UMH, Türkiye’nin yardımıyla ordusunu oluşturmaya başladı

Mişri’nin, Hafter ile Muaytik arasında yapılan anlaşmaya itiraz etmesinin ardından Muaytik’e soruşturma açılması bekleniyor

Ebu Kureyn yakınlarındaki Zemzem bölgesinde devriye gezen UMH’ye bağlı güçler (Reuters)
Ebu Kureyn yakınlarındaki Zemzem bölgesinde devriye gezen UMH’ye bağlı güçler (Reuters)
TT

UMH, Türkiye’nin yardımıyla ordusunu oluşturmaya başladı

Ebu Kureyn yakınlarındaki Zemzem bölgesinde devriye gezen UMH’ye bağlı güçler (Reuters)
Ebu Kureyn yakınlarındaki Zemzem bölgesinde devriye gezen UMH’ye bağlı güçler (Reuters)

Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin (UMH) Savunma Bakanı Albay Salahaddin Ali Abdullah en-Nemruş, UMH’nin Türkiye’nin yardımıyla ordusunu oluşturmaya ve orduyu geliştirmek için çeşitli programlar uygulamaya başladığını açıkladı. Öte yandan Libyalı güvenilir kaynaklar, Serrac’ın Yardımcısı Ahmed Muaytik’in Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Halife Hafter ile petrol ihracatı ve petrol üretiminin yeniden başlaması için bir anlaşma imzalaması nedeniyle hakkında ‘idari bir soruşturma’ açılmasını bekliyorlar.
UMH’ye bağlı Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri, Serrac'a anlaşmayla ilgili acil bir soruşturma açılması çağrısında bulundu. Mişri, Serrac ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan UMH Başkanlık Konseyi üyelerine yazdığı bir mektupta, anlaşmanın ‘Süheyrat Anlaşması'na ve yürürlükteki kanunlara aykırı’ ve ‘Temsilciler Meclisi (TM), DYK, Başkanlık Konseyi ve Libya Merkez Bankası’nın yasal yetkilerine karşı bir hak ihlali’ olduğunu söyledi.
Mişri bu sert çıkışı, DYK üyelerinin, Fas ve İsviçre'nin Montrö kentinde düzenlenen diyalog oturumlarını üç yoldan destekleme konusunda anlaştıklarının açıklamasına rağmen yaptı. Söz konusu üç yoldan ilkinin anayasal yol olduğu ve anayasada bir takım reformlar yapılmasının öngörüldüğü belirtildi. İkincisi, Başkanlık Konseyi'nin yapısını Konsey’den ayrı bir başkan, iki yardımcı ve bir başbakan ile değiştirilerek yürütme otoritesinde değişiklik yapılması yolu. Üçüncü yol ise, Libya Siyasi Anlaşması'nın 15’inci maddesinin etkinleştirilmesi. Söz konusu 15’inci madde, UMH ve TM arasında devletin egemen pozisyonlarında yer alanların yeniden konuşlandırılmasıyla ilgili bir maddedir.
DYK’dan yapılan açıklamada, ‘ülkedeki tüm seçilmiş organlarla toplantılar düzenleyerek, yukarıda bahsi geçen yollarla ilgili daha fazla tarafla görüşülmesi gerektiği fikrinin’ kabul gördüğü belirtildi. Bununla birlikte TM’den ayrılan bir grup milletvekili, başkent Trablus’tan yaptıkları açıklamada, ‘Hafter'i siyasi sahneye geri getirebilecek her türlü girişimi’ reddettiklerini duyurdular. Milletvekilleri yaptıkları açıklamada; UMH Başkanlık Konseyi'nin, ‘kendilerine danışılmadan alacakları herhangi bir kararın sorumluluğunu da üstlenmesi gerektiğini’ vurguladılar.
Öte yandan UMH Savunma Bakanı Albay Salahaddin Ali Abdullah en-Nemruş, UMH’nin kendi ordusunu oluşturmaya ve silahlı kuvvetleri, hava kuvvetlerini, donanmayı, terörle mücadele güçlerini ve özel kuvvetleri geliştirmek için çeşitli programlar uygulamaya başladıklarını duyurdu. Bu çalışmaların UMH’yi destekleyen Türkiye ile sürekli temas halinde kalınarak yapıldığına dikkati çeken Nemruş, ilk askeri eğitim merkezinin başkent yakınlarında kurulduğunu açıkladı.
Nemruş açıklamasında şunları söyledi:
“Önceliğimiz, ordunun uluslararası standartlara göre oluşturulmasıdır. Orduda Trablus savunmasına katılan genç destek gücü ve liyakatli subaylar yer alacak.”
Muaytik ile Hafter arasında yapılan anlaşmayı reddettiğini bir kez daha yineleyen Nemruş, “Hafter'in Trablus’ta işlediği suçların yanı sıra ona sadık milislerin ve paralı askerlerinin Trablus'un güneyine mayın döşemelerinin üstünü örtecek hiçbir girişimi kabul edemeyiz. 14 aylık bir destan yazan güçlerimizin Trablus'un güneyinden onları çıkarmasının ardından aklı başında bir kişinin Libyalıların geçim kaynağını kapatanlar ve limanlara, Petrol Hilali bölgesine çok uluslu paralı askerler konuşlandıranlarla aynı masaya oturmayı düşünmesi bizi şaşırttı. Libya'da işlenen suçlar asla unutulmayacak. Elimizde Libya'ya müdahale eden ülkelerin kınanmasına neden olacak kanıtlarımız var. Bu konuda ortak bir dosya aracılığıyla BM’ye şikâyette bulunulacak” ifadelerini kullandı.
Bu arada Fransa, Rusya hariç anlaşmayla ilgili olarak bazı Batılı ve uluslararası tarafların sürdürdüğü sessizliği bozdu. Fransa’nın Libya Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabından yapılan kısa açıklamada, “UMH’ye bağlı Libya Ulusal Petrol Şirketi’nin (NOC) birliğini, güvenliğini, bağımsızlığını ve tek oluşunu destekliyoruz” denildi. Tweetin atıldığı sırada NOC, ‘Sirte Petrol Şirketi’nin (Sirte Oil Company - SOC) petrol ve doğalgaz üretimi ve işlenmesi alanlarında faaliyete geçtiğini’ duyurdu.
Bir diğer gelişme de, LUO’ya bağlı 116’ıncı Mekanize Piyade Taburu dün, Sebha'nın 65 kilometre güneyindeki Gadva beldesinde DEAŞ’lı bir teröristin etkisiz hale getirildiğini duyurdu. LUO birliklerinin, pazar akşamı DEAŞ bayrağı taşıyan silahlı araçların ortaya çıkmasının ardından Sebha - Cufra yoluna doğru hareket ettiği belirtilen açıklamada ayrıca ‘beldede bazı ailelerin katledildiğine dair söylentiler’ yalanlanarak bu haberlerin ‘asılsız’ olduğu belirtildi.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."