NEOM dünyadaki en büyük hidrojen üretimi ve ihracatı projesi için anlaşma imzaladı

NEOM uluslararası taşımacılık sektörüne biyoyakıt tedarik eden en büyük hidrojen üretimi ve ihracatı projesini hayata geçirmek için üçlü bir anlaşma imzaladı. (Şarku’l Avsat)
NEOM uluslararası taşımacılık sektörüne biyoyakıt tedarik eden en büyük hidrojen üretimi ve ihracatı projesini hayata geçirmek için üçlü bir anlaşma imzaladı. (Şarku’l Avsat)
TT

NEOM dünyadaki en büyük hidrojen üretimi ve ihracatı projesi için anlaşma imzaladı

NEOM uluslararası taşımacılık sektörüne biyoyakıt tedarik eden en büyük hidrojen üretimi ve ihracatı projesini hayata geçirmek için üçlü bir anlaşma imzaladı. (Şarku’l Avsat)
NEOM uluslararası taşımacılık sektörüne biyoyakıt tedarik eden en büyük hidrojen üretimi ve ihracatı projesini hayata geçirmek için üçlü bir anlaşma imzaladı. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan, NEOM projesi kapsamında, küresel hidrojen pazarında önemli bir aktör olmak için dün ilk adımları attığını duyurdu. NEOM, uluslararası taşımacılık sektörü için sürdürülebilir çözümler üretmek ve karbon salınımını sınırlama doğrultusunda pratik çözümler bularak iklim değişikliği sorunları ile mücadele etmek için NEOM kentindeki en büyük küresel hidrojen üretim tesisini çevre dostu bir şekilde inşa etmek için adım attı. Air Products ve ACWA Power ile 5 milyar dolar değerinde bir anlaşma imzaladığını duyurdu.
Söz konusu ortaklık, NEOM’un küresel hidrojen pazarına öncülük etmek için başlıca odak noktalarından biri olan yenilenebilir enerji alanındaki ilk yatırımı sayılıyor. Bu yatırım aynı zamanda ABD merkezli Air Products temsilindeki uluslararası bir ortağın ve ACWA Power temsilindeki ulusal bir ortağın varlığı ile de ön plana çıkıyor. Hayata geçirilmesi beklenen projeye ilişkin detayların yer aldığı rapor şu şekilde:

Biyoyakıtlar
Üç ortağın eşit bir şekilde pay sahibi olduğu projenin merkezi NEOM şehrinde (Krallığın kuzeybatısında) olacak. Şehrin 2025 yılına kadar, ulaşım ve nakliye sistemlerinde biyoyakıt olarak kullanılmak üzere hidrojen üretmeye ve ardından küresel pazarlara ihraç etmeye hazır olması bekleniyor.
Dev proje kapsamında günlük yaklaşık 650 ton yeşil hidrojen ve yıllık 1,2 milyon yeşil amonyak üretilerek her sene 3 milyon ton değerinde karbondioksit emisyonunun azaltılmasına katkıda bulunulacak.
Dün yayınlanan bir açıklamaya göre ortak proje kanıtlanmış birinci sınıf teknolojiyi ve küresel standartları esas alacak. Proje kapsamında güneş, rüzgar ve depolama enerjisinden üretilmiş 4 GW’den fazla yenilenebilir enerji üretimi entegre edilecek. Bunun yanı sıra Thyssenkrupp teknolojisi kullanılarak elektroliz yoluyla hidrojen üretilecek. Bu alanda son derece gelişmiş Air Products teknolojisi kullanılarak hava ayrıştırma yöntemi ile azot üretilecek ve Haldor Topsoe teknolojisi kullanılarak yeşil amonyak üretimi yapılacak.

Yeşil Enerji
Alınan karar doğrultusunda ABD merkezli Air Products şirketi, ulaşım sektörüne çevre dostu biyoyakıtlar sağlayacak yeşil hidrojen elde etmek ve dünyanın dört bir yanına taşımacılığını yapmak için tek başına yeşil amonyak alıcısı rolünü üstlenecek. Hidrojen, amonyak yoluyla pazarlara taşınacak. Amonyak ithalatçılar tarafından kimyasal işleme tabi tutulacak ve böylece hidrojenin ayrıştırılması sağlanacak. Bu işlemin ardından hidrojen doğrudan kullanılabilecek.
Bu noktada Air Products CEO’su Seyfi Kasımi, ACWA Pover ve NEOM ortaklığı kapsamında dünyanın yüzde 100 oranında yeşil enerjiye ulaşma hayalini gerçeğe dönüştürmek için birinci sınıf teknolojiler kullanmaya odaklanacaklarına dikkat çekti. Kasımi, güneş ve rüzgar enerjisi açısından NEOM şehrinin sahip olduğu eşsiz coğrafi özelliklerinin suyun hidrojene dönüştürülmesine yardımcı olacağını da sözlerine ekledi.
Kasımi ayrıca söz konusu projenin geniş çapta uygulanan temiz bir enerji kaynağı olarak çalışacağını kaydetti. Böylece dünyada her yıl üç milyon tondan fazla karbondioksit salınımı azaltılacak ve 700 bin aracın ürettiği kadar kirli dumanlı sis emisyonu yok edilecek.

