Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Budiaf suikastı aydınlatılabilecek mi?

Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Muhammed Budiaf’ın oğlu Nasır Budiaf (Budiaf’ın Facebook sayfası)
Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Muhammed Budiaf’ın oğlu Nasır Budiaf (Budiaf’ın Facebook sayfası)
TT

Eski Cezayir Cumhurbaşkanı Budiaf suikastı aydınlatılabilecek mi?

Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Muhammed Budiaf’ın oğlu Nasır Budiaf (Budiaf’ın Facebook sayfası)
Cezayir’in eski Cumhurbaşkanı Muhammed Budiaf’ın oğlu Nasır Budiaf (Budiaf’ın Facebook sayfası)

Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Budiaf'ın (1919-1992) oğlu Nasır Budiaf, yayınladığı bir mesajla Cezayir Devlet Başkanı Abdülmecid Tebbun’a seslenerek "babasına yönelik, ülkenin itibarını ve güvenilirliğini sarsan suikastla ilgili gerçeği ortaya çıkaran derin ve ciddi bir soruşturma yürütmesi" çağrısında bulundu. Nasır, babasının ölümünün "bir sır olmadığını ve kasıtlı bir eylem olduğunu" belirtti. Ayrıca, geçen yıl ekim ayında Adalet Bakanı’na bir mektup yazarak "gerçek failler sorumlu tutulmadan suikast dosyası kapatıldığı için yeniden açılmasını" talep ettiğini bildirdi. Bakanın ise talebine yanıt vermediğini kaydetti. 
Nasır Budiaf, askeri mahkemenin takibinde olan ve İspanya'ya göç eden ülkenin eski Savunma Bakanı General Halid Nezzar'ı yıllardır babasının suikastını planlamakla suçluyor.
Muhammed Budiaf, 29 Haziran 1992'de Annaba kentinde (başkentin 600 km doğusunda) bir salonda konuşma yaparken vurularak öldürüldü. Kendisini korumakla görevli olan Teğmen Mübarek Bumarafi, merhum başkanın arkasındaydı ve onu makineli tüfekle vurdu. Başkentteki Ağır Ceza Mahkemesi onu idama mahkum etti. Ancak Cezayir'in 1993'ten beri idam cezasını uygulamaması nedeniyle karar infaz edilmedi. Bu nedenle cezası müebbet hapis cezasına dönüştürüldü ve Bumarafi, 1994'te gerçekleşen ve 15 gün süren davada tek bir söz söylemedi.
Genel halk ve ülkedeki siyasi ve medya çevreleri Budiaf suikastı hakkındaki resmi olarak açıklanan bilgilere inanmıyor. Ülkede yaygın olan görüş, önde gelen yetkililerin ciddi yolsuzluk skandallarına karıştıkları için Budiaf’ın onları sorumlu tutma kararlılığı göstermesi bahanesiyle onu öldürdükleri. Budiaf’ın oğlu daha önce yaptığı açıklamada "ülkenin kötüleşen siyasi ve ekonomik koşulları nedeniyle gerçek suçluları aramanın faydasız olduğunu düşündüğünü" ifade etmişti.
Budiaf, Cumhurbaşkanı Muhammed Budiaf’ın suikastının gerçek elebaşları olan eski istihbarat şefi General Tevfik (şu an hapishanede) ve suikast dosyasının yeniden açılmasının istenmesi sonrasında İspanya’ya kaçan eski Savunma Bakanı Halid Nezzar’ın hesap verme vaktinin geldiğini belirterek geçen yıl bir kampanya başlatmıştı.

Dört şüpheli
Nasır Budiaf, suçlamalara dair açıklamalar yaparken, 29 Haziran’da yıldönümü kutlanan suikasta uğrayan babasının mezarını ziyaret ettiği her zaman da 1992 yılı Cumhurbaşkanının suikast emrini veren organların yeniden soruşturulmasını talep ediyor.
Bu bağlamda Nasır Budiaf, bu defa eski Savunma Bakanı Halid Nezzar’ı babasının suikastının arkasında olmakla suçladı. Nezzar, o dönemin Savunma Bakanı ve Budiaf’ı Fas’ta sürgünden dönmeye ikna eden Yüksek Devlet Konseyi üyesiydi. Nasır Budiaf ayrıca, suçlama parmağını eski istihbarat şefi olan ve “General Tevfik” olarak çağrılan Muhammed Medin’e de yöneltti. Bu çerçevede Budiaf’ın suçlamada bulunduğu ilk isim olan Nezzar, İspanya’ya kaçarken, ikinci isim olan General Tevfik hakkında ise Said Buteflika ve daha sonra da eski istihbarat şefi olan General Beşir Tartag gibi “rejime ve orduya karşı komplo kurma” suçlamasıyla askeri yargı düzeyinde soruşturma yürütülüyor.
Budiaf, merhum General Larbi Belkheir ve 2013 yılına kadar Ulusal Savunma Bakanlığı’nda temsilci olan eski Cumhurbaşkanlığı Divanı Başkanı merhum General Abdul Malik Kanayziye’nin de suikasta dahil olduğuna inanıyor.

