Kitlesel eylemler Sudan Devrimi’nin geleceğini belirleyecek

Milyonlarca insan, ‘devrimin gidişatını düzeltme’ sloganıyla birçok şehirde yürüyüş düzenledi (AFP)
Milyonlarca insan, ‘devrimin gidişatını düzeltme’ sloganıyla birçok şehirde yürüyüş düzenledi (AFP)
TT

Kitlesel eylemler Sudan Devrimi’nin geleceğini belirleyecek

Milyonlarca insan, ‘devrimin gidişatını düzeltme’ sloganıyla birçok şehirde yürüyüş düzenledi (AFP)
Milyonlarca insan, ‘devrimin gidişatını düzeltme’ sloganıyla birçok şehirde yürüyüş düzenledi (AFP)

Salı günü yapılan eylemler, devrimin temposunu yeniden belirleyecek.
Sudan protestoları, hükümete birçok mesaj yöneltirken, İslamcıların ve eski rejimin yandaşlarının da yeniden iktidara gelme isteklerine son verdi. Uzmanlar ise olayların, devrimin temposunu ayarlayacağı hususunda hemfikir.
Milyonlarca Sudanlı, geçen salı günü 30 Haziran 2019 gösterilerini anmak ve devrimin gidişatının düzeltilmesi taleplerinin yerine getirilmesi için sokaklara akın etti. Sudan hükümeti, gelişmeyle birlikte hızlıca harekete geçerek, devrimcilerin taleplerinin tereddüt yaşanmadan yerine getirileceği taahhüdünde bulundu.
Hükümet Sözcüsü Faysal Muhammed Salih, geçen salı günü yaptığı açıklamada, hükümetinin gerekli mesajı aldığını söylerken, 1 Temmuz itibariyle devrimcilerin taleplerinin yerine getirileceğini belirtti. Salih, devrimcilerin taleplerini yerine getirmek için acil yürütme kararları alma sözü de verdi.
Siyasi analist Abdullah Rizk, 30 Haziran’da düzenlenen yürüyüşleri, ‘halkın yalnızlaştırıcı kavramının’ değişmesi olarak nitelendirirken, durumun, orduya mesaj yönelten somut bir gerçekliğe dönüştüğünü ve silah taşıyan güçler arasındaki dengeyi yeniden sağladığını ifade etti.
Rizk’e göre yürüyüşler, cesur direnişin biyografisini ve silah gücüne karşı barışın dengesini yeniden sağlayan geçen yıl aynı tarihteki ‘kaba güç’ direncini hatırlattı. Halk Hareketi’nin siyasi partilerin ötesine geçtiğini belirten Abdullah Rizk, “Sokaklar, alternatif bir ilham verici liderlik oluşturabilir. Çünkü taraflar, 30 Haziran yürüyüşlerine öncülük edecek durumda değiller. Aksine taktiklerini, politikalarını ve sloganlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldılar” dedi. Analiste göre milyonlarca eylemci, geçen salı günü Müslüman Kardeşler ve eski rejimin geri dönüş ihtimalinin önünü kesti ve ‘Sudan halkının hesaplarından sonsuza dek uzaklaştılar ve artık var olmayacaklar”. Hiçbir şekilde iktidara geri dönmeyeceklerini söyleyen Rizk, “Geri dönüşleri artık mümkün değil ve kimse onları kabul etmeyecek. Sokaklar uzun bir süre onlara karşı dolu olacak. Siyasi bir varlıkları veya etkileri olmayacak” ifadelerini kullandı.