Türünün ilk örneği
Diğer taraftan ACWA Power CEO’su Muhammed Ebunayyan yaptığı açıklamada üçlü ortaklığın 2030 Vizyonu’na gönülden inanma ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın NEOM’u sürdürülebilir yaşam için küresel bir rota haline getirme hayallerini gerçeğe dönüştürmek için sürekli gösterdiği çabalardan hareketle ortaya çıktığını belirtti. Ebunayyan, ACWA Power’ın bugün dünya çapında türünün ilk örneği sayılan bu iddialı yatırım projesinde yer almaktan gurur duyduğunu vurguladı.
Ebunayyan’a göre ACWA Power, minimum maliyetle karbonsuz yenilenebilir enerji üretmek için öncü teknolojilerden istifade etme noktasında büyük tecrübelere sahip. Ebunayyan bu alanda Air Products gibi uluslararası bir şirketle iş birliği yapmanın yeşil hidrojen üretimi alanında ümit vaat eden birçok fırsata kapı aralayacağına ve temiz enerji üretimi alanındaki hedeflerine ulaşmak için dünya ülkeleriyle birlikte çalışma kapasitesini artıracağını vurgulayarak bunun tüm dünyaya sosyal ve ekonomik getirilerinin olacağını söyledi.
Ebunayyan NEOM şehrindeki sanayi sitesine yapılan bu yatırımın, dünyada herkesin erişebileceği sürdürülebilir bir yeşil enerji üretirken güneş ve rüzgar enerjisinden faydalanma konusunda en gelişmiş teknolojilerin ve bilgilerin kullanılmasına tanık olacağını da sözlerine ekledi.

Karbonsuz bir toplum
NEOM Projesi’nin şu anki CEO’su mühendis Nazmi en-Nasır da bu ortaklığın sürdürülebilir istisnai bir yaşamın sembolü olan karbondan arındırılmış bir toplum oluşturmaya yönelik derin bir bağlılığın yansıması olduğuna işaret etti. Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın bu dev proje ile ulaşmak istediği vizyonun da bu olduğunu vurguladı.
Nasır söz konusu ortaklığın, gerek Krallığın içinden gerekse yurt dışından yatırımcıların NEOM projesinin vizyonuna ve toplumlar için sürdürülebilir yeni bir gelecek inşa etmek için NEOM Yönetim Kurulu’nun beklentilerini gerçekleştirmeye yardımcı olacak stratejik hedeflerine olan inancının bir göstergesi olduğunu kaydetti. Yenilenebilir hidrojen projesinin dünya çapında türünün en büyük örneği sayıldığına dikkati çeken Nasır “Projenin önemi, küresel düzeyde yeşil hidrojen ve yeşil yakıt üretiminde liderliği elde etmek için NEOM’un gösterdiği çabalarla uyum içerisinde olmasında gizli” ifadelerini kullandı.

Başlıca noktalar
Nasır bu başarının NEOM’un insanlığın gelişimini hızlandırmak için dünyanın dört bir yanından yatırımcıları ve en zeki isimleri bir araya getirerek sürdürülebilir çözümler sunmak için uluslararası düzeyde en önemli rotalardan biri olma yolunda benimsediği başlıca hedeflerden biri olduğunu söyledi. Nasır bu ortaklığın, Vizyon 2030’un en önemli hedeflerinden biri sayılan Krallık’ın karbondan arındırılmış temiz bir enerji ekonomisi stratejisini destekleme noktasında kilit bir nokta olacağını belirtti.
Nasır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Projeyi geliştirmek için Air Products ve ACWA Power gibi birçok ülkede ve kıtada uluslararası birimleri bulunan iki şirketin bir araya gelmesi, bölgedeki yenilenebilir enerjinin kullanımlarına ilişkin pek çok görüşü değiştirecek. Bunu NEOM’daki yeni geleceğin hatlarını şekillendirmeye yardımcı olacak benzer birçok büyük proje izleyecek.”



