Sınırların pandemi nedeniyle kapatılması Irak’taki tarım sektörünü canlandırdı

Sınırların pandemi nedeniyle kapatılması Irak’taki tarım sektörünü canlandırdı
TT

Sınırların pandemi nedeniyle kapatılması Irak’taki tarım sektörünü canlandırdı

Sınırların pandemi nedeniyle kapatılması Irak’taki tarım sektörünü canlandırdı

Iraklı çiftçi Ahmed Muhsin elinde bir çantayla, koronavirüs tedbirleri kapsamında sınır kapılarının kapatılması nedeniyle İran ve Türk mallarının bulunmadığı pazarda var olmak için kardeşi ve oğulları ile birlikte Bağdat’ın güneyindeki Divaniye şehrindeki tarlalardan karpuz topluyor.
Irak; İran, Türkiye, Suriye ve Ürdün de dahil olmak üzere komşu ülkelerle 32’den fazla sınır girişine sahip. Ancak İran malları, Irak yerel pazarında en ucuz ve yaygın ürünler olarak sayılıyor. Nüfusun üçte birinin tarımsal gelirlerle yaşadığı bir ülkede ithalat, gıda ihtiyacının yüzde 50’sini karşılıyor.
Ziraat mühendisi olan 32 yaşındaki Muhsin, AFP’ye yaptığı açıklamada Irak’ta tarımın son yıllarda çiftçilerin devletten destek almamaları nedeniyle büyük bir kayıp yaşadığını belirtti.
Sınırın diğer tarafındaki İran, Irak’a tarım ve gıda ürünleri ihraç ederek yılda yaklaşık 3 milyar dolar, Türkiye de 2,2 milyar dolar kâr elde ediyor.
Ancak Kovid-19 salgınının patlak vermesiyle yetkililer sınırları kapatmak zorunda kaldı. Bu nedenle Muhsin, tarımda kayıp yaşandığını ve hükümetin ‘çiftçiyi desteklemediğini’ vurguladı.
Divaniye şehrinin Afak bölgesi, lezzetli kavunlarıyla meşhur. Irak’ta ‘Şuci Afak’ olarak bilinen bu kavun yaz mevsimi boyunca tüm Irak vilayetlerine binlerce ton pazarlanıyor.
Tarım şehirlerinden biri olarak kabul edilen Divaniye, mevcut tarım sezonunda stratejik önemdeki buğday ve arpa ürünlerinde kendi kendine yetiyor. Bölge ayrıca dünyanın en iyi pirinç türlerinden biri olan ‘anbar’ ile ünlü.
Bununla birlikte Irak’ta sadece 9,3 milyon hektar tarım ve ormanlık alan bulunuyor. Bu da İran’daki 45,9 milyon hektara ve Suriye’deki 13,9 milyon hektara kıyasla oldukça az.
Divaniye’deki Irak Tarım Dernekleri Federasyonu Başkanı Muhammed Kaşaş, AFP’ye yaptığı açıklamada Irak’ın 2020 yılında, uzun zamandan bu yana ilk defa 28 üründe kendi kendine yeterlilik sağlamayı başardığını belirtti.
Tarım Bakanlığı’na göre; örneğin yumurta üretimi ocak ayında 11 milyon adet iken nisan, mayıs ve haziran aylarında bu sayı 17 milyona yükseldi.
Çiftçi Hani Şair, AFP’ye yaptığı açıklamada bu sezon sınırların kapatılmasının, Iraklı çiftçilerin yerel ürünler olan ‘kavun, , patlıcan, salatalık, domates gibi sebze ve meyveleri’ pazarlaması için altın bir fırsat sunduğunu belirtti. Şair, “Devletten fazla bir şey istemiyoruz. Yalnızca tarımsal süreci desteklemek için basit şeyler talep ediyoruz” dedi.
Divaniye’den 70 yaşındaki çiftçi Haşan Keriz son derece iyi tahıllar veren yüzlerce dönümlük arazilere sahip.
Saddam Hüseyin rejimi mirasının halen mevcut olduğu ve neredeyse tamamen devletin egemenliğinin bulunduğu bir ekonomiye sahip ülkede Keriz ürünlerini piyasadan daha yüksek bir fiyata devlet kooperatiflerine satıyor. Haşan Keriz konuya dair şunları söylüyor:
“Irak hükümeti çiftçiyi desteklemiyor. Sezon boyunca çiftçiler çok yoğun çaba sarf ediyorlar. Sonuç olarak pazarlama sürecinde günlerce pazarlama merkezlerinin önünde bekliyorlar. Ancak kendilerine hakları verilmiyor. Devlet aylarca ödemelerini yapmıyor. Ödemeler bazen yıllarca gecikiyor.”
Keriz, mahsullerini bu yıl ilk kez daha düşük ama daha hızlı bir sürede ve karşılığını tam olarak alarak doğrudan toptan pazarlara sattığını belirtiyor.



Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
TT

Sudan'da iki hükümet... Çözüm mü, bölünme mi?

Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)
Geçtiğimiz temmuz ayında Omdurman'daki bir çarşı (AFP)

Sudan'da iki hükümetin varlığı, iç ve dış çevrelerde akıllardan uzak bir ihtimal değildi. Bu senaryo, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında savaşın patlak vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, barışçıl bir çözüm için herhangi bir vizyon veya işaretin ufukta görünmemesi nedeniyle, olası birkaç senaryodan biri olarak ortaya atıldı.

ABD Barış Enstitüsü (USIP) Nisan 2024'te, Kenya'nın başkenti Nairobi'de, savaşa karşı olan geniş bir yelpazedeki siyasi ve sivil güçlerin katılımıyla bir çalıştay düzenledi. Çalıştayda savaşın gidişatı ve nereye varacağı değerlendirildi ve olası senaryolar incelendi.

Çalıştayda 3 senaryo ortaya kondu; İlki, savaşın, çatışmanın iki tarafından biri olan Sudan ordusu veya HDK’nin askeri zaferiyle sona ermesi idi. Ancak bu seçenek, savaşın niteliği ve dış müdahalelerin açıkça ortaya çıkması nedeniyle dışlandı.

frgty6u7
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında Hartum'da yaşanan çatışmalarda ağır hasar gören bina (AFP)

İkinci senaryo, müzakere ve savaştı. Bu senaryoda, sahadaki güç dengesinde radikal bir değişiklik ya da ‘zayıf denge’ meydana gelir ve müzakere masasında savaşın durdurulması yönünde bir adım atılır. Her iki taraf da çatışmalardan yorgun düşmüş olsa da, ordu ve İslamcı müttefiklerinin, düşmanlıkları durdurmayı ve sivilleri koruyarak insani yardım ulaştırmayı amaçlayan Cidde Platformu’na defalarca ret cevabı vermeleri nedeniyle, bu seçenek o dönemde mümkün olmadı.

Çalıştayda yapılan uzun tartışmaların ardından odaklanılan üçüncü senaryo, Sudan'da iki hükümetin varlığıdır. Bu senaryo en olası olanıdır ve ülkedeki çatışmaların şiddetini azaltabilir ve taraflar arasında müzakere masasına oturmak için yollar açabilir.

Geçtiğimiz hafta, Sudan Kurucu İttifakı, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) başkanlığında, ülkenin batısındaki Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'yı merkez alan paralel bir hükümet kurduğunu duyurdu. Ancak, ülkeyi bölünmeye maruz bırakma korkusuyla, resmi devlet kurumları dışında herhangi bir otorite kurulmasına bölgede önceden karşı çıkılmıştı.

Siyasi analist Mahir Ebu’l Cuh, Port Sudan ve Nyala'da meşruiyet için çekişen iki hükümetin varlığının artık bir gerçek olduğunu ve her ikisinin de meşru olmadığını, bu nedenle herhangi bir yasal tanıma olmaksızın ele alınacağını söyledi.

dfrgty6
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, askerleriyle birlikte daha önceki bir Hartum ziyareti sırasında (Arşiv – Sudan ordusu sayfası)

Ebu’l Cuh, “Arap ve Afrika ülkeleri Sudan'ın bölünmesini istemiyor ve bölünmeye izin vermeyecek. Böylece bölgede parçalanmanın önü açılmayacak” ifadelerini kullandı.

Ebu’l Cuh, “Port Sudan'da ordunun liderliğindeki fiili hükümetin para birimi ve kimlik belgelerinin değiştirilmesi ve kontrol ettiği bölgelerde lise sınavlarının yapılmasıyla ilgili olarak attığı adımlar, HDK’yi bir ittifak kurmak ve paralel bir otorite oluşturmak için gerekçeler ve mazeretler bulmaya itti” dedi.

Siyasi analist Ebu’l Cuh, uluslararası toplumun ‘Sudan'da iki hükümetin varlığının çatışmanın sonucu olduğunu; nedeni olmadığını, çözümün her iki tarafın da varlığında yattığını ve bunun bölgesel ve uluslararası tarafların çıkarlarına uygun olduğunu anladığını, bu nedenle her iki hükümetle de muhatap olunmasının muhtemel olduğunu’ belirtti.

Ebu’l Cuh, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşan dörtlünün ertelenen toplantısının amacının ‘bölge ülkelerinin endişelerini ve çıkarlarını uzlaşma formülüyle ele almak, bunları krizin çözümüne katkıları çerçevesinde değerlendirmek ve ateşkesle başlayıp Sudan'da demokratik federal sivil yönetimin yeniden tesis edilmesiyle devam etmek’ olduğunu bildirdi.

Ebu’l Cuh, HDK’nin ‘taktiksel’ bir çerçeve içinde ‘iki hükümetin varlığı’ senaryosunu hedeflediğini ve bunun amacının ‘müzakerelerin (eğer gerçekleşirse) fiili durum olarak iki otorite arasında veya her iki tarafın askeri liderleri arasında yapılması’ olduğunu söyledi.

Siyasi ve askeri analist Hüsameddin Bedevi ise Sudan'da iki hükümetin varlığının, uluslararası toplumun barışçıl çözüm şansını artıracağını düşündüğü bir senaryo olduğunu, ancak aynı zamanda düşmanlığın ileri aşamalarına ve çatışmanın uzamasına yol açabilecek olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.

Bedevi, “Silahlı çatışmanın devam etmesi ve uluslararası aktörlerin çekişmeleri, tarafları kontrol haritasını genişletmeye ve kendi sosyal çevrelerini temsil eden bölgelerde askeri varlık göstermeye itti” dedi.

Bedevi, “Her iki taraf da uluslararası meşruiyet arıyor ve kontrolündeki bölgelerde sivilleri koruduğu mesajını dünyaya iletmeye çalışıyor” diye konuştu.

Diğer yandan Darfur Bölgesi Valisi ve Sudan Kurtuluş Hareketi lideri Mini Arko Minawi, HDK tarafından ilan edilen paralel hükümetin bir veya iki yıl devam etmesi halinde fiili bir hükümet haline geleceğini ve uluslararası alanda tanınacağını, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak için ateşkesin dayatılacağını söylemişti.