NASA'nın uzay teleskobu 'dev bir balkabağı' buldu

Hubble Uzay Teleskobu, galaksilerin görüntülerini tamamen değiştireceği sürecin erken safhalarında bir kare yakaladı (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, galaksilerin görüntülerini tamamen değiştireceği sürecin erken safhalarında bir kare yakaladı (NASA)
TT

NASA'nın uzay teleskobu 'dev bir balkabağı' buldu

Hubble Uzay Teleskobu, galaksilerin görüntülerini tamamen değiştireceği sürecin erken safhalarında bir kare yakaladı (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, galaksilerin görüntülerini tamamen değiştireceği sürecin erken safhalarında bir kare yakaladı (NASA)

NASA’nın Hubble Uzay Teleskobu, gökyüzünde yıldızların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan ve yüz şeklinde oyulmuş bir balkabağını andıran yeni bir görüntü yakaladı. Parlayan iki göz ve çarpık bir gülümsemeyi anımsatan turuncu oluşumu, çarpışmalarının ilk safhalarında bulunan iki galaksi meydana getirdi. Manzaranın genişliği 109 bin ışık yılına ulaşıyor. Bu da  Samanyolu’na yakın bir boyuta denk geliyor.
NASA’nın internet sitesinde yer alan bilgiye göre, görüntüye balkabağı rengini NGC  2292 ve NGC  2293 isimli galaksilerdeki yaşlı kırmızı yıldızlar veriyor. Parlayan gözlerse bir çift süperkütleli karadeliğin çevresinde topladığı çok sayıda yıldızın eseri. Ön kısımdaki mavi yıldızlardan saçılan ışıksa “balkabağını” tüm ışıltısıyla Cadılar Bayramı partisine hazır gibi gösteriyor.
Araştırmacılar gülümseme görüntüsünü meydana getiren hayaletimsi kolun yeni spiral galaksi oluşumunun yalnızca başlangıcı olduğunu dile getiriyor. Bu kol iki galaksiyi birden kucaklıyor ve muhtemelen birleşme esnasında yoğunlaşmaya başlayan yıldızlararası gazdan kaynaklanıyor.
Bu hareketli ikili 120 milyon ışık yılı uzaklıkta Büyük Köpek takımyıldızı içinde yer alıyor ve dolayısıyla galaksimiz Samanyolu’nun oluşturduğu yıldızlarla dolu ön plandaki düzlemin çok uzağında kalıyor. Bu nedenle gökyüzünün bu kısmındaki yıldızların arasından uzak bir galaksiyi görüntülemek çok zor.
Galaksi çifti, tuhaf görünümlü galaksileri yakalamaya çalışan Galaxy Zoo isimli halk tabanlı bilim projesinin keşfettiği gök cisimleri arasında yer alıyor. Bu projenin Hubble programında yer alan üyelerinden, Alabama Üniversitesi’nden William Keel gibi astronomlar, uzay teleskobunun diğer planlanmış gözlemlerinin arasındaki kısa zaman aralıklarında merceklerini bu galaksilere çeviriyor. 
Keel, görüntülenen bu galaksi çiftinin nihayetinde Rubin’in Galaksisi gibi devasa ve ışıltılı spiral bir galaksiye dönüşeceğini savunuyor. Söz konusu galaksinin çapı, Samanyolu’nun iki katından fazla.

Independent Türkçe, NASA



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news