Pandeminin yayılması, Avrupa’yı daha sıkı tedbirler alma ve ekonomiyi kurtarma arasında seçim yapmak zorunda bıraktı

Alman polisler, 1 Ağustos’ta Berlin’de koronavirüs salgınından kaçınmak için alınan önlemlere karşı eylemcilerin önünde duruyor (Reuters)
Alman polisler, 1 Ağustos’ta Berlin’de koronavirüs salgınından kaçınmak için alınan önlemlere karşı eylemcilerin önünde duruyor (Reuters)
TT

Pandeminin yayılması, Avrupa’yı daha sıkı tedbirler alma ve ekonomiyi kurtarma arasında seçim yapmak zorunda bıraktı

Alman polisler, 1 Ağustos’ta Berlin’de koronavirüs salgınından kaçınmak için alınan önlemlere karşı eylemcilerin önünde duruyor (Reuters)
Alman polisler, 1 Ağustos’ta Berlin’de koronavirüs salgınından kaçınmak için alınan önlemlere karşı eylemcilerin önünde duruyor (Reuters)

Küresel epidemiyolojik sahne, Kovid-19 pandemisinin başlamasıyla durdurulmuş genişleme ve bakım faaliyetleri devam ederken, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) içerisinde hiç olmadığı kadar kasvetli bir atmosfere yol açtı. Uzmanlar, elektronik veri tablosunda Hindistan’dan Brezilya’ya, Meksika’ya, Polonya’ya ve Balkanlar’dan Güney Afrika’ya kadar vaka sayılarının nasıl kırıldığını takip ederken endişelerini gizlemiyor. Avrupa ve Asya’dan gelen ikinci dalga rüzgârı yaklaşırken, Japonya ise yeniden olağanüstü hal ilan etmeye çalışıyor.
Son üç aydaki ekonomik çöküş rakamları, ülkeleri, Kovid- 19’u kontrol altına almak için önleyici tedbirlerin sıkılaştırılması ve kapıya gelen ikinci bir dalganın önlenmesi ile ekonomiyi korumak için doğal yaşam döngüsünün yeniden başlaması arasında ülkeleri bir ikilemle karşı karşıya bıraktı. Uluslararası kuruluşlar tarafından ortaya koyulan tahminler, İspanya gibi ülkelerin ulusal üretimlerinin dörtte birini bu yılın ilk yarısında kaybettiklerini, Portekiz, Fransa ve İtalya’nın da bu durumdan pek uzakta olmadığını gösterirken, WHO ise sağlık sektörüne ilişkin olarak ekonomik kaygılarını dile getirmek üzere geri döndü. Ayrıca bilimsel ve tarihsel kanıtların, sağlık krizini ele alma konusunda önde gelen ulusların ekonomik iyileşme olasılıklarının yüksek olduğunu gösterdiğini hatırlattı.
Her gün yeni kayıtlar oluşturan pandeminin yayılmasıyla ilgili en son veriler hakkında WHO, “Yoksul ülkeler, geçmişte Ebola salgınına yanıt vermeyi, vakaları izole ve takip etmeyi başardı. Ancak bugün gelişmiş ve çok zengin ülkelerin bunu yapamadığını fark ediyoruz” açıklamasında bulundu. Kuruluştaki birçok uzman arasında hayal kırıklığının yaşandığını söyleyen WHO, “Çünkü yıllardır salgınlara karşı uyarıyoruz. Devletleri uyanık olmaya, uluslararası sağlık tüzüklerinde ayrıntılı olarak yer alan gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Ama öyle görünüyor ki uyarılara ve çağrılara kulak asılmadı” dedi.

