Etiyopya Nahda Barajı’nı iki hafta içinde doldurmaya başlayacağını duyurdu

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi cuma günü baraj ile ilgili düzenlenen Afrika Zirvesi’ne telekonferans aracılığıyla katılırken ekranda Etiyopya Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed görülüyor (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi cuma günü baraj ile ilgili düzenlenen Afrika Zirvesi’ne telekonferans aracılığıyla katılırken ekranda Etiyopya Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed görülüyor (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Etiyopya Nahda Barajı’nı iki hafta içinde doldurmaya başlayacağını duyurdu

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi cuma günü baraj ile ilgili düzenlenen Afrika Zirvesi’ne telekonferans aracılığıyla katılırken ekranda Etiyopya Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed görülüyor (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi cuma günü baraj ile ilgili düzenlenen Afrika Zirvesi’ne telekonferans aracılığıyla katılırken ekranda Etiyopya Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed görülüyor (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Etiyopya dün, önümüzdeki iki hafta içinde Nahda (Rönesans) Barajı’nı doldurmaya başlamayı planladığını açıklarken bu süre zarfında Afrika Birliği'nin (AfB) gözetiminde Mısır ve Sudan ile son bir anlaşmaya varmaya söz verdi. Ancak Başbakan Abiy Ahmed tarafından dün sabah yapılan açıklama, Mısırlı ve Sudanlı yetkililer tarafından cumartesi akşamda yapılan açıklamalarla - kısmen -  çelişiyordu. Mısırlı ve Sudanlı yetkililer, konuyla ilgili nihai bir anlaşmaya varılana kadar barajın doldurulmasını durdurmak için diğer üç Afrika ülkesiyle telekonferans aracılığıyla bir araya geldikleri bir zirve sırasında üç ülke arasında bir anlaşmaya vardıklarını ifade ettiler. Bu projeyi ‘bekasına’ yönelik bir tehdit olarak gören Mısır, geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) konuya müdahale etmeye çağırdı. BMGK’nın yarın konuyla ilgili bir toplantı yapması bekleniyor. Kahire ve Hartum cumartesi akşamı birer resmi açıklama yaparak AfB’nin mevcut dönem başkanı olan Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa başkanlığında telekonferans aracılığıyla yapılan mini zirve sırasında Nahda Barajı'nın rezervuarının doldurulmasının üç ülke arasında bir anlaşma imzalanana kadar ertelendiğini duyurdu.
Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, söz konusu anlaşmanın, bir anlaşmaya varmadan önce barajın doldurulması da dahil olmak üzere tek taraflı her türlü adımın atılmasından kaçınılması ve bu konuda BMGK’ya bir yazı gönderilmesini öngördüğü belirtildi.
Sudan hükümetinden yapılan açıklamada ise barajın doldurulmasının bir anlaşma imzalanana kadar ertelenmesine karar verildiği bildirildi. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) dünkü haberine göre üç Afrika ülkesi iki hafta içinde bir anlaşmaya varmak amacıyla müzakerelerin derhal teknik komite düzeyinde başlaması konusunda da bir anlaşmaya vardılar. Buna karşın Addis Ababa’dan dün yapılan açıklamada herhangi bir ertelemeden bahsedilmezken aksine Etiyopya daha önce açıkladığı barajın önümüzdeki Temmuz ayında doldurulmaya başlanmasını öngören programa aynı şekilde sadık kalmaya devam ediyor gibi görünüyordu. Üç ülke, söz konusu iki haftalık süreçte halen beklemede olan birkaç nokta üzerinde nihai bir anlaşmaya varılması konusunda anlaştılar. Bu arada mini zirveye Güney Afrika Devlet Başkanı Ramaphosa, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta, Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi, Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita ve AfB Komisyonu Başkanı Musa Faki Muhammed katıldı. Ancak, ülkelerin sonuçlarla ilgili açıklanmaları sırasında zirveye dair ifadelerde bir çelişki ortaya çıktı. Kahire ve Hartum, iki ayrı açıklamada, ‘bir anlaşmaya varılmadan önce tek taraflı olarak barajın doldurulmamasına karar verildiğini’ belirtirken, Addis Ababa açıklamasında, ‘iki hafta içinde barajın doldurulmaya başlanacağını ve bu süre zarfında bir anlaşmaya varılmaya çalışılacağını’ söyledi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan cumartesi günü yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Sisi’nin Nahda Barajı konusunu görüşmek üzere video konferans aracılığıyla AfB Başkanlık Ofisi devlet başkanları mini zirvesine katıldığı belirtildi. Açıklamada Mısır Cumhurbaşkanı’nın zirvede ülkesinin ‘Etiyopya'nın istediği ekonomik kalkınmaya ulaşmasını ve ihtiyaç duyduğu elektriği üretme kabiliyetlerini artırmasını sağlayacak şekilde, ancak Mısır ve Sudan'ın çıkarlarını göz önünde bulundurarak su haklarına zarar vermemek kaydıyla Nahda Barajı üzerinde adil ve dengeli bir anlaşmaya varmaya açık olduğunu vurguladığı kaydedildi. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi yaptığı açıklamada, “Zirvenin sonunda, AfB Başkanlığı üyesi olan Afrika ülkelerinden ve üç ülkeden (Mısır, Sudan ve Etiyopya) yasal ve teknik uzmanlardan oluşan bir komitenin kurulmasına karar verildi. Komitede ayrıca barajı doldurma ve işletme kuralları ile ilgili tüm tarafları bağlayan nihai bir yasal anlaşmaya ulaşmak amacıyla uluslararası organlardan da temsilciler yer alacak. Bununla birlikte bir anlaşmaya varmadan önce barajın doldurulması da dahil olmak üzere tek taraflı eylemlerden kaçınılması ve yetkili makam olarak BMGK’ya baraj konusunu görüşmek üzere yapacağı toplantısında dikkate alınacak hususlarla ilgili bir yazı gönderilmesi kararlaştırıldı” dedi.
Sudan hükümetinden yapılan açıklamada ise, ‘barajın doldurulmasının bir anlaşma imzalanıncaya kadar ertelenmesine karar verildiği ve iki hafta içinde bir anlaşmaya varılması amacıyla müzakerelerin derhal teknik komite düzeyinde başlatılmasının da kabul edildiği’ belirtildi.
Ancak Etiyopya Başbakanlık Ofisi’nden dün yapılan açıklama diğerlerinden farklıydı. Açıklamada, ‘önümüzdeki iki hafta içinde barajın doldurulmaya başlanmasından’ bahsedilirken bu süre zarfında ‘AfB’nin gözetiminde Mısır ve Sudan ile son bir anlaşmaya varmaya çalışma’ sözü verildi. Herhangi bir anlaşmaya varmadan barajın doldurulması sorunu, Etiyopya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada barajın ‘anlaşmalı veya anlaşma olmaksızın’ doldurulmaya devam edileceğinin vurgulanması nedeniyle taraflar arasında geçtiğimiz hafta büyük bir anlaşmazlığa neden oldu.
Mısır Merkezli El-Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanı Dr. Hani Raslan konuya ilişkin değerlendirmesinde, AfB Zirvesi’nin ‘Mısır için açık bir diplomatik zafer olduğunu’ söyledi. Addis Ababa'nın ise ‘anlaşmalı veya anlaşma yapılmaksızın barajı doldurmaya devam etmekte ısrarcı tutumundan vazgeçtiğini’ belirten Raslan, “İki haftalık süre kaçacak bir yer olmadığı anlamına geliyor” dedi.
Raslan, zirvenin sonuçlarının yapılması planlanan BMGK toplantısına ne gibi etkileri olabileceğine dair ise şunları söyledi:
“BMGK’yı sağlanan görüş birliği konusunda bilgilendirmek, ondan bu aşamada bölgesel çabaları desteklemesinin istenmesi ve iki haftalık süre dolduktan sonra tüm seçeneklerin açık kalması anlamına gelir.”



