Lübnanlı Ermeniler, savaşçılarla ve mali yardımlarla Azerbaycan’a karşı Dağlık Karabağ savaşına katılıyorlar

Lübnanlı Ermeniler, bölgenin Ermenice olan ‘Artsah’ adının ‘Dağlık Karabağ’ olarak değiştirilmesini eleştirdiler

Beyrut'taki protestolar sırasında Ermeni göstericilerden biri, tartışmalı bölgenin Ermenice adı ‘Artsakh’ yazan, Azerbaycan karşıtı bir pankart taşırken (EPA)
Beyrut'taki protestolar sırasında Ermeni göstericilerden biri, tartışmalı bölgenin Ermenice adı ‘Artsakh’ yazan, Azerbaycan karşıtı bir pankart taşırken (EPA)
TT

Lübnanlı Ermeniler, savaşçılarla ve mali yardımlarla Azerbaycan’a karşı Dağlık Karabağ savaşına katılıyorlar

Beyrut'taki protestolar sırasında Ermeni göstericilerden biri, tartışmalı bölgenin Ermenice adı ‘Artsakh’ yazan, Azerbaycan karşıtı bir pankart taşırken (EPA)
Beyrut'taki protestolar sırasında Ermeni göstericilerden biri, tartışmalı bölgenin Ermenice adı ‘Artsakh’ yazan, Azerbaycan karşıtı bir pankart taşırken (EPA)

Ermenistan ile Azerbaycan arasında, nüfusunun çoğunluğu Ermenilerden oluşan, fakat Azerbaycan topraklarında bulunan Dağlık Karabağ Bölgesi’nin kontrolünü ele geçirmek adına patlak veren çatışmanın başlamasıyla birlikte Lübnan'daki Ermeniler kendilerini çatışmanın ortasında gibi hissederken çatışmayı ‘her Ermeni’nin varlığını tehdit eden’ yakın bir tehlike olarak görüyorlar. Tıpkı Beyrut'ta doğan ve Ermenistan'ı birçok kez ziyaret eden Lübnanlı Ermeni George gibi.
Şarku’l Avsat’a konuşan 41 yaşındaki George, bölgenin Azerbaycan adı olan ‘Dağlık Karabağ’ isminin kullanılmasını eleştirerek, bölgenin Ermenice adı olan Artsah’ın ‘ar’ yani Aran (bölgenin ilk Ermeni yöneticilerinden) ve ‘tsah’ yani orman kelimelerinden oluştuğunu açıkladı. Gün boyu arkadaşları ve ailesi ile birlikte savaş haberlerini takip ettiğini söyleyen George, bu haberlerin akışı için Lübnanlı Ermenilerin Facebook'ta onlarca grup kurduklarına işaret etti. Bu gruplarda yer alan kullanıcılarında çatışmada Ermenistan'ı desteklediklerini vurgulayan George, “Bölge ve bölgedeki Ermenilerin çektikleri ile ilgili haberler an be an paylaşılıyor. Lübnan'dan yardımların nasıl gönderilebileceğinin yollarını tartışıyorlar” dedi. Hem Lübnanlı hem de Ermeni olduğunun altını çizen ve kendini her iki ülkeye de aynı ölçüde bağlı hissettiğini vurgulayan George, bulunduğu yere işaret ederek, “Elbette Lübnanlıyım. Burada doğdum. İşte ailem ve işte geçim kaynağım” şeklinde konuştu.
George sözlerimi şöyle sürdürdü:
“Ama ben Ermenistan dışında yaşayan tüm Ermeniler gibiyim. Her Ermeni’nin çektiği acılardan etkileniyorum. Şimdi olduğu gibi tüm Ermenilerle her türlü dayanışma içerisinde olduğumu ifade ediyorum. Ermenilere saldırılmasına karşıyım. Etrafınıza bir bakın, buradaki herkes sanki daha dün gelmiş gibi halen Ermenice konuşuyor.”
George, onunla tanıştığımız Burc Hammud Mahallesi’nin yoğun Ermeni nüfusa sahip olmasından ötürü her köşesinin Ermenistan gibi koktuğunu söylüyor. Mahallede restoranlar, dükkanlar, ayakkabı yapımı gibi el sanatları atölyeleri, çeşitli giyim mağazaları ve kuyumcular ve hatta sokaklarda geçenlerin sohbetleri, tabelalar ve sokak isimleriyle Ermenistan’ı andırıyor.
Lübnan'daki Ermeniler, genel olarak başkent Beyrut'un doğu banliyösünde bulunan Burc Hammud Mahallesi’nde yoğunlaşırken mahalle yaklaşık 150 bini Ermeni kökenli Lübnanlı olmak üzere 160 binden fazla kişiye ev sahipliği yapıyor.
Bir diğer Lübnanlı Ermeni olan 58 yaşındaki Gregor’a göre buradaki Ermeniler, Ermenistan'daki ailelerine ve yakınlarına çeşitli şekillerde destek sağlamaya çalışıyorlar. Şarku’l Avsat’a konuşan Gregor, “Toplayabileceğimi kadarını topluyoruz. Bazılarımız 10 bin Lübnan lirası ödüyor (resmi rakamlara göre 8 dolardan az), bazılarının yaptığı yardımlar ise binlerce dolara ulaşıyor. Her biri imkanları dahilinde yardım ediyor. Fakat Ermenistan ile hepimizin bir gönül bağı olduğu kesin” ifadelerini kullandı.
Lübnan’daki Ermenilerin verdiği destek parayla sınırlı değil. Gregor ve tanıştığımız diğer Ermeniler, çatışmanın başlangıcından bu yana Azerbaycan'a karşı savaşmak amacıyla onlarca gencin Ermenistan'a gittiğini söylediler.
Yıllardır Lübnan’da yaşayan (Lübnan'ın doğusundaki Anjar bölgesinden) Kevork Hajian, savaşa katılan Ermeni kökenli dört Lübnanlının öldürüldüğünü belirterek telefonundan ölenlerden birinin fotoğrafını gösterdi.
Tanıştığımız Ermenistan'ı destekleyenler birçok kişi, Azerbaycan'a karşı düzenlenen protesto gösterilerinde gösterdikleri coşkuya ve savaşa katılmaya hazır olduklarını vurgulamalarına rağmen her zaman savaşlar nedeniyle çok acı çekmiş barışçıl bir halk olduklarında ısrar ediyorlar. Lübnanlı bir Ermeni ile evli olan Ermeni asıllı Suriyeli Troy Rita (57), Şarku’l Avsat’a konuşurken Suriye'deki savaştan ve Lübnan'daki savaştan çektiği acıları dile getirdi. Rita, “Bugün de savaş halindeyim. Kalbim ülkem Ermenistan'da. Umarım tüm bunlar biter. Biz, barışı seven bir halkız” ifadelerini kullandı.

