Dil rengi ölümcül kalp hastalıklarının işareti olabilir

Dilinin resmini çektiren bir kadın (Arşiv-Reuters)
Dilinin resmini çektiren bir kadın (Arşiv-Reuters)
TT

Dil rengi ölümcül kalp hastalıklarının işareti olabilir

Dilinin resmini çektiren bir kadın (Arşiv-Reuters)
Dilinin resmini çektiren bir kadın (Arşiv-Reuters)

Uzmanlar, dilinizin rengi kırmızı ve üzerinde sarı bir tabaka varsa, ölümcül kalp hastalıklarından birine yakalanma riskinizin daha yüksek olabileceği konusunda uyardı.
İngiltere merkezli The Sun gazetesinin haberine göre uzmanlar, dildeki mikroorganizmaların kalp yetmezliğinin teşhisinde yardımcı olabileceğini öne sürdü.
Guangzhou Geleneksel Çin Tıbbı Üniversite Hastanesi’nden Dr. Tianhui Yuan tarafından yapılan çalışma, kronik kalp yetmezliği olan hastaların dillerinin, böyle bir rahatsızlığı olmayanların dillerinden ‘tamamen farklı’ olduğunu iddia ediyor.
Sıradan insanların dillerinin soluk kırmızı ve üzerlerinde beyaz dalgalanmalar olduğunu söyleyen Dr. Tianhui Yuan, “Kalp yetmezliği olan hastaların dillerinin üzerinde sarımsı bir tabaka vardır ve dillerinin rengi daha kırmızıdır. Hastalık daha ilerledikçe de dilin görünümü değişir. Çalışmamız sonucu, dildeki bakteri kompozisyonu ve yoğunluğunun kalp yetmezliği olan hastalarla sağlıklı bireyler arasında farklı olduğunu keşfettik” ifadelerini kullandı.
Mikroorganizmalar veya bakteriler o kadar küçüktür ki sadece mikroskopta görülebilirler ve birikmeleri halinde insanlarda bir takım hastalıklara yol açabilirler. Çalışmada yer alan araştırmacılar, kronik kalp yetmezliği olan gönüllülerin ve sağlıklı gönüllerin dillerini inceledi. Çalışmaya katılan deneklerin 42'si kronik kalp yetmezliğine sahipken 28'i sağlıklı bireylerdendi.
Hastaların hiçbirinde ağız veya diş problemi yoktu.
Araştırmacılar ayrıca deneklerin hiçbirinin antibiyotik veya immünsüpresan (bağışıklı sistemi baskılayıcı) ilaçlar kullanmadıklarını belirtti.
Araştırmacılar, deneklerden alınan örneklerdeki bakterileri belirledi. Yapılan testler sonucunda araştırmacılar, kalp yetmezliği olan hastaların dillerinde aynı mikroorganizmaların olduğu ve renklerinin daha koyu göründüğünü keşfetti.
Daha fazla araştırma yapılması gerektiğinin altını çizen Dr. Yuan, “Ancak aldığımız sonuçlar, kolayca erişilebilen dil üzerindeki mikroorganizmaların hastalık tarama, tanı ve kalp problemlerinin uzun süreli izlenmesinde büyük ölçüde yardımcı olabileceğini gösteriyor” şeklinde konuştu.



Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
TT

Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)

Köpekbalığı derisinden ilhamla uçaklara film kaplama geliştiren Avustralyalı bilim insanları, sürükleme kuvvetini azaltabileceklerini ve havayolu endüstrisinde milyarlarca dolarlık yakıt tasarrufu sağlayabileceklerini iddia ediyor.

Delta Air Lines, Avustralya merkezli havacılık şirketi MicroTau'yla işbirliği yaparak yakıt verimliliğini artırmak üzere uçaklara uygulanabilecek özel bir filmin kullanımını araştırdı.

Avustralya Ulusal İmalat Tesisi'yle (ANFF) birlikte geliştirilen teknoloji, köpekbalıklarının suda sorunsuzca süzülmesini sağlayan, üst üste binmiş binlerce küçük pula sahip derisini taklit ediyor.

Araştırmacılar yapay film kaplamanın da benzer şekilde uçakların türbülansı azaltmasına, uçuş hızını artırmasına ve yakıt maliyetlerini düşürmesine katkı sağladığını söylüyor.

Bir uçağın içinde ilerlediği hava, uçağın yüzeyini ovalayıp direnç yaratan, saç tokası girdabı (hairpin vortex) adlı küçük girdaplar oluşturur.

Yeni film kaplamasının üzerinde, bu girdaplardan daha dar olan ve girdapların uçak yüzeyinin yakınında oluşmasını engelleyen küçük oluklar var.

İşin zor kısmı filmi sürtünmeye dirençli hale getiren bu tür minik olukların olduğu bölümler oluşturmaktı.

Özel lazer üretim teknolojisini kullanan MicroTau, köpekbalığı derisi benzeri deseni hafif bir malzemeyle hızla üretip bunları kendinden yapışkanlı yamalar haline getirerek bu engeli aştı.

Şirket film kaplamanın, mevcut ulaşım araçlarına uyarlanabilen ölçeklenebilir bir çözüm sunarak taşımacılık endüstrilerinin karbon ayak izini en aza indirebileceğini belirtiyor.

Firma bu teknoloji sayesinde ticari havacılık ve nakliye şirketlerinin yakıt maliyetlerinde 34 milyar doların üzerinde tasarruf sağlayabileceğini ve yüzlerce milyon ton civarında karbondioksit emisyonunu azaltabileceğini iddia ediyor.

MicroTau, örneğin filmin Airbus A380 gibi bir uçağa uygulanması halinde, Sidney'den Los Angeles'a uçuş başına 5 bin dolardan fazla yakıt ve 18 tondan fazla karbondioksit emisyonu tasarrufu sağlanabileceğini ifade ediyor.

Şirket, bu rakamın bir uçağın ömrü boyunca milyonları bulabileceğini dile getiriyor.

MicroTau, kaplamayı Lockheed Martin'in devasa C-130J nakliye uçakları ve Boom Supersonic'in şık XB-1 prototipi de dahil bir dizi hava aracında halihazırda test ediyor.

New Scientist'e konuşan Boom Supersonic sözcüsü "Yamalar gözle görülür bir bozulma olmadan bu koşullara rahatlıkla dayandı" diyor.

Delta'nın Sürdürülebilir Gökyüzü Laboratuvarı Direktörü Sangita Sharma ise CBC News'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

Köpekbalığı derisini taklit eden teknoloji, bu mikro oluklardan yararlanarak yüzeydeki bir tür sürükleme kuvvetini azaltıyor. Yüzeydeki bu sürükleme kuvveti yüzde 4'e varan bir yakıt avantajı sağlayabilir.

Sharma'ya göre havayolu şirketleri bu sayede yılda 15 milyar litre yakıt tasarrufu yapabilir. 

Avustralya merkezli şirket, teknolojinin daha da geliştirilmesiyle havayolu şirketlerinin verimliliği yüzde 10'a kadar artırmasını sağlamayı umuyor.

Independent Türkçe