Sürpriz tanıklar
Budiaf, Cezayir devlet televizyonunda canlı yayınları izledikten sonra Cezayir’in bağımsızlık dönemindeki suikast aylarına dikkati çekerek, siyasi durum öncesinde yıllarca topladığı yeni tanıklara değindi. Nasır Budiaf, bu kez o gün Annaba yolunda babasına eşlik eden başkanlık ekibi ve cansız bedenini başkent Cezayir’e geri getiren mürettebata dair veriler ortaya koydu.
Budiaf’a göre elde edilen tanıklar, babasının ölümü resmi olarak onaylanana kadar inişi engellemek için uçağın pilotuna nasıl baskı yapıldığına da dikkati çekti. Eski Cumhurbaşkanının kalaşnikof tüfeğiyle sadece 10 metre mesafeden birkaç defa vurulması sonrasında hemen ölmediğine inanılıyor.

Suikastta Fransa’nın parmağı var mı?
Muhammed Budiaf davasına dair suçlamalar, yerel isimlerle sınırlı değil. Aksine Cezayir sınırlarını aşarak Fransa’ya kadar ulaştı. Nasır’ın soruşturmaları sırasında elde ettiği bilgiler, eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın da söz konusu suikasta karıştığını gösteriyor.
Nasır, suçun “bu askeri yetkililer tarafından, bu duruma yeşil ışık yakan eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın onayıyla” gerçekleştirildiğine inandığını söyledi.
Nasır Budiaf’ın kanaatleri, Fransa’nın eski Cezayir büyükelçisi Bernard Bajolet’in bir kitabı sonrasında daha da güçlendi.
Nasır ayrıca, Ulusal Kurtuluş Cephesi’ni müzeye koyma projesi sebebiyle, babasına suikastın mükemmel bir politika olduğuna inanıyor. Orduyu kışlalara geri döndürme, siyasetten uzak tutma çalışmalarına dikkati çeken Nasır Budiaf ayrıca, babasına suikast hususunda Cezayirli yetkililer tarafından değinilen izole edilmiş eylem hipotezini reddederek, bunları yalan olarak niteledi.

En fazla kaybeden Nezzar olacak
Tevfik, ağır suçlamalar eşliğinde bir soruşturmayla karşı karşıya kalırken, yargının gelecek Eylül ayında davasının şeklini ve içeriğini onaylaması halinde eski Savunma Bakanı Halid Nezzar da ikisi şu an ölmüş olan 4 isim arasında en fazla kayıp yaşayan kişi olacak. Nezzar’ın sıkıntıları, bir sivil mahkemenin bir devlet başkanına yönelik suikastla ilgilenmesinin, Cezayir askeri mahkemesi tarafından yayınlanan uluslararası tutuklama emrinin uygulanmasını hızlandıracağı gerçeğinden kaynaklanıyor.



Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.


Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
TT

Hamas, yurtdışındaki liderlerine yönelik Arap olmayan bir ülkede suikast girişimi bekliyor

İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısında hasar gören bina (Reuters)

Hamas içinde, İsrail'in Filistin toprakları dışında bazı Hamas liderlerini hedef alan yeni bir suikast operasyonu düzenleyeceği beklentisi var.

Hareket içindeki üst düzey kaynaklar Şarku'l Avsat'a, özellikle önde gelen Hizbullah yetkilisi Heysem Tabatabai'nin suikastının ardından, liderliğe yönelik olası saldırılar konusunda endişelerin arttığını söyledi.

Bir kaynak, "hareketin liderliğinin Arap olmayan bir ülkede hedef alınacağına dair değerlendirmeler var" dedi, ancak hangi ülkede hedef alınacağını belirtmedi.

Şarku'l Avsat, yurt dışındaki Hamas liderlerine olası suikastları önlemek veya en azından zararlarını en aza indirmek için kişisel güvenlik ve ihtiyati tedbirlerle ilgili bir iç talimat belgesi dağıtıldığını öğrendi.

Belgede, "Belirli bir yerde yapılan toplantıların iptal edilmesi, farklı yerlerde yapılan periyodik olmayan toplantıların benimsenmesi gerektiği" belirtildi.

Talimatta liderlerden, "cep telefonlarını toplantı yerinden en az 70 metre uzakta tamamen izole etmeleri ve saat de dahil olmak üzere tıbbi veya diğer elektronik cihazların toplantı yerlerine girmesini engellemeleri" isteniyor.

