Tunus’ta hükümeti kurma görevi İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi’ye verildi

Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi (AFP)
Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi (AFP)
TT

Tunus’ta hükümeti kurma görevi İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi’ye verildi

Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi (AFP)
Tunus İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi (AFP)

Tunus resmi haber ajansının (TAP) haberine göre Cumhurbaşkanı Kays Said, İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi'yi yeni hükümeti kurmakla görevlendirdi. 

Bağımsız olan el-Meşişi'nin önünde, parlamentoda çoğunluğu sağlayacak bir hükümet kurmak için bir aylık süre var. Hükümetin kurulamaması durumunda cumhurbaşkanı parlamentoyu feshedecek ve ülke yeni seçimlere gidecek.

Cumhurbaşkanlığından verilen bilgiye göre siyasi partiler dün Başbakan İlyas el-Fahfah'ın yerine geçmesi için adaylarını Cumhurbaşkanına sundu.

Başbakan İlyas el-Fahfah, Tunus'ta yolsuzluk ve çıkar çatışması şüpheleri nedeniyle 15 Temmuz'da görevinden istifa etmişti. İstifanın ardından siyasi partiler arasında adaylarını belirlemek için istişareler başlatıldı.
 
 

 



Sudanlı bir kadın, Tunus'tan çöl bölgesine sürüldüklerinde yaşadığı zorlu süreci anlattı

Sudanlı hemşire Tefaul Ömer (Reuters)
Sudanlı hemşire Tefaul Ömer (Reuters)
TT

Sudanlı bir kadın, Tunus'tan çöl bölgesine sürüldüklerinde yaşadığı zorlu süreci anlattı

Sudanlı hemşire Tefaul Ömer (Reuters)
Sudanlı hemşire Tefaul Ömer (Reuters)

Sudanlı hemşire Tefaul Ömer, Tunuslu yetkililer tarafından tutuklandıklarını ve Libya sınır bölgesine atıldıklarını söyleyen diğer 14 göçmenle birlikte kavurucu çöl güneşinin altında bitkin bir şekilde otuyordu. 

Bebek bekleyen Tefaul, Libya sınır devriyesi tarafından bulunmadan ve kendilerine su ve yiyecek verilmeden önce Sudan, Senegal, Gana ve Mali'den bir grup kadın ve erkeğin dört saat yürüdüğünü söylüyor. Reuters’a konuşan Tefaul, çölde yaşadığı sıkıntıların doğmamış çocuğunu etkilemesinden ücra bölgelerde oldukları sırada oldukça korktuğuna değiniyor. 

Göçmenler, Libya sınır muhafızları ve insan hakları grupları Tunus makamlarını, göçmenleri yazın en sıcak döneminde sınırdan kasaba ve köylerden uzaktaki çorak vahşi doğaya göndermekle suçluyor. Libyalı yetkililer, çölde ölen göçmenlerin cesetlerini bulduklarını açıklarken, Tunus İçişleri Bakanlığı, göçmenlerin çöle yollandığı iddialarını reddediyor. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ise bu yöndeki verileri, ülkesini itibarsızlaştırmayı amaçlayan yanıltıcı bilgiler olarak nitelendiriyor.

Reuters'ın sorularını yanıtlayan Tunus İçişleri Bakanlığı sözcüsü Fâkir Buziğaye, Tunus'un Afrikalı göçmenleri sınır dışı ettiği yönündeki suçlamaları reddettiğini söyledi. Çölde mahsur kalanların buraya nasıl geldiği sorusuna ise “Yasal koşulları sağlayanların Tunus'a girişine izin verilecek. Tunus, sınırları dışında olanlardan sorumlu değildir” dedi.

Eşi Yasin Adam ile birlikte Tunus’un Zarzis beldesinde yaşayan 26 yaşındaki Tefaul Ömer, kendilerini İtalya'ya götürmeleri için kaçakçılara vermek üzere para biriktiriyor. Geçtiğimiz hafta polisin diğer göçmenlerle birlikte kendilerini tutuklayıp sınıra götürdüğünü ifade eden Ömer, polisin erkekleri darp ettiğini, gruptaki herkesin telefonlarını aldığını ve onları çölde bıraktığını anlattı.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), örgütün diğer kurumları ile birlikte bulundukları yerin yakınlarında Libya'nın el-Assa şehrinde bir hükümet tesisinde yaklaşık 300 kişiye gıda ve tıbbi yardım sağladığını bildirdi. Libya’daki IOM’da görevli Giacomo Terenzi, sınırdaki durumun çok karmaşık olduğunu söyledi. Assa'ya yaklaşık 35 kilometre uzaklıktaki bir kıyı bölgesi olan Ras Cedir'de hala yaklaşık 350 göçmenin mahsur kaldığı öngörülüyor.

Geçtiğimiz ay IOM ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Tunus'ta uzak ve ıssız sınır bölgelerine veya sınırın ötesine itilen yüzlerce göçmen, mülteci ve sığınmacının güvenliğinden derin endişe duyduklarını bildirdi. Çöl sınırlarından sınır dışı edilme haberleri ilk olarak temmuz ayı başlarında bildirildi. Öncesinde ise küçük teknelerle İtalya'ya yasadışı yolculukların ana hareket noktası olan kıyı kenti Safakes’te (Tunus) bölge halkı ve göçmenler arasında çatışmalar kaydedildi.

Tunus'ta yaşayan binlerce göçmen bu yıl Avrupa'ya gitmeye çalıştı. Nitekim Cumhurbaşkanı Kays Said, göçmenlerin varlıklarının Tunus'un demografik yapısını değiştirme planının bir parçası olduğunu iddia etmiş, şubat ayında göçmen karşıtı bir kampanya başlatmıştı. Afrika Birliği (AfB) tarafından kınanan ve ırkçı olarak adlandırılan bu kampanya, Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenlere yönelik bir saldırı dalgasına yol açtı.

Tunus'un yaklaşımına yönelik eleştirilere rağmen, Avrupa Birliği (AB) geçen ay yaptığı açıklamada, ülkeye insan kaçakçılığıyla mücadeleye yardımcı olması ve sınır yönetimini iyileştirmesi için en az 100 milyon euro verileceğini açıkladı.

İnsan hakları grupları ise AB’yi Libya'daki göçmen uygulamalarına verdiği destek nedeniyle eleştiriyor. Nitekim göçmenlerin barındığı merkezleri silahlı gruplar kontrol ediyor. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü bu yönde işkence suçlarını belgelemişti. Ancak Libya hükümeti bu merkezlerde işkence yapıldığını reddediyor. Tefaul, kendisi ve beraberindekilerin Trablus hükümeti Savunma Bakanlığı’nın 19. Tugay’ına bağlı Libya sınır muhafızlarından su ve yiyecek aldığını söyledi. Devriye ekiplerinin kendilerini bulduğunda yerde yattıklarını, dudaklarının uçukladığını, ten renklerinin griye döndüğünü ekleyen Tefaul, kavurucu güneşi ve kum yüklü kuvvetli rüzgarlardan korunmak için başlarını eşarplarla örttüklerini belirtti.

23 yaşındaki Kufi Musa ve 20 yaşındaki eşi Blessing David de Tefaul’un grubundaydı. Şarku'l Avsat'a konuşan ikili, üç ay önce Cezayir üzerinden Tunus'a geldiklerini, Avrupa'ya seyahat etmeyi umduklarını ancak seyahat edecek parayı bulamadıklarını söylüyor. Musa, üzgün bir halde, “Kendimi hayal kırıklığına uğramış, umudunu kaybetmiş hissediyorum. Şu an sadece Gana'ya dönmek istiyorum. Beni ve eşimi kovdular, korkunç koşullar altında çölde yürümemize izin verdiler” ifadelerini kullandı.


Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu

Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu
TT

Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu

Tunus’un Safakes kentindeki bir plajda 10 göçmenin cesedi bulundu

Tunuslu yetkililer dün yaptığı açıklamada, Avrupa’ya göçün ana çıkış noktası olan Safakes kentindeki bir plajda Sahra Altı Afrika uyruklu 10 göçmenin cesedinin bulunduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’In edindiği bilgilere göre Tunus Ulusal Muhafızlar tarafından yapılan açıklamada, “Sahil güvenlik birimleri tarafından, Safakes’in kuzeyindeki Louata kıyısında son 48 saat içinde 10 ceset bulundu” ifadelerine yer verildi.

Safakes Mahkemesi Sözcüsü Fevzi Masmudi, AFP’ye verdiği demeçte, “Tamamı Sahra Altı Afrikalı uyruklu olduğu tahmin edilen cesetlere rastlandı. Kimliklerini belirlemek için analizler ve örnekler alınıyor” dedi.

Masmudi, teknenin cuma veya cumartesi günleri şiddetli fırtına nedeniyle batmış olabileceğini kaydetti. Yetkililerin, Safakes açıklarında bir teknenin battığına dair herhangi bir açıklama yapmadığını kaydetti.

Masmudi göçmenlerin Safakes’in güneyindeki başka bir yerden, Mehdiye’den veya Zarzis’ten yola çıkmış olabileceğini de sözlerine ekledi.

Bu yılın başından 20 Temmuz’a kadar, çoğu Sahra Altı Afrika vatandaşı olan 901 göçmen cesedi bulundu. Aynı dönemde 34 bin 290 göçmen kurtarıldı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) göre yıl başından bu yana, en yakın kıyısı Tunus’a 150 kilometre uzaklıktaki İtalya’ya yaklaşık 90 bin göçmen geldi.

BMMYK’ya göre söz konusu göçmenlerin çoğu Tunus’tan, bir kısmı ise Libya’dan yola çıktı.

Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre Orta Akdeniz bölgesi, 2014’ten bu yana 20 binden fazla ölüm kaydıyla dünyanın en tehlikeli göç yolu haline geldi.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in 21 Şubat’ta yaptığı ve Tunus’un demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan suç planının bir parçası olarak göçmenlerin gelişini kınadığı konuşmasının ardından mart ve nisan aylarında Sahra Altı Afrikalıların göç manevrası hız kazandı.

Said’in açıklamasının ardından yüzlerce düzensiz göçmen işini kaybetti. Evlerinden tahliye edildi ve ülkede onlara yönelik onlarca saldırı kaydedildi.


Tunus’tan Libya çölüne sınır dışı edilen yüzlerce göçmen yaşadıkları zorlu süreci anlattı

Trablus yetkilileri tarafından, başkalarıyla birlikte kurtarılan ve kucağında bebeğini tutan düzensiz bir göçmen (Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı)
Trablus yetkilileri tarafından, başkalarıyla birlikte kurtarılan ve kucağında bebeğini tutan düzensiz bir göçmen (Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı)
TT

Tunus’tan Libya çölüne sınır dışı edilen yüzlerce göçmen yaşadıkları zorlu süreci anlattı

Trablus yetkilileri tarafından, başkalarıyla birlikte kurtarılan ve kucağında bebeğini tutan düzensiz bir göçmen (Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı)
Trablus yetkilileri tarafından, başkalarıyla birlikte kurtarılan ve kucağında bebeğini tutan düzensiz bir göçmen (Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı)

Geniş çaplı uluslararası eleştirilerin ardından bir grup düzensiz göçmen, yüzlerce göçmenin Libya çölüne sınır dışı edilmesi sürecinin ayrıntılarını anlattı. Göçmenler, Libyalı güvenlik güçleri kendilerini kurtarmaya çalışmadan önce Tunuslu yetkililerden ‘sert muamele’ gördüklerini belirtti.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanlığı, Pazartesi sabahı erken saatlerde, Sınır Muhafızlarına bağlı güvenlik devriyelerinin ‘Tunuslu yetkililer tarafından Libya sınır bölgelerine doğru sınır dışı edilen onlarca düzensiz göçmeni kurtardığını’ bildirdi. Bu kişilerin ‘haklarında gerekli tedbirler alınıncaya kadar geçici olarak barındırılacakları’ da açıklandı.

Birkaç Afrika ülkesinden bir grup göçmen, geçici Ulusal Birlik Hükümeti’nin İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir videoda tanıdıklarının durumlarını anlattı. Göçmenler ayrıca, Libya sınırındaki çöle zorla sınır dışı edilmeden önce Tunuslu güvenlik görevlileri tarafından darp edildiklerini de bildirdi.

Libya’daki Uluslararası Göç Örgütü dün (Pazartesi), ‘Tunus sınırında kurtarılan göçmenlere acil insani yardım sağlandığını’ bildirdi. Ayrıca 191 göçmene hijyen kiti, giysi, şilte sağlanırken, tıbbi, koruma ve psikososyal yardım sağlandığı da aktarıldı.

strh
Bir Uluslararası Göç Örgütü personeli, başkalarıyla birlikte Trablus’ta sınır muhafızları tarafından çöl bölgesine sınır dışı edilen bir göçmenle konuşuyor (Uluslararası Göç Örgütü)

Göçmenlerden biri, Tunus güvenlik güçlerinin kendisini eşiyle birlikte Libya sınırına yakın bir bölgeye sınır dışı ettiğini, Libya güvenlik makamlarının kendilerine ulaştıktan sonra yiyecek, giyecek ve ayakkabı verdiğini anlattı.

Tunus İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre en az 450 göçmen, Ras Ejder bölgesi yakınlarındaki Tunus ile Libya arasındaki askeri tampon bölgede toplandı.

Libya’daki Arap İnsan Hakları Örgütü, ‘geçtiğimiz dönemde Tunus sınırları içinde zorlu insani koşullardan mustarip olan çöl (Al-Assa) bölgesindeki göçmenleri kurtarma’ operasyonunu memnuniyetle karşıladı. Libya Sınır Muhafızları güçlerine bağlı kaynaklar, göçmen sayısının kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 360’a ulaştığını ve ‘hepsinin özel bakıma ihtiyacı olduğunu’ aktardı.

Örgüt, onlara acilen insani ve tıbbi yardım sağlanması çağrısında bulunurken, yetkili kuruluşlara, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Uluslararası Göç Örgütü’nün onları ziyaret etmesi ayrıca göçmen veya sığınmacı olarak sınıflandırma süreçlerinden sonra yasal ve insani yardım da dahil olmak üzere yardım sağlamasına izin verilmesi çağrısında bulundu.

Libya Sınır Muhafızları daha önce, personelinin son birkaç gün içinde güneşte ve 40 santigrat dereceyi aşan sıcaklıklarda, kaderine terk edilen en az 50 göçmeni kurtardığını açıkladı.

Başka bir göçmen, ‘Tunuslu yetkililer onları Tunus’un Zarzis şehrine ve ardından çöle sınır dışı ettiğinden bu yana çektikleri acıdan’ bahsetti. Tunus makamlarının ‘35 göçmenin pasaportunu Libya sınırına sürmeden önce yaktığına’ işaret edildi.

Yasal kınama

Libya’daki Ulusal İnsan Hakları Komitesi yaptığı açıklamada, Afrika Birliği Örgütü’nün 1969 yılında imzalanan Afrika’daki Mülteci Krizlerine İlişkin Sözleşme’nin “Hiç kimse, üye bir devlet tarafından sınırlardan girişin reddedilmesi, geri gönderme veya sınır dışı etme gibi, onu hayatının, fiziksel sağlığının veya özgürlüğünün tehdit altında olacağı bir bölgeye dönmesini veya orada kalmasını zorunlu kılamaz” ifadelerini içerdiğini belirtti.

Komite, İçişleri Bakanlığı’nın ve Sınır Muhafızları liderliğinin göçmenlerin nakline ilişkin anlatıları hakkında şüphelerini dile getirdi ve onları ‘bu göçmenleri ve sığınmacıları Libya’ya sınır dışı etmede Tunus güvenlik makamlarıyla gizli anlaşma yapmakla’ itham etti.

Heyet, ulaştığı ön bilgilerin, ‘Al-Assa’ bölgesine sürülen göçmen sayısının kadın, çocuk ve ailelerin de içinde bulunduğu 360 göçmene ulaştığını da teyit ettiğini belirtti. Söz konusu bölge başkent Trablus’un 150 km güneybatısında ve Libya-Tunus sınırına 15 km uzaklıkta yer alıyor.

xsadwefr
Bingazi makamları, düzensiz göçmenleri Avrupa’ya taşıması amaçlanan bir tekneye el koydu (Bingazi Emniyet Müdürlüğü)

Bingazi Emniyet Müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Sidi Khalifa polis karakolunun ‘kişi başına 18 bin Libya dinarı (Bir dolar 5 Libya dinarı) ödedikten sonra Libya kıyıları üzerinden İtalya’ya kaçmayı planlayan Bangladeşli düzensiz göçmenleri yakalamayı başardığını’ duyurdu.

Bingazi’deki güvenlik yetkilileri, sayısını vermedikleri göçmenleri soruşturmaya tabi tuttuklarını ve kendilerinin deniz yoluyla İtalya’ya götürmeleri karşılığında kaçakçılara para ödediklerini itiraf ettiklerini açıkladı.


Tunus ile Avrupa Birliği arasında kapsamlı işbirliği mutabakat zaptı imzalandı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Tunus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Tunus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.
TT

Tunus ile Avrupa Birliği arasında kapsamlı işbirliği mutabakat zaptı imzalandı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Tunus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Tunus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.

Tunus ile Avrupa Birliği (AB) arasında kapsamlı işbirliği mutabakat zaptı imzalandı.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Georgia Meloni ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile Tunus Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.

Görüşmenin ardından yapılan ortak basın toplantısında, Tunus ile AB arasında kapsamlı işbirliği mutabakat zaptı imzalandığı duyuruldu.

Ortak basın toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Said, "Bugün imzalanan mutabakat zaptında öngörülen en iyi şey, halklar arasındaki yakınlaşmanın gerekliliğidir." ifadelerini kullandı.

Düzensiz göç konusuna değinen Said, yakın zamanda bu soruna insani çözüm bulmak amacıyla ilgili bölge ülkelerinin katıldığı bir göç konferansının düzenleneceğini belirtti.

AB Komisyon Başkanı von der Leyen de kapsamlı işbirliği mutabakat zaptının 5 maddelik bir tedbir paketi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Birinci olarak halklar arasında yakınlaşma olacak. Öyle ki 10 milyon avro değerindeki bir program kapsamında Tunuslu gençler için fırsatlar oluşturacağız. Bununla Tunuslu gençlere, AB'de eğitim ve çalışma imkanı sağlayacağız. İkinci olarak şoklara dayanabilecek sağlam bir Tunus ekonomisi inşa etmek için mali destek sağlayacağız. Üçüncü ise AB ile Tunus arasında yatırım ve ticareti geliştirmek için iş ortamını iyileştirecek adımların atılmasını sağlayacağız. Bunun için de 350 milyon avroluk bir meblağ tahsis edildi.”

Mutabakat zaptının dördüncü maddesinin yenilenebilir enerji sektörünün geliştirilmesi için 300 milyon avro ayrılması olduğuna dikkati çeken von der Leyen, son madde kapsamında ise düzensiz göç ile mücadelede kullanılmak üzere 100 milyon avro ayıracaklarını ifade etti.

Tunus Cumhurbaşkanı Said ile AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, İtalya Başbakanı Meloni ve Hollanda Başbakanı Rutte ile geçen ay yaptıkları görüşmede, kapsamlı işbirliği anlaşması için bir plan üzerinde çalıştıklarını açıklamışlardı.


Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor

Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
TT

Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor

Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)

Akdeniz'de göçmen teknelerinin batması felaketinden iki hafta sonra, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri liderleri, dün, Brüksel'de Tunus ile öncelikle göçle mücadeleyi ve kaçakçı ağlarını kontrol etmeyi amaçlayan bir anlaşmanın imzalanması üzerinde durdu. Avrupa Komisyonu, kıta zirvesi öncesinde, göçle ilgili bir bileşeni de içerecek olan kapsamlı bir ortaklık için Tunus ile bir işbirliği protokolüne ulaşmayı ummuştu. Brüksel ise bu tür bir işbirliğini daha sonraki aşamada Akdeniz havzasında Mısır gibi diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde kapsamlı hale getirmeyi umuyor. Tunus ile beklenenden uzun süren hassas görüşmelerin Kurban Bayramı ardından Pazartesi günü tamamlanması planlanıyor.

sawd
Tunus Cumhurbaşkanı, göç krizini görüşmek üzere İtalya Başbakanı'nı ağırladı (EPA)

Temiz enerji alanında ekonomik ve ticari ilişkilerin ve işbirliğinin pekiştirilmesini içeren ortaklık, 1 milyar euroyu aşan mali yardıma odaklanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Hollandalı mevkidaşı Mark Rutte’nin 11 Haziran'da gerçekleştirdikleri Tunus ziyaretinde bu anlaşmadan bahsedilmişti. Ancak bu mali destek, 2021'den beri gücü tekelleştirdiği bahanesiyle Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile yaşanan anlaşmazlık ve şiddetli bir ekonomik ve sosyal krizin yaşandığı Tunus’taki insan hakları durumunun kötüleşmesi nedeniyle kıtadaki bazı ülkeleri rahatsız ediyor.

Avrupa’nın bu yardımı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Tunus arasında Tunus'a 2 milyar dolar değerinde şartlı kredi verilmesi yönünde devam eden müzakerelerle bağlantılı. Ancak, söz konusu üç yetkilinin ziyaretinden bu yana Cumhurbaşkanı Said, Tunus'un Avrupa sınırlarının koruyucusu olmayacağını, IMF’nin diktelerine boyun eğmeyeceğini vurguluyor. Bu hususta iyimserlik gösteren Mark Rutte, “Bu mesele biraz daha zaman alabilir. Ancak görüşmeler devam ediyor. Ben iyi bir sonuç bekliyorum” vurgusunda bulundu.

sa
Tunus Sahil Güvenliği, tekneleri batan çok sayıda Afrikalı göçmeni kurtarma operasyonu düzenledi (Reuters)

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, düzensiz göçü önlemek için Tunus ile 2016 yılında Türkiye ile imzalanan göç anlaşmasına benzer bir işbirliği başlatılması çağrısında bulundu. Avrupa’nın söz konusu teklifi, Tunus'a 900 milyon euro değerinde uzun vadeli mali yardım, bütçede derhal harcanmak üzere 150 milyon euro değerinde yardım ve 2023'te göçü yönetmek için 105 milyon euro değerinde bir paket verilmesini içeriyor. AB, Tunus'a kara ve deniz sınırlarındaki kontrolü pekiştirmesine yardımcı olmak için yaz sonunda tekneler, mobil radarlar, kameralar ve araçlar vermeyi planlıyor. Bu teklif, kaçakçılık ağlarıyla mücadelede polis ve adli işbirliğinin pekiştirilmesi, Avrupa'da yasadışı bir şekilde ikamet eden Tunusluların ülkelerine dönüşünün kolaylaştırılması üzerinde duruyor.

sa
Göç botlarında hayatını kaybeden kurbanların ailelerinin Tunus'ta düzenlediği protestolar (AFP)

AB, Sahra Altı Afrika'dan gelen göçmenlerin Tunus üzerinden ülkelerine gönüllü bir şekilde dönüşlerini finanse ediyor. Avrupa Komisyonu'na göre, blok bu yıl şimdiye kadar bu yönde 407 operasyonu finanse etti. Tunus’tan göç etmek isteyen bu insanlar, Tunus ile İtalya'nın Lampedusa adası arasındaki bazı noktalarda 150 kilometreyi geçmeyen mesafe yakınlığından yararlanarak Avrupa kıtasına geçmeye çalışıyor.

İtalyan tarafı, yıl başından bu yana kıyılarına en az 60 bin yasa dışı göçmenin geldiğini bildirdi. Bu rakam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) bildirdiğine göre 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 133'lük bir artışı temsil ediyor. İtalya ile Kuzey Afrika arasındaki Orta Akdeniz, dünyanın en tehlikeli göç koridorunu temsil ediyor. Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) bildirdiğine göre, 2014'ten bu yana en az 20 bin insan buradan karşıya geçmeye çalıştığı sırada hayatını kaybetti.

Bu ay, göçmen tekneleri Akdeniz'i geçmeye çalıştığı sırada iki farklı felaket kaydedildi. 14 Haziran'da Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında göçmenleri taşıyan bir teknenin batması ardından Sahil Güvenlik tarafından onlarca ceset bulundu. Yetkililer en az 82 kişinin hayatını kaybettiğini bildirirken yüzlerce kişinin ise hala kayıp olduğu biliniyor. Bir hafta sonrasında ise UNHCR, Tunus'un Safakes şehrinden yola çıkan bir göçmen teknesinin Lampedusa adası açıklarında batması neticesinde yaklaşık 40 kişinin kayıp olduğunu bildirdi. Bu iki olay, sivil toplum kuruluşlarının Avrupa göç politikasına yönelik eleştirilerini gündeme getirdi. Nitekim göçmenlere yönelik kısıtlamaları artıran bu politika, göçmenlik için herhangi bir yasal yol ise izlemiyor.

xs
Ölüm botları ile İtalya'nın Lampedusa adasına ulaşan farklı milletlerden göçmenler (EPA)

Akdeniz'de tehlikede olan göçmenlere yardım etmeyi amaçlayan acil durum hattı Alarm Phone, Çarşamba gününden bu yana Avrupa Parlamentosu önünde düzenledikleri eylemde bu tehlikeli botlar hakkında İtalya, Malta, Yunanistan ve İspanya yetkililerine gönderdikleri binlerce e-postayı okudu. Kuruluşun üyesi Constance Fasher, “Yetkililer görevlerini çoğu zaman yerine getirmiyor. Uyarılarımızın çoğu cevapsız kalıyor” ifadelerini kullandı.


Tunus’ta Ali el-Arid’in hapis cezası 4 ay daha uzatıldı

Ali el-Arid, 2014 anayasasına imza atmıştı. (Kişisel sosyal medya hesabı)
Ali el-Arid, 2014 anayasasına imza atmıştı. (Kişisel sosyal medya hesabı)
TT

Tunus’ta Ali el-Arid’in hapis cezası 4 ay daha uzatıldı

Ali el-Arid, 2014 anayasasına imza atmıştı. (Kişisel sosyal medya hesabı)
Ali el-Arid, 2014 anayasasına imza atmıştı. (Kişisel sosyal medya hesabı)

Tunuslu gençleri terör hücrelerine katılması ile ilgili davayı üstlenen hakim karara vardı. Libya ve Suriye’de Nahda hareketinin Başkan Yardımcısı Ali el-Arid hakkındaki tutukluluk kararı 19 Ekim’e kadar ay ay daha uzatıldı.

Siyasi Tutuklular Savunma Komitesi, davanın yeterli argüman ve kanıtlardan yoksun olduğunu savunarak tüm tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Terörle Mücadele Yargı Merkezi 19 Aralık’ta, Arid hakkında yurt dışındaki terör ağlarıyla ilgili soruşturmalar bitene kadar dörder aydan iki kez uzatılabilen altı aylık bir gözaltı kararı çıkardı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Arid hakkında 14 ay içinde ya bir mahkeme kararı verilmesi ya da kendisinin serbest bırakılması gerekiyor. Bu süre 19 Şubat 2024’te sona eriyor.

Terörle Mücadele Yargı Merkezi Sözcüsü Hanan Kaddes dün, devletin güvenliğine yönelik iki komplo davasına ilişkin medya yasağı getirildiğini bildirdi. Kaddes, görsel ve işitsel medyaya yönelik bu kararın hedefinde, karar metnine göre sürecin doğru yürütülmesi, soruşturmanın gizliliği ve söz konusu tarafların kişisel verilerinin korunması olduğunu vurguladı.


Tunus, Hartum Büyükelçisinin konutuna baskın düzenlendiğini duyurdu

AA
AA
TT

Tunus, Hartum Büyükelçisinin konutuna baskın düzenlendiğini duyurdu

AA
AA

Tunus, Sudan'ın başkenti Hartum'daki Büyükelçisinin konutuna baskın düzenlendiğini duyurarak saldırıyı kınadı.

Tunus Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Hartum'da silahlı bir grubun, Tunus'un Hartum Büyükelçisi Şefik Hacci'nin konutuna baskın yaptığı ve eşyalarını yağmaladığı belirtildi.

Açıklamada, silahlı grupların bu yaptıklarının Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi'nin açıkça ihlali olduğu, diplomatik misyonlara ait binalara saygıyı ihlal ettiği belirtildi.

Baskının kınandığı açıklamada, saldırganların bulunması ve yargılanması çağrısında bulunuldu. Sudan'da çatışmaların durması, halkın çıkarlarının önde tutulması ve sağduyulu davranılması çağrısı yapıldı.

Hartum'da görev yapan Büyükelçi ve diplomatlar ile çok sayıda Tunuslu, nisan ayında tahliye edilmişti.

Arap Parlamentosu, baskını kınadı

Arap Parlamentosundan yapılan yazılı açıklamada, Sudan'ın başkenti Hartum'da, Tunus'un Hartum Büyükelçisi Şefik Hacci'nin konutuna baskın düzenlenmesi kınandı, diplomatik misyonlara saygı gösterilmesi çağrısında bulunuldu.

Sudan makamlarından ülkenin içinde bulunduğu zor şartlarda görevlerini yerine getirmelerine imkan sağlamak amacıyla diplomatik misyonların güvenliğini temin etmesi istendi.

Tunus Dışişleri Bakanlığından bugün yapılan yazılı açıklamada, silahlı bir grubun, Hartum Büyükelçisi Şefik Hacci'nin konutuna baskın yaptığı ve eşyalarını yağmaladığı belirtilmişti.

Hartum'da görev yapan Büyükelçi ve diplomatlar ile çok sayıda Tunuslu, nisan ayında tahliye edilmişti.

Sudan'da ordu ile HDK arasındaki çatışmalar

Sudan ordusu, bir zamanlar desteklediği ancak bağımsız ve paralel bir ordu gibi davranması nedeniyle tehdit olarak gördüğü HDK’nin, 2 yıl içerisinde tamamen orduya entegresini istemişti.

HDK’nin ise sivil bir hükümetin ardından yaklaşık 10 yıla yayılan bir süreçte bunu kabul edebileceğini açıklamasıyla başlayan söz savaşı ve gerginlik, 15 Nisan sabahı taraflar arasında başkent Hartum ve çeşitli şehirlerde silahlı çatışmaya dönüşmüştü.

Sudan'da 3. ayına giren çatışmalarda yaklaşık bin kişi yaşamını yitirdi, 5 bine yakın kişi yaralandı.


Tunus Ocak’tan bu yana 624 kaçak göçmenin cesedine ulaştı

Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)
Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)
TT

Tunus Ocak’tan bu yana 624 kaçak göçmenin cesedine ulaştı

Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)
Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)

Tunus Ulusal Muhafızlar Sözcüsü Husameddin el-Cebabli yaptığı açıklamada, yıl başından bu yana çoğunlukla Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen 624 yasadışı göçmen cesedinin bulunduğunu ifade etti.

Cebabli, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (ANA) yaptığı özel açıklamalarda, Tunus sahil güvenlik güçlerinin bu cesetleri Ocak ayının başından 12 Haziran’a kadar olan dönemde bulduğunu söyledi.

İtalya’nın Lampedusa adasına yakın olan Tunus sahilleri, yasadışı göçmen teknelerinin Avrupa’ya doğru çıkış noktası haline geldi.

Şarku’l Avsat’ın ANA’dan aktardığına göre Cebabli, özellikle Sfaks ve Mehdiye illeri başta olmak üzere Akdeniz’deki yasadışı göç ağlarını çökertmek için güvenlik güçleri tarafından başlatılan operasyonlar sayesinde son zamanlarda yasadışı göç girişimlerinin azaldığını vurguladı.

Cebabli güvenlik güçlerinin, yasadışı göç girişimlerinin çoğunun kaynaklandığı iki ilde yasadışı göçü organize eden 105 kişiyi tutukladığını açıkladı.

Tunus’ta ‘ölüm botu’ kurbanlarının aileleri tarafından düzenlenen önceki protestoların bir görüntü (AFP)
Tunus’ta ‘ölüm botu’ kurbanlarının aileleri tarafından düzenlenen önceki protestoların bir görüntü (AFP)

Cebabli, sahil güvenlik güçlerinin 332 yasadışı göç girişimini engellediğini duyurdu. Ayrıca bu yıl 4 Mayıs’tan 12 Haziran’a kadar olan dönemde 911 Tunuslu olmak üzere 7 bin 453 yabancı dahil 8 bin 364 göçmeni engellediğini de sözlerine ekledi. Aracıların ve organizatörlerin devrilmesi nedeniyle yasadışı göç girişimlerinin geçen yılın aynı dönemine veya bu yılın ilk aylarına göre önemli ölçüde azaldığını vurguladı.

Avrupa Birliği (AB), topraklarında yasadışı göçmen akınını önlemek için Tunus’u kıyılarını kontrol etmeye zorluyor. Geçtiğimiz Pazar günü Tunus ve AB yasadışı göçle mücadele, sürdürülebilir enerji, ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere kapsamlı bir ortaklık paketi üzerinde birlikte çalışmayı kabul etti. Bu, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile yaptığı görüşmelerin sonundaydı.

Leyen AB’nin sınır yönetimi, arama kurtarma operasyonları, kaçakçılıkla mücadele operasyonları ve mültecilerin geri dönüşünde Tunus’a yardım etmek için bu yıl 100 milyon avro destek sağlamaya hazır olduğunu ve insan haklarına sıkı sıkıya saygı duyduğunu söyledi. Ancak Tunus’taki insan hakları örgütleri ve muhalefet partileri bu anlaşmayı eleştirerek amacının finansal kriz yaşayan Tunus’a baskı yapmak ve onu Avrupa topraklarının sınır muhafızı yapmak olduğuna belirtti. Said ise ülkesinin Avrupa için bir sınır muhafızı rolü oynamayacağını söyledi ve ülkesinin bir geçiş koridoru veya yerleşim yeri olmayacağını vurguladı.

Bu bağlamda İtalya’daki resmi bir kaynak, ülke yetkililerinin ülkeye yasadışı yollardan gelen 2 bin 300’den fazla Tunuslu göçmeni sınır dışı ettiğini aktardı. Bu sayı Tunusluları 2022’de İtalya topraklarından sınır dışı edilen göçmenlerin ön saflarına taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın İtalyan haber ajansı NOVA’dan aktardığına göre  gözaltına alınan kişilerin haklarından sorumlu İtalyan Ombudsmanı Maro Palma’dan alıntı yaparak, yetkililerin geçen yıl sınır dışı merkezlerinde bulunan 6 bin 383 yabancıdan 3 bin 154 kişiyi sınır dışı ettiğini aktardı. Palma, sınır dışı edilenlerin çoğunu Tunuslu olduğuna dikkat çekti. 58’i Arnavutluk’a, 359’u Mısır’a, 189’u Fas’a sınır dışı edilenlere kıyasla Tunusluların sayısı 2 bin 308’e ulaştı. İtalya, sınır dışı edilmeleri hızlandırmak ve göçmenlerin kıyılarından yola çıkmalarını önlemek için daha fazla çaba sarf etmek amacıyla Tunus ile bir anlaşmaya varmaya çalışıyor.

Ancak Tunus’taki insan hakları örgütleri Tunusluların zorla sınır dışı edilmesini eleştiriyor. İtalya İçişleri Bakanlığı, bu yıl çoğu Tunus’tan yola çıkan 53 binden fazla göçmenin deniz yoluyla topraklarına geldiğini tahmin ediyor.


Tunus’ta siyasilere yönelik soruşturmalar sürüyor: Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri ifadeye çağrıldı

Ahmed Necip el-Şabi (EPA)
Ahmed Necip el-Şabi (EPA)
TT

Tunus’ta siyasilere yönelik soruşturmalar sürüyor: Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri ifadeye çağrıldı

Ahmed Necip el-Şabi (EPA)
Ahmed Necip el-Şabi (EPA)

Tunus'ta tutuklu muhalif siyasetçilerin savunma ekibi dün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, adli makamların Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib el-Şabi’yi ‘devlet güvenliğine karşı komplo’ soruşturması kapsamında ifadeye çağırdığını duyurdu.

Savunma ekibi, terörle mücadele soruşturma hakiminin, daha fazla ayrıntı vermeden, önümüzdeki Cuma günü aynı zamanda avukat olan Ahmed Necib el-Şabi’nin ifadesini almaya karar verdiğini belirtti. Soruşturma, Ulusal Kurtuluş Cephesi’nden, diğer partilerden ve birkaç aydır hapiste olan bazı muhalif siyasetçiyle birlikte yürütülüyor.

Muhalefet, suçlamaların ‘uydurma ve yasal delilden yoksun’ olduğunu söylüyor. Savunma ekibi, kamuoyuna yaptığı açıklamada, “Dava uydurma ve adil yargılanma güvencesinden yoksun. Ayrıca otorite tarafından çeşitli ideolojik ve siyasi yönelimlere sahip. Alınan kararlar, demokrat muhaliflere karşı, özgürlüklerini kullandıkları için ileri sürüldü” ifadelerini kullandı.

Tunus’taki en büyük muhalefet partisi Nahda Hareketi'nden üç siyasetçi, tutuklanmalarını protesto etmek için cezaevinde açlık grevine başladı. Muhalefet, Cumhurbaşkanı Kays Said’i, muhaliflerine baskı uygulamak için yargıya baskı yapmakla suçlarken, Cumhurbaşkanı Said ise tüm suçlamaları reddediyor.


Tunus-AB ilişkilerini nasıl bir gelecek bekliyor?

İtalya Başbakanı, Avrupa Komisyonu Başkanı, Tunus Cumhurbaşkanı ve Hollanda Başbakanı’nın Kartaca Sarayı'nda hatıra fotoğrafı (AFP)
İtalya Başbakanı, Avrupa Komisyonu Başkanı, Tunus Cumhurbaşkanı ve Hollanda Başbakanı’nın Kartaca Sarayı'nda hatıra fotoğrafı (AFP)
TT

Tunus-AB ilişkilerini nasıl bir gelecek bekliyor?

İtalya Başbakanı, Avrupa Komisyonu Başkanı, Tunus Cumhurbaşkanı ve Hollanda Başbakanı’nın Kartaca Sarayı'nda hatıra fotoğrafı (AFP)
İtalya Başbakanı, Avrupa Komisyonu Başkanı, Tunus Cumhurbaşkanı ve Hollanda Başbakanı’nın Kartaca Sarayı'nda hatıra fotoğrafı (AFP)

Avrupa Birliği (AB), kıtanın güney sınırlarının güvenliğini sağlamaya yönelik yardım karşılığında Tunus'un fon ve mali yardım taleplerine yanıt verdi mi?

Tunus, Avrupa’nın önerisini bu ay sona ermeden kabul edip ardından ise yaklaşık 900 milyon euronun sevkinin yanı sıra, Tunus bütçesi için 150 milyon euro değerinde destek alacak mı? Yoksa değişken küresel durumdan, İtalya dahil olmak üzere bir dizi Avrupa ülkesinde iktidar sağının yasa dışı göç dalgalarını durdurma ihtiyacından yararlanmak için Avrupalı ​​yetkililere baskı yapmaya devam mi edecek?

Hollanda Başbakanı, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı ve İtalya Başbakanı Tunus’ta bir araya geldi (AFP)
Hollanda Başbakanı, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Avrupa Komisyonu Başkanı ve İtalya Başbakanı Tunus’ta bir araya geldi (AFP)

Bu gibi sorular, Avrupa Komisyonu Başkanı, İtalya Başbakanı ve Hollanda Başbakanı’nın Tunus ziyaretine eşlik etti. Pazar günü gerçekleşen ziyaretin ardından, hem Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) sunduğu haksız koşulları, hem de göçmenleri para karşılığı yerleştirme çözümünü eleştiren Cumhurbaşkanı Said’in bu yöndeki yanıtı beklendi. Said, bu çözümün insanlık dışı ve kabul edilemez bir çözüm olduğuna değindi. Nitekim Tunus Cumhurbaşkanı’nın tam olarak ne istediği, tüketim ürünlerindeki sübvansiyonlar kaldırıldığı taktirde Tunus sokaklarının tepkisinin ne olacağı merak ediliyor.

Krizin yaşandığı ekonomik koşullar sürerken Tunus başkentinde yerel bir pazarda iki kadın (Reuters)
Krizin yaşandığı ekonomik koşullar sürerken Tunus başkentinde yerel bir pazarda iki kadın (Reuters)

Tunus işlerine aşina bazı gözlemciler, kapsamlı bir ortaklık paketi için birlikte çalışma anlaşmasının iki tarafın ortak çıkarlarını garanti ettiğine inanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Tunus ile AB arasında bu ay sonunda yapılması planlanan bir sonraki Avrupa zirvesine kadar bir anlaşmanın imzalanmasını umduğunu ifade etti. Avrupa ülkeleri, Tunus'un içinde bulunduğu karmaşık ekonomik, sosyal ve siyasi durumda yardım alması halinde binlerce yasadışı göçmeni bir tarafa yerleştirmek için daha ciddi çalışabileceğine inanıyor.

Tunus Cumhurbaşkanı, İtalya Başbakanı'nı Kartaca Sarayı'nda ağırladı (EPA)
Tunus Cumhurbaşkanı, İtalya Başbakanı'nı Kartaca Sarayı'nda ağırladı (EPA)

AB tarafından önerilen beş nokta arasında Tunus'ta yatırımın artırılması, dijital sektörün desteklenmesi, yenilenebilir enerjilerin ihracatına yatırım yapılması ve öğrenci değişim programının daha kapsamlı hale getirilmesi yer alıyor.

AB’nin Tunus'un ilk ticaret ortağı ve ilk yatırımcısı olduğunu kaydeden Ursula von der Leyen, “Avrupa, Tunus'un 2011'den bu yana demokrasiye giden yolunu, diktatör Zeynel Abidin Bin Ali'yi deviren uzun ve çetin yol konumundaki devrimi desteklemiştir” vurgusunda bulundu. Böylece Avrupa'nın şuan siyasi dosyaya girmedeki gecikmesine üstü kapalı bir göndermede bulunmuş oldu.

Tunuslu siyasi analist Cemal el-Arfavi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, pek çok gözlemcinin Tunus ile AB arasındaki ilişkinin gerçekliğine ve katlanarak artan göç akımlarına dikkat çekerek AB’nin kolay kolay para ödemeyeceğini düşündüğünü belirtiyor. Siyasi müzakereler daha karmaşık olacağına, Almanya başta olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin Tunus'un siyasi gidişatına şüpheyle baktıkları için göçmenlik dosyasını çözmekle yetinmeyip hak ve özgürlüklerden bahsedeceğine de değiniyor.

Tunus başkenti merkezinde Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus başkenti merkezinde Afrikalı göçmenler (AFP)

Tunuslu bir grup insan hakları örgütü, AB’nin bilhassa İtalya'nın, müzakereleri zorlaştıracak olan göçmenlik dosyasını ele alma niyetini sorguluyor. Açıklamada bulunan Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu (FTDES) Sözcüsü Ramazan bin Ömer, Avrupalı ​​yetkililerin sık sık Tunus'a yaptığı ziyaretlerin ve açıklamaların, Tunus'a şantaj yapmak, ülkedeki iç siyasi, ekonomik ve sosyal kırılganlıktan yararlanmak amacıyla benimsenen eski ve yenilenmiş bir yolun parçası olduğuna dikkat çekti. Zirâ sınır ihracat politikalarında iş birliğini artırmak ve Tunus’u bağımlılık politikalarının bir rehinesi haline getirmek istediklerine değindi.

“Avrupa’nın yıllardır Tunus'u iş birliğine ihtiyaç duyan bir ülke olarak değil de göçü kontrol altına almak için daha fazla donanıma ihtiyaç duyan gelişmiş bir sınır noktası olarak gördüğüne” dikkati çeken Ömer, Avrupa ülkelerinin insanların ölecek olsalar dahi Avrupa’ya gitmemelerini savunduklarını söyledi.