Trump, Putin'e Dünya Kupası kapısını araladı: Gelebilir de gelmeyebilir de

Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)
Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)
TT

Trump, Putin'e Dünya Kupası kapısını araladı: Gelebilir de gelmeyebilir de

Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)
Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisine hediye ettiğini söylediği fotoğrafı gösterdi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, gelecek yıl Kuzey Amerika'da düzenlenecek Dünya Kupası'na Rus lider Vladimir Putin'i davet etme ihtimalini dile getirdi.

Cuma günü 2026'daki turnuvanın tarihini ve kura çekimini açıklayan basın toplantısında konuşan Trump, gazetecilere Alaska'daki son zirvelerinden bir fotoğraf göstererek Putin'in orada olmayı "çok" arzuladığını söyledi.

Gazetecilere fotoğrafı gösterirken, "Bu kişi Vladimir Putin. Yaşanacaklara bağlı olarak geleceğine inanıyorum" dedi.

Gelebilir de gelmeyebilir de.

Dünya Kupası'na ABD, Kanada ve Meksika ev sahipliği yapacak.

Rusya, 2018 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmış ancak Ukrayna'daki savaş nedeniyle Katar'daki son Dünya Kupası da dahil tüm FIFA ve UEFA müsabakalarından men edilmişti.

Ancak Trump, Putin'e bir davette bulunmuş gibi göründü ve ekledi:

Bana ve ülkeme çok saygılı davrandı.

