Cezayir’de çocukların kaçırılması endişeye neden oluyor

Cezayir’in Batna ilinde evlerinden gizemli bir şekilde kaybolan 3 kız çocuğu bulundu (Getty)
Cezayir’in Batna ilinde evlerinden gizemli bir şekilde kaybolan 3 kız çocuğu bulundu (Getty)
TT

Cezayir’de çocukların kaçırılması endişeye neden oluyor

Cezayir’in Batna ilinde evlerinden gizemli bir şekilde kaybolan 3 kız çocuğu bulundu (Getty)
Cezayir’in Batna ilinde evlerinden gizemli bir şekilde kaybolan 3 kız çocuğu bulundu (Getty)

Ali Yahi
Cezayir’de küçük yaştaki kız çocuklarının gizemli bir şekilde ortadan kaybolması aileleri korkuturken hükümeti de endişelendiriyor. Meydana gelen birçok kaçırılma ve kaybolma vakasıyla ilgili olarak cinayet, ateşe verme ve işkence haberlerinin yayılmasının ardından duyulan korku daha da arttı. Toplumun birçok kesimini harekete geçti ve bunun son bulması için çağrılarda bulundu. Hükümet ise çağrılara cevaben müebbet hapis ve idam cezalarını yeniden yürürlüğe koymayı kabul etti.

 Tartışmasız kamu davası
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı haberde açıklamalarda bulunan hukukçu Hasan Berahimi küçük yaştaki kız çocuklarının kaçırılıp saklanmasının ciddi bir sosyal fenomen teşkil etmeyen, bilindik bir suç olduğunu söyledi. Berahimi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilindiği gibi suçun küreselleştiği bir çağda yaşıyoruz. Cezayir'deki tüm suçlarda değişim, ailenin rolünün ortadan kalkması ve değerlerin gerilemesine bağlı olarak dikkate değer bir artışa tanık oluyoruz. Ancak küçük kız çocuklarının kaçırılması ve ortadan kaybolması suçundaki fark cinayet, tecavüz, hırsızlık ve benzer diğer suçlardan farklı olarak medyada geniş bir biçimde yer almasıdır. Bu olayların yoğun bir şekilde medyada yer alması halkın ilgilisine yol açtı. Bunun bir kamu suçu olduğu tartışmasız bir gerçektir. Cezayir’de yasa koyucu makamların yasayı 2014-2020 yılları arasında 6 yıldan daha kısa bir süre içerisinde iki kez gözden geçirmek zorunda kaldığı belki de tek suçtur.”
Berahimi, ailelerinden koparılan küçük kızların fuhuş çeteleri ve organ mafyaları gibi organize suç örgütleri tarafından dilencilik, kölelik, köleliğe benzer başka uygulamalarda kullanıldıklarına ve cinsel istismara maruz kaldıklarına dikkat çekti. Kız çocuklarının sapkın kimselere tarafından tecavüz edilmek üzere kaçırılabildiklerini vurguladı. Berahimi kaçırılan kız çocukları arasında öldürülenler de olduğunun altını çizdi. Bu olguyla mücadeledeki başarısızlığın, yetkililerin suçlar meydana gelmeden önce caydırıcı yöntemler benimsemesinden kaynaklandığını bildirdi. Toplumsal farkındalığın yüksek olması gerektiğine işaret eden Berahimi, küçük bir çocuğun ortadan kaybolması durumunda erken uyarı verecek bir sistem oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Berahimi, mevcut durumda tek çözümün hükümetin tecavüzcülerin sabıka kaydını alıp yeniden suç işlemelerini engellemesi olduğunu kaydetti.

Kaçırma ve ortadan kaybolma
Cezayir’de kaçırma ve kaybolma vakalarında kayda değer bir artış gözlemleniyor. Birçok vakanın trajik bir şekilde sonlanması tüm kesimlerin tepkisine neden oluyor. Cezayirlilerin kalbi biraz da olsa yatışmıyor. Zira süren kaçırma, tecavüz ve cinayet olayları korku ve endişeye neden oluyor.
Cezayir Çocuk Esirgeme Kurumu, ülkenin doğusundaki Batna ilinde ailelerinin evinden gizemli bir şekilde ortadan kaybolan 6,13 ve 15 yaşlarındaki üç kız çocuğunun bulunduğunu duyurdu. Güvenlik güçleri tarafından yapılan açıklamada da 11 yaşındaki bir kız çocuğunun Messila bölgesinde daha önce sabıkası bulunan suçluların elinden kurtarıldığı bildirildi. Bunun öncesinde ülkenin doğusundaki Skikda şehri sakinleri, 11 ve 15 yaşlarındaki reşit olmayan iki kızın ortadan kaybolduğu haberiyle sarsıldı. Bu durum, olayların bir hafta içerisinde topluma verdiği zararın boyutunu ortaya koydu.

Trajik sonlar ve hükümetten kararlı adımlar
Birçok taraf çocukların kaçırılmaya, kaybolmaya ve tecavüze uğramaya devam ettiğini kabul ederken sosyal medyada ve basında anlık olarak trajik sonlarla ilgili haberler verilmeye devam ediliyor. Bu haberler, yetkilileri harekete geçirip duruma bir son verilmesi için oldukça katı ceza yasaları çıkarmaya iten başlıca neden olarak görülüyor. Cezayir Adalet Bakanı Belkasım Zağmati yaptığı açıklamada, çocuk kaçıranlara müebbet hapis veya idam cezası olduğunu, insan haklarının korunmasında faaliyet gösteren derneklerin sivil taraf olarak kabul edilmesinin sağlanacağını söyledi. Bakanlar Kurulu’nun son toplantısında onaylanan Kaçırmayı Önleme Yasası’na ağır cezalarla birlikte önleyici ve caydırıcı olmak üzere iki parçalı kapsamlı bir yaklaşım getirildiğini belirten Zağmati söz konusu yasanın, devletin adam kaçırmayı önlemek için bir strateji geliştirmesini şart koştuğunu bildirdi. Başta aileden ve okuldan başlayarak toplumun tüm kesiminin bu tür suçlarla mücadelede önemli bir rol oynamasının sağladığına dikkat çekti.

Sivil toplum harekete geçti
Cezayir toplumu tecavüze uğrayan ve kasıtlı olarak öldürülen kızların ardından kadına şiddet için de birçok sivil toplum örgütü, dernek, aktivist ve sanatçı aracılığıyla farkındalık yaratılması için harekete geçti. Cezayirli yıldızlar konuya dair yaptıkları açıklamada “Biz aktrisler, kadın cinayeti olgusuna ve onlara uygulanan her türlü şiddete karşı birlik içindeyiz. Herkesi bu şiddeti durdurmak için birliğe ve dayanışmaya çağırıyoruz’ ifadesini kullandılar. Ayrıca istenen hedeflere erkeklerin ve toplumun desteği olmadan ulaşılamayacağını vurguladılar.

Tebbun en ağır cezaları talep etti
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, düzenlenen son kabine toplantısında sebepleri ve kaçırılma nedenleri ne olursa olsun bu suçu işleyenlere ceza indirimine gidilmemesini ve azami cezaların verilmesini talep etti. Yabancı uyruklu vatandaşlarla gerçekleştirilen evliliklerden doğan çocukların kaçırılması gibi medeni statü ile ilgili durumlarla söz konusu suçların birbirinden ayrılması talimatını verdi. Cezayir toplumuna yabancı olan bu felaketle mücadelede sivil toplum kuruluşlarına sivil parti kurarak temel bir rol verilmesini isteyen Tebbun ayrıca devletin vatandaşları koruma, adaleti ve hukukun üstünlüğünü sağlama, demokratik yolu güçlendirme ve adam kaçırma olgusunun yayılmasından sonra topluma yabancı olan ve bundan kaynaklanan trajedinin ardından adil olmak ve zayıfları korumak için devletin prestijini yeniden tesis etme taahhüdünde bulunduğunun altını çizdi.



Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
TT

Irak, sınır şeridi boyunca "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu

7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)
7.Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetim operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Irak Haber Ajansı'nda bugün yer alan habere göre Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tüm komşu ülkeler dahil olmak üzere Irak'ın bütün sınır şeridinde "entegre savunma ağı"nın tamamlandığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Ajans’tan aktardığına göre Komutanlık, “Suriye sınırında 618 kilometreden uzun tahkimat çalışmalarına 2022'de başladığını ve "Şu ana kadar beton güvenlik duvarının 350 kilometresinde çalışmaların tamamlandığını, sızma ve kaçakçılığı önlemek için kalan tüm boşlukların kapatılması çalışmalarının devam ettiğini" ifade etti.

7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)7. Sınır Tugayı'na bağlı 3. Alay, sınır şeridi boyunca güvenlik ve istikrarı sağlamak amacıyla sorumluluk alanındaki engebeli vadilerde denetleme operasyonu yürütüyor (Irak Sınır Kuvvetleri Komutanlığı Facebook hesabı)

Sınır Kuvvetleri Komutanlığı, tahkimatların sadece beton duvarla sınırlı olmadığını, hendekler, dikenli teller, erken uyarı sistemleri, gece ve gündüz gözetleme kameraları gibi çok sayıda engelin bulunduğunu belirtti.

Komutanlık, tüm komşu ülkelerle sınırlarda sınır tahkimatlarının uygulandığını, ancak "her bölgedeki güvenlik tehditlerine bağlı olarak farklı derecelerde" uygulandığını vurguladı.


Güney Lübnan'da İsrail’in bir araca düzenlediği hava saldırısında bir genç hayatını kaybetti

İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
TT

Güney Lübnan'da İsrail’in bir araca düzenlediği hava saldırısında bir genç hayatını kaybetti

İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)
İsrail'in Frun'a düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerden bir görüntü, (X)

İsrail ordusunun bugün Güney Lübnan'daki Zavtar el-Şarkiye'de düzenlediği saldırıda bir gencin öldürülmesiyle yeni bir gerilim yaşandı. UNIFIL ise sınırda devam eden gerginliğin ortasında Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısını yineledi.

Ulusal Haber Ajansı'nın (NNA) haberine göre, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Zavtar bölgesinde bir aracı hedef alan hava saldırısında bugün bir Lübnanlı genç hayatını kaybetti.

Ajans haberinde, "Genç Kamil Reda Karabaş, İsrail insansız hava aracının (İHA) Ayn el-Semahiye yolunda seyir halindeki aracına iki güdümlü füzeyle saldırması sonucu şehit oldu. Ambulans ekipleri olay yerine geldi" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu ayrıca Bint Cubeyl sektörüne bağlı Frun kasabasında bir Hizbullah mensubunu hedef alan hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından baskına ilişkin bir video yayınlayarak, hedefin "İsrail'e karşı terörist planlar yürüttüğünü" ve faaliyetlerinin "Lübnan ile varılan mutabakatların ihlali anlamına geldiğini" belirtti.

Adraee, ordunun Güney Lübnan'dan gelebilecek "her türlü tehdidi ortadan kaldırmaya" devam edeceğini ifade etti.

Lübnan Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi, dün yaptığı açıklamada, Frun kasabasında bir aracı hedef alan İsrail hava saldırısında bir vatandaşın hayatını kaybettiğini duyurdu.

UNIFIL: Lübnan'ın egemenliğine saygı gösterilmelidir

Bu arada, Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) Başkanı Diodato Abagnara, 1701 sayılı Kararın uygulanmasında ilerleme sağlanması için "Lübnan'ın egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam saygı" gösterilmesinin gerekliliğini vurguladı.

"X" platformunda açıklama yapan Abagnara, Lübnan ordusunu destekleme taahhüdünü teyit ederek, orduyu güneyde "istikrarı sağlamada kilit ortak" olarak nitelendirdi. Ayrıca, Lübnan ordusunun bölgede yeniden konuşlandırılmasını, devlet otoritesinin genişletilmesinde hayati bir adım olarak değerlendirdi.

İsrail, Gazze'deki savaş sonrasında Hizbullah ile yaşanan çatışmanın ardından bir yıl önce varılan ateşkes anlaşmasına rağmen güney ve doğuda saldırılarını sürdürüyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ateşkes anlaşmasının amacının "partinin askeri kapasitesini yeniden inşa etmesini engellemek" olduğu belirtiliyor.


Irak'ın "Koordinasyon Çerçevesi" "bir lider değil, bir cumhurbaşkanı" istiyor

Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
TT

Irak'ın "Koordinasyon Çerçevesi" "bir lider değil, bir cumhurbaşkanı" istiyor

Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)
Iraklılar, 17 Kasım 2025'te Bağdat'taki bir kafede seçim sonuçlarını izlemek için toplandılar (AFP)

11 Kasım 2025'te yapılan Irak parlamento seçimlerinden bir hafta sonra, "Koordinasyon Çerçevesi"ndeki 12 Şii parti lideri, başbakan adayı gösterme yetkisine sahip "en büyük blok" olduklarını belirten bildiriyi imzaladı. Görevden ayrılan Başbakan Muhammed es-Sudani'nin, ikinci bir dönem için göreve devam etme niyeti konusunda yaşanan anlaşmazlığın ardından imza töreninde hazır bulunması dikkat çekiciydi.

Şarku'l Avsat'ın kaynaklardan edindiği bilgiye göre, "koordinasyon çerçevesindeki üç önemli Şii lider, güçlü yetkilere ve tam desteğe sahip bir icra direktörü gibi birini bulma konusunda anlaştı, ancak bu pozisyonda siyasi bir lider istemiyorlar."

Kaynaklar, "Koordinasyon Çerçevesi"ndeki kilit liderlerin, bir sonraki aşamada pozisyonu yönetecek siyasi denklemi değerlendirmek üzere pozisyon için aday listelerinin incelenmesini geçici olarak durdurduğunu bildirdi ve "Es-Sudani'nin kısa listeye girdiğini, ancak farklı bir durumda olduğunu" vurguladı.

Eski Başbakan Nuri el-Maliki, Sudani'nin göreve dönmesine şiddetle karşı çıkıyor, ancak koalisyon içindeki sınırlı sayıda parti, "mevki için yeni kriterler kabul edilirse" itiraz etmeyecek. Şii bir lider, "koalisyon içindeki liderlerin son zamanlarda masada oturan ve önemli kararlar hakkında lider olarak oy kullanma hakkına sahip olan kişilerin sayısının artmasından duydukları hoşnutsuzluğu ve kızgınlığı dile getirdiklerini" belirtti.