Yanlış teorilere ve yalan haberlere karşı uyarı
Şarku’l Avsat’a konuşan WHO Yürütme Kurulu üyesi ve İtalya hükümeti müsteşarı Walter Ricciardi, “Bugünlerde ikinci bir dalga ve salgın sonrası dönem hakkında çok fazla söylenti var. Ancak hala ilk aşamanın ortasındayız. Virüsü kontrol altına alabileceğimize dair izlenim, insanlara salgının henüz ortadan kalkmadığını unutturdu. Herkes, bu aşamadaki ihmalin veya şikayetin kaçınılmaz olarak bizi başa döndüreceğini fark etmelidir” dedi.
Ricciardi, salgını inkar eden teori ve söylentilere karşı da uyarırken, “Bilim camiası, bu krize ilişkin tavırlarında tamamen tutarlıdır. Bunu hafife alanlara gelince, bunlar sadece tüm klinik, epidemiyolojik ve örgütsel açıdan hazır olan, halk sağlığı verilerini dikkate alan, bilimsel tutumların üzerine inşa edilmiş kapsamlı ve gerçekçi bir vizyona dayanmayan kişisel görüşlerdir. Dar bireysel bakış açılarını kapsamlı bilimsel gerçeklerle karıştırmak büyük bir hatadır” değerlendirmesinde bulundu.
Sağlık ve ekonomi arasında seçim yaparken hükümetin karşı karşıya kaldığı ikilemin zorluğunu kabul eden Walter Ricciardi, “Siyaset bilimle ittifak kurduğunda, bunu planların üzerine inşa ettiğinde ve sahte haberleri göz ardı ettiğinde, o zaman insanların hayatını ve ekonomiyi kurtarabilirsiniz. En büyük ekonomik sorunların bilime sırtını çeviren politikalardan kaynaklandığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sağlık her zaman ekonomiden önce gelir. Çünkü virüs tamamen ortadan kaldırılmadan, ekonomik büyüme gerçekleşmeyecektir. Bu tartışılmaz bir gerçektir” dedi.
Ricciardi, hükümetlere ‘vatandaşlara, özellikle de gençlere, normal hayatın yeniden başlamasının aşamalı ve düzenli bir şekilde yapılması gerektiğini açıklayan kapsamlı bilinçlendirme planlarının geliştirilmesini hızlandırma’ çağrısında bulundu. Ayrıca açık bir düzenleme yapılmadan ve disiplin sağlanmadan okul faaliyetlerinin yeniden başlamasına karşı uyarıda bulunan yetkili, “Bu alanda şu ana kadarki en başarılı deneyim Çin’de yaşandı. Okullar, aralıklı şekilde, sıkı hijyen önlemleriyle ve disiplinli bireysel davranışlarla katı bir planın parçası olarak yeniden açıldı. Fransa ve İsrail gibi aksini yapan ülkelere gelince, büyük sorunlarla karşılaştılar ve planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldılar. Okulların yeniden açılması, yaz tatilinden sonra en zor sınavdır. Sağlık sonuçlarının ne olacağını bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Aşı bulmak için koordineli bir Avrupa hareketi
Avrupa Komisyonu, 300 milyon doz aşı satın almak için Sanofi şirketi ile imzalanan anlaşmanın, ‘aşı güvenliği ve etkinliği’ ile ilgili kanıtların bulunmasına bağlı olduğunu, ayrıca 445 milyondan fazla Avrupalı için yeterli aşı dozunu sağlamak amacıyla diğer laboratuvarlarla da görüşmelere başlandığını belirtti. Bir aydan uzun bir süre önce Almanya, Fransa, İtalya ve Hollanda’nın aynı laboratuvarlarla, aşı üretilir üretilmez satın almak için bir anlaşma imzaladıklarını da belirtmek gerekiyor. Tekeli önlemek ve daha iyi koşullara ulaşmak için de Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri adına laboratuvarlarla doğrudan görüşmeler yürütülüyor. ABD, Çin ve AB arasındaki ‘aşı’ konusunda bu hızlandırılmış savaşın, krizin sağlık boyutunun ötesine geçtiği de unutulmamalı. Çünkü vatandaşlara üretken ekonomik canlandırmaları için antikorlar sağlayacak olan şey de aşıdır.
WHO, “Aşı geliştirilmesi ve üretimi için meşru ve pozitif rekabet, aşının etkinliğini ve güvenliğini sağlayan temel bilimsel standartları aşmamalıdır” dedi. Avrupa Komisyonu ise 1 Ağustos’ta, 16 milyar Euro topladıktan sonra, üretildiğinde tüm korunmasız ülkelere aşı temin etme taahhüdünde bulundu.



