Tunuslu 'ayın çocukları'

Ayın çocukları, güneş ışığından korunmalarını gerektiren bir hastalıktan muzdaripler.

Girl of The Moon (Ayın Kızı) filmi başrolündeki Lamia. (Lamia'nın Facebook sayfası)
Girl of The Moon (Ayın Kızı) filmi başrolündeki Lamia. (Lamia'nın Facebook sayfası)
TT

Tunuslu 'ayın çocukları'

Girl of The Moon (Ayın Kızı) filmi başrolündeki Lamia. (Lamia'nın Facebook sayfası)
Girl of The Moon (Ayın Kızı) filmi başrolündeki Lamia. (Lamia'nın Facebook sayfası)

Hüda Trablesi
Diğerlerinden farklı bir hayat yaşıyorlar, kendilerini sinsice bekleyen düşmanları güneşten kaçmak için gün batımıyla gelen karanlığı bekliyorlar… “Ayın çocukları” veya bilimsel adıyla kseroderma pigmentosum hastaları, ultraviyole (UV) ışınlara hassasiyeti bulunanlara deniliyor. Dünyada her 250 bin kişiden birinde görülen bu hastalığın özellikle Kuzey Afrika’da yaygın olduğu biliniyor. Tunus’ta 850 kseroderma pigmentosum hastası bulunuyor.
Söz konusu hastalıktan muzdarip Nadia, ömrü boyunca uymak zorunda olduğu izolasyonu “Hastalık bize dünyanın geri kalanından habersiz, sessiz bir biçimde izolasyonda yaşamayı öğretti. Bu bizim kaderimiz” sözleriyle özetliyor. Sağlığı açısından ev dışında çalışmasının mümkün olmadığını belirten Nadia, “Evde çalışabileceğim, güneş ışığından kaçınmamı sağlayacak sevdiğim bir meslek seçtim” diyor.
Akranlarının tattığı her türlü eğlenceden mahrum kalan Nadia, kitapları ve piyanoyu kendine arkadaş edindiğini söylüyor.

Şöhret ışıkları
Hastalığı nedeniyle okulunu bitiremeyen Nadia pes etmeyerek okumaya devam etmeyi seçtiğini ve hastalığıyla başa çıkma yeteneğini kazandığını belirtiyor. Aynı zamanda içinde bulunduğu durumun bu tür hastalıklarda uzman bir doktor olmayı seçen kız kardeşine de ilham kaynağı olduğunu vurguluyor.
28 yaşındaki Lamia Hakim ise kseroderma pigmentosum hastalığı ile farklı bir şekilde mücadele edenlerde. Işığın kendisine verdiği hasara rağmen şöhret ışıklarına aşık olan Lamia, ayın çocuklarını anlatan Girl of The Moon (Ayın Kızı) filminde başrol oynamış. Binlerce hayranıyla sosyal medyadaki yerini de alan Lamia aynı zamanda başkent belediyelerinden birinin de üyesi.
Güçsüzlükten muzdarip olduğunu söyleyen Lamia, kuvvetini hastalığın kendisine verdiği ayrıcalıktan aldığını dile getiriyor. İnsanların bu hastalığa yönelik bakış açısını değiştirmek için öncelikle ayın çocuklarının kendilerine olan bakışlarını değiştirmeleri gerektiğini belirten Lamia sözlerine şöyle devam ediyor:
“Onlara gücü kendi içlerinde aramaları, bulduklarında da başarıya dönüştürmeleri mesajını vermek istiyorum. Hayatımın gidişatını daha iyi hale getirmeyi ciddi şekilde düşündürten zor zamanlar yaşadım. Derslerimde başarılı olarak biyoloji alanında diploma aldım, ardından da sinema dünyasına girmeyi başardım. Yaşıtlarımın güneşlenip yüzdüğü vakitleri ben çizerek ve okuyarak geçirdim.”
Ayın çocuklarını en çok inciten şeyin insanların bu farklılığı anlamamaları ve kabullenmemeleri olduğunu söyleyen Lamia, toplumdan önce kendilerinin bakış açılarını değiştirmeleri gerektiğini vurguluyor.
Hayatlarını sessiz sedasız idame ettiren, dışarı yalnızca geceleri çıkabildikleri için insanlarla neredeyse hiç karşılaşmayan kseroderma pigmentosum hastalarının istediği tek şey toplum tarafından kabul edilmek.

Uzun yaşam
30 yılı aşkın süredir bu hastalık üzerinde çalışan, alanının önde gelen doktorlarından Dr. Muhammed Zıgal, söz konusu hastalığın akraba evliliği vakalarında yaygın görüldüğünü, bulaşıcı değil kalıtsal olduğunu belirtiyor. Bu hastalıkla doğan çocukların önceleri en fazla 15 yıl yaşayabildiğini belirten Zıgal, günümüzdeki önleme teknikleri sayesinde artık uzun bir ömür sürebildiklerini vurguluyor. Ayın çocuklarına yardım için sivil toplum derneği kurucularından olan Dr. Zıgal, hastaları hayatta tutmanın tek yolunun önlem olduğunu belirtiyor. Söz konusu çocukların herhangi bir hastalık belirtisi olmadan sağlıklı doğduğunu ancak güneşe maruz kaldıklarında ciltlerinin kızardığını, kızarıklığın günlerce devam ettiğini ve daha sonra kahverengi lekelere dönüştüğünü aktaran Zıgal daha sonraki süreçte deride soyulmaların başladığını, aylar sonra ise cilt kanserine dönüşebildiğini söylüyor.
Bu hastalıktan muzdarip kişilerin güneş ve ultraviyole ışınlarına maruz bırakılmamaları, iki saatte bir güneş koruyucu sürmekleri, gün içerisinde dışarı çıktıkları takdirde güneş gözlüğü ve özel koruyucu elbise giymeleri gerekiyor.

Psikolojik destek
Bu hastalık ilk olarak 1870'de Viyana'da Dr. Moritz Kaposi tarafından keşfedilmişti. Güneşe maruz kalan çocukların yüzlerinde çil benzeri koyu lekelerin varlığı dikkatini çeken Kaposi, söz konusu lekelerin birkaç yıl içinde yaralara dönüştüğünü ortaya çıkardı. Kseroderma pigmentosum hastaları üç sınıfa ayrılıyor.
Tunus’ta devlet kurumlarının kseroderma pigmentosum hastalığını tam sosyal kapsam gerektiren kronik bir hastalık olarak sınıflandırmadaki başarısızlığı ışığında sivil toplum kuruluşları, hastaların aileleri üzerindeki yükünü hafifletmeye çalışıyor. Uzman doktorlar ve çocukların ebeveynleri ile birlikte çalışan Ay Çocuklarına Yardım Derneği de bu kuruluşlar arasında yer alıyor. Dernek Başkanı İzze el-Bahuri, kuruluşun psikolojik destek ve farkındalık sağlayarak hastalara ve ailelerine yardım eli uzatmayı amaçladığını söylüyor. Aynı zamanda hastalara güneş kremi ve anti-UV fenerler, pencerelerden gelen radyasyonu önlemek için yapışkan bantlar ve koruyucu giysiler sağladığı bilgisini veriyor.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.