İki lider en son 15 Ağustos'ta Ukrayna'daki durumla ilgili son derece önemli bir zirvede bir araya gelmiş ancak konferans net bir çözüme varılamadan sona ermişti. Ancak cuma günü bir nükleer araştırma merkezine yaptığı ziyarette Putin, Trump'ın liderlik vasıflarının ABD-Rusya ilişkilerinin yeniden canlanmasına yardımcı olacağını söyledi.

Rus lider, "Başkan Trump'ın gelişiyle birlikte tünelin ucundaki ışığın nihayet belirdiğini düşünüyorum. Ve şimdi Alaska'da çok iyi, anlamlı ve samimi bir görüşme gerçekleştirdik" dedi.

Dünya Kupası duyurusunda gazetecilerin, Putin'in barış görüşmeleri için masaya oturmayı reddetmesi durumunda hiçbir şey yapmaya istekli olup olmadığı sorusuna Trump, bölgede barış için bir anlaşmaya varmak üzere daha fazla çaba göstermeden önce "kimin hatası" olduğunu bekleyip göreceğini söyledi.

"Yaklaşık iki hafta içinde" ya Rusya'ya yaptırım uygulayacağını ya da "bu senin savaşın" diyerek geri çekileceğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.
Trump, duyuru sırasında Dünya Kupası kupasını elinde tutuyordu (AP)

Beyaz Saray'da gazetecilere, bu hafta Rusya'nın Ukrayna'daki bir fabrikaya düzenlediği ölümcül saldırı sorulduğunda, "Bundan memnun değilim ve bu savaşla ilgili hiçbir şeyden memnun değilim" dedi.

FIFA Başkanı Gianni Infantino'nun da eşlik ettiği Trump, 2026 Dünya Kupası kura çekiminin 5 Aralık'ta Washington'daki Kennedy Center'da yapılacağını duyurdu.

ABD Başkanı, Infantino'nun kupayı tutma fırsatı vermesinden memnun görünüyordu. "Bu çok güzel bir altın parçası" dedi ve "Bende kalabilir mi?" diye espri yaptı.

Independent Türkçe


Trump'ın el makyajı soru işaretleri yarattı

Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)
Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)
TT

Trump'ın el makyajı soru işaretleri yarattı

Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)
Başkan Donald Trump, Cuma günü Washington DC'deki Halk Evi Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)

Donald Trump'ın sağlığıyla ilgili soruların yakın zamanda gündeme gelmesinin ardından 79 yaşındaki başkan, cuma günü Washington DC'de elinde yine makyajla görüldü.

ABD Başkanı Trump'ın People’s House Müzesi'ndeki sergiyi ziyareti sırasında, cildinden daha açık tonda ve fondöteni andıran büyük bir leke net biçimde fark edildi.

Günün ilerleyen saatlerinde, Oval Ofis'te düzenlenen Dünya Kupası etkinliğinde Trump, konuşurken sol elini sağ elinin üzerine koydu ancak ayağa kalktığında makyaj yeniden göze çarptı.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, cumartesi günü yaptığı açıklamada makyaja değinmese de Trump'ın sık sık el sıkışmasına atıfta bulundu.

Leavitt, The Independent'a, "Başkan Trump halkın adamıdır ve tarihteki diğer tüm başkanlardan daha fazla Amerikalıyla görüşüp her gün onlarla tokalaşıyor. Kararlılığı sarsılmaz ve bunu her gün kanıtlıyor" diye konuştu.

dfghy
Başkan Donald Trump, cuma günü Washington DC'deki People's House Müzesi'nde konuşurken, elindeki yoğun makyaj görülüyordu (AP)

Başkanın ellerinde daha önce de makyaj yapılmıştı. 24 Şubat'ta Beyaz Saray'da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la yaptığı görüşmenin ardından Leavitt, The Independent ve diğer haber kuruluşlarına cumartesi günkü açıklamanın aynısını sunmuştu.

Temmuz sonlarında İskoçya'da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'le ve Birleşik Krallık Başbakanı Sör Keir Starmer'la yaptığı görüşmede de başkanın eli makyajlıydı.

Trump'ın bacaklarının geçen ay FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nı izlerken çekilmiş fotoğrafları, sosyal medyada sağlığıyla ilgili endişelere yol açmıştı. Beyaz Saray daha sonra Trump'a kronik venöz yetmezlik teşhisi konduğunu duyurmuştu. Leavitt, başkanın rahatsızlığının kendisine sıkıntı çıkarmadığını söylemiş ancak tedavi detayları hakkında bilgi vermemişti.

Cleveland Clinic'e göre kronik venöz yetmezlik, bacaklardaki damar kapakçıklarının işlevini yitirmesi sonucu kanın birikmesi ve basınç artışıyla ortaya çıkıyor ve tedavi edilmezse genellikle rahatsızlığa yol açıyor. Trump'ın yaşındaki kişilerde yaygın olmakla birlikte, genellikle uzun süre ayakta duran veya oturan kişileri, yaşlı yetişkinleri, kilolu kişileri veya çoklu gebelik geçirenleri etkiliyor.

