Yemen: Husiler muhtemel petrol tankeri faciasına karşı yapılan uyarıları göz ardı ediyor

Yüzen petrol tankı olarak kullanılan Safir gemisi (AFP)
Yüzen petrol tankı olarak kullanılan Safir gemisi (AFP)
TT

Yemen: Husiler muhtemel petrol tankeri faciasına karşı yapılan uyarıları göz ardı ediyor

Yüzen petrol tankı olarak kullanılan Safir gemisi (AFP)
Yüzen petrol tankı olarak kullanılan Safir gemisi (AFP)

Yemen ve Kızıldeniz çevresindeki ülkelerin Yemen petrol tankeri Safir’in patlamasının meydana getireceği olası felakete yönelik uluslararası çağrıları artıyor. Ancak Husiler, bakım değerlendirmesinde bulunması için Birleşmiş Milletler'in (BM) tankeri denetlemesine izin verilmesi yönündeki İngiliz tavsiyesini tekrar tekrar görmezden geliyor.
Husilerin siyasi kanado Ensarullah örgütünün Genel Sekreteri Abdülmelik el-Husi’nin kuzeni olan önde gelen Husi liderinlerden Muhammed Ali el-Husi, felaketten kaçınmanın grubun yıllarca tankerde depolanan ve yaklaşık iki yüz bin varil olduğu tahmin edilen ham petrolün satılmasıyla olacağını söylemekte ısrar etti. Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İngiltere'nin Yemen Büyükelçisi Michael Aron’un tavsiyesine yanıt verdi.
Petrol sızıntısı veya patlaması durumunda deniz çevresi, Yemen halkı ve komşu ülkelere zarar verecek potansiyel risklerin değerlendirilmesi üzerine İngiltere’nin yürüttüğü çalışmadan şüphe duyduğunu söyleyen Husi, İngilizlerin balığın Yemen halkından daha önemli olduğuna inandığını iddia etti.
Husi’nin söz konusu açıklamalarına yorum yapan Aron, Twitter hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Balıkçılığı ve çevreyi önemsiyorum, ancak çalışmamız aynı zamanda 63 bin Yemenli balıkçının geçim kaynaklarını kaybedeceğini, 3,25 milyon Yemenli çiftçinin mahsullerinin yok olacağını, Hudeyde limanının kapatılacağını, böylece milyonlarca insanın geçim kaynaklarını kaybedeceğini gösteriyor. Muhammed, sen bunu çözebilirsin. Bırak BM tankeri inceleyip güvenli hale getirsin. Muhammed Husi, bu bekleyiş neden? Şuan gereken tek şey Safir gemisinin durumunu değerlendirmek. Yalnızca bu kadar. Bu değerlendirme, çözümün niteliğini belirleyecek ve siyasi anlaşmanın bir parçası olacaktır. Artık bir karar verin.”
Grup, meşru hükümete ve uluslararası topluma yönelik bir şantaj unsuru olarak kullandığı felaketin ölçeğinin henüz idrakine varamadı. İngilizleri dışa mutlak bağlılığa yönlendirmekle suçlayan Husi ise Aron’a seslenerek “Sen, bir siyaset yapıcı değil, haber taşıyıcısın. Yemen'deki barışın diğer ülkelerin istediklerine göre uyarlanması gerekmiyor” ifadelerinde bulundu.
Olası bir felaketi küçük gören Husi, petrol sızıntısının grubun abluka altına alınmasından ve meşru hükümet ile Arap Koalisyonu’nun ona karşı yürüttüğü savaştan daha az zarar vereceğini iddia etti. Aynı zamanda sızıntıyı önleme yolundaki tek çözümün tankerdeki petrol satışı olduğunu belirterek açıkça bu konuyu müzakere etmeye çağırdı. Husi grubu, geminin bulunduğu limanı kontrol altına aldığından bu yana bu tür teklifler yapıyor.
Yemen çıkarlarını gasp ettiği ve umursamadığını ortaya çıkaran bir ifadeyle “Safir gemisinden olası bir sızıntı durumunda sorumluluk kabul etmiyoruz. Konu hakkında ciddi müzakerelerde bulunmayı talep ediyoruz. Allah korusun herhangi bir felaket gerçekleştiği taktirde, devam eden abluka ve Safir’de bulunan petrol satışına izin verilmemesi dolayısıyla bunun sorumluları ABD, Suudi Arabistan ve müttefikleri olacaktır” dedi.
Meşru hükümete yönelik darbeden bu yana, Marib tarlalarından valiliği petrol limanına bağlayan bir boru hattının bulunduğu Ras İsa’ya doğru petrol üretme süreci durdu. Grubun darbesinden bu yana, boru hattına dondurulmuş petrolün çekilmesi de dahil olmak üzere çok sayıda sabotaj operasyonu gerçekleştirdi.
Yemen hükümeti, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e yolladığı bir mektupta, BM teknik ekibinin petrol tankında gerekli değerlendirme ve bakımı yapmasına izin vermesi için milislere daha fazla baskı yapılmasını talep etmişti.
Yemen meşruiyeti, Çevre Koruma Genel Makamı tarafından hazırlanan bilimsel ve teknik araştırmada yazdığına göre, petrolün depolanma koşullarının olası çevresel sonuçları konusunda uyardı. Söz konusu araştırmada, tankın 2015 yılından beri herhangi bir bakım işleminden geçmediği belirtilmişti. Bunun da tank gövdesini hızlıca aşındırabileceği, petrol dökülmelerine veya yüksek derecede yanıcı gaz birikmesine neden olabileceği, böylece hidrokarbon gazlarının oluşumu nedeniyle tankın patlayabileceği vurgulanmıştı.
Hükümet araştırması, potansiyel zararların Yemen'i Kızıldeniz'e komşu ülkelere düşman edeceğini, deniz çevresi ve uluslararası seyrüseferleri etkileyeceğini doğruladı.
Yemen hükümeti, petrol tankının neden olacağı olası felaketin Yemen’in Kamaran Adası da dahil olmak üzere Kızıldeniz adalarındaki doğa rezervlerini yok edeceği, deniz canlıları, mercan resifleri, deniz kuşları gibi canlıları tehdit altında bırakacağı, Kızıldenizi tuzdan arındırma projelerine ve balık çiftliklerine zarar vereceği, plaj, turistik ve eğlence tesislerin estetik manzaraları bozacağı, Kızıldeniz’den çıkarılan deniz tuzu endüstrisini tehdit edeceği konusunda uyardı.
Hükümet, söz konusu olası felaketin yalnızca Yemen'i değil, aynı zamanda Kızıldeniz’e kıyısı olan tüm ülkeleri ve komşu denizleri de etkileyeceğini vurguladı.



