Aşıdan beklentimiz ne?

Geçen ay Londra'daki bir laboratuarda, bir gönüllü üzerinde denenen bir aşı. (AP)
Geçen ay Londra'daki bir laboratuarda, bir gönüllü üzerinde denenen bir aşı. (AP)
TT

Aşıdan beklentimiz ne?

Geçen ay Londra'daki bir laboratuarda, bir gönüllü üzerinde denenen bir aşı. (AP)
Geçen ay Londra'daki bir laboratuarda, bir gönüllü üzerinde denenen bir aşı. (AP)

Günümüzde Kovid-19 ile ilgili en önemli konulardan biri, hem insan sağlığı hem de küresel ekonomi üzerinde büyük etkisi olan bu yeni salgına karşı bir aşı ihtiyacının olması.
 Kovid-19’un ilk kez ortaya çıkmasının üzerinden 9 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen kendisinden önceki diğer virüslerde olduğu gibi doğal olarak ortadan kaybolduğuna veya gerilediğine dair henüz hiçbir işaret yok.
 Aşılar, insanları korumaları açısından büyük bir öneme sahip olmasının yanı sıra teoride salgını sona erdirerek sağlık risklerini azalttığı veya ortadan kaldırdığına dair de güvence veriyor. Bununla birlikte koruyucu bir ilaç konusunda birçok kişi, sağlıklı insanlarda bile küçük riskler söz konusu olabileceğinden dolayı aşılar konusunda ikna olmuş değil. Bir aşı başarılı olsa bile faydaları aşılananlar için hemen görülmeyebiliyor. Bu nedenle son yıllarda insan sağlığı ve daha fazla güvenlik odaklı yeni aşılar geliştirilmeye çalışılıyor. Ancak bu durum, üretim maliyetinde artışa ve aynı zamanda birkaç yılı aşacak uzun bir zamana karşılık geliyor.
Aşılara dair güvenlikle ilgili sorunlar genellikle geliştirilen bir aşının son aşamalarında ortaya çıkıyor. Bu aşamada nispeten nadir olaylar da yaşanabilir ve aşılara büyük miktarlarda para harcanarak uzun bir süre bekledikten sonra başarısız olma ihtimalleri de söz konusu olabilir. İşte bu durum Kovid-19 ile ilgili yaşanan gerçekliğe işaret ediyor.
 
Risk değerlendirmesi
 Kovid-19 aşısının etkinliğini kanıtlamanın tek yolu, insanları koronavirüsten koruyup korumadığının doğrudan bir ölçüsüdür ki bu elde edilmesi kolay bir şey değil. Cambridge Terapötik İmmünoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü'nden Gordon Dougan, 11 Eylül’de “Nature Medicine” adlı dergide yayımlanan bir makalesinde konuyla alakalı şu açıklamaları yaptı:
 “Aşılar genellikle sadece kısmi koruma sağlar ve bazılarını korurken diğerlerini korumayabilir. Buna aşının etkinliği denir.  Aşı yüzde 50 ile yüzde 100 arasında koruma sağlayabilir. Ancak düşük etkili bir aşı bile bazen virüsün toplulukta bulaşmasını sınırlayarak sürü bağışıklığının uyarılmasını sağlayabilir.”
 
Oxford deneylere devam ediyor
 İngiltere'deki Oxford Üniversitesi tarafından AstraZeneca ile iş birliği içinde Kovid-19’a karşı geliştirilen aşı denemelerinin gönüllülerden birinin rahatsızlanması nedeniyle geçici olarak askıya alınmasının ardından 12 Eylül Cumartesi günü yeniden başlatıldığı duyurulmuştu. AstraZeneca, rapor edilen yan etkinin aşı ile ilgili olup olmadığını araştırmak için denemelerin geçici olarak durdurulduğunu açıklamıştı. Ancak Oxford Üniversitesi, deneylerin devamı için durumun güvenli olduğunu ve bağımsız güvenlik inceleme komitesi ve İngiltere’deki düzenleyici kurumun tavsiyelerini takiben çalışmaların artık devam edebileceğini bildirdi. Aşının son olan üçüncü klinik aşamasında İngiliz bir katılımcının sinir sistemini etkileyen ciddi bir durum olan transvers miyelit şüphesi nedeniyle tedavi gördüğü ortaya çıktıktan sonra çarşamba günü askıya alınan çalışmalara tekrar devam edilmesine rağmen kesin teşhis halen net değil.
 
 
Oxford aşısının avantajları neler?
 Oxford aşısı, aşının amacı koronavirüse karşı bir bağışıklık tepkisi oluşturmak olduğu için viral vektör yöntemine dayanıyor. Ancak virüsün kendisini kullanmak yerine bilim adamları şempanzelerden alınan adenovirüsünü kullanıyorlar. Bilim adamları adenovirüsü değiştirerek önce hastalığa yol açamaz hale getiriyor. Buradaki amaç, zararsız adenovirüsün koronavirüs genlerini vücuda sokabilmesi ve karşılığında vücudun koronavirüse karşı enfekte olmadan bir bağışıklık savunması oluşturmasını sağlamak olarak biliniyor.
 
Farklı aşı geliştirme yöntemleri
 Bilim adamları, yeni tip koronavirüse karşı bazıları onaylanmış, bazıları ise daha önce tıbbi kullanım için onaylanmamış bir dizi teknoloji kullanarak 100'den fazla aşı geliştiriyor. Çoğu aşı, virüsü örten veya çevreleyen ve insan hücrelerini istila etmesine yardımcı olan başak proteinini hedef alıyor. Bu sayede bağışıklık sisteminin başak proteinlerine bağlanan ve hastalığa neden olmadan virüsün aktivitesini durduran antikorlar geliştirmesi amaçlanıyor. 
 Tüm koronavirüs türlerini mutasyona uğratarak bir bağışıklık tepkisi oluşturulmasını sağlayan bir grup aşı da mevcut. Bunlar iki türde aşılar olarak biliniyor. İlk türdeki aşılar ya tamamıyla ölü virüsle ya da hastalık yapamayacak kadar zayıflatılmış virüsle ya da virüsün dış kabuğunda, yüzeyine bulunan parçalar veya proteinlerle yapılıyor. Bu şekilde bağışıklık hücrelerinin antikor üretmesi sağlanıyor. Bunlar, tümü bu kategoriye giren grip, suçiçeği, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık için geliştirilen geleneksel aşıları kapsıyor. Sinovac ve bazı şirketler aynı yöntemle Kovid-19 aşısı geliştirmek üzere çalışıyor. 
 Gen aşısı olarak da bilinen ikinci tip aşılarda ise her ikisi de geleneksel yöntemlerden daha hızlı üretilebildiğinden virüsün ya da hastalık yapan mikrobun dış kabuğunda bulunan bir proteini kodlayan gen (RNA ya da DNA) insan vücuduna enjekte ediliyor. Onaylanmış RNA aşıları henüz mevcut değil. Ancak Moderna, BioNtech ve Pfizer ortaklığı ile CureVac gibi şirketler koronavirüse karşı geliştirdikleri aşılarda faz 3 aşamasına geldiklerini bildirdiler. Koronavirüs genlerini hücrelere taşımak için adenovirüsleri kullanan bir başka aşı grubu daha var. Bu aşılar Johnson and Johnson ve AstraZeneca tarafından geliştiriliyor. Diğer yandan bir grup virüs benzeri partikül aşı grubu daha mevcut. Bu aşılar gerçek virüs olmadıkları için hastalığa neden olamayan ancak yine de bağışıklık sistemine koronavirüs proteinlerinin şeklini gösterebilen ve bir bağışıklık tepkisi oluşturabilen viral proteinlerin parçalarını içeren partiküllerden oluşuyorlar. Medicago şirketi ve Doherty Enstitüsü bu teknolojiyi geliştiriyor.
 
Bundan sonra ne olacak?
 “Genome Biology” dergisinin Yardımcı Editörü ve ayrıca “Nature Reviews Genetics” dergisinin de editörlerinden olan Hannah Stower, 10 Eylül 2020'de “Nature Medicine” dergisinde yayınlanan makalesinde şu ifadeleri kullandı:
 “Şu ana kadar yeni aşılar geliştirmede yolu yarıladık. Önümüzdeki aylarda ve gelecek yıllarda tüm bu aşıların seyrinin nasıl olacağını göreceğiz. Bazı endişelerimiz olacak. Bazı aşıların da bu süreçte yarıştan çıkmasını bekleyebiliriz. Diğer yandan aşılar hazır olmaya başladığında aşılama için bir telaşa da şahit olacağız. Zengin ülkeler muhtemelen çok ihtiyaç duyulan bu aşıları satın alacak ve yoksul ülkelerin elleri boş kalacak. Ayrıca aşının gerçekten etkili ve tamamen güvenli olup olmadığını anlamak birkaç yıl sürecek. Sonuç ne olursa olsun bu salgından bir şeyler öğrenmeli ve bir sonraki salgına hazırlanmalıyız.”



Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
TT

Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)

Ethan Hawke, yönetmen Richard Linklater'la son işbirliği Mavi Ay'ın (Blue Moon) 10 yılı aşkın süredir yapım aşamasında olduğunu açıkladı.

Mavi Ay'da Hawke'un hayat verdiği Broadway söz yazarı Lorenz Hart, (efsanevi ikili Rodgers ve Hammerstein'ın yarısı olan) eski ortağı Richard Rodgers çığır açan hit müzikali Oklahoma!'nın açılış gecesini kutlarken, özgüveninin yıkılmasıyla yüzleşiyor.

Margaret Qualley, Andrew Scott ve Bobby Cannavale'nin de rol aldığı müzikal drama, Hawke'un Linklater'la çalıştığı 9 film.

Perşembe günü Variety & CNN Actors on Actors röportajında Sydney Sweeney'yle sohbet eden Hawke, Linklater'la onlarca yıldır süren dostluğunun başlangıcını anlattı.

55 yaşındaki Oscar adayı aktör, "23-24 yaşındayken Richard Linklater'ın seçmelerine katıldım ve Gün Doğmadan (Before Sunrise) filmine seçildim. Böylece 30 yılı aşan bir dostluk başladı" dedi. 

10 yıl önce bana [Mavi Ay] senaryosunu verdi. Ben de 'Bu filmi çekmeliyiz' dedim. O da 'Evet, çekeceğiz ama henüz değil' dedi.

Kafası karışan Hawke, "Şimdi çekelim" diye ısrar etmiş ancak Linklater ona "Hayır. Hazır değilsin. Sadece hayal etmeyi sürdürelim" demiş.

Aktör, "Böylece neredeyse 10 yıl boyunca, 18 ayda bir okuma yapıp bunun üzerine konuştuk" diye açıkladı.

En sonunda mutfak masamda bir okuma yaptık, herkes gitti ve ben Rick'e baktım. O da 'Hazırız' dedi.

Hawke, parayı denkleştirip artık başlama vakti olduğunu fark ettiği zaman "korkunun kapıyı çaldığını" söyledi.

Hawke, "O zaman 'Bir saniye, burada çok fazla laf kalabalığı var. Daha fazla zamana ihtiyacım var' diye düşündüm" diye anlattı. 

[Linklater] 'Daha fazla zamanımız yok. Çalışman lazım' dedi.

Görsel kaldırıldı.
Margaret Qualley, Mavi Ay'da Hart'ın ilham perisini canlandırıyor (Sony Pictures)

Önceki günlerde Hawke, içtenlikle canlandırdığı Hart rolüyle Altın Küre adaylığı aldı. Yapım da Müzikal veya Komedi türünde En İyi Film'e aday gösterildi.

Hawke, Sweeney'ye karakteri hakkında "Larry odadaki en küçük ve en büyük kişi" dedi. 

Gey ve bir kadına aşık. Kıskançlıkla içten içe çürüyor ama aynı zamanda sıcakkanlı ve duyarlı biri.

Ekimde vizyona giren Mavi Ay, eleştirmenlerin gözünde başarılı oldu. The Independent'tan Clarisse Loughrey, üç yıldızlı eleştirisinde "Linklater, 1940'ların Broadway ortamını tüm kırılgan zekası ve zarafetiyle ustaca yansıtıyor" diyerek filmi övdü. 

Filmde Frank Sinatra'dan Küçük Kardeşim'e (Stuart Little) kadar her konuda sivri espriler içeren zekice diyaloglar da bolca mevcut.

Ancak Loughrey filmin sorununun, "Hart'la barda geçirdiğimiz süre uzadıkça hikayenin daha da klostrofobik ve moral bozucu hale gelmesi" olduğunu savundu.

Independent Türkçe


Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor
TT

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Beklenen dövüş filmi "absürt denecek kadar zengin" kadrosuyla geliyor

Canlı çekim Street Fighter filminin ilk fragmanı yayımlandı. 

Video oyunu serisinden uyarlanan filmden ilk görüntüler, Los Angeles'ta düzenlenen The Game Awards'ta izleyicilerle buluştu. 

1993'te geçen filmin oyuncuları da sahneye çıktı. 

Resmi senaryo özetine göre, yolları ayrılan Ryu ve Ken gizemli Chun-Li'nin çağrısıyla dünya çapındaki bir dövüş turnuvasına katılarak yeniden bir araya geliyor. Ancak bu turnuva, hem birbirleriyle hem de geçmişleriyle yüzleşmelerini gerektiren ölümcül bir arka plana sahip.

