Sudan'ın doğusundaki kabile çatışmalarında ölü ve yaralılar artıyor

Sudan'ın doğusundaki kabile çatışmalarında ölü ve yaralılar artıyor
TT

Sudan'ın doğusundaki kabile çatışmalarında ölü ve yaralılar artıyor

Sudan'ın doğusundaki kabile çatışmalarında ölü ve yaralılar artıyor

Sudan'ın Port Sudan şehrinde patlak veren kanlı olaylardaki kurbanların sayısı, çekişmelerin devam edişiyle birlikte dün artış gösterdi. Hartum'daki merkezi hükümet ise, emniyetsizliği durdurmak ve devletin itibarını dayatmak üzere bu konuda acil önlemler alınacağını duyurdu. Diğer yandan, düzenli kuvvetler, devrik Başkan Ömer el-Beşir rejimin kurduğu Halk Savunma Kuvvetleri’ne ait gerçek mühimmat ve askeri işaretler bulduğunu bildirdi.
Sudan Doktorları Merkez Komitesi, dün yaptığı açıklamada, üç gündür devam eden olaylardaki kurban sayısının 25’e çıktığını, 87 kişinin ise ağır yaralandığını aktardı. Başbakan Abdullah Hamduk ise güvenliğin artırılması ve merkezi hükümetin takviye güçlerinden Salı günü Kızıldeniz’e ulaşan özel kuvvetlerin gönderilmesi yönünde talimat verdi.
Hamduk’un yerel yönetimden siyasi bileşenler ve liderler ile son birkaç gündür gerçekleştirdiği yoğun toplantılarda doğu illerindeki güvenlik ve siyasi durum ele alındı. Aynı zamanda, çok sayıda Sudanlının hayatına mal olan talihsiz olayların üstesinden gelmek için acil önlemler alındı.
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan yerel kaynaklar, devam eden çatışmalar ve vatandaşların olağanüstü hale iltizam sağlamaması nedeniyle şehirdeki güvenlik durumunun daha da kötüye gittiğini ifade etti. Aynı zamanda birçok gencin beyaz silah taşıdığını, bu nedenle düzenli güçlerin grupları dağıtmak için havaya mermi sıkmak zorunda kaldığını da ekledi.
Aynı kaynaklar, Port Sudan’ın merkezindeki Um el-Kura ve el-Kadisiyye mahallelerindeki yangınların devam ettiğini, bazı sakinlerin evlerine, ticari işletmelere ve çarşıya sıçradığını aktardı. Mahallelerde, vatandaşlardan silah toplamak için arama kampanyalarının devam edeceğini de ekledi.
Başbakan, Güvenlik ve Savunma Konseyi'nden dörtlü bir komite oluşturulduğunu, bu komitenin Kassala şehrindeki siyasi kriz ile mücadeleden sorumlu olduğunu duyurdu.
Geçiş hükümeti tarafından atanan Kassala Valisi Salih Ammar, doğu Sudan'da bulunan ve destekçilerini yeni bir valinin atanması yönünde protestolar düzenlemeye iten bir kabile liderinin reddiyle karşı karşıya. Vali Salih, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri partisinin ve Kassala halkı üzerinde ciddi etkisi olan Halk Direniş Güçleri’nin desteğine sahip.
Başbakan, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden, mevcut siyasi krizi çözmek için doğu eyaletleri toplumsal bileşenleri ile istişarelerde bulunmalarını istedi. Aynı zamanda sosyal ve sivil unsurlar ve siyasi güçlere kan dökülmesini durdurmak, kanlı olayların tekrarını önlemek, güvenliği ve toplumsal barışı sürdürmek için resmi kurumlarla işbirliği içinde sorumluluklarını üstlenme çağrısında bulundu.
Kızıldeniz eyaletindeki Hükümet Sekreterliği, bölgedeki garnizondan askeri destek güçlerinin ve polisten özel görev güçlerinin emniyeti artırmak ve durumu kontrol altına almak için Salı günü eyalete geldiğini bildirdi.
Eyalet Polis Müdürü Tarık el-Bedravi, merkezi yönetimden gelen takviye güçlerin güvenliği sağlama, güvenlik ihlallerini ele alma ve kabile çatışmalarını çözme konusunda ciddi deneyime sahip olduğunu vurguladı.
İktidardaki koalisyondan Sudan Halk Kongresi Partisi (HKP), yetkilileri güvenliği sağlamak ve olaylara karışan unsurları tutuklamaktan geri durmamaya çağırdı. Aynı zamanda ülkedeki tüm siyasi güçleri bir araya getirecek bir toplantı yapılması, bu toplantının ülkenin doğu eyaletlerindeki şiddeti durdurmak için geçiş hükümeti tarafından denetlenmesi önerisinde bulundu.
Ülkenin doğusunda yaşananları kaosa yol açan tehlikeli bir gösterge olarak değerlendiren Sudanlı Profesyoneller Derneği (SPD), Port Sudan'daki olayların “bölgedeki güvenliği ve istikrarı baltalamak isteyen” üçüncü şahıslar tarafından yürütüldüğünü öne sürdü.



Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.


İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)

Yerel medya bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeybatısında açtığı ateş sonucu bir Filistinlinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı (WAFA), İsrail güçlerinin bölge yakınlarında bir grup sivili hedef aldığını, bunun sonucunda çok sayıda ölenler ve yaralananların olduğunu bildirdi.