Suudi Arabistan: Yemen’in doğusunda güvenliği ve istikrarı sağlamakta kararlıyız

Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, Mukalla’da Güney Geçiş Konseyi’ne ait bir askeri sevkiyatı hedef aldı (AFP)
Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, Mukalla’da Güney Geçiş Konseyi’ne ait bir askeri sevkiyatı hedef aldı (AFP)
TT

Suudi Arabistan: Yemen’in doğusunda güvenliği ve istikrarı sağlamakta kararlıyız

Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, Mukalla’da Güney Geçiş Konseyi’ne ait bir askeri sevkiyatı hedef aldı (AFP)
Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, Mukalla’da Güney Geçiş Konseyi’ne ait bir askeri sevkiyatı hedef aldı (AFP)

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) desteğiyle Güney Geçiş Konseyi’nin Yemen’in doğusunda tek taraflı askeri tırmanışa gitmesi, Suudi Arabistan liderliğindeki Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’nu, haftalar süren krizi yatıştırma girişimlerinin ardından siyasi ve güvenlik istikrarını sağlamak için daha sert bir çizgiye yöneltti. Bu kapsamda koalisyon, salı günü Mukalla Limanı’nda yasa dışı bir askeri sevkiyatı hedef alan önleyici bir hava saldırısı düzenledi. Aynı zamanda Abu Dabi güçlerinin 24 saat içinde Yemen’den çekilmesi ve Yemen’in meşru liderliğinin talebi doğrultusunda herhangi bir tarafa silah desteğinin durdurulması çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan, Yemen’in güvenliği, istikrarı ve egemenliğine bağlılığını, Başkanlık Konseyi Başkanı ve hükümete tam desteğini yineledi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan açıklamada, BAE’nin Güney Geçiş Konseyi güçlerine baskı uygulayarak Hadramut ve Mahra vilayetlerinde Suudi Arabistan’ın güney sınırları boyunca askeri operasyonlara sevk etmesinden duyulan üzüntü dile getirildi. Açıklamada bu adımların, Suudi Arabistan’ın ulusal güvenliği ile Yemen ve bölgenin güvenlik ve istikrarı için tehdit oluşturduğu vurgulandı.

Bakanlık açıklamasında, “Birleşik Arap Emirlikleri’nin attığı bu adımlar son derece tehlikelidir; Yemen’de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’nun kuruluş ilkeleriyle bağdaşmamaktadır ve Yemen’in güvenliği ile istikrarını sağlama çabalarına hizmet etmemektedir” ifadeleri kullanıldı.

sdv
Güney Geçiş Konseyi, Hadramut ve Mahra’ya silah gücüyle kontrol altına almaya çalışıyor (Reuters)

Riyad, ulusal güvenliğine yönelik herhangi bir ihlal ya da tehdidin “kırmızı çizgi” olduğunu belirterek, bu tür durumlarla karşılaşıldığında gerekli tüm adım ve tedbirleri almaktan çekinmeyeceğini kaydetti.

Suudi Arabistan ayrıca, Yemen’deki “güney meselesinin” tarihsel ve toplumsal boyutları olan meşru bir konu olduğunu vurguladı; çözüm yolunun ise Güney Geçiş Konseyi de dahil tüm Yemenli tarafların katılacağı kapsamlı siyasi çözüm çerçevesinde diyalog masası olduğunu belirtti.

Dışişleri Bakanlığı, BAE’nin Yemen hükümetinin talebine yanıt vererek askeri güçlerini 24 saat içinde ülkeden çekmesinin ve Yemen içinde herhangi bir tarafa yönelik tüm askeri ve mali desteği durdurmasının önemini vurguladı.

Açıklamada, Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri arasındaki kardeşlik, iyi komşuluk ve yakın ilişkilerin, Yemen’in çıkarlarının ve bölgenin istikrarının gözetilmesi temennisi dile getirilerek, BAE’nin ikili ilişkilerin korunması ve bölgenin refahı ile istikrarını güçlendirecek adımlar atmasının beklendiği ifade edildi.

Sınırlı önleyici saldırı

Sivillerin korunmasına yönelik önleyici tedbirler kapsamında, Koalisyon Kuvvetleri Sözcüsü Tuğgeneral Turki el-Maliki, koalisyon hava unsurlarının salı sabahı Hadramut’taki Mukalla Limanı’nda indirilen silahlar ve muharebe araçlarını hedef alan “sınırlı” bir askeri operasyon gerçekleştirdiğini açıkladı.

fgt
Güney Geçiş Konseyi'ni desteklemek amacıyla Mukalla limanına gelen askeri sevkiyatın havadan görünümü (AP)

El-Maliki, 27–28 Aralık 2025 tarihlerinde Fujairah (Fuceyre) Limanı’ndan gelen iki geminin, Koalisyon Müşterek Kuvvetler Komutanlığı’ndan resmi izin almadan Mukalla Limanı’na giriş yaptığını belirtti. Gemilerin mürettebatının takip sistemlerini devre dışı bıraktığını ve Hadramut ile Mahra’da Güney Geçiş Konseyi güçlerine destek amacıyla büyük miktarda silah ve muharebe aracı indirdiğini söyledi.

