Irak Başbakanı Kazimi, ülkenin yeniden imarı için uluslararası şirketlere ortaklık çağrısında bulundu

Irak Başbakanı Kazimi, Basra’da doğalgaz tesisinin açılışına katıldı (Reuters)
Irak Başbakanı Kazimi, Basra’da doğalgaz tesisinin açılışına katıldı (Reuters)
TT

Irak Başbakanı Kazimi, ülkenin yeniden imarı için uluslararası şirketlere ortaklık çağrısında bulundu

Irak Başbakanı Kazimi, Basra’da doğalgaz tesisinin açılışına katıldı (Reuters)
Irak Başbakanı Kazimi, Basra’da doğalgaz tesisinin açılışına katıldı (Reuters)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, Iraklı kurumlar ile uluslararası şirketler arasındaki güçlü ortaklığı, ülke ve ekonomisini kalkındırmak ve gençlere iş fırsatları yaratmanın örnek bir yolu olduğunu söyledi.
Kazimi, dün Basra kentinde ülkenin en büyük doğalgaz üretim tesisinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ülkenin içinden geçtiği ekonomik kriz, bizi tüm Iraklılara daha iyi bir yaşam sunmak için geleceği düşünmeye ve tümüyle petrole dayanmayan sağlam bir reel ekonomi inşa etmeye zorluyor” dedi.
Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Kazimi, geleneksel olarak ham petrole dayanmayan, gerçek bir kalkınma hamlesini ve ülke ekonomisinin önemli bir sütununu temsil eden hayati önemdeki bu projeyi yapan ve projede çalışanların çabalarını takdir etti. Kazimi, “Proje, Irak’ta ve bizden daha fazlasını hak eden Basra vilayetinde uzun vadeli kalkınma için yeni bir politika gerçekleştirecek” ifadesini kullandı.
Açıklamaya göre Kazimi, “Ülkenin içinden geçtiği ekonomik kriz, bizi tüm Iraklılara daha iyi bir yaşam sunmak için geleceği düşünmeye ve tümüyle petrole dayanmayan sağlam bir reel ekonomi inşa etmeye zorluyor” diye konuştu. Kazimi, Basra ziyareti sırasında ayrıca Büyük Et-Terhib Meydanı projesi kapsamında yer alan Umm Kasr Limanı’nın birleşik elektronik kapılarını açtı.
Irak’ın hâlihazırda yaşadığı ekonomik kriz ve bu ayki memur maaşlarının yatırılmasının gecikmesi gibi neden olduğu sorunlara da değinen Kazimi, silahlı gruplar ve yolsuzluk mafyalarının kontrolü altında bulunan sınır kapısı ve gümrüklerde aldıkları tedbirler sayesinde gümrük gelirlerinde artış yaşandığını dile getirdi.
Kuveyt ile Irak arasındaki sınır ihtilafları ve demiryolu bağlantısı sorunu nedeniyle Basra’daki Fav Liman inşasının tamamlanması hususundaki soru işaretleri cevap bekliyor. Kazimi, Fav Limanı meselesi hakkında, “Bu Liman, hükümetin öncelikleri arasında yer alıyor. Ülkenin yaşadığı büyük sorunlara rağmen, Liman’da çalışmaların başlaması adına yabancı şirketlerle anlaşmaya varmak için çok çalışacağız” dedi. Fav Liman Projesinin üstlenicisi Daewoo E&C şirketinin daha önce limanı tamamlamaktan vazgeçtiği bildirilmişti. Kazimi ise Basra’daki açıklamasında, Irak’ın liman inşası için yeni şirketlerle sözleşme yapacağını söyledi. Irak Ulaştırma Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, Daewoo E&C şirketinin, İtalyalı bir danışman tarafından hazırlanan Fav Limanı inşa projesini tamamlamak için yaptığı prensip anlaşmasından geri çekildiğini duyurdu. Bakanlık Sözcüsü açıklamasında, “Şirket ilave ücret ve projeye devam etmek için sözleşme süresinin uzatılmasını talep etti. Ulaştırma Bakanı şirketin talebini reddederek, şirketten Bakanlık ile imzaladığı anlaşmaya bağlı kalmasını istedi. Anlaşma 3 buçuk yıllığına imzalandı ve buna göre Limanın derinliği 19.8 metreden fazla olmalı. Liman Iraklıların hayat damarlarıdır ve bunda herhangi bir ihmalkarlık olmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Kazimi, ülkenin en büyük güney vilayeti ve Irak petrolünün yüzde 80’inden fazlasını ihraç eden petrol zengini Basra vilayetini ziyaret ederek, burada dev doğalgaz üretim tesisinin açılışını gerçekleştirdi. Tesis, Basra Doğalgaz Şirketi tarafından inşa ediliyor. Kazimi, açılış konuşmasında, “Bu tür projeler, geleneksel olarak ham petrole dayanmayan ve ülke ekonomisinin önemli bir sütununu temsil ediyor. Proje, Irak’ta ve bizden daha fazlasını hak eden Basra vilayetinde uzun vadeli kalkınma için yeni bir politika gerçekleştirecek” dedi.
Irak Meclisi Hükümet Programlarını Denetleme ve Stratejik Planlama Komisyonu üyesi Aras Habib Kerim, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Irak’ın halihazırda içinden geçtiği ekonomik krize çözüm aramanın yanında bir de bu krizin başlıca sebeplerine de çözümler aramalıyız. Mevcut ekonomik kriz, eski rejimin düşüşünden bu yana izlenen yanlış ekonomi kuramının sonucu olan bir vakıadır. Akıllı milletler hatalarından faydalanarak onlardan ders ve ibret alır. Sahip olduğumuz enerji, kapasite ve imkanlarla sağlam bir ekonomi inşa etmek için önümüzde halen fırsatlar var” diye konuştu.