Trump, Gazze konusunda bu hafta bir anlaşmaya varılmasını ‘iyi bir şans’ olarak görüyor

TT

Trump, Gazze konusunda bu hafta bir anlaşmaya varılmasını ‘iyi bir şans’ olarak görüyor

ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One'a binmeden önce gazetecilere konuşuyor. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Air Force One'a binmeden önce gazetecilere konuşuyor. (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Washington'da yapacağı görüşme öncesinde, Gazze konusunda ‘bu hafta’ bir anlaşmaya varılmasının ‘iyi bir şans’ olduğunu belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi için İsrail Başbakanı üzerindeki baskı artarken, Trump basın mensuplarına şunları söyledi: “Hamas ile bu hafta ya da önümüzdeki hafta, çok sayıda esir konusunda bir anlaşmaya varma şansının yüksek olduğunu düşünüyorum... Zaten esirlerin birçoğunu kurtarmayı başardık. Ancak şimdi kalan esirler söz konusu olduğunda, bunların büyük bir kısmı serbest bırakılacak. Bunun bu hafta gerçekleşmesini bekliyoruz.”

Trump, ABD'nin ‘İran ile belki de kalıcı bir anlaşma’ da dahil olmak üzere ‘İsrail ile çeşitli konular üzerinde çalıştığını’ ifade etti.

Netanyahu, Trump, Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmek üzere bugün ABD'ye geldi.

İsrail Başbakanı’nın uçağı Beyaz Saray'a yapacağı ziyaret öncesinde ABD'deki Andrews Hava Kuvvetleri Üssü'ne indi.

Netanyahu dün ABD'ye giderken yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde ‘kabul ettiği koşullara göre’ bir ateşkes anlaşmasına varmak için çalıştığını söyledi. Netanyahu, müzakere heyetini Katar'ın başkenti Doha'ya gönderdiğini belirtti. Müzakere heyetini Doha'ya anlaşmayla ilgili ‘açık talimatlarla’ gönderdiğini kaydeden Netanyahu, Gazze Şeridi'ndeki tüm esirlerin geri gönderilmesi ve bölgenin İsrail'e tehdit oluşturmadığından emin olunması yönündeki niyetini vurguladı.

İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasına varılması ve Gazze Şeridi'ndeki esirlerin serbest bırakılması için dolaylı müzakereler dün akşam Doha'da başladı.

Beyaz Saray'daki görüşmede Trump ve Netanyahu, İsrail ile Hamas arasında 21 aydır devam eden savaşın parçaladığı Gazze Şeridi'nde 60 günlük bir ateşkes için ABD'nin önerisini özellikle ele alacak.

sadfergty
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından yükselen dumanlar (AP)

Hamas'ın 2023'teki saldırısında kaçırılan 251 esirden 49'u halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor; bunlardan 27'sinin İsrail tarafından öldürüldüğü açıklandı. Katar, ABD ve Mısır'ın arabuluculuğuyla Kasım 2023'te bir haftalık ilk ateşkes ve 2025'in başlarında yaklaşık iki aylık ikinci ateşkes, İsrail hapishanelerindeki Filistinlilerin serbest bırakılması karşılığında Gazze Şeridi'nde tutulan bazı esirlerin serbest bırakılmasına izin verdi.

Ateşkesin ardından bir sonraki aşama için herhangi bir anlaşmaya varılamaması üzerine İsrail mart ayı ortasında Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına yeniden başladı ve 17 Mayıs'ta askeri operasyonlarını yoğunlaştırdı.