Ryu'yu canlandıran Andrew Koji, Ken Masters rolündeki Noah Centineo ve Chun-Li'ye hayat veren Callina Liang'ın dışında kadroda pek çok önemli oyuncu var: Cody Rhodes (Guile), Orville Peck (Vega), 50 Cent (Balrog), Jason Momoa (Blanka), Vidyut Jammwal (Dhalsim), Oliver Richters (Zangief), Hirooki Goto (E. Honda), David Dastmalchian (M. Bison), Roman Reigns (Akuma), Andrew Schulz (Dan Hibiki), Eric André (Don Sauvage), Mel Jarnson (Cammy), Rayna Vallandingham (Juli), Alexander Volkanovski (Joe).

Kültür ve sanat siteleri filmin kadrosunun "absürt denecek kadar zengin" olduğunu söylüyor. 

Video oyunlarına odaklanan Kotaku, 1994'te çekilen Son Savaş'a (Street Fighter) kıyasla bu filmin kendisini daha az ciddiye alıyor gibi göründüğünü ve ilk fragmanın heyecan verdiğini bildiriyor. 

Çekimleri 18 Ağustos'ta Avustralya'da başlayan filmin yönetmen koltuğunda Şaka Peşinde'yle (Bad Trip) tanınan Kitao Sakurai oturuyor. Sakurai, 2024'te projeden ayrılan Danny ve Michael Philippou'nun yerine geçti. Philippou kardeşler, korku türündeki Konuş Benimle (Talk to Me) ve Onu Geri Getir'le (Bring Her Back) dikkat çekmişti. 

Başta 20 Mart 2026 diye açıklanan vizyon tarihi de bu değişiklikle birlikte 16 Ekim 2026'ya alındı.

Independent Türkçe, Variety, Kotaku, Rolling Stone


Elden Ring filmi: Hayranlar muazzam bir deneyime hazır olsun

Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
TT

Elden Ring filmi: Hayranlar muazzam bir deneyime hazır olsun

Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)
Tarnished (Lekelenmiş) diye seslenilen sürgün savaşçının hikayesi beyazperdeye taşınıyor (FromSoftware)

Los Angeles'ta düzenlenen The Game Awards'ta projelerini detaylandıran Bandai Namco Entertainment, yeni video oyunlarının yanı sıra Elden Ring filmine dair de açıklama yaptı. 

Japonya merkezli oyun devinin CEO'su Nao Udagawa, geçmişte Disney ve 21st Century Fox'ta üst düzey yöneticilik yapan Peter Rice'ın projeye dahil olduğunu resmen duyurdu. 

A24 ortak yapımcılığında gerçekleştirilecek film uyarlamasının senaristliğini ve yönetmenliğini Alex Garland'ın üstlendiğini hatırlatan Udagawa, geliştirme aşamasının sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:

Projenin nasıl şekilleneceği bizi çok heyecanlandırıyor. İlk önceliğimiz gerçekten Elden Ring hayranları olacak. Uzun süredir bu seriyi destekleyen hayranların müthiş bir film ve muazzam bir deneyim hissine kavuştuğundan emin olacağız. Belki oyunu oynamadan filmi izleyenler de 'Bu dünyayı görmek ve farklı açılardan deneyimlemek için oyunu deneyeyim' diyecek.

2022 yapımı fantastik oyunun kurgusal dünyası, Game of Thrones'un yazarı George R.R. Martin tarafından kaleme alınmıştı.

FromSoftware'den Hidetaka Miyazaki'nin yönettiği oyun, Lands Between (Aradaki Topraklar) denen mitolojik dünyada geçiyor. 

Uzun süredir en iyi oyunlardan biri kabul edilen Elden Ring, 30 milyondan fazla kopya sattı ve çeşitli ödüller kazandı.

Alex Garland, son dönemde 28 Gün Sonra (28 Days Later) serisiyle gündemde.

Danny Boyle'ın 20 seneyi aşkın süre sonra 28 Yıl Sonra'yla (28 Years Later) yeniden başlattığı ve 28 Yıl Sonra İkinci Bölüm: Kemik Tapınağı'nda (28 Years Later: The Bone Temple) yönetmenlik koltuğunu Nia DaCosta'ta bıraktığı serinin yeni filmi için çalışmalara resmen başladı. 

28 Hafta Sonra (28 Weeks Later) hariç önceki filmlerin senaryosunu kaleme alan Garland, yeni yapımın hikayesi üzerinde de çalışıyor.

2003'teki ilk filmde başrol oynayan Cillian Murphy'nin de seriye geri dönebileceği konuşuluyor. 

Independent Türkçe, Variety, Deadline