Tunus’un güvenliğe karşı en büyük terör tehdidi: Yalnız Kurtlar

Geçtiğimiz yıllarda Tunus’taki terörist gruplar turistik bölgeleri hedef almıştı (AFP)
Geçtiğimiz yıllarda Tunus’taki terörist gruplar turistik bölgeleri hedef almıştı (AFP)
TT

Tunus’un güvenliğe karşı en büyük terör tehdidi: Yalnız Kurtlar

Geçtiğimiz yıllarda Tunus’taki terörist gruplar turistik bölgeleri hedef almıştı (AFP)
Geçtiğimiz yıllarda Tunus’taki terörist gruplar turistik bölgeleri hedef almıştı (AFP)

Basil Tercuman
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Genel Müdürü Rami Abdurrahman’ın istihbarat servislerinin, Suriye’deki Tunus uyruklu 2 bin 500’den fazla DEAŞ unsurunun Libya’ya sevk edildiğine dair açıklamalarda bulunması Tunus kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Abdurrahman açıklamasının devamında bu unsurların, Libya’nın batısında Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) kontrolünde bulunan ve içlerinden bazılarının terörist olarak sınıflandırıldığı militanların konuşlandığı bölgelerin merkezinde toplandığını belirtti.
Bu açıklamalar hükümetin ve halkın endişesini artırdı. Halk ve hükümet, terörle mücadele konusunda güvenlik güçlerinin gösterdiği başarılara rağmen, Tunus’un geçtiğimiz yedi yıl boyunca yaşadığı  terör suçlarının tekrarlanmasından korku duyuyor. Zira bu yıllarda yaşanan saldırılar ülke ekonomisini oldukça etkileyerek turizm ve hizmet sektörü başta olmak üzere ekonominin dayandığı stratejik önemi olan sektörlere darbe indirdi.

Teröristlerin sayısı önemli değil
Independent Arabia’ya konuya ilişkin demeç veren emekli Tuğgeneral Ali ez-Zarmidini “Teröristlerin sayısı önemli değil. Asıl önemli olan şey bu teröristlerin Libya’nın batısına götürülmesi. Bu, kasıtlı olsun veya olmasın Tunus ve Cezayir’e karşı yapılmış düşmanca bir eylemdir. Askeri ve güvenlik alarmı verilmesi ve sınırları koruyup çarpışmaya hazırlanmak için çok sayıda askerin harekete geçirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullanıyor.
Zarmidini bu haberin doğru olması halinde bu militanların Tunus sınırının bitişiğinde bulunan bölgelere konuşlanacağını ve yayılmacı yaklaşımlarından ve intikam kavramından hareketle Suriye topraklarındayken bile aralarındaki sıkı bağı korudukları dağlık bölgelerdeki uyuyan hücreler ile koordinasyon sağlamak için her yolu deneyeceğini öne sürdü.
Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi birkaç gün önce basın mensuplarına bir açıklama yaparak, terörle mücadele ekiplerinin birkaç gün önce bir dizi terör saldırısı girişimini engelleyerek DEAŞ’e bağlı olan bir grup teröristi tutukladığını duyurmuştu. Meşişi söz konusu kişilerin grup olarak ya da “yalnız kurt” olarak turistik şehirleri ve güvenlik merkezlerine saldırmayı planladığını belirtmişti. İçişleri Bakanı olayla ilgili daha fazla ayrıntıya girmeden zehirleme eylemi yapmaya çalışan bir teröristin tutuklandığı bilgisini vermişti.

Zarmidini’nin uyardığı şey de tam olarak bu:
“Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen herhangi bir terör eylemi, teröristlere bu eylemde kullanılan taktiği başka bölgelerde uygulamak ve tekrarlamak için yeni bir fikir veriyor. Daha önce Afganistan’da terörist gruplar su kaynaklarına, gıda malzemelerine, sebze veya meyvelere zehir katma eylemlerinde bulunmuştu. Bu yüzden dünyanın herhangi bir bölgesinde bulunan terörist grupların uyguladığı her metodun, bizim bulunduğumuz bölgelerde de uygulanabileceği ihtimaline karşı hazırlıklı olmalıyız.”

İç kriz durumunun yansıması
Buna karşılık Independent Arabia’ya konuşan Kapsamlı Güvenlik Araştırmaları Merkezi Başkanı eski Büyükelçi İzzeddin ez-Zeyyani şu açıklamalarda bulunuyor:
“Tunus’un içindeki durumlar ve mevcut siyasi kriz, terörist gruplara ortamın geçmişte yaptıklarını tekrarlamak için müsait olduğuna dair mesajlar gönderiyor. Bu taraflar ümitsizce, Cumhurbaşkanı Kays Said ve Tunus’un reel vizyonu ve bölge ve komşu ülkelerle arasındaki ilişkilerin yürüdüğünü düşünen partiler arasındaki siyasi tutumlardaki büyük görüş ayrılıklarını fırsat bilerek durumları eski haline döndürmeye çalışıyor.
Zeyyani “Türkiye’nin yaptığı kesilmiş bir horozun dans etmesi gibi bir şey. Tunus’a Libya’yı kontrol altına almak da dahil olmak üzere bölgede yürüttüğü projesini kabul ettirmek için baskı uygulamaya çalışıyor. Ancak bu olmayacak çünkü Tunus bunun olmasına izin vermeyecek. Tunus’a karşı işlenen ve ülkenin güneyin bölgesinin teröristlere yuva olmasını isteyenlere karşı bu tür suç eylemlerine karşı koymalıyız. Bu, Tunus’u güvenliğini ihlal eden herhangi bir girişimi önlemek için bu bölgelere konuşlandırılmak üzere çok sayıda askeri güç göndermeye itti” ifadelerini kullanıyor.
Zeyyani “Suriye Merkezi Başkanı teröristlerin sevkiyatına ilişkin iddiaları doğrularsa Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayette bulunmalıyız çünkü bu Tunus’un güvenliğini tehdit eden saldırgan niteliğinde kanuna aykırı bir eylem” değerlendirmesinde bulunuyor.