İsrail'in provokasyonları ile Arap teşviki arasında Macron

Macron ve Abbas 2022'de Elysee Sarayı'nda (AP)
Macron ve Abbas 2022'de Elysee Sarayı'nda (AP)
TT

İsrail'in provokasyonları ile Arap teşviki arasında Macron

Macron ve Abbas 2022'de Elysee Sarayı'nda (AP)
Macron ve Abbas 2022'de Elysee Sarayı'nda (AP)

Halil Musa

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, ülkesinin Filistin Devleti'ni tanıma ihtimaline ilişkin açıklamaları karşılıksız kalmadı. Macron, İsrail'de sövgüye varan sert eleştirilere maruz kalırken, Fransız sağı da açıklamalarını reddetti.

Geçtiğimiz hafta Mısır ziyaretinden dönüşte Macron uçakta, 17-20 Haziran tarihleri ​​arasında New York'ta Suudi Arabistan ile birlikte eş başkanlığını yürüteceği ve iki devletli çözümü teşvik etmek amacıyla düzenlenecek uluslararası konferansta, Fransa'nın Filistin devletini tanıma olasılığını dışlamadı. Ancak Macron, Filistinliler ile Arapların kendisinden talep ettiği bu hamlenin, “Filistin'i savunan herkesin İsrail'i tanımasıyla sonuçlanacak kolektif bir hareketin parçası” olmasını istediğini belirtti.

Macron, New York barış konferansının “Filistinlilerin meşru devlet ve barış haklarına kavuşmalarında, aynı zamanda İsraillilerin barış ve güvenlik içinde yaşama hakkına kavuşmalarında ve her iki devletin komşu ülkeler tarafından tanınmasında bir dönüm noktası” olması için çabalıyor.

Geçtiğimiz yıl Fransa Cumhurbaşkanı, Norveç, İspanya, İrlanda ve Slovenya'nın Filistin devletini tanımasının ardından, Filistin devletinin tanınması konusunda “acele edilmemesi” çağrısında bulunmuştu. Daha sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'tan “Fransa'nın Filistin devletini tanıması için Filistin Ulusal Otoritesi’nde hayati reformlar yapmasını” istemişti.

Fransa Cumhurbaşkanı'nın Filistin devletini tanıma ihtimaline ilişkin açıklamalarından günler sonra Abbas, dün pazartesi günü Macron'u aradı. Filistin Kurtuluş Örgütü'ne bir başkan yardımcısı atanmasına olanak tanıyan yasal değişiklikleri onaylayacak olan Filistin Merkez Konseyi toplantısının hazırlıkları hakkında kendisine bilgi verdi.

Bu adım, Avrupa ​​ve Arap ülkelerinin Filistin Devlet Başkanı'na baskı yaparak hayata geçirmesini talep ettiği reformlardan biri. Filistin Devlet Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Abbas, Fransız mevkidaşına Filistin'in kapsamlı reform planı hakkında bilgi verdi.

sdfrg
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Açıklamaya göre iki başkan “uluslararası meşruiyet temelinde iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin ve önümüzdeki haziran ayında uluslararası bir barış konferansının düzenlenmesinin gerekliliğini” vurguladı. Abbas, Macron'a “Fransa'nın iki devletli çözüm temelinde barışın gerçekleşmesi yönündeki destekleyici duruşu ve Suudi Arabistan ile birlikte uluslararası barış konferansının düzenlenmesine katılımı nedeniyle” teşekkür etti. Filistin devletinin tanınmasının ve BM'ye tam üyelik hakkını elde etmesinin önemine değindi.

İsrail’in eleştirisi

Ne var ki İsrail, Fransız Cumhurbaşkanı’nın Filistin'i tanıma girişimini hedef aldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazar günü X platformundan yaptığı paylaşımda, “Macron, topraklarımızın kalbinde, tek amacı İsrail Devleti'ni yıkmak olan bir Filistin devleti fikrini yaymaya devam ederek büyük bir hata yapıyor” ifadelerini kullandı.

Netanyahu'nun bu sözleri, oğlu Yair Netanyahu'nun Macron'un sözlerine sert bir dille, “Canın cehenneme” demesinin ardından geldi. Binyamin Netanyahu, oğlunun üslubunu eleştirerek, “kabul edilemez” olduğunu söyledi.

Barış karşıtlığı

Filistin Dışişleri Bakanlığı, Netanyahu ve oğlunun açıklamalarını “Netanyahu'nun barışa karşı düşmanlığının devam ettiğinin, uluslararası meşruiyeti reddetmekte ileri gittiğinin, siyasi süreci hiçe sayarak şiddete ve askeri çözümlere tutunduğunun açık bir itirafı” olarak değerlendirdi.

cdfrgt
Fransa Cumhurbaşkanı, Mısır'ın Ariş şehrinde ülkesinin Gazze'ye gönderdiği yardımları denetlerken (AFP)

Bakanlık, Netanyahu'nun tutumlarının “Fransa ve Avrupa Birliği'ni Filistin devletini tanıma yönündeki adımları hızlandırmaya sevk etmesi gerektiğini, bunun, iki devletli çözümün korunmasına ve bölgede barış, istikrar ve refahın sağlanmasına katkı sağlayacağını” kaydetti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre  Filistin Dışişleri Bakanı Farsin Şahin, yaptığı açıklamada, Macron'un açıklamaları ışığında Fransa'nın “önümüzdeki haziran ayında düzenlenecek barış konferansı öncesinde, sırasında veya sonrasında Filistin devletini tanıyabileceğini” söyledi.

Avrupa ülkelerine kapıyı aralamak

Şahin, Macron'un “Ana konusu Filistin devletinin tanınması olan bir barış konferansına başkanlık ettiğini, dolayısıyla bu adımı atmasının uygun olduğunu” söyledi. Uzun zamandır beklenen bu adımı atmasını umduğunu dile getirdi. Fransa Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarının “doğru yönde atılmış bir adım” olduğunu belirtti. İki devletli çözümü destekleyen ancak henüz Filistin Devleti'ni tanımayan ülkeleri de bunu yapmaya çağırdı.

Filistinli bakan, Fransa'nın tanıması durumunda “Almanya ve İngiltere gibi diğer Avrupa ülkelerinin de aynı adımı atmasının kapısının aralanacağını” söyledi. Tanımanın “Filistin adında bir devlet vardır, onu tanıyoruz, sınırları budur ve bunlar da vatandaşlarıdır şeklinde açık ve net bir mesaj” teşkil ettiğini sözlerine ekledi. Bunun “devletin sahada somutlaşmasına katkı sağlayacağını” kaydetti.

Tel Aviv'in pozisyonlarına yanıt

Birzeit Üniversitesi siyaset bilimi Profesörü Ali el-Cerbavi ise Fransa'nın Filistin devletini tanıma olasılığının, Tel Aviv'in iki devletli çözümü reddeden pozisyonlarına ve İsrail ile uyumlu ve ne istediğinden hâlâ emin olmayan Donald Trump yönetimine kısmi bir yanıt olduğunu düşünüyor. Cerbavi'ye göre, eğer bu tanıma gerçekleşirse, bu “Avrupa ülkelerinden gelecek ek tanımaların habercisi” olabilir. Ancak, “Arap-İsrail çatışması dosyasının Washington'un kontrolünde olduğu ve diğer herhangi bir ülkeden daha fazla etki sahibi olduğu” göz önüne alındığında, bunun sahadaki etkisinin boyutundan şüphe duyuyor. Cerbavi'ye göre, “Batı'nın vizyonuna göre gerçekçi bir bakış açısıyla iki devletli çözüm, şu anda Gazze Şeridi'nde, silahsızlandırılmış bir Filistin devletinin kurulması, gelecekte de Batı Şeria’dan geride kalan kısmın buna eklenmesi anlamına geliyor.”

Washington’a karşı muhalif bir ses

Yazar ve siyasi analist Muhammed Kavas, Paris'in Filistin devletini tanıma olasılığına kuşkuyla yaklaştı. Fransa Cumhurbaşkanı'nın konuya ilişkin açıklamalarını, “Washington'a karşı muhalif bir ses olma ve ondan farklılaşma arayışı” olarak nitelendirdi. Kavas, bu açıklamaları “Arap ülkelerini hesaba katan ve Suudi Arabistan'ın tutumuyla yakınlaşmaya çalışan medyatik bir gürültü” olarak da niteledi. Bu açıklamaların, “Suudi Arabistan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile ilişkilerinde konumunu güçlendirdiğini” açıkladı.

Ancak siyasi analist Nizar Celidi, Fransa'nın Filistin devletini muhtemelen “Macron'a Fransız sokağı ve sivil toplumunun uyguladığı baskılar ışığında” tanıyabileceğini öngördü. Macron'un ikinci döneminde “ilk döneminde verdiği tahribatı onarmaya” çalıştığını belirtti. Beklenen Fransız hamlesinin “Fransa ve Avrupa'nın pozisyonunda yeni bir değişimi temsil edeceğini, ABD Başkanı’nın yönetimi üzerinde baskı yaratacak bir atmosfer oluşturacağını” belirtti.