Başkanın nisandaki sağlık kontrolünden sonra, Beyaz Saray doktoru Yüzbaşı Sean Barbabella, Trump'ın "mükemmel bilişsel ve fiziksel sağlıkta" olduğunu açıklamıştı.

Trump'ın elindeki morlukların, kardiyovasküler hastalıkları önlemek için aldığı aspirinden kaynaklanabileceğini de sözlerine eklemişti.

The Economist/YouGov'un mayıstaki anketi, katılımcıların yüzde 45'inin Trump'ın sağlığı konusunda şeffaf olmadığına inandığını ortaya koymuştu.

Geçen hafta Leavitt'e Trump'ın sağlığı hakkında tekrar soru sorulduğunda, "gizlenecek bir şey olmadığı" için doktoruyla konuşulabileceği söylemişti. Ayrıca, şişmiş ayak bilekleri için de dahil herhangi bir tedavi planı veya yaşam tarzı değişikliği yapılmadığını da sözlerine eklemişti.

Independent Türkçe


Trump yönetimi, El Salvadorlu bir göçmeni Uganda'ya sınır dışı etmeyi planlıyor

El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)
El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)
TT

Trump yönetimi, El Salvadorlu bir göçmeni Uganda'ya sınır dışı etmeyi planlıyor

El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)
El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia (Reuters)

ABD yönetimi, El Salvadorlu bir göçmeni Uganda'ya sınır dışı etmek istiyor. Göçmen şahsın avukatları dün yaptıkları açıklamada, bu davanın Başkan Donald Trump'ın yasadışı göçmenlere karşı savaşının bir sınaması haline geldiğini belirtti.

El Salvadorlu göçmen Kilmar Abrego Garcia'nın avukatları, müvekkillerine karşı açılan davanın misilleme niteliğinde olduğunu ve daha önce El Salvador'a sınır dışı edilmesine ilişkin verilen karara itiraz ettiği için cezalandırıldığını iddia ederek, davanın reddedilmesi için ABD mahkemelerine başvurdu.

Medya kuruluşları, Abrego Garcia'nın serbest bırakılıp Maryland'deki evine dönmesine izin verildikten bir gün sonra, onu Doğu Afrika'nın uzak bir ülkesi olan Uganda'ya sınır dışı etmek için yeni bir girişimde bulunulduğunu bildirdi.

Bu olay, Abrego Garcia'nın yanlışlıkla El Salvador'a sınır dışı edilmesinin ardından, mahkeme kararıyla ABD'ye geri gönderilmesine rağmen, yetkililerin onu beklediği ve göçmen kaçakçılığı suçlamasıyla hapse attığı karmaşık bir hikâyenin ardından gerçekleşti.

Bir yargıç cuma günü onun serbest bırakılmasını emretti, ancak medya raporları, Trump yönetiminin yasadışı göçmenleri tanıdıkları kimsenin olmadığı uzak ülkelere gönderme planı kapsamında onun tekrar sınır dışı edilebileceğini öne sürüyor.

Abrego Garcia herhangi bir suç işlediğini reddediyor, ancak yönetim onun Washington'un terör örgütü olarak sınıflandırdığı şiddet yanlısı MS-13 çetesinin üyesi olduğunu iddia ediyor.

Abrego Garcia'nın avukatları dilekçelerinde, hükümet yetkililerinin müvekkillerine tahliye edilmeden önceki gün olan perşembe günü, suçunu kabul etmesi, gözaltında kalması ve insan kaçakçılığı suçlamalarını itiraf etmesi karşılığında Kosta Rika'ya sınır dışı edilmesi teklifinde bulunduklarını, ancak müvekkillerinin bunu reddettiğini açıkladılar.

ABD hükümeti, onun yanlışlıkla El Salvador'daki bir hapishaneye sınır dışı edildiğini kabul etti ve Yüksek Mahkeme daha sonra Trump yönetimine Abrego Garcia'nın dönüşünü ‘kolaylaştırmasını’ emretti.

Haziran ayında geri dönmesine izin verildikten sonra, yeniden tutuklandı ve yasadışı göçmen kaçakçılığıyla suçlandı. Cuma günü, mahkeme kararıyla Tennessee'deki hapishaneden serbest bırakıldı.

Bu dava, Trump'ın yasadışı göçmenlere yönelik sert önlemlerine karşı muhalefetin sembolü haline geldi. Sağcı destekçileri Cumhuriyetçi başkanın politikasını övüyor, ancak hukuk uzmanları ve insan hakları savunucuları, ABD yasalarını açıkça ihlal ederek mahkeme duruşması yapılmadan insanları sınır dışı etme tavrını eleştiriyor.