Ermeni yetkililer, Ermeni asıllı savaşçıların şahsi hareket ettiklerini vurguluyor
Ermeni partilerinden yetkililer, Lübnanlı Ermeni asıllı savaşçıların Azerbaycan'a karşı savaşa gitmeleriyle ilgili ne kendileri ne de dernekler tarafından organize edilen herhangi bir çabanın olmadığını sık sık dile getiriyorlar. Yetkililer, Lübnan'daki Ermeni gençlerin şahsi girişimlerde bulunduklarını ve savaşa katılmak için gidenlerin sayısının çok az olduğunu vurguluyorlar.
Ermeni partisi olan Ramgavar Partisi Genel Başkanı Sivak Agopyan, şu ana kadar özellikle Lübnan'daki Ermeni partileri aracılığıyla, Ermeni asıllı Lübnanlı gençleri savaşa çağıran ‘organize bir çerçeve oluşmadığını’ söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Agopyan, “Gidenler kendi girişimleriyle gittiler. Özellikle Artsah (Dağlı Karabağ) henüz yurt dışındaki Ermenilerden askeri destek talep etmediğinden, Ermeni asıllı Lübnanlı gençlerin kişisel girişimlerinin organize bir askere alma sürecine dönüşmesi için henüz çok erken veya belki de olası bile değildir” şeklinde konuştu.
Genç Ermenilerin, Lübnan'dan Ermenistan'a gidip savaşmalarının yeni ortaya çıkmış bir durum olmadığına işaret eden Agopyan, son 30 yılda Ermenistan'da tekrarlanan çatışmalarda da aynı durumun yaşandığını söyledi. Agopyan, Lübnan'daki Ermenilerin iki milliyete (Ermeni ve Lübnanlı) sahip olduğunu ve çok bir kısmının bu tür krizlerde ordu saflarına katılmaya çalışabileceklerini ifade etti.
Ermenilerin Lübnan'dan Ermenistan'a gönderdiği mali yardımlarla ilgili olarak ise Agopyan, bu yardımların yapıldığını, fakat, ‘konuşulan miktarlarda olmadığını’ söyledi. Agopyan’a göre bu yardımlar özellikle sosyal medyada başlatılan mali destek kampanyalarının bir parçası olarak Lübnan'dan ve diğer ülkelerden yapılıyor.



