Suriyeli Kürt partilere ‘siyasi mercide’ temsil oranını belirleme çağrısı

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in Yardımcısı William Roebuck’ın Mayıs ayında Kürt parti liderleri ve SDG Başkanı Mazlum Abdi’nin katıldığı toplantı (Şarku’l Avsat)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in Yardımcısı William Roebuck’ın Mayıs ayında Kürt parti liderleri ve SDG Başkanı Mazlum Abdi’nin katıldığı toplantı (Şarku’l Avsat)
TT

Suriyeli Kürt partilere ‘siyasi mercide’ temsil oranını belirleme çağrısı

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in Yardımcısı William Roebuck’ın Mayıs ayında Kürt parti liderleri ve SDG Başkanı Mazlum Abdi’nin katıldığı toplantı (Şarku’l Avsat)
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in Yardımcısı William Roebuck’ın Mayıs ayında Kürt parti liderleri ve SDG Başkanı Mazlum Abdi’nin katıldığı toplantı (Şarku’l Avsat)

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Fırat'ın doğusundaki temsilcisi Zahra Bill, Fırat’ın doğusunda müzakere görüşmeleri yürüten iki Kürt tarafa, Suriye’deki Kürt hareketi güçleri arasında siyasi ortaklıkla sonuçlanacak nihai bir anlaşmaya vardıktan sonra ilan edilmesi beklenen siyasi merciye gönderecekleri temsilcilerin oranını belirleme çağrısında bulundu.
Suriye’nin Kamışlı kentinde uluslararası koalisyona ait üste önceki gün bir toplantı düzenlendi. Görüşme hakkında bilgi sahibi kaynakların aktardığına göre, toplantıya Zahra Bill’in yanı sıra Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanlığı, PYD liderleri, Kürt Ulusal Birlik partileri katıldı. Taraflar, siyasi mercide temsil oranını belirleme ve bir sonraki oturumlarda geriye kalan müzakere konularının tartışılması için müzakerelerin dışındaki parti ve bağımsız şahsiyetlere ayrılacak sandalye sayısını görüştü.
Kaynakların aktardığına göre, Bill, Kürt müzakerecilerden siyasi merci temsil oranını belirleyerek çözüm bekleyen ihtilaflı meseleleri görüşmeye başlamalarını talep etti. Bill, toplantıya katılan taraflara hitaben, ABD’nin Suriye krizine siyasi çözüm bulmaya çalıştığını ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanması, Cenevre sürecinin aktifleştirilmesi, Fırat’ın doğusunda istikrarın sağlanması ve bölgenin tüm bileşenlerini tek çatı altında toplayacak sivil ve askeri bir idari yapının kurulması amacıyla rejime yaptırımlar uyguladığını söyledi.
Suriye Kürt İlerici Demokratik Partisi'nin (PDPKS) Politbüro üyesi Ahmed Süleyman, Kürt müzakere taraflarının siyasi mercide bulunacak sandalye sayısında ihtilaf ettiğini söyledi. Sandalyelerin bölüşümü konusunda iki görüş olduğunu belirten Süleyman, birinci görüşte tüm tarafların sandalyelerin yüzde 40’ını almasını, yüzde 20’sini de müzakerenin dışındaki partilere ve bağımsız şahsiyetlere bırakılmasının öngörüldüğünü, ikinci görüşte ise sandalyelerin yüzde 50’ye yüzde 50 olacak şekilde dağıtılmasını ve bunun dışında ayrılan sandalyeler için müzakerenin dışındaki partilerin ve bağımsız şahsiyetlerin seçilmesi önerisinin dile getirildiğini aktardı.
Süleyman, partisinin halihazırda devam eden müzakerelerin formatıyla ilgili pozisyonu hakkında, “Müzakerelere katılan partiler ikinci görüşü benimserse, bu görüşmelerin dışında kalan partilerin rolünün iptal edilmesi ve iki taraf arasında bir siyasi ittifaka dönüşmesi anlamına gelir. O zaman bu tamamen bir Kürt anlaşması olmaz” diyerek, kendi partisi ve en büyük Kürt partilerden olan Muhyiddin Şeyh Ali Ekber’in liderliğindeki Kürt Birlik Partisi’nin Nisan ayında müzakerelerin dışında bırakılmasına işaret etti.
Öte yandan, Ulusal Kürt Konseyi’nin (ENKS) dış ilişkilerden sorumlu yetkilisi Kamuran Hacu, Suriye Müzakere Komisyonu’nun ENKS’nin Suriye Müzakere Heyeti içinde yer alan temsilcisini azletmeye hazırlandığını belirtti. Hacu, “Komisyon Başkanlığı, ENKS üyesi Havas Halil’i, ENKS dışından biriyle değiştirme kararı çıkardı. Ancak karar halen uygulanmadı. Komisyon liderleriyle kararın iptali için yoğun görüşmeler yapılıyor” dedi.
Suriye Müzakere Komisyonu Başkan Yardımcısı Riba Habuş, ENKS temsilcisinin oturduğu sandalyenin Komisyonu ilgilendirdiğinin altını çizerek, sandalyede oturan kişiyle ilgili alınacak kararın Komisyon Başkanı’na değil, Komisyon Genel Sekreterliği’ne ait olduğunu kaydetti. Habuş, “Komisyon’da 40 siyasi oluşuma ait sandalye bulunuyor. ENKS veya bir başka oluşum adına tahsis edilen bir sandalye bulunmuyor. Sandalyenin Suriye halkını temsil etmesi gerekiyor. Komisyon’un (Suriye Müzakere) Heyet’indeki temsilcileri başka temsiler aracılığıyla değiştirme hakkı bulunuyor” dedi. Habuş, Komisyon’un uzun aylar boyunca ENKS’nin Müzakere Heyeti içinde yer alması için çalıştığını belirterek, “ENKS artık Heyet’in temel bir oluşumu haline geldi. Biz, ENKS ile olan ortaklığımıza güçlü bir şekilde bağlıyız ve işbirliğini en iyi seçenek olacağına inanıyoruz” ifadesini kullandı. Habuş, söz konusu değişikliğin Komisyon’un rutin bir işlem olduğunu ve ENKS’nin siyasi faaliyetleriyle ilgisinin bulunmadığını dile getirdi. Habuş, “Karar ENKS ve liderlerini hedef almıyor. Bu, herhangi bir üye ile ilgili şahsi meselelere binaen alınan bir karar değil. O (ENKS’nin temsilcisi) Komisyon, Heyet ve Anayasa Komitesi içinde yer alan güçlü bir temsilci” diye konuştu.
ENKS, Suriye kriziyle ilgili uluslararası görüşmelere katılan Suriye Müzakere Heyeti içinde temsil edilen tek Kürt grubu ve Heyet içerisinde halihazırda 3 temsilcisi bulunuyor. Hacu, Heyet’in küçültülmüş komitesinde, Abdulhakim Beşşar Anayasa Komitesi’nde görev alıyor. Bunun yanı sıra İbrahim Baru da ENKS’nin Heyet içindeki üçüncü temsilcisi. Havas Akid Halil ise son olarak Heyetten uzaklaştırılan dördüncü temsilciydi.



İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
TT

İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)

İsrail Times gazetesine göre, İsrailli bir yetkili bugün, Hamas'ın üst düzey lideri Raid Saad'ın Gazze şehrinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü doğruladı. Bu da İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi anlamına geliyor.

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre görgü tanıkları ve sağlık kaynakları bugün, Gazze şehrinin güneybatısındaki Raşid Caddesi üzerindeki Nablusi kavşağı yakınlarında bir araca düzenlenen İsrail hava saldırısında dört Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail uçağının Nablusi Meydanı yakınlarında bir araca birkaç füze ateşlediğini, aracı imha ettiğini ve can kayıplarına yol açtığını söyledi. Ambulans ekipleri, ölü ve yaralıları hastanelere taşımak için acilen olay yerine gitti.

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee ise yaptığı açıklamada, ordu ve Şin Bet'in (İsrail Güvenlik Teşkilatı) Gazze Şehrinde üst düzey bir Hamas komutanını hedef alan bir saldırı düzenlediğini ve onu son zamanlarda hareket için silah üretimi ve yeniden yapılanma çalışmaları yapmakla suçladığını belirtti.

İsrail Ordu Radyosu, saldrırının hedefinin, İzzeddin el-Haddad'dan sonra "Hamas'ın ikinci adamı" ve askeri üretim dosyasından sorumlu kişi olarak tanımladığı Raid Saad olduğunu bildirdi. İsrail'in bugünkü operasyonu gerçekleştirmeden önce son haftalarda kendisine birkaç kez suikast girişiminde bulunduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İbranice yayın yapan Ynet internet sitesinden aktardığına göre Raid Saad Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın liderlerinden biri.

Hamas'tan hava saldırısının hedefinin kimliğiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Axios haber sitesi, İsrail'in saldırıdan önce Amerika Birleşik Devletleri'ni önceden bilgilendirmediğini ifade etti.


Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
TT

Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)

Macid Kıyali

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından geçiş dönemi liderliği ile muhalifleri arasında yaşanan iç çatışma, siyasi sistemin niteliği, özellikle de merkeziyetçilik mi yoksa ademi merkeziyetçilik mi, merkezi bir devlet mi yoksa federal bir devlet mi tartışmaları üzerine yoğunlaşıyor.

Bu konu meşru olmasına rağmen, tartışmaya katkı sağlamak amacıyla bazı temel gözlemler aşağıda sunuyorum.

İlk gözleme göre ademi merkeziyetçilik ya da federalizm meselesini gündeme getirmek, bu konuda kutuplaşmanın temel nedeninin Suriye’deki iç çatışmada kimlik, etnik, mezhepsel ve bölgesel özelliklerin baskın olması olduğu gerçeğini görmeyi zorlaştırdı.

Çatışmanın önde gelen tarafları, siyasi veya sınıfsal güçleri ya da tarafları temsil etmekten ziyade kimlik temelli yahut mezhepsel, etnik ve bölgesel kimliği vurgulayan taraflar olduklarından, bu konunun siyasi niteliği göz ardı ediliyor.

Dikkati çeken ikinci gözleme göre ise federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet için mücadele eden güçler, bunu demokrasi meselesinden daha öncelikli tutuyorlar. Bunun nedeni, söz konusu güçlerin (SDG, Suveyda'daki Hicri Hareketi ve kıyı şeridinde Esed rejiminin çöküşünden etkilenen güçler) demokratik olmayan güçler olmaları. Prensipte pozisyonları, politikaları ve tercihleri ve temsil ettiklerini iddia ettikleri gruplarla olan ilişkileri göz önüne alındığında bu güçlerin Esed rejimi altında kendilerini ifade etmedikleri ve bu konuyu bu kadar yoğun bir şekilde gündeme getirmedikleri unutulmamalı.

Üçüncü ve belki de en önemli gözleme göre federal bir devlette kimlik statüsü konusundaki çatışmaya öncelik verilmesi, devletin kurulması ve vatandaşlık taleplerini ya gölgeliyor ya da ön plana çıkarıyor. Bunların, 54 yıllık Esed döneminde eksik olan iki temel unsur olduğu ve özellikle mevcut koşullarda, yani devletin kurumlar ve hukuk devleti olarak yeniden kurulması ve vatandaşların güçlendirilmesi, böylece Suriyelilerin gerçek anlamda özgür ve eşit vatandaşlar olarak bir halk haline gelmeleri için ülke genelinde Suriyelilerin en çok ihtiyaç duyduğu unsurlar olduğu unutulmamalı.

Bu yüzden iki temel sorunla karşı karşıyayız. Bunlardan birincisi, artık var olmayan Esed rejiminin Suriye'nin birliğini zayıflatıp bozmayı başarması, Suriyelileri mezhep, din, etnik köken, bölge ve aşiret aidiyetlerine göre sınıflandırması ve ‘böl ve yönet’ politikası uyarınca onları birbirlerine düşürmesinden kaynaklanıyor.

İkinci sorun, Suriyelilerin kendi koşullarını kontrol edememeleri. Bu durum, Suriye’nin geleceğinin, Suriye halkının aleyhine, uluslararası güçlerin, özellikle ABD ve bölgesel tarafların meselesi haline gelmesine neden oldu. Bu durum, kimlik çatışmaları, özellikle de silahlı çatışma veya silahlı milisler şeklinde ortaya çıkan çatışmalar için de geçerli.

Federalizm, bir ülkeyi bölmek değil, aksine ülkenin birliğini organize etmek ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevre bölgelere müdahale etmesini önlemek için daha uygun bir yöntem. Böylelikle karşılıklı güven temelinde hükümete daha geniş katılım sağlanır.

Suriye geçiş dönemi yönetimi ve Suriye muhalefetinin geri kalanı, gelecekteki siyasi sistemin nasıl olacağı ve otoriterliğin ve marjinalleşmenin geri dönüşünü önlemeye katkıda bulunanlar da dahil olmak üzere yeni konsensüsler oluşturmak için neyin uygun olduğu konusunda kafa karışıklığı ya da netlik sağlanamaması ortaya çıkan federalizm ve ademi merkeziyetçilik konusundaki tartışmalardan sorumlu.

