Rabat, Washington’a ‘savunma sanayine yatırım’ yapmayı önerdi

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 2 Ekim’de Rabat’ta ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile bir araya geldi (AFP)
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 2 Ekim’de Rabat’ta ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile bir araya geldi (AFP)
TT

Rabat, Washington’a ‘savunma sanayine yatırım’ yapmayı önerdi

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 2 Ekim’de Rabat’ta ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile bir araya geldi (AFP)
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, 2 Ekim’de Rabat’ta ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile bir araya geldi (AFP)

Fas ve ABD, 2 Ekim’de Rabat’ta iki ülke arasındaki askeri işbirliği için yol haritası anlaşması imzalarken Rabat, Washington’a ‘Fas’ta savunma sanayi sektöründe yatırım yapmaya yönelik ortak girişimleri teşvik ederek, askeri işbirliğini güçlendirme’ önerisinde bulundu.
Anlaşma, Fas Ulusal Savunma İdaresi’nden sorumlu Bakan Abdüllatif Ludi ve ABD Savunma Bakanı Mark Esper tarafından Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita’nın katılımıyla imzalandı.
Esper, Tunus ve Cezayir ziyaretleri sonrasında geçen perşembe günü Fas’a ulaşmıştı.
Anlaşma, Rabat ile Washington arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmeyi ve kalıcı ilişkileri pekiştirmeyi amaçlıyor. Rabat’taki diplomatik kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, anlaşmanın ‘iki ülkedeki askeri kurumların her türlü olasılığa hazırlıklı olmalarına ve Sahel bölgesindeki terör gruplarıyla mücadele etmelerine destek olmayı, özellikle Afrika’da olmak üzere istikrar ve güvenliği desteklemeyi, ortak operasyonlarla barışın korunmasını, sınırların korunmasını, kaçakçılıkla mücadeleyi, bir bütün olarak bölgede bölgesel güvenliğin korunması, iki ülkedeki iki askeri kuruluş arasında eğitim ve öğretim alanında işbirliğinin yanı sıra trafik özgürlüğünün sağlanmasını’ amaçladığını belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre iki taraf da bu anlaşmanın uygulanmasını denetleyecek bir komite oluşturmayı kabul etti.
Bu çerçevede Fas Dışişleri Bakanı, ABD Savunma Bakanı’nın Rabat’ı ziyaretinin birkaç anlam taşıdığını söyledi. Başkan Donald Trump yönetimindeki bir Savunma Bakanı’nın ilk defa Rabat’a ziyarette bulunduğu ve son 20 yılda bir ABD Savunma Bakanı’nın Rabat’a yönelik üçüncü ziyareti olduğu belirtildi. Bakan ayrıca, iki ülke arasında savunma işbirliği anlaşmasının imzalanmasının, ‘tehditlerin arttığı ve zorlukların geliştiği bir zamanda geldiğini’ vurgularken, “Bu anlaşma, güvenli bir dünya teşvik etmek isteyen iki ulusumuzun proaktif liderliğini cesurca yansıtıyor” dedi.
Burita, ABD ve Fas’ın başta uluslararası terör tehditleri ve ortak güvenlik zorluklarıyla mücadele alanı olmak üzere eşitli alanları içeren uzun vadeli bir ittifakla birleştiğini söylerken, Terörizmle Mücadele Küresel Forumu’nun (TMKF) eş başkanlığına ve Fas’ın terörizmle mücadeleyi destekleme çabalarının bir parçası olarak NATO dışından ABD’nin önemli bir müttefiki olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan ABD Savunma Bakanı, Rabat ve ülkesi arasındaki güçlü ilişkilere övgüde bulunarak, aralarındaki ortaklığın 200 yıldan fazla sürdüğünü belirtti. Bakan Esper, Fas Krallığı’nın ABD’nin bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olduğunu kaydetti.

Mark Esper, Fas’ın kilit bir ortak olduğunu ifade ediyor
Fas’ın terörizm ve güvenlik sorunlarıyla mücadelede ve bölgede istikrar ve refahın desteklenmesinde kilit bir ortak olduğunu ifade eden Mark Esper, iki ülke arasındaki askeri işbirliğine övgüde bulundu. ABD’li Bakan, iki ülke arasında imzalanan askeri anlaşmanın, Afrika ülkeleri düzeyinde Fas- ABD işbirliğinin kapısını açacağını söyledi. Aynı şekilde çok sayıda Afrika ülkesinin fayda sağladığını belirttiği ‘Afrika Aslanı’ manevralarına da değindi.
Esper’in Rabat ziyareti programında Dışişleri Bakanının yanı Fas Silahlı Kuvvetler Genel Müfettişi Abdulfettah el-Varak ve Ulusal Savunma İdaresinden sorumlu Bakan Abdüllatif Ludi ile bir toplantı da yer aldı.
Fas Krallığı Silahlı Kuvvetler Genel Komutanlığı, yaptığı açıklamada, Ludi’nin 2 Ekim’de Rabat’ta ABD Savunma Bakanı’nı karşıladığını duyurdu. Genel Komutanlık, Faslı ve ABD’li yetkililerin, ulusal savunma alanında ikili işbirliğinin çeşitli yönlerini ve bunların gelişme olasılıklarını ele alan görüşmeler yaptıklarını kaydetti.

İki ülke arasında uzlaşı sağlandı
Aktarılana göre iki yetkili, iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki askeri işbirliği hususunda uzlaşı sağladı. Ayrıca yetkililer, ortak güvenlik hedeflerini pekiştirmeye, özellikle de askeri hazırlık derecesini yükseltmeye, yetkileri artırmaya ve kuvvetlerin birlikte çalışabilirliğini geliştirmeye odaklandı. 
Görüşme sırasında Ludi, Kral VI. Muhammed liderliğinde Fas’ın, terörizmle mücadele ve göç krizinin insani yönetimi alanında benimsediği çok boyutlu stratejiye dikkat çekti. Faslı yetkili, ülkesinin ‘ekonomik kalkınma için Güney-Güney işbirliği ve birçok Afrika ülkesinde askeri kuvvetlerin yeteneklerinin, özellikle de eğitim ve deneyim alışverişinde güçlendirilmesi çerçevesinde Krallığın yürüttüğü yaptığı çabalar başta olmak üzere Sahel ve Akdeniz bölgelerinde bölgesel istikrarda bir aktör olarak’ oynadığı role dikkati çekti.
Ludi, teknoloji transferini ve Krallığın bu alandaki stratejik bağımsızlığının aşamalı olarak inşasını teşvik etmek için Fas’ta savunma sanayi sektörüne yatırım yaparak ve ortak projeleri teşvik ederek ABD ile askeri işbirliğini güçlendirmeyi önerdi.
Aynı kaynak, ABD Savunma Bakanı’nı karşılayanlar arasında el-Varak’ın da olduğunu açıkladı. Kaynağa göre ABD’nin Rabat Büyükelçisi David Fisher ve ABD’nin Rabat büyükelçiliğindeki askeri ataşe huzurunda gerçekleşen görüşmelerde ikili askeri işbirliğinin sonuçları ele alındı.
Söz konusu işbirliği, ortak tatbikatlar düzenlemeyi, ziyaret alışverişinde bulunmayı, çeşitli eğitim ve öğretim kurslarına katılmayı içeriyor. Aynı şekilde tarafların, iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında aynı dostluk ve karşılıklı güven ruhu içerisinde uzun süredir devam eden işbirliği ilişkilerini geliştirmek için ortak iradelerini teyit ettiğini vurguladı.
Öte yandan iki taraf, iki ülke arasındaki askeri işbirliğini geliştirmek için Fas ve ABD arasında Savunma Danışma Komitesi’nin çalışmalarını takip etmek için çalışma taahhüdünde bulundu.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.