Kamala, Demokratların gözünde geleceği temsil ediyor

Demokrat Parti’de Harris’e yönelik heyecan artıyor. (AP)
Demokrat Parti’de Harris’e yönelik heyecan artıyor. (AP)
TT

Kamala, Demokratların gözünde geleceği temsil ediyor

Demokrat Parti’de Harris’e yönelik heyecan artıyor. (AP)
Demokrat Parti’de Harris’e yönelik heyecan artıyor. (AP)

ABD’de Başkan yardımcısı seçilen ilk kadın olan ve adeta çeşitliliğin sembolü olarak kabul edilen Kamala Harris’in geleceği başkan seçilen Joe Biden’dan daha çok temsil ettiğine inanan ABD solunun heyecanı artıyor.
AFP’nin dün New York’tan aktardığına göre Amerikan medyası, Demokrat Parti adayı Joe Biden'ın cumartesi günü başkanlık yarışındaki zaferinin duyurulmasının hemen ardından yönünü Biden’ın yardımcısı Kamala Harris’e çevirdi. Ülkede birçok kişi sokaklara çıkarak seçim sonuçlarını kutladı.
Yeni seçilen başkan yardımcısı gibi Hindistanlı olan ve New York’ta yaşayan emlak sektöründen Devi Kowlessar duruma dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu inanılmaz bir olay. Daha önce yönetim hiyerarşisinin bu seviyesinde bir kadın görmemiştik. Kendisi birçok şeyi temsil ediyor. Gelecek başkanımız olabilir.”
İngiltere’deki bahislerde, Kaliforniya’nın eski Başsavcısı Harris, 2024 başkanlık seçimi için şimdiden ilk sırada yer alıyor. Son haftalarda “Harris 2024” ve “Harris-Biden 2024” söylemleri artmaya başladı.
ABD’li HBO kanalında yayınlanan “Veep” televizyon dizisinde başkan yardımcısını canlandıran Julia Louis-Dreyfus, Twitter hesabında paylaştığı mesajında “Kadın Başkan Yardımcısı’nın artık kurgusal bir karakter olmadığını” ifade etti.
Kamala Harris, Başkanlık seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından cumartesi günü yaptığı ilk konuşmasında, 100 yıl önce ABD’de kadınların oy hakkı kazanması için mücadele eden aktivistlerin onuruna beyaz bir takım elbise giymişti.
AFP’nin aktardığına göre 4 yıl önce Beyaz Saray yarışında Hillary Clinton’ın şok edici bir mağlubiyet almasının ardından Kamala Harris’in başarısı birçok kadın Demokratın mutluluğunu artırdı.
New York sokaklarındaki kutlamalara katılan 55 yaşındaki avukat Theodora Egbuchulam, Harris için “Zeki, komik ve güzel. Gerçek bir kişi. Genç kızlar için mükemmel bir örnek” ifadelerini kullandı.
Kaliforniyalı avukat cumartesi günü verdiği röportajda, 2009 yılında kanser sebebiyle yaşamını yitiren annesini ve “Siyahi, Asyalı, beyaz, Latin, Hint nesillerin” tüm kadınlarını andı.
Biden, aAğustos ayı başlarında Harris’i başkan yardımcısı adayı olarak belirlemesinin ardından Donald Trump’ın Harris’i “canavar” olarak nitelemesi ABD solunda eleştirilerin artmasına neden olmuştu.
Bernie Sanders’ın eski Sözcüsü Briahna Joy Gray gibi isimler de Harris’i, 2004-2011 yıllarında San Francisco Bölge Savcısı iken, özellikle azınlıkları etkileyen baskıcı politikalar uygulayan bir “polis” olarak görüyor.
Ancak cumartesi günü ülkeye kutlama havası hakimdi. Theodora Egbuchulam “Kamala geleceği temsil ediyor” derken Harris’in seçilmesinin “Kendisi ABD’nin tipik bir beyaz adamdan çok bize benzediğini kanıtlıyor” ifadesini kullandı.
Rutgers Üniversitesi Kadın ve Politika Merkezi’nin araştırma direktörü Kelly Dittmar, Harris’in “Hayatını ABD’de geçiren Güneydoğu Asyalı siyahi bir kadının bakış açısını” getireceğini vurguladı.
Dittmar’a göre Haris “daha iyi, daha kapsayıcı kararlara yol açan” bir “temsil” gücü konumunda.
Jamaikalı baba ve Hindistan kökenli bir annenin çocuğu olarak Kaliforniya’da dünyaya gelen Kamala Devi Harris, ABD çok kültürlülüğünün Barack Obama’dan daha güçlü bir sembolü haline geldi.
Dittmar, Biden’ın başkan yardımcısı olarak Harris’i seçmesinin, özellikle başta kadınlar olmak üzere Demokrat seçmenleri harekete geçirmeyi hedefleyen kampanyaya “yardım eden bir coşkuya yol açtığını” belirtti.
Araştırmacı Dittmar’ın görüşüne göre Harris’in seçilmesi, Joe Biden ve Donald Trump arasındaki çatışmanın sebebiyle “beyaz adamların hegemonyasına dönüş korkusunun” yayılmasının ardından Demokrat Parti seçmenlerine güvence verdi.
Harris cumartesi akşamı Delaware’de yaptığı açıklamada “Bu mevkiye ulaşan ilk kadın olabilirim ancak sonuncusu olmayacağım” dedi.
Seçim sonuçlarının ardından New York sokaklarındaki kutlamaya katılan 29 yaşındaki yönetim danışmanı Vera Gren, Harris’in seçilmesi ile “bir tabunun yıkıldığı” değerlendirmesinde bulundu.