Bu durumun, gerilimi tırmandırmayı amaçladığını, sükûneti sağlama ve barışçıl çözüme ulaşma çabalarına açık bir ihlal teşkil ettiğini ve 2015 tarihli BM Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına aykırı olduğunu kaydetti.

El-Maliki, Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı’nın talebi doğrultusunda sivillerin korunması ve güvenliği tehdit eden bu sevkiyatlara karşı, uluslararası insancıl hukuk kurallarına uygun ve yan hasara yol açmayacak şekilde hedefli bir operasyon icra edildiğini ifade etti.

Gerilimi düşürme vurgusu

Koalisyon Sözcüsü, Hadramut ve Mahra vilayetlerinde gerilimi düşürme ve sükûneti sağlama çabalarının sürdüğünü, Yemen hükümeti ve koalisyonla koordinasyon olmaksızın herhangi bir ülkenin herhangi bir Yemenli tarafa askeri destek sağlamasının engelleneceğini vurguladı. Amaçlarının, çatışmanın genişlemesini önlemek ve güvenlik ile istikrarı tesis etmek olduğunu belirtti.

vg
Güney Geçiş Konseyi, Hadramut ve El-Mahra'da tek taraflı bir askeri tırmanış gerçekleştirdi (AFP)

Koalisyon, saldırı öncesinde Mukalla Limanı’ndaki tüm sivillere ikinci bir duyuruya kadar derhal tahliye çağrısı yapmış; bunun sivillerin can ve mal güvenliğini korumaya yönelik bir önlem olduğunu açıklamıştı. Liman çevresinde askeri operasyon hazırlıkları kapsamında yapılan çağrıya uyulması ve güvenlik talimatlarına riayet edilmesi istenmişti.


Suudi Arabistan: Birleşik Arap Emirlikleri'nin Güney Geçiş Konseyi üzerindeki baskısından üzüntü duyuyoruz... Krallığın güvenliği kırmızı çizgimizdir

Yemen’de meşru hükümete destek veren koalisyonun, bugün şafak vakti Mukalla Limanı’nda dış askeri desteğe yönelik düzenlediği saldırı sonucu yanmış askeri araçlar (AFP)
Yemen’de meşru hükümete destek veren koalisyonun, bugün şafak vakti Mukalla Limanı’nda dış askeri desteğe yönelik düzenlediği saldırı sonucu yanmış askeri araçlar (AFP)
TT

Suudi Arabistan: Birleşik Arap Emirlikleri'nin Güney Geçiş Konseyi üzerindeki baskısından üzüntü duyuyoruz... Krallığın güvenliği kırmızı çizgimizdir

Yemen’de meşru hükümete destek veren koalisyonun, bugün şafak vakti Mukalla Limanı’nda dış askeri desteğe yönelik düzenlediği saldırı sonucu yanmış askeri araçlar (AFP)
Yemen’de meşru hükümete destek veren koalisyonun, bugün şafak vakti Mukalla Limanı’nda dış askeri desteğe yönelik düzenlediği saldırı sonucu yanmış askeri araçlar (AFP)

Suudi Arabistan bugün, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Güney Geçiş Konseyi güçlerine, Hadramut ve el-Mehra vilayetlerindeki güney sınırlarında askeri operasyonlar yürütmeleri için uyguladığı baskıdan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Bu baskı, Krallığın ulusal güvenliğine, Yemen Cumhuriyeti'nin ve bölgenin güvenlik ve istikrarına tehdit oluşturmaktadır.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "Kardeş ülke Birleşik Arap Emirlikleri'nin attığı adımlar son derece tehlikelidir ve Yemen'de meşru hükümeti desteklemek için kurulan koalisyonun temelleriyle bağdaşmamaktadır; ayrıca Yemen'de güvenlik ve istikrarı sağlamaya yönelik çabalarına da hizmet etmemektedir" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı, "Krallığın, kardeş ülke Birleşik Arap Emirlikleri ile iş birliği içinde, Hadramut ve el-Mehra vilayetlerinde Güney Geçiş Konseyi tarafından atılan gerilim adımlarını sona erdirmek ve ele almak için gösterdiği samimi çabalara ilişkin Dışişleri Bakanlığı tarafından 5/7/1447 Hicri (25/12/2025 Miladi) tarihinde yapılan açıklamaya ilave olarak; Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi'nin açıklamasına ve Yemen'de Meşruiyeti Destekleme Arap Koalisyonu liderliğinin, Koalisyon Ortak Kuvvetler Komutanlığı'ndan resmi izin alınmaksızın  Fuceyre limanından Mukalla limanına silah ve ağır araç yüklü gemilerin hareketine ilişkin açıklamasına atıfta bulunarak" şeklinde bir bildiri yayınladı.

