarantino'nun "Hollywood'un Marvel'laşması"yla ilgili tartışmalı değerlendirmesini ele alan Chris Evans, saygıdeğer yönetmenin "haklı olduğunu" söyledi.

Ucuz Roman'ın (Pulp Fiction) 60 yaşındaki yönetmeni geçen kasımda, Marvel Evreni'niyle bu rolleri üstlenen oyuncuları eleştirdiğinde manşetlere çıkmıştı.

Tarantino o dönem "Hollywood'un Marvel'laşmasının bir parçası da tüm bu oyuncular bu karakterleri canlandırarak ünlense de film yıldızı değiller. Yıldız olan Kaptan Amerika" demişti.

Yaklaşık bir yıl sonra bizzat Kaptan Amerika (saygın süper kahraman rolünü 11 filmde üstlenen 42 yaşındaki Evans) yönetmenin eleştirel yaklaşımına katıldı.

The Gray Man'de oynayan aktör yakın zamanda GQ'ya verdiği röportajda "Biliyorsunuz, o haklı. Yıldız olan karakter. Oradasınız ama bunun yükünü hissetmiyorsunuz" dedi.

Evans, "Marvel filmlerinde çalışmanın güzelliği buydu. Hiçbir zaman gerçekten dikkatlerin odağında yer almak zorunda değilsiniz. Bazen kendi filmlerinizde bile durum böyle" diye ekledi.

Elimden gelse her seferinde başrolü oynamaktan kaçınırdım.

"Odaya girdiğinde oksijenin sahibi olduğunu" söylediği, Iron Man'i canlandıran Robert Downey Jr.'dan bahseden Evans, şunu gönüllülükle kabul etti:

Bırakın başrolü o oynasın. Mikrofon onda olsun. Replikleri o söylesin.

Aktör, "O kutuya sığmaya çalışmıyorum. Bu yüzden iyi bir yardımcı rol çıkarsa, balıklama atlıyorum. Tıpkı Bıçaklar Çekildi'deki (Knives Out) gibi. Bir ekibin parçası olmaktan mutluyum. Kendime bir tür başrol kimliğiyle yer açmaya ihtiyacım yok" dedi.

Röportajın başka bir yerinde sektördeki potansiyel geleceğinden bahseden Evans, "bütün yıl çalışmadığını ve çalışmayı da planlamadığını" açıkladı.

Chris Evans, Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı'nda (Marvel)
Chris Evans, Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı'nda (Marvel)

Oyuncu, "20 yılımı verdiğim bir sektörde çok fazla yer işgal etmek istemiyorum" diye itiraf etti.

Bazen senaryo okumak yapmak istediğim son şey oluyor.

Evans bundan sonra, 20 Ekim'de gösterime girecek orijinal Netflix yapımı Acı Reçete'de (Pain Hustlers) Emily Blunt'la beraber izlenebilir. Bunun ardından Prime Video'da gelecek aylarda çıkması beklenen Noel temalı aksiyon-macera filmi Red One'da yer alacak.

Bu son iki filmde rol almayı neden seçtiğini açıklayan Evans, ilk filmi kabul etme nedeninin "basit" olduğunu söyledi.

GQ'ya konuşan oyuncu, "Gerçek bir karakter olduğu için oynamaktan heyecan duyduğum bir roldü" dedi.

Ve sonra Red One: Tüm kariyerim boyunca bir Noel filmi aradım.

Independent Türkçe