Aslında, yeni yönetime bağlı olanlar ve geleneksel Suriye muhalefeti tarafından federalizmin reddedilmesinin sebebi, aceleci davranışlar, duygusal ve milliyetçi coşku ve önyargılar.

Söz konusu tartışmayı kapatmak yerine açmalı, tüm soruları sormalı. Çünkü Suriye’nin geleceği tartışmaya açık. Tüm Suriyeliler bu tartışmayla ilgileniyor ve bu konuda cevaplar bulmaya katkıda bulunuyor.

Daha spesifik olarak, federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet tartışmasıyla ilgili olarak, federalizmin herhangi bir ülkenin bölünmesi anlamına gelmediği, aksine birliğin daha uygun bir şekilde örgütlenmesi ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevreyi kötü yönde etkilemesini önlemek için, karşılıklı güvene dayalı yönetişime daha geniş katılımı garanti eden bir sistem olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlik çözümleri getirilemedi. Çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyaya, topluma, egemenliğe ve devlete sadece bölünmeler getirir.

Tüm bunlar bölünmek değil, federalizm gücün paylaşılması anlamına gelir. Dışişleri, savunma ve genel ekonomi yönetimi gibi devlet egemenliği ile ilgili konularda merkezileşme söz konusu. Bunların tümü birleşik parlamento ve merkezi hükümetin sorumluluğunda. Öte yandan iç güvenlik, eğitim, sağlık ve yerel kalkınma konularının yönetimi eyaletlerin veya yerel yönetimlerin yetki alanına girer.

Burada bazılarının endişelerini hafifletebilecek en önemli nokta, federalizmin etnik köken/milliyet veya din/mezhep yerine coğrafyaya dayalı olmasıdır. Çünkü herhangi bir kimlik meselesi, demokratik karakterini zayıflatır ve eşit vatandaşlık haklarının ve vatandaşların devletinin güçlenmesini engeller. Tıpkı Lübnan'da ve Irak'ta olduğu gibi.

Elbette, birçok alanda idari meselelerle ilgili olan ademi merkeziyetçi bir devleti, anayasaya göre yetkileri paylaşan federal bir devletle karıştırmak bir sorundur. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre federal devleti ayrılıkçı bir devlet olarak görmek de bir tür karışıklık veya yanılgı olarak adlandırılabilir, ancak bu doğru değil, çünkü merkezi devletler, yönetim, temsil ve kaynak dağıtımında esnekliğe sahip federal devletlere göre ayrılmaya çok daha yatkındır, zira günümüzün en büyük, en güçlü ve en zengin devletleri federal devletlerdir.

Bu yüzden herhangi bir kimlik grubuyla anlaşmazlık, kavramların karışmasına veya çarpıtılmasına yol açmamalı. Örneğin, İsrail'in siyasi sistem olarak demokrasiyi benimsemesi, demokrasiye karşı düşmanlığı teşvik etmemeli. Ayrıca, belirli bir önermeye elverişli olmayan koşullar olduğunu gözlemlememiz, bu kavramın tartışmaya açılmaması, geliştirilmemesi ve belirli bir ülkede devlet kurulması için ulusal birliği oluşturmaya hizmet eden bağlamlara yerleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Son olarak, bu alanda, özellikle Suriye bağlamında, dikkate alınması gereken iki konu var. Öncelikle ülkenin toprakları üzerinde devlet egemenliğinden söz edilmesi için bunun halkın birliği gerçeğine dayanması gerekiyor. İkinci olarak ise toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlikle ilgili bir çözüm bulunmuyor, çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyanın, toplumun, egemenliğin ve devletin bölünmesine yol açar.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir


Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye güvenlik kaynakları bugün, Suriye güvenlik güçleri ile ABD kuvvetlerinin, ülkenin orta kesimindeki Tedmür kentinde ortak devriye sırasında silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırıda Suriye güvenlik güçlerinden iki kişinin ve bazı ABD askerlerinin yaralandığını, saldırıyı gerçekleştiren kişinin ise öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynak, olayın ardından ABD’ye ait helikopterlerin yaralıları et-Tanf Üssü’ne tahliye ettiğini belirterek, saldırının nedenleri ve koşullarına ilişkin henüz bilgi bulunmadığını ifade etti.

Olay nedeniyle Deyrizor-Şam uluslararası kara yolunda trafiğin geçici olarak durdurulduğu, bölge semalarında ise yoğun hava hareketliliği yaşandığı kaydedildi.