Açıklama şöyle devam etti: "Bu bağlamda Krallık, ulusal güvenliğine yönelik her türlü ihlal veya tehdidin kırmızı çizgi olduğunu ve Krallığın bununla mücadele etmek ve etkisiz hale getirmek için gerekli tüm adımları ve önlemleri almaktan çekinmeyeceğini teyit eder."

Krallık ayrıca Yemen'in güvenliği, istikrarı ve egemenliğine olan bağlılığını ve Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Sayın Cumhurbaşkanı ve hükümetine tam desteğini teyit eder. Bu bağlamda, Güney meselesinin tarihi ve sosyal boyutları olan haklı bir dava olduğunu ve bunun ele alınmasının tek yolunun, Güney Geçiş Konseyi de dahil olmak üzere tüm Yemenli grupların katılacağı, Yemen'de kapsamlı bir siyasi çözüm çerçevesinde diyalog yoluyla olduğunu yinelemektedir.

Suudi Arabistan, BAE'nin, Yemen Cumhuriyeti'nin 24 saat içinde Yemen Cumhuriyeti'nden askeri güçlerini çekmesi ve Yemen'deki herhangi bir tarafa askeri veya mali destek sağlamayı durdurması yönündeki talebine yanıt vermesinin önemini vurguladı. Bu bağlamda, sağduyunun galip geleceğini ve kardeşlik ve iyi komşuluk ilkelerinin hakim olacağını umduğunu ifade etti. İyi komşuluk ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerini birbirine bağlayan yakın ilişkiler ile kardeş Yemen'in çıkarları. Ayrıca, kardeş Birleşik Arap Emirlikleri'nin, Krallığın güçlendirmeye özen gösterdiği iki kardeş ülke arasındaki ikili ilişkileri korumak ve bölgedeki ülkelerin refahını, kalkınmasını ve istikrarını artıracak her konuda birlikte çalışmak için gerekli adımları atacağını umduğunu da ifade etti.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı’ndan Güney Geçiş Konseyi’ne Hadramut ve el-Mahra'yı terk etme çağrısı

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman (SPA)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı’ndan Güney Geçiş Konseyi’ne Hadramut ve el-Mahra'yı terk etme çağrısı

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman (SPA)

Yemen’deki Güney Geçiş Konseyi'nin (GGK) ülkenin doğusunda artan askeri hareketliliğinin ardından, Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) koalisyonuna bağlı Yemen’de Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu, Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi’nin Hadramut ilindeki sivillerin korunması talebine yanıt olarak, meşru hükümeti desteklemek için doğrudan müdahalede bulundu.

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman bin Abdulaziz, GGK’ya doğrudan bir mesaj göndererek, Suudi Arabistan ve BAE’nin ortak arabuluculuk çabalarına acil yanıt verilmesini, Hadramut ve el-Mahra'daki gerginliğin sona erdirilmesini ve kamplardan çekilip buraların barışçıl bir şekilde Vatan Kalkanı Güçleri’ne ve yerel makamlara teslim edilmesini istedi.

Suudi Arabistan’ın güney meselesini iç çatışmalarda küçümsenemeyecek ve istismar edilemeyecek adil bir siyasi mesele olarak ele aldığını vurgulayan Prens Halid bin Selman, bu sorunun, zorla bir gerçeği dayatmak yerine, diyalog ve uzlaşma yoluyla çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Suudi Bakan, son zamanlarda yaşanan gerginliğin birliği ve güney meselesini zedelediğini belirtti.

Öte yandan Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Suudi Arabistan’ın talebine verdiği yanıtı överken Suudi Arabistan'ın tutumunun güvenliği ve istikrarı yeniden tesis etmeyi ve sivil barışı korumayı amaçladığını belirtti. Yemen parlamentosu da Suudi Arabistan'ın tutumunu memnuniyetle karşıladı ve gerginliğin devam etmesinin sadece Husi'lere yarayan tehlikeli bir kaymaya yol açacağı uyarısında bulundu.