41 ilin valisi değişti

41 ilin valisi değişti
TT

41 ilin valisi değişti

41 ilin valisi değişti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzası ile yeni Valiler Kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara göre 41 ilin valisi değişti
Kararnameye göre 18 ile yeni vali ataması yapılırken 23 ilin valiside yer değiştirdi. Çok sayıda kaymakam da vali olarak atandı.
Buna göre, Adıyaman Valisi Aykut Pekmez Mülkiye Başmüfettişi oldu. Çankırı Valisi Hamdi Bilge Aktaş Mülkiye Başmüfettişi oldu. Denizli Valisi Hasan Karahan Mülkiye Başmüfettişi oldu. Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu Mülkiye Başmüfettişi oldu. Eskişehir Valisi Özdemir Çakacak Mülkiye Başmüfettişi oldu. Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğlulları Mülkiye Başmüfettişi oldu. Konya Valisi Cüneyt Orhan Toprak Mülkiye Başmüfettişi oldu. Kütahya Valisi Ömer Toraman Mülkiye Başmüfettişi oldu. Manisa Valisi Ahmet Deniz Mülkiye Başmüfettişi oldu. Mardin Valisi Mustafa Yaman Mülkiye Başmüfettişi oldu. Sakarya Valisi Ahmet Hamdi Nayir Mülkiye Başmüfettişi oldu. Samsun Valisi Osman Kaymak Mülkiye Başmüfettişi oldu. Sinop Valisi Köksal Şakalar Mülkiye Başmüfettişi oldu. Yozgat Valisi Kadir Çakır Mülkiye Başmüfettişi oldu. Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş Mülkiye Başmüfettişi oldu. Aksaray Valisi Ali Mantı Mülkiye Başmüfettişi oldu. Karaman Valisi Fahri Meral Mülkiye Başmüfettişi oldu. Adana Valisi Mahmut Demirtaş Mardin Valisi oldu. Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz Zonguldak Valisi oldu. Ağrı Valisi Süleyman Elban Adana Valisi oldu. Amasya Valisi Osman Varol Ağrı Valisi oldu. Antalya Valisi Münir Karaloğlu Diyarbakır Valisi oldu. Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger İzmir Valisi oldu. Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı Antalya Valisi oldu. Burdur Valisi Hasan Şıldak Balıkesir Valisi oldu. Çanakkale Valisi Orhan Tavlı Muğla Valisi oldu. Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım Sakarya Valisi oldu. Erzincan Valisi Ali Arslantaş Burdur Valisi oldu. İzmir Valisi Erol Ayyıldız Eskişehir Valisi oldu. Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz Manisa Valisi oldu. Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy Aydın Valisi oldu. Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan Konya Valisi oldu. Nevşehir Valisi İlhami Aktaş Çanakkale Valisi oldu. Ordu Valisi Seddar Yavuz Kocaeli Valisi oldu. Siirt Valisi Ali Fuat Atik Denizli Valisi oldu. Tunceli Valisi Tuncay Sonel Ordu Valisi oldu. Ardahan Valisi Mustafa Masatlı Amasya Valisi oldu. Iğdır Valisi Enver Ünlü Giresun Valisi oldu. Osmaniye Valisi Ömer Faruk Coşkun Kahramanmaraş Valisi oldu. Düzce Valisi Zülkif Dağlı Samsun Valisi oldu. Personel Genel Müdürü Gökmen Çiçek Afyonkarahisar Valisi oldu. Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Çuhadar Adıyaman Valisi oldu. Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz Çankırı Valisi oldu. İller İdaresi Genel Müdürü Ali Çelik Kütahya Valisi oldu. Altındağ Kaymakamı Erol Karaömeroğlu Sinop Valisi oldu. Mamak Kaymakamı Ziya Polat Yozgat Valisi oldu. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Hamza Aydoğdu Aksaray Valisi oldu. Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Alpaslan Işık Karaman Valisi oldu. Melikgazi Kaymakamı Erkaya Yırık Elazığ Valisi oldu. Zeytinburnu Kaymakamı Mehmet Makas Erzincan Valisi oldu. Mülkiye Başmüfettişi Avni Çakır Kastamonu Valisi oldu. Çatalca Kaymakamı İnci Sezer Becel Nevşehir Valisi oldu. İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Osman Hacıbektaşoğlu Siirt Valisi oldu. Tatvan Kaymakamı Mehmet Ali Özkan Tunceli Valisi oldu. Burhaniye Kaymakamı Hüseyin Öner Ardahan Valisi oldu. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü Hüseyin Engin Sarıibrahim Iğdır Valisi oldu. Tepebaşı Kaykamı Erdinç Yılmaz Osmaniye Valisi oldu. Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı Cevdet Atay Düzce Valisi oldu. İller İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Fatih Serdengeçti Personel Genel Müdürü oldu. Mülkiye Başmüfettişi Turan Ergün Teftiş Kurulu Başkanı oldu. Strateji Geliştirme Başkanı Hüseyin Kürşat Kırbıyık İller İdaresi Genel Müdürü oldu. Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Savaş Ünlü Göç İdaresi Genel Müdürü oldu. İller İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Şefik Aygöl Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürü oldu. Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Mut Strateji Geliştirme Başkanı oldu. Silopi Kaymakamı Sezer Işıktaş Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanı oldu. Mülkiye Müfettişi Serdar Kartal Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı oldu.



İran-İsrail Savaşı’nın kaybedenleri ve kazananları

Analistlere göre İran halkı protesto gösterilerinden saldırgan yabancı güçlerle iş birliği yapmayı reddettiği için uzak duruyor (AFP)
Analistlere göre İran halkı protesto gösterilerinden saldırgan yabancı güçlerle iş birliği yapmayı reddettiği için uzak duruyor (AFP)
TT

İran-İsrail Savaşı’nın kaybedenleri ve kazananları

Analistlere göre İran halkı protesto gösterilerinden saldırgan yabancı güçlerle iş birliği yapmayı reddettiği için uzak duruyor (AFP)
Analistlere göre İran halkı protesto gösterilerinden saldırgan yabancı güçlerle iş birliği yapmayı reddettiği için uzak duruyor (AFP)

Yusuf Azizi

İsrail Hava Kuvvetleri, 13 Haziran'da İran’a geniş çaplı bir saldırı düzenledi ve Tahran buna füzeler ve insansız hava araçlarıyla (İHA) karşılık verdi. Çatışmalar, 23 Haziran'a kadar devam etti ve ABD, 21 Haziran cumartesi günü B-2 bombardıman uçaklarıyla İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesislerini bombaladıktan sonra arabuluculuk yapmaya başladı.

Bu makalede İran ve İsrail'deki başlıca aktörlere odaklanarak bölgeyi sarsan bu savaşta şimdiye kadar kaybedenleri ve kazananları tespit etmeye çalıştım. Bu aktörlere, savaşın sonucunda ya da daha sonraki bir aşamada İsrail'in desteğiyle mevcut rejimin devrilmesi durumunda onun yerine geçebilecek İranlı muhalefet güçleri de dahil.

Zafer mi, yenilgi mi?

Tahran'dan başlayalım. İran rejimi özellikle 7 Ekim 2023'te Hamas ve müttefiklerinin İsrail'e düzenlediği saldırının ardından Lübnan, Suriye ve Irak'taki müttefiklerinin aldığı darbelerden sonra böyle bir çatışmaya hazırdı. İran ve İsrail, her biri kendi perspektifinden zaferin onda olduğunu iddia etti. İsrail, 1948'deki kuruluşundan bu yana eşi ve benzeri görülmemiş füzeli saldırılara uğrarken söz konusu saldırılarda, konutlar, hükümet binaları ve hassas araştırma ve güvenlik merkezleri vuruldu. Saldırının yol açtığı hasarın ayrıntıları halen gizli tutuluyor. Ayrıca Ben Gurion Havaalanı tamamen felç oldu. İsrail ağır ekonomik kayıplar yaşadı. Onlarca asker ve sivil öldürüldü.

Ancak İsrail’in ağır yaptırımların uygulandığı İran'ın aksine, başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerinden doğrudan destek görecek ve bu da hızlı bir şekilde toparlanmasını sağlayacağına şüphe yok. İran ise çok ağır darbeler aldı. İran çok sayıda askeri komutanının ve güvenlik yetkilisini kaybetti, önde gelen nükleer bilim adamları suikasta kurban gitti, askeri üsler, nükleer tesisler ve ekonomik merkezler yakın vadede telafi edilemeyecek şekilde zarar gördü. Bu durum, İsrail istihbaratının İran’daki kurumlara derinlemesine sızması ve ülkenin hava sahasına daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir şekilde girmesinin bir sonucuydu.

Buna rağmen İsrail, İran rejimini devirmeyi veya liderlerini tamamen ortadan kaldırmayı başaramadı. İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney saldırının ilk günlerinde ortadan kayboldu. Bu yüzden İran'ın zafer iddiası sadece propagandadan ibaret gibi görünüyor. Çünkü durum, İsrail'in saldırıları sonrasında Lübnan'daki Hizbullah'ın başına gelenlere benziyor. Bu saldırılar, İsrail'in istediği zaman bombardıman yapabildiğini, İran'ın da füze saldırılarıyla karşılık vereceğini hesaba kattığını gösterdi. Bu yüzden orta ve uzun vadede İran rejimi bu savaşın başlıca kaybedeni olarak nitelendirilebilir.