Suveyda'da çatışmalar yeniden başlarken İsrail, Şam'daki Genelkurmay Karargahı'nı bombaladı

Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)
Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)
TT

Suveyda'da çatışmalar yeniden başlarken İsrail, Şam'daki Genelkurmay Karargahı'nı bombaladı

Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)
Suveyda'daki çatışmaların ardından ordu ve güvenlik güçleri kente konuşlandı. (EPA)

Sabah erken saatlerinde (Çarşamba) Suriye'nin güneyindeki Suveyda kentinde Suriye hükümet güçleri ile yerel Dürzi militanlar arasındaki çatışmalar yeniden başlarken, İsrail dünden bu yana Suriye'nin güneyindeki Suveyda ve Dera ile sınırlı tuttuğu saldırılarını bugün Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesini de kapsayacak şekilde genişletti.

İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada, Şam'daki Genelkurmay Başkanlığı yerleşkesinin girişini hedef aldığını ve Suriye ile sınır bölgesindeki güçlerini takviye edeceğini duyurdu. Suriye devlet televizyonu, İsrail'in Şam'ın merkezinde düzenlediği saldırıda iki sivilin yaralandığını bildirirken, Reuters iki Suriyeli güvenlik kaynağına dayandırdığı haberinde İsrail hava saldırısının başkentteki Savunma Bakanlığı'nı hedef aldığını duyurdu.

Gelişmeler, Suveyda'da ilan edilen ateşkesin birkaç saat sonra çökmesinin ardından geldi. Ateşkes, insanların ölümüne neden olan ve günlerce süren kanlı mezhep çatışmalarına son vermeyi amaçlıyordu.

Suriye'nin güneyinde Dürzilerin çoğunlukta olduğu vilayette patlak veren şiddet olayları, çeşitli mezhepler arasındaki ayrışmaları gün yüzüne çıkardı.

sdfg
Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda'ya giren Suriye güvenlik güçleri, 15 Temmuz 2025 (Reuters)

Suriye güvenlik güçleri pazartesi günü Dürzi militanlar ile Bedevi aşiretler arasındaki çatışmaları kontrol altına almak üzere bölgeye sevk edilmiş, ancak Dürzi militanlarla çatışmaya girmişti. İsrail pazartesi ve salı günleri hükümet güçlerine hava saldırılarıyla müdahale etti ve amacın Dürzileri korumak olduğunu söyledi.

Suriye Savunma Bakanlığı tarafından dün gece ilan edilen ateşkes kısa sürdü. Yerel bir haber sitesi olan Suveyda 24'ün haberine göre Suveyda şehri ve civar köyler günün erken saatlerinde ağır topçu ve havan topu saldırısına maruz kaldı. Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Suriye Savunma Bakanlığı, Suveyda'daki yasadışı grupları ateşkesi ihlal etmekle suçladı. Savunma Bakanlığı kent sakinlerine evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

Çatışmaların başladığı pazar gününden bu yana onlarca sivil, asker ve Dürzi militan öldü. Bir kişi, evinde başından vurulan kardeşinin cesedini bir Reuters muhabirine gösterdi.

sdfrgt
Suriye güvenlik güçleri mensupları Suveyda'da bir mahallede, 15 Temmuz 2025 (AFP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün yaptığı açıklamada, Suriye hükümetini ‘Dürzileri rahat bırakması’ konusunda uyardı ve İsrail ordusunun Suriye hükümet güçleri çekilene kadar onları bombalamaya devam edeceğini vurguladı. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack dün yaptığı açıklamada, ABD'nin ‘sükûnet ve bütünleşmeye doğru ilerlemek için’ tüm taraflarla temas halinde olduğunu ifade etti.