Lübnan medyası: Güney Lübnan'da İsrail'in düzenlediği İHA saldırısında bir kişi öldü

Güney Lübnan'da daha önce İsrail tarafından gerçekleştirilen bir bombalamandan (Arşiv-Reuters)
Güney Lübnan'da daha önce İsrail tarafından gerçekleştirilen bir bombalamandan (Arşiv-Reuters)
TT

Lübnan medyası: Güney Lübnan'da İsrail'in düzenlediği İHA saldırısında bir kişi öldü

Güney Lübnan'da daha önce İsrail tarafından gerçekleştirilen bir bombalamandan (Arşiv-Reuters)
Güney Lübnan'da daha önce İsrail tarafından gerçekleştirilen bir bombalamandan (Arşiv-Reuters)

İsrail insansız hava aracının (İHA) dün akşam Lübnan'ın güneyindeki Deyr Kifa kasabasında bir aracı hedef alması sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Lübnan'ın resmi Ulusal Haber Ajansı (NNA), İsrail'e ait bir İHA’nın Lübnan'ın güneyindeki Deyr Kifa kasabasında bir aracı hedef aldığını ve bir kişinin öldüğünü bildirdi.

Halk Sağlığı Bakanlığı Halk Sağlığı Acil Operasyon Merkezi'nden yapılan açıklamada, “İsrail'in Tire bölgesindeki Deyr Kifa kasabasında bir araca düzenlediği saldırı bir kişinin şehit olmasıyla sonuçlandı” denildi.

İsrail'e ait bir İHA, dün öğleden sonra Lübnan'ın güneyindeki sınır kasabası Dıheyra'nın eteklerine bir ses bombası bıraktı.

Dün öğleden sonra İsrail'e ait bir İHA, Lübnan'ın güneyindeki Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesine şok bombası attı.

İsrail'in ülkenin güneyindeki Beyt Liv kasabasını hedef alan hava saldırısında da çok sayıda kişi yaralandı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail ile Lübnan arasında 27 Kasım'da yürürlüğe giren çatışmaların durdurulması anlaşmasının şartlarına uymayan İsrail kuvvetleri, güney Lübnan'da buldozer ve bombalama operasyonları düzenlemeye ve neredeyse her gün baskınlar yapmaya devam ediyor. Anlaşmaya rağmen, Güney Lübnan'da beş noktada hala İsrail kuvvetleri bulunmakta.