“Yalnız Kurtlar” Tunus’un güvenliğine karşı en büyük tehdit
Son dönemlerde Tunus güvenlik güçleri bir dizi terörist grubu durdurmayı başardı. Güvenlik güçleri en sonki operasyonunu 22 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirdi. Söz konusu operasyonda terör eylemleri gerçekleştirmeye hazırlanan “yalnız kurtlar” hücresini oluşturan aralarında bir kadının da bulunduğu beş kişilik bir terör hücresi çökertildi.
Tunus İçişleri Bakanlığı sözcüsü Halife Şeybani’nin açıklamalarına göre terör hücrelerinin ortaya çıkarılması ve Libya’daki durum arasındaki bu eşzamanlılık oldukça net. Terörist gruplar iki yıldan fazla süredir eylemlerini şehirlerin içerisine yoğunlaştırıyor. Tunus geçtiğimiz iki yıl boyunca “yalnız kurtların” gerçekleştirdikleri intihar saldırılarına sahne oldu. Terörist grupların hareketlerindeki bu gelişme bölgedeki, özellikle de Sahra Çölü ve Sahel bölgelerinin durumları ile bağlantılı. Burkina Faso, kuzey Mali ve Çad’da yaşananlar bölgedeki tansiyonun yükseldiğini teyit eden oldukça tehlikeli bir durum. Libya’nın batısındaki kötüleşen durum yüzünden ulusal güvenliği en çok tehdit altında bulunan ülke Tunus.



Irak Başbakanı: İran'daki rejimin çökmesi bölgenin istikrarını sarsar

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
TT

Irak Başbakanı: İran'daki rejimin çökmesi bölgenin istikrarını sarsar

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, İran’daki rejimin çöküşüne ilişkin ‘aceleci hesaplamalar’ konusunda uyarıda bulunarak, bunun bütün bölgenin istikrarını bozacağını ve zaten istikrarsız olan bölgede bir güvenlik boşluğu yaratacağını söyledi.

Sudani, dün İngiliz haber ağı BBC'ye verdiği röportajda şunları söyledi:

“İran'daki rejim, hızla çökecekmiş gibi gösterildiği kadar zayıf değil. Bu rejim köklü bir rejim ve çok sayıda destekçisi ve yandaşı var.”

Irak Başbakanı İran'daki rejimin çöküşünün Irak'a etkisiyle ilgili bir soruya verdiği yanıtta, “Mantık, komşularda herhangi bir yerde çıkan yangının tüm bölgeye yayılacağını söylüyor. Bu yangından kimse korunamaz” ifadelerini kullandı.

Sudani, Irak'ın savaşın tüm bölgeye yayılmasından ‘gerçek bir endişe’ duyduğunu söyledi.

İsrail savaş uçakları, geçtiğimiz ay 12 gün süren savaş sırasında Irak hava sahasını kullanarak İran’daki hedefleri bombaladı. Başbakan Sudani bunu ‘ülkenin egemenliğinin ihlali’ olarak nitelendirdi.

Hükümetinin ülkenin savunma yapısında bir zayıflık tespit ettiğini, bunun üzerine Güney Kore ve Fransa'dan hava savunma sistemleri satın almak için çalışmalara başladığını ve son gerginliklerin ardından da bu süreci hızlandırmaya karar verdiğini söyleyen Irak Başbakanı, “Bizim bu tür ihlallere karşı koyacak yeterli ve ileri teknolojiye sahip bir hava savunma sistemimiz yok. Bu, aslında Irak'ı dahil olmadığı bir savaşa sürüklemek anlamına geliyordu” şeklinde konuştu.

Sudani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Planlarımızı kesinlikle sürdüreceğiz ve İsrail ya da başka herhangi bir ülkenin Irak hava sahasını ihlal etmesine izin vermeyeceğiz. Mümkün olan tüm araçları kullanacağız.”

Irak'ın yeni radar sisteminin bazı parçalarını teslim aldığını ve bu yıl içinde sistemin büyük bir kısmını teslim alacağını belirten Sudani, “Güney Kore'den ilk sevkiyatı alacağız, ancak daha fazlasına ihtiyacımız var” dedi.

İsrail ile İran arasındaki ateşkesin kırılganlığından duyduğu endişeyi dile getiren Sudani, ateşkesi tehdit eden en önemli unsurlardan birinin İsrail hükümetinin başında Binyamin Netanyahu'nun bulunması olduğunu söyledi.

Irak Başbakanı, şunları söyledi:

“Bu, tüm bölge için bir endişe kaynağı, çünkü savaşları ve çatışmaları tüm bölgeye yaymak bu kişinin hayatta kalma stratejisidir. Bu da bölgedeki tüm ülkelerle sorunlar yaratıyor. Gazze'de ateşkes sağlanamadı, Lübnan'da da durum aynı, Suriye'ye istediği zaman saldırıyor. Bu endişe verici bir durum.”