Kaçırılan fırsatlar

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İran’a karşı başlayan saldırının ilk saatlerinde İran halkını rejime karşı ayaklanmaya çağırdı. Eski İran Şahı’nın oğlu Rıza Pehlevi de bu çağrıları tekrarladı. Ancak bu çağrılar ne başkent Tahran'da ne de diğer şehirlerde kayda değer bir yanıt buldu, aksine başkentin nüfusunun yaklaşık yarısı hava saldırılarından kaçmak için ülkenin kuzeyine kaçtı. Analistlere göre İran halkı gösterilere katılmaktan, saldırgan bir yabancı güçle iş birliği yapmayı reddetmeleri ve Afganistan, Irak ve Libya'daki trajik senaryoların tekrarlanmasından korkmaları nedeniyle kaçındı.

Entelektüeller, yazarlar ve sanatçılar bu reddi dile getirdiler. İran'da, özellikle Tahran ve Fars bölgelerinde rejimin popülaritesinin keskin bir şekilde düşmesine rağmen, milliyetçi, ulusalcı ve mezhepçi duygular, 2022 yılında Mehsa Amini’nin kıyafet uygulamasına riayet etmediği için polis tarafından gözaltına alındığı sırada hayatını kaybetmesinin ardından başlayan protesto gösterilerinde olduğu gibi ayaklanmaların çıkmasını engelledi. Azerbaycan ve Ahvaz (Huzistan) eyaletlerinde de Rıza Pehlevi'nin iktidara geri dönme endişelerinin arttığı bir ortamda, İsrail saldırısını desteklemek kabul edilebilir bir seçenek değildi.

Sınırlı bir kazanım ve beklenen bir yenilgi

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre İran ve İsrail rejimlerinin açıkça ifade ettikleri coşkuya rağmen, Tahran için durum geçici bir zaferden öteye geçmiyor. Vatandaşların evlerine dönmeleri, otoritenin zayıflığı, yaşam krizinin derinleşmesi ve enflasyonun yükselmesi nedeniyle hissettikleri güvensizliği ortadan kaldırmadı. Bu durum, özellikle Fars olmayan etnik grupların yaşadığı bölgelerde yeni ayaklanmaların patlak vermesine ve hatta Devrim Muhafızları tarafından bir iç darbeye yol açma tehlikesi yaratıyor.

Bir uydu kanalı, Netanyahu’nun saldırıdan üç gün önce Rıza Pehlevi ile görüştüğünü ve İran halkını harekete geçirme konusunda anlaştıklarını bildirdi. Ancak halkı harekete geçiremediler. Çünkü iki tarafın ilişkileri, merhum İran Şahı ve Tel Aviv arasında tarihi bir yakınlığa dayanıyor. Pehlevi, 2023 nisanında İsrail'i ziyaret etmiş ve bu ziyaret İran’da yaygın tartışmalara yol açmıştı.

Gerçek kaybedenler ve kazananlar

İlk kaybedenler, açıkça İsrail'in tarafını tutarak İran halkının güvenini kaybeden Rıza Pehlevi'dir. Pehlevi, daha önceki tutumlarıyla diğer milletlerin haklarını inkar ettiği için onların desteğini de kazanamamıştı. İkinci kaybedenler ise İran'daki, özellikle de Ahvaz’daki ekonomik merkezlerin bombalanmasından memnun olanlar oldu. Bu tesisler Ahvazlılara aittir. Bu kişiler, saldırının rejimi yıkacağını sansalar da halk bu çağrılara yanıt vermedi.

Ayrıca, İran rejiminin ve monarşi akımının ezeli düşmanı olan Halkın Mücahitleri Örgütü’nün (HMÖ) tutumu da dikkat çekiciydi. Örgüt, daha önce Amerikan sağıyla ilişkileri olmasına rağmen İsrail saldırısını desteklemekten kaçınıp‘ne uzlaşı ne savaş’ sloganını benimsedi. Üçüncü çözümün halkın elinde demokratik değişim ve organize direniş olduğunu söyledi. Böylece, Irak-İran Savaşı sırasında Saddam Hüseyin ile ittifak kurarak güvenilirliğini büyük ölçüde yitirdiği tarihi hatasını tekrarlamaktan kaçınmaya çalıştı.

Görünüşe göre İran rejimi, güvenlik durumunu yeni bir baskı kampanyası başlatmak için kullanacak ve bu kampanya, Mossad ile iş birliği yaptığı gerekçesiyle idamların uygulanmasını da içerebilir. Ancak gerçek casusluk ağları, derin bir yolsuzluk sistemiyle yönetilen devletin iç yapısında halen korunaklı halde olabilir. Öte yandan bu çatışmanın en büyük kazananı ABD Başkanı Donald Trump olabilir. Washington, askeri operasyona katıldı ve savaşı sona erdiren arabuluculuk sürecini yönetti, bu da onu en etkili aktör ve siyasi açıdan en büyük kazanan yaptı.