Yürüyüşler, devrimcilerin hedef ve taleplerini gerçekleştirme yolunda hükümete bir gözdağı verdi. Abdullah Rizk, “Sokak baskısı, askeri bileşenin konumuyla ilgili sonuçlar elde edebildi. Sokaklar, artık dizginleri eline aldı. Her türlü komplonun önünü de kesebilir. Askeri bileşenler, yakın veya uzak açıdan artık sivil dönüşüm, demokrasi ve yönetime engel olmak için bir şansa sahip değil” değerlendirmesinde bulundu. Uzman ve siyasi analist Dr. Halid et-Tacani en-Nur Rizk de ‘sokakların, bazılarının sahnede ve denklemde olmadığını düşündürterek, varlığını bir kez daha kanıtladığını’ vurguladı.
Tacani en-Nur, sokakların, otoritelerini onaran ve oturma eylemlerine yönelik baskı girişimlerini başarısızlığa uğratan ilk Haziran mesajını yeniden gündeme getirdiğini belirtirken, ancak Rizk’ten farklı olarak da durumun, hükümetin sivil bileşenine yönelik bir mesajı olduğunu savundu. Sokakların iktidar denklemini yeniden tarttığını, orduya bir sınır koyduğunu, ancak durumun bir ‘boş bir çek’ olmadığını söyleyen analist,  halk taleplerinin yerine getirildiğine dikkati çekti. Tacani en-Nur, “Hükümet bileşenleri, açıklamalarını sokaklara satmak üzere boş bir çek aldı. Ancak salı günü aldığı mesaj siyasi inkübatörü oldu. Bu mesaj, anayasal belgelerle korunan faydaların mevcut olduğunu söylüyor” dedi.
Analiste göre geçen salı günü yapılan eylemler, Özgürlük ve Değişim Güçleri ile hükümetin karşısına zor bir sınav koydu. Eylemlerin yalnızca bir gösteri olmadığını belirten Nur, “Sokaklar tekrar susmayacak. Bu yüzden sorunlarını ele alma konusunda ciddi olmalılar. En büyük sorumluluk, Başbakan’ın verdiği sözleri iki hafta içinde yerine getirmesidir” ifadelerini kullandı. Eski bir İslamcı olan Nur’a göre siyasi sokaklar, iktidara geri dönme hayallerini gerçekleştirmeye çalışan devrik rejimin yandaşlarına ve İslamcılara da güçlü bir mesaj yöneltti.
Macera düşünen liderlikteki ve diğer askeri taraflardaki isimlerin, karşılarında sokakların tavrını bulacağını söyleyen analist, “Artık askeri bir çözüm imkanı yok. Ordunun anayasal belgede belirtilen rolden memnun olmak dışında başka seçeneği de yok” dedi. Tacani en-Nur, sokakların yalnızca iç taraflara mesajlar yöneltmediğini söylerken, dış taraflar da dahil, her bir tarafın posta kutusunda bir mesajın olduğunu belirtti. Nur, “Dış partiler sahneyi bazı güçlerle olan siyasi bağlarla yeniden çizmeye çalışıyorlarsa, bunu gerçekleştiremeyecekler. Yürüyüşler, içeriye ve dışarıya birer mesajdır ve sokakların kabul etmeyeceği hiçbir bir siyasi denklemin başarılı olamayacağını söylediler” ifadelerini kullandı.



Suriye'nin Hama kentinde bir adam karısını ve üç kızını öldürdükten sonra intihar etti

Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)
Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)
TT

Suriye'nin Hama kentinde bir adam karısını ve üç kızını öldürdükten sonra intihar etti

Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)
Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)

Suriye'nin Hama şehrinin el-Beyad mahallesinde, dün akşam bir ailenin beş üyesi evlerinde gizemli koşullar altında öldürüldü.

İçişleri Bakanlığı'na göre, ilk incelemeler kocanın önce karısını ve üç kızını öldürdükten sonra intihar ettiğini ortaya koydu.

Suriye'nin "Al Ekhbariya " kanalında bugün yer alan habere göre, suçun nedenleri ve tüm ayrıntılarını belirlemek için soruşturmalar devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Yerel medyadan aktardığına göre cinayette kullanılan silah Kalaşnikov tipi bir saldırı tüfeği.


İsrail Ramallah'ın kuzeyindeki askeri kontrol noktasını kapattı

İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
TT

İsrail Ramallah'ın kuzeyindeki askeri kontrol noktasını kapattı

İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)

İsrail güçleri, bu sabah Batı Şeria'daki Ramallah'ın kuzeyinde bulunan Atara askeri kontrol noktasını kapattı. Filistin Haber Ajansı (WAFA) haberinde, "işgal güçleri kontrol noktasını sabahın erken saatlerinde kapatarak, özellikle Ramallah'ın kuzeybatı ve batısındaki köylerden ve kasabalardan ve kuzeydeki vilayetlerden gelen ve giden vatandaşların hareketini aksattı" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Duvar ve Yerleşim Direnişi Komisyonu’nun ekim ayında yayınladığı rapordan aktardığına göre, Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici engellerin toplam sayısı, askeri kontrol noktaları ve kapılar da dahil olmak üzere 916'ya ulaştı.


Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
TT

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün güney Lübnan'daki mevzilerinden birinin yakınında İsrail'in düzenlediği saldırıda bir askerinin yaralandığını duyurdu ve İsrail'e "saldırgan davranışlarına son vermesi" çağrısını yineledi.

Bu, İsrail ve Lübnan arasında tampon güç olarak görev yapan ve İsrail ile Hizbullah arasındaki bir yıllık ateşkesi desteklemek için Lübnan ordusuyla iş birliği yapan UNIFIL'in güney Lübnan'da bildirdiği son olaydır.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre UNIFIL açıklamasında, "Bu sabah, Mavi Hat'ın güneyinde, Bastra köyünde yoldaki bir engeli inceleyen UNIFIL devriyesinin yakınlarına İsrail ordusunun mevzilerinden ağır makineli tüfek ateşi açıldı. Ateş, yakınlarda bir el bombasının patlamasının ardından başladı" ifadeleri yer aldı.

UNIFIL şöyle devam etti: "UNIFIL mülkünde herhangi bir hasar meydana gelmese de silah sesleri ve patlama nedeniyle barış gücü mensuplarından biri hafif bir beyin sarsıntısı geçirdi."

UNIFIL ayrıca dün, Lübnan'ın güneyindeki Kfarşuba kasabasında başka bir olayın yaşandığını bildirdi ve rutin operasyonel görev yürüten bir başka barış gücü devriyesinin, mevzilerinin yakınlarında İsrail tarafından ateş açıldığını belirtti.

Bu ayın başlarında UNIFIL, İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyinde barış güçlerine ateş açtığını bildirmişti.

UNIFIL, geçtiğimiz ay İsrail askerlerinin Güney Lübnan'daki güçlerine ateş açtığını bildirirken, İsrail ordusu barış güçlerini yanlışlıkla "şüpheli" olarak algıladığını ve onlara uyarı ateşi açtığını belirtti.

Ekim ayında UNIFIL, personelinden birinin Güney Lübnan'daki BM mevzisinin yakınlarına atılan bir İsrail el bombası nedeniyle yaralandığını bildirdi; bu, bir ay içinde yaşanan üçüncü benzer olaydı.

UNIFIL, barış güçlerine yönelik veya yakınlarında yapılan saldırıların, Kasım 2024 ateşkesinin temelini oluşturan BM Güvenlik Konseyi Kararı 1701'in "ciddi ihlalleri" olduğunu belirtti.

İsrail ordusuna, "Mavi Hat boyunca veya yakınında barış ve istikrar için çalışan barış güçlerine yönelik saldırgan davranışlarını ve saldırılarını durdurması" çağrısını yineledi.

İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan topraklarına düzenli saldırılar düzenlemeye devam ediyor ve Hizbullah mevzilerini ve personelini hedef aldığını, onları yeniden silahlandıklarını iddia ederek suçluyor. İsrail ayrıca Güney Lübnan'ın stratejik açıdan önemli beş bölgesinde askeri varlığını sürdürüyor.