Yıllarca esaret altında tutulan beyaz balinaların deniz hasreti sona erdi

Denize nakledilmeden önce nefeslerini daha uzun süre tutabilmeleri konusunda eğitilen balinalar, gelgitler ve akıntılara karşı da dirençli hale getirildi

Beyaz balinalar bir süre öncesine kadar Şangay'daki akvaryumda gösterilerin parçası olarak kullanılıyordu (AFP)
Beyaz balinalar bir süre öncesine kadar Şangay'daki akvaryumda gösterilerin parçası olarak kullanılıyordu (AFP)
TT

Yıllarca esaret altında tutulan beyaz balinaların deniz hasreti sona erdi

Beyaz balinalar bir süre öncesine kadar Şangay'daki akvaryumda gösterilerin parçası olarak kullanılıyordu (AFP)
Beyaz balinalar bir süre öncesine kadar Şangay'daki akvaryumda gösterilerin parçası olarak kullanılıyordu (AFP)

Çin’in Şangay şehrindeki bir akvaryumdan alınan iki beyaz balinanın (beluga) İzlanda açıklarındaki bir koruma alanında denize bırakıldığı belirtildi.
AFP’nin haberine göre Haziran 2019’a kadar Changfeng Okyanus Dünyası’nda ziyaretçileri eğlendiren 13 yaşlarındaki Little White ve Little Grey isimli dişi balinalar özel olarak tasarlanmış konteynırlar vasıtasıyla İzlanda’nın Klettsvik Koyu’nda yer alan Westman Adaları’na götürülmüştü.
Sea Life Trust adlı deniz canlılarını koruma vakfı pazartesi günü yaptığı açıklamada, tutuldukları kara tesisinden alınarak cuma günü Klettsvik Koyu açıklarında bir koruma havuzuna nakledilen balinaların, Rusya’da bir balina araştırma tesisinden alındıkları 2011’den bu yana ilk kez denize kavuştuğunu belirtti.
Kuruluş, balinaların yeni evleri olacak 32 bin metrekarelik daha büyük bir koruma alanına geçirilinceye kadar bu kısıtlı bölgede “birkaç hafta” daha kalacağını kaydetti.
Açıklamada, “daha geniş bir koruma alanına bırakılmadan önce dış dünyadaki tüm faktörlere ve yeni doğal ortamlarına ayak uydurabilmeleri için bu iki balinanın kısa bir zamana ihtiyaç duyacağı” ifade edildi.
Haberde insanların bakımında geçen onca yılın ardından beyaz balinaların doğal yaşamda hayatta kalmasının zor olacağına dikkat çekildi.
Beyaz balinaların denize bırakılmasının planlandığı gibi sorunsuz tamamlandığını söyleyen Sea Life Trust Başkanı Andy Bool, “Little White ve Little Grey’yi uzman bakım ekibimiz ve veterinerlerimizle birlikte çok dikkatlice takip ediyoruz” dedi.
Bool bu balinaların “dünyanın dört bir yanında insanların bakımı altında tutulan diğer 300 beyaz balina için birer elçi” olduğunu belirterek “Başkalarını da beyaz balinaların farklı bir ortamda daha iyi olabileceğine dair ikna edebileceğimizi umuyoruz” diye ekledi.
Denize nakledilmeden önce nefeslerini daha uzun süre tutabilmeleri konusunda eğitilen beyaz balinalar, gelgitler ve akıntılarla mücadele için fiziksel açıdan daha güçlü hale getirildi. Daha soğuk sularda hayatta kalabilmelerini sağlamak için de bu canlıların yağlanmaları sağlandı.
Balinaların boylarının 4 metre olduğu ve son olarak 900’er kilo ağırlığa ulaştığı belirtildi.
Kökenleri Rusya’nın kutup bölgesine uzanan bu deniz canlılarının yakalandıkları sırada muhtemelen 2 ya da 3 yaşında oldukları kaydedildi.
Beyaz balinaların ortama ömrünün 40 ile 60 yıl arasında değiştiği tahmin ediliyor.
Dünyada beyaz balinalar için denizde ilk açık koruma alanına ev sahipliği yaptığı belirtilen Klettsvik Koyu, 1993 tarihli Özgür Willy (Free Willy) filmindeki katil balina Keiko’nun 1998’de denize salındığı yer olarak hatırlanıyor.
Denize tam anlamıyla 2002 bırakılan Keiko, doğal yaşama adapte olamamış ve 18 ay sonra Norveç fiyortlarında can vermişti.



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe