Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hamideti: Tehdit ediliyorum

Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti)
Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hamideti: Tehdit ediliyorum

Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti)
Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), isimsiz tarafların kendisini tehdit ettiğini, tasfiyesinin gerçekleşeceği yönde söz verdiklerini öne sürdü. Aynı zamanda, kendi deyimiyle altın kaçakçısı ‘mafyası’ ve ülkenin ekonomisini bozmaya çalışan gruplar hakkında uyarıda bulundu.
İki ton altın ihracatı ve Sudan Altın Borsası açılışı töreninde söz alan Hamideti, Sudan ekonomisinin ilerleyişini bozmaya çalışan tarafların olduğunu, ülkenin kalkınması yönündeki çabaları baltaladıklarını öne sürdü. Bu tarafları Sudan lirası değerini düşürmek ve yabancı para satın almak için çalışan ‘mafya’ şeklinde adlandıran Hamideti, “Ülke, çok büyük bir çete niteliğindeki bir mafya tarafından kontrol ediliyor. Bununla savaşmalıyız, aksi taktirde ülke ilerlemeyecek” ifadelerinde bulundu.
General Hamideti, geçtiğimiz Mart ayında kurulan ve Başbakan Abdullah Hamduk’un alternatif başkanı olduğu Ekonomik Acil Durum Komitesi'ne başkanlık ediyor. Ancak, Hamideti’nin ülke ekonomisini düzeltmek ve ekonomik dengesizlikleri ele alma yolunda acil ve kararlı önlemler almak ile görevli komiteye başkanlık etmesi politikacılar ve aktivistler tarafından eleştiriliyor. Bu durum, Hamideti’nin yeniden geri dönmeden önce başkanlıktan istifa etmesine yol açmıştı.
Kendisini tasfiye etme tehditleri savuran grupların varlığı hakkında uyarıda bulunan Hamideti, bunların ülkeyi yerle bir etmek, sosyal dokusunu ve birliğini parçalamak için çabaladığını belirtti. Bu gruplarla her şey pahasına mücadele etme sözü veren Hamideti, “Bu insanlar ülkeyi yok etmek için savaşıyor. Ancak yemin ederim ki bir gün pişman olacaklar ve gerçekler oraya çıkacak. Onların bu tehditlerini gerçekleştirmelerine izin vermeyeceğiz. Suikastları ve tehditlerinden haberdarız. Ancak şunu söylemek gerekir ki kader ancak Allah’ın emrindedir” ifadelerini kullandı. Söz konusu ‘mafya ve çetelerle’ mücadeleye çağıran Hamideti, ülke ekonomisinin sabote edilmesini engellemek için ulusal safların sıklaştırılması talebinde bulundu.
Komitenin başkanlığında oluşunu eleştiren, bu görevin Hamideti’nin uzmanlık alanına girmediğini söyleyenlere saldıran Hamideti, bu kişileri ‘baltalayıcı ve engelleyici’ olarak tanımladı. Aynı zamanda, “Bunun bizim işimiz olmadığını söylüyorlar, ben de onlara yardım etmeye geldim. Yönetime hevesli olan kim? Bizlere küfreden kimler? Veya liranın döviz kurunu yükseltmek için çalışıp hükümetin düşmesini istemeyenler kimler? Partileri veya bir tarafları destekleme niyetinde değiliz. Niyetimiz ülkeyi çökmekten kurtarmaktır” dedi.
Yolsuzlukla mücadele çağrısında bulunan Hamideti, “El ele verip yolsuzlukla mücadele edelim. Açık bir yolsuzluk var” diyerek altın madenciliğinde faaliyet gösteren ancak vergi ödemeyip ekonomiyi desteklemeyen şirketleri eleştirdi. Ardından şu sözlerle devam etti:
“Eski Başbakan ve Maliye Bakanı’ndan madencilik şirketlerini incelemelerini, verginin ödenmediği altın ihracatı gelirlerinin nereye gittiğini öğrenmelerini ve medyaya ifşa etmelerini istedim. Tüm işgüzarlıkları el-Cenid’e (kendi sahibi olduğu maden şirketi), ancak bu bir sorun değil. Sorun sırlarının bilindiğinin farkında olan mafyada.”
Sahtekarlık ve altın kaçakçılığını önlemek için katı politikalar içeren adımları açıklayan Hamideti, bu politika kapsamında öncelikle muhasebe ilkesinin aktive edileceğini, altın üretimi ve ihracatı ile ilgili yasa ve mevzuatların, yabancı imtiyaz şirketlerinin lisanslarının gözden geçirileceğini belirtti. Aynı zamanda “İmtiyaz şirketlerinin haftalık çıkardığı 300 kilogram altının toplam altın üretimine hiçbir katkısı bulunmuyor” ifadelerini kullanarak komitenin ekonomik portföy, altın ticaret borsası ve tek bir ekonomik pencere oluşturmak için çalıştığını söyledi.
Bürokratik idari yöntemleri ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik vaziyet şiddetle eleştiren Hamideti, “Altına sahip adamlar dileniyor. Kızgınız ancak hastalığımızın ne olduğunu bilmiyoruz.  Altın rezervleri olan bankalar var. Peki biz neden altın rezervi kurduk? Bizimle dalga geçiyorlar” dedi. Aynı zamanda gençlik sloganını yaşatmaya ve ülkeye önem verme çağrısında bulundu.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.