Avn, patlamayla ilgili uluslararası soruşturma yürütülmesini kabul etmedi

Beyrut Limanı’ndaki yanmış kamyonlar. (AFP)
Beyrut Limanı’ndaki yanmış kamyonlar. (AFP)
TT

Avn, patlamayla ilgili uluslararası soruşturma yürütülmesini kabul etmedi

Beyrut Limanı’ndaki yanmış kamyonlar. (AFP)
Beyrut Limanı’ndaki yanmış kamyonlar. (AFP)

Lübnan, Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin uluslararası alanda atılacak adımları reddetini duyurmasının ardından ülkede yeni bir siyasi kriz meydana geldi. Patlamaya ilişkin olarak uluslararası alanda soruşturma yürütülmesi talebinin ‘gerçeği boşa çıkarmayı amaçladığını’ belirten Avn geç gelen adaletin adalet olmadığını vurguladı. Lübnan Cumhurbaşkanı ayrıca meselenin geçen perşembe günü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile gerçekleştirilen görüşmelerde gündeme geldiğini de yalanladı.
Lübnan siyaseti ikiye bölünmüş durumda. İlk tarafta bulunan Mustakbel Hareketi, Lübnan Kuvvetleri Partisi, İlerici Sosyalist Parti ve Ketaib Partisi uluslararası bir soruşturma komitesi kurulması çağrısı yaparken Özgür Yurtsever Hareket ve Hizbullah tarafından temsil edilen diğer taraf ise uluslararası buna karşı çıkıyor.
Pine Residence’ta geçen perşembe günü Lübnan parlamento bloklarının Fransa Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeyi takip eden ilgili kaynaklar, geçmişte 14 Mart ekibinin bir parçası olan tarafların bu noktada birbirlerinden ayrıldığını, diğer tartışılan konunun da Lübnan’da aktif bir devletin bulunmaması olduğunu bildirdiler.
Kaynakların Şarku’l Avsat’a aktardığına göre Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanı Samir Caca, Macron’un Beyrut’u vuran felaketi meydana getiren koşulları ortaya çıkarmak için ciddi ve etkili bir uluslararası soruşturma başlatılmasını talep ettiğini belirtti. Caca, Lübnanlıların Hizbullah karşısında bu talebi yerine getirmesi için Fransa’ya güvendiğini söylerken parlamento bloğu başkanı Milletvekili Muhammed Raad da toplantıda İsrail’in de dahil olabileceği uluslararası bir soruşturmaya güvenilmediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Avn, Cumhuriyet Sarayı’nda gazetecilere yaptığı açıklamada amacının devam eden soruşturma sırasında Beyrut Limanı patlamasıyla ilgili gerçekleri aydınlatmak olduğunu belirterek adaletin sağlandığını, kimsenin kendisin hataya itemeyeceğini veya gerçekleri açıklamasını engelleyemeyeceğini vurguladı. “Bu konuda genç ya da yaşlı ayrımı yapılmayacak. Mahkemelerin tüm kapıları hem yetişkinlere hem de küçüklere açık olacak” dedi.
Avn, konunun uluslararası arenaya taşınması ile ilgili bir soruya verdiği cevapta bunun gündemde olmadığını söyledi. “Kendimizi yönetmeliyiz. Görev sürem boyunca Lübnan’ın egemenliği etkilenmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı, yaşananların 3 sorumlusu olduğunu belirttiği açıklamasında “Patlayıcı maddeler limana nasıl girdi? Nasıl yerleştirildi? Ardı ardına hükümetler ve yetkililer yönetime gelirken 7 yıl boyunca nasıl korundu?” diye sordu. Avn ayrıca gerekli eylemleri gerçekleştirirken farkındalık veya ihmal eksikliği olduğuna dikkat çekti.
Avn, patlamaya neden olan etkenlerin henüz netleşmediğini belirterek “Füze, bomba veya dış bir etken de buna yol açmış olabilir” dedi.
Havada uçak veya füze olup olmadığını belirleyebilmek için Beyrut’u ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan Beyrut Limanı'ndaki patlamanın uydu görüntülerini istediğini aktaran Avn, görüntülerin Fransa’da bulunmaması halinde diğer bazı ülkelerinden de talep edebileceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Avn, ulusal birlik hükümeti kurmaya yönelik yürütülen tartışmalar kapsamında yaptığı açıklamada bu durum için uygun ortamın hazırlanması gerektiğini söyledi. Bununla birlikte Lübnan Kuvvetleri’nden Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamada herhangi bir yerel soruşturmaya güven durmadıkları için uluslararası bir soruşturma komitesini destekledikleri belirtildi. Açıklamada buna gerekçe olarak da öncelikle hiçbir yerel tarafın söz konusu saklanılması ve ilgilenilmemesi konusunda sorumluluk almayacağı gösterildi.
Soruşturma komitesine verilen desteğin bir diğer sebebinin de Lübnan’daki yolsuzluk ve yürütülen politikalar olduğunu belirten Lübnan Kuvvetleri’nin açıklamasında “Bu nedenle gerçeğe Lübnanlılar aracılığıyla ulaşılamaz. Yalnızca uluslararası çapta gerçekleştirilecek ciddi ve şeffaf bir soruşturmanın arkasındayız” denildi. Parti, yaşananları hafifletme girişimlerinin ortaya koyulabileceğinden endişe duyduğuna da dikkat çekti.
Lübnan Kuvvetleri bu noktada Mustakbel ile aynı tavrı benimsedi. Eski Başbakan Tamam Selam da açıklamasında “Mevcut iktidara güven kayboldu ve durum Beyrut Limanı’ndaki patlamanın koşullarını araştırmak için uluslararası veya Arap coğrafyasından bir komite kurulmasını gerektiriyor” dedi. Selam açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Uluslararası komitenin amacı doğru, şeffaf ve belirleyici bir sonuca ulaşmaktır. Lübnan, bir siyasi kargaşa döneminden geçiyor ve mevcut iktidarda sorumlu olanların çoğu ülkeyi düzgün bir şekilde yönetemiyor. Her adımda tökezliyorlar, finansal sorunları çözemiyorlar veya yargının bağımsızlığını güvence altına alamıyorlar. Bu yüzden Lübnan başarısız bir devlet olma yolundadır. İlk aşamada gerekli olan iktidara güvendir. Ancak bu, şu anda mevcut değil.”



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian