Husilere bağlı bir bakanın öldürülmesi darbeci gurup içindeki karışıklığı artırdı

Hasan Zeyd (AFP arşiv)
Hasan Zeyd (AFP arşiv)
TT

Husilere bağlı bir bakanın öldürülmesi darbeci gurup içindeki karışıklığı artırdı

Hasan Zeyd (AFP arşiv)
Hasan Zeyd (AFP arşiv)

Sana’daki Husi milisler, darbeci hükümette Gençlik ve Spor Bakanı olarak göreve gelen üst düzey lider Hasan Zeyd’in öldürülmesine ilişkin davanın 24 saat içerisinde sonuçlandırılacağını duyurdular. Suikastın faillerinin komşu Zamar vilayetinde çıkan çatışmalarda öldürüldüğü iddia edilirken bu durum, Husi lider Abdulmelik el-Husi’nin milislerin kanatları arasında süren çatışma bağlamında failleri tasfiye etme kararı aldığı yönündeki şüpheleri de artırdı.
Darbeci grup suikasttan meşru hükümet ve onu destekleyen Koalisyon ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği iki sanığı sorumlu tutmaya çalışırken bakanın en büyük kızı Sekine Hasan ise suikastın arkasında Husilerin olduğunu iddia etti.
Görgü tanıklarına göre motosiklet kullanan iki silahlı şahıs, kaçmadan önce başkent Sana’nın güneyindeki bir tünelde, bir araç içinde küçük kızıyla birlikte bulunan Hasan Zeyd’e ateş açtı. Saldırıda Bakan yaşamını yitirirken kızı da yaralandı.
Husilerin içte ‘servet, harç, nüfuz ve liderlik pozisyonları için şiddetli bir rekabet ve benzeri görülmemiş bir çatışmaya tanık olduğu’ bir zamanda önde gelen bir Husi liderinin suikasta uğraması dikkat çekici olarak nitelendi.
Bu çerçevede Zeyd’in kızı, 30 Ekim’de Facebook üzerinden yaptığı açıklamada babasının, askeri harekatının başlangıcından bu yana Husileri savunduğunu yazdı. Açıklamada ancak öldüğü güne kadar grup içerisinde kendisine zarar verenlerin de mevcut olduğu ve ‘bu durumun bir sır veya şaşırtıcı olmadığı’ kaydedildi.
Gözlemcilere göre olay, grup tarafından birçok yandaş isme yönelik düzenlenen önceki suikastların bir uzantısı niteliğind. Bu, grubun liderlerinin korkusunu ve ‘Husi ailesinin hegemonya ve nüfuz hırslarının önünde duracak’ tüm seslerden kurtulma arzusunu yansıtıyor. Nitekim Sana, Zamar, Kevkeban ve Hacca’daki birçok Husi ailesi, imamet yönetimine karşı 26 Eylül 1963 devrimi öncesindeki aşamalarda Yemen yönetimindeki tarihi itibarları açısından kendilerini diğer Husilerdendaha üstün görüyor.
Sana’daki darbe yandaşları, Husi liderin perşembe gününden önceki iki gün boyunca Hz. Muhammed’in doğumu vesilesiyle verdiği vaazda, Zeyd’in ailesine taziyede bulunmakta yavaş davranması nedeniyle şaşkınlık yaşadı.
Amcasının oğlu Muhammed Ali el-Husi’nin olaydan kısa bir süre sonra hastaneye gelmesi de şaşkınlıkla karşılandı. Öyle ki sanki bir yandan Zeyd’den kurtulmak için dakika sayıyormuş, diğer yandan da ‘Peygamberin doğum yıl dönümü münasebetiyle siyasi grubun kutlamaları ve haraç tahsilleriyle eş zamanlı olarak Zeyd’in ölümünden yararlanıyormuş’ gibi görünüyordu.
Zeyd’in suikastının grubun kanatları arasındaki uçurumu genişletmesi beklenirken
darbeci yönetimin koridorlarında yaşananlarla ilgilenen gözlemciler, gelecek dönemlerde diğer Husi ailelerden benzer tasfiye eylemlerinin ortaya koyulmasının, Saada kanadının siyasi, askeri ve mali kararları üzerinde mutlak hakimiyetine yol açacağını belirtti.
Husilerin kendilerinin de Hasan Zeyd’den kurtulma eylemine karıştığı suçlamaları ortasında gözlemciler grubun, Hz. Muhammed’in doğum günü kutlamalarıyla eş zamanlı olarak Sana’yı güvence altına almak üzere yaklaşık 30 bin personel görevlendirdiğini duyurmasına rağmen faillerin Hasan Zeyd’e nasıl ulaştığı konusunda şaşkınlıklarını dile getirdiler. Gözlemcilere göre sanıkların yakalandığının duyurulması ve ardından 24 saat içerisinde öldürüldüklerinin ilan edilmesi hususunda da kafa karışıklığı yaşandı.
Gözlemcilerin Hasan Zeyd suikastını tahrif etme çabalarına ilişkin aktardığı deliller arasında, sanıklardan birinin akrabalarının failin Husi cezaevlerinde 2 yıldır tutuklu bulunduğunu belirttiği gerçeği de yer alıyor. Bir kaynağa göre bu durum, cezaevindeki iki tutuklunun serbst bırakıldığı ve suikastı işledikleri anlamına geliyor.
Diğer yandan Zeyd’in öldürülmesinin İran Devrim Muhafızları üyelerinden Hasan Ayerloo’nun ‘büyükelçi’ olarak Sana’ya ulaşmasıyla doğrudan ilgili olduğu yönünde de yorumlar yapıldı. Öyle ki suikastın saldırının, Zeyd’in Tahran’a saldırdığı eski açıklamalarıyla ve ‘bölgesel çıkarları için grubu sömürmekle ve Yemen’deki savaşı sonlandırmak istememekle’ suçlamasıyla bağlantılı olduğu ifade edildi.
Kadınları savaşmak üzere eğitmek için kamp kuran Zeyd, öğretmen ve öğrencileri cephelere yönlendirme eylemlerinin de önde gelen isimlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Grubun en tutucu liderlerinden olan Zeyd’in Sana’nın düşmesi ve ülkenin eski lideri Ali Abdullah Salih’in öldürülmesine karışan, grubun fikirlerini siyasi düzeyde pazarlamaya çalışan isim olarak biliniyordu.
Hasan Zeyd, gruba olan sadakatinin yanı sıra Husilerin fikirlerine yakın görüşler benimseyen el-Hak Partisi’nin de genel sekreteriydi. Meşruiyete yönelik darbenin ardından grup onu ‘Ortak Buluşma’ koalisyonunun Husi kanadının başına atadı.
Meşruiyeti destekleyen Koalisyon 2017 yılında Hasan Zeyd’i 40 kişinin yer aldığı arananlar listesine dahil etti. Zeyd, Abdulmelik el-Husi başkanlığındaki grubun diğer liderlerinin yer aldığı listenin 14’üncü sırasındaydı.
Sana’daki güvenlik kaynakları daha önce darbeci grubu, son yıllarda Sana’da yandaşlarına yönelik suikastlar düzenlemek ve kanlarına yatırım yapmakla suçlamıştı.
Suikastlarda suçlamalar Husilere bağlı önleyici güvenlik birimlerine yöneltilmişti. Öldürülenler arasında Milletvekili Abdulkerim Cadban, Dr. Ahmed Şerefuddin, Dr. Muhammed Abdullah el-Mutevekkil’in yanı sıra aktivist ve gazeteci Abdulkerim el-Hayvani gibi isimler de vardı.



Güney Lübnan'a hava saldırısı… İsrail bir Hizbullah üyesinin ‘ortadan kaldırıldığını’ duyurdu

Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
TT

Güney Lübnan'a hava saldırısı… İsrail bir Hizbullah üyesinin ‘ortadan kaldırıldığını’ duyurdu

Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)
Sayda yakınlarında İsrail saldırısının gerçekleştiği yerdeki Lübnan askerleri (AFP)

Lübnan Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kenti yakınlarında bulunan el-Gaziye kasabasının girişinde bir aracı hedef alan hava saldırısında bir kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken, İsrail ordusu da bir Hizbullah üyesinin ‘etkisiz hale getirildiğini’ duyurdu.

Halk Sağlığı Acil Durum Operasyon Merkezi'nden yapılan açıklamada, “Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca İsrail tarafından yapılan saldırı bir kişinin ölümüyle sonuçlandı” denildi.

Bölge, Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunuyor. El-Gaziye kasabası, İsrail ile Hizbullah arasında bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalar sırasında birçok kez vuruldu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre, 27 Kasım'dan bu yana iki taraf arasında yürürlükte olan ateşkese rağmen İsrail, Hizbullah unsurlarını hedef almaya devam ederken, İsrail'in Güney Lübnan'da üst üste dördüncü kez ölümcül saldırılar gerçekleştirdiği kaydedildi.

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, hava kuvvetlerinin ‘Sayda bölgesinde hassas bir saldırı gerçekleştirdiğini ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah'ı öldürdüğünü’ bildirdi. Abdullah'ın ‘Hizbullah'ın iletişim sistemlerinin Lübnan genelinde, özellikle de İsrail sınırına yakın güney bölgelerinde konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğu belirtildi.

AFP muhabiri, saldırının el-Gaziye ile Sayda arasındaki otoyolda dört çeker bir aracı hedef aldığını, aracın yanarak kül olduğunu ve araçtan siyah dumanlar yükseldiğini söyledi.

Olay yerinde onlarca kişi toplanırken, Lübnan askerleri aracın etrafında güvenlik kordonu oluşturdu. İtfaiyeciler yangını söndürerek bir vinçle aracı olay yerinden kaldırdı.

İsrail ordusu bu hafta başında, Lübnan'da Hizbullah üyelerini hedef alan operasyonlar başlattığını duyurdu.

Bir yılı aşkın süredir devam eden ve Eylül 2024'ten itibaren açık savaşa dönüşen çatışmaların ardından Hizbullah ile İsrail arasında ABD arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail, özellikle güney ve doğuda olmak üzere Lübnan'ın çeşitli bölgelerine saldırılar düzenlemeye devam ediyor.

Sayda yakınlarındaki el-Gaziye'de İsrail hava saldırısında hedef alınan aracın önünde toplanan insanlar (AFP)Sayda yakınlarındaki el-Gaziye'de İsrail hava saldırısında hedef alınan aracın önünde toplanan insanlar (AFP)

İsrail, askeri yapı açısından ağır darbeler vurduğu ve başta eski genel sekreteri Hasan Nasrallah olmak üzere çok sayıda liderinin öldürüldüğü savaşın ardından Hizbullah’ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguluyor.

Anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinden  çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının sökülmesini öngörüyordu.

Lübnan, uluslararası topluma, İsrail'e saldırılarını durdurması ve 18 Şubat'ta sona eren çekilme süresinin ardından kuvvetlerini tuttuğu beş tepeden çekmesi için baskı yapması çağrısında bulunuyor.