Bu arada Gazze'deki kaynaklar, Hamas karşıtı silahlı milis grubunun lideri Yaser Ebu Şebab'ın dün öldürülmesinin, Tarabin aşiretinden iki kişinin arasında çıkan aşiret çatışması sırasında gerçekleştiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Ebu Şebab'ın öldürülmesine katılan iki kişinin el-Dabari ve Ebu Sunayme ailelerine mensup olduğunu, her iki ailenin de Ebu Şebab ile birlikte Tarabin kabilesine mensup olduğunu belirtti.


Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn: İsrail’le görüşmeler olumlu hedef ikinci bir savaşı önlemek

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, bugün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Lübnan ile İsrail arasında yürütülen ateşkes izleme mekanizmasına ilişkin görüşmelerin olumlu geçtiğini ve temel hedefin ikinci bir savaşın önüne geçmek olduğunu söyledi. Avn, mekanizmanın 19 Aralık’ta yeniden toplanacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Avn, Baabda Sarayı’nda düzenlenen kabine toplantısında, ABD’de eski Beyrut Büyükelçisi olan Simon Karam’ın, Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan Nevvaf Selam ile yapılan istişareler sonucu sivil bir üyenin katılımı amacıyla heyet başkanlığına getirildiğini belirtti.

İlk doğrudan temas: UNIFIL’de tarihi toplantı

İsrail’in büyük çaplı bir tırmanış başlatabileceğine dair endişeler sürerken, Lübnanlı ve İsrailli iki sivil temsilci Çarşamba günü UNIFIL karargâhında ateşkes mekanizması komitesinin toplantısına katıldı. Bu adım, iki ülke arasında on yıllardır görülmeyen ilk doğrudan görüşme olarak kaydedildi.

dfrgt
İki Lübnan askeri, 28 Kasım 2025'te Güney Lübnan'daki Alma el-Şaab köyündeki bir Lübnan askeri noktasından, İsrail askeri karakolu Hanita'ya (solda) ve geçen yıldan bu yana İsrail güçlerinin işgal ettiği beş tepeden biri olan Labouneh'e (sağda) bakıyor (AP)

Hükümet toplantısı sonrası konuşan Enformasyon Bakanı Paul Morkos, Avn’ın “İlk oturumun çok üretken olması beklenemezdi ancak 19 Aralık’ta başlayacak sürecin yolunu açtı” sözlerini aktardı. Avn, görüşmelerin amacının hiçbir toplumsal grubu hedef almak değil bütün Lübnan’ı korumak olduğunu vurguladı.

fgthy
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (Reuters)

Avn, “Şu ana kadar tepkiler olumlu. Bunu ikinci bir savaşın gölgesini Lübnan’dan uzaklaştırmak için kullanmalıyız” dedi. Müzakerenin tek yol olduğuna işaret eden Avn, “Lübnan’ın egemenliğinden taviz yok” diye konuştu.

Görüşmelerin çerçevesi: Sadece güvenlik

Cumhurbaşkanı Avn, Simon Karam’a verilen talimatların “tamamen güvenlik başlıklarına” odaklandığını belirterek bunları şöyle sıraladı:

İsrail saldırılarının durdurulması

İşgal altındaki noktalardan çekilme

Sınırların belirlenmesi

Esirlerin serbest bırakılması

Avn, yarın Beyrut’a gelecek BM Güvenlik Konseyi temsilcilerine, “müzakerelerin başarısı için İsrail’in olumlu ve ciddi tutum takınması yönünde baskı yapılması” çağrısında bulunacağını söyledi.

vfg5th
4 Aralık 2025'te Güney Lübnan'ın Cbaa kentinde İsrail bombardımanında hasar gören bir bölgedeki enkazın yanında bir sivil savunma kamyonu duruyor (Reuters)

Cumhurbaşkanı, heyetin ayrıca yıl sonuna kadar Hizbullah’a ait askeri tesislerin sökülmesi planının ilk aşamasını tamamlaması beklenen Lübnan ordusunun çalışmalarını yerinde incelemek üzere güneye gideceğini belirtti.

Toplantıya Simon Karam ile İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi’nin dış politika direktörü Yury Resnick katılırken, ABD’li arabulucu Morgan Ortagus da hazır bulundu. ABD ve Fransa gelişmeyi memnuniyetle karşıladı.

Ekonomik iş birliği yok

Enformasyon Bakanı Morkos, görüşmelerin ekonomik iş birliği veya barış anlaşması gibi başlıkları kapsamadığını belirterek şunları söyledi: “Naqura görüşmeleri yalnızca güvenlik odaklıdır.”