Erdoğan: İsrail, Gazze'de hayatın normale dönmesine izin vermeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan: İsrail, Gazze'de hayatın normale dönmesine izin vermeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, 9 Aralık 2025 (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in verdiği sözleri yerine getirmesi ve Gazze’de ateşkese tam anlamıyla uyması gerektiğini söyledi.

Erdoğan, İsrail’in Gazze Şeridi’nde hayatın yeniden normale dönmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise İsrail’in Filistin’in birçok kentinde etnik temizlik uyguladığını ifade etti.

İstanbul’da konuşan Fidan, Türkiye’nin Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının ihlallerini durdurmak için çalıştığını belirterek, ülkesinin bu anlaşmaya varılmasında arabulucularla birlikte etkin bir rol oynadığını kaydetti.

İsrail ile Hamas arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planı çerçevesinde Şarm eş-Şeyh’te yapılan görüşmelerde mutabakata varılmış, anlaşma geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girmişti.

Gazze’de iki yıldır süren çatışmayı sona erdirmeyi amaçlayan Trump planının bir sonraki aşamasını hayata geçirmek için görüşmeler sürüyor.

Plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası bir barış konseyi tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimi kurulmasını öngörüyor. Ancak bu gücün oluşturulması ve yetki alanı konusunda yürütülen müzakerelerin zorlu geçtiği belirtiliyor.


Erdoğan, Karadeniz'in "çatışma bölgesine" dönüştürülmesine karşı uyarıda bulundu

Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
TT

Erdoğan, Karadeniz'in "çatışma bölgesine" dönüştürülmesine karşı uyarıda bulundu

Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'nın Çornomorsk limanına düzenlediği saldırının ardından çıkan yangını söndürme çalışmaları (Reuters)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son haftalarda yaşanan bir dizi saldırının ardından, Karadeniz'in Rusya ve Ukrayna arasında bir "çatışma bölgesi" haline gelmemesi konusunda bugün uyarılarda bulundu.

Anadolu Ajansı’nın (AA) haberine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "Karadeniz bir çatışma bölgesi olarak görülmemeli. Bu ne Rusya'ya ne de Ukrayna'ya fayda sağlayacaktır. Karadeniz'de herkesin güvenli denizcilik yollarına ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Çornomorsk limanında ticari gemilere yapılan saldırının, Ankara'nın mevcut savaşın Karadeniz'e sıçramasıyla ilgili endişelerini doğruladığını ifade etti.

Açıklamada, dün Ukrayna'nın Çornomorsk limanında Türk şirketine ait yabancı bandralı bir gemiye zarar veren saldırının, "bölgedeki devam eden savaşın Karadeniz'e sıçraması ve bunun deniz güvenliği ve seyrüsefer özgürlüğü üzerindeki etkisine ilişkin daha önce dile getirdiğimiz endişelerimizin geçerliliğini teyit ettiği" belirtildi.

Açıklama şöyle devam etti: "Bu vesileyle, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşa acilen son verilmesinin önemini bir kez daha teyit ediyor ve Karadeniz'deki gerginliğin durdurulması amacıyla, her iki taraftaki denizcilik güvenliğini, enerji tesislerini ve liman altyapısını hedef alan saldırıların askıya alınması gerektiğinin altını çiziyoruz."


Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
TT

Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)

The Maritime Executive dergisi, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in sağlığının kötüye gittiğini belirten bir makale yayınladı. Makalede Hamaney’in halefi meselesinin artık açıkça tartışıldığı, bu durumun rejim içinde bir iktidar mücadelesinin yaşanma olasılığını artırdığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, Batı'nın yaptırımlarını aşmak için ağlar kuran petrol milyarderleri için özellikle büyük önem taşıyor.

Makaleye göre İran rejiminin üst düzey yetkilileri, rejimin hayatta kalmasını ve iktidar çevresine yakın olanlara büyük karlar sağlayan yolsuzluk ağlarına ve suç gruplarına güveniyor.

Dini Lider Hamaney'in halefi konusunda yapılan tartışmalarda iki isim öne çıkıyor. Her ikisi de İran petrolünün ihracatından sorumlu ‘gölge filosunun’ faaliyetlerinden büyük servetler elde ederken, bu faaliyetleri nedeniyle uluslararası yaptırımlar listesine alındı.

Dergi, bu kişilerin faaliyetlerinin kesin kayıtlarının, yarı yasal ticari cephelerin arkasında aracı rollerini gizleme yetenekleri nedeniyle kamuya tam olarak açık olmadığını vurguluyor. Ancak, mevcut bilgiler, kâr güdüsünün Batı'nın kısıtlamalarına uymaktan daha ağır bastığı için belirli faaliyetlere devam etmelerine rağmen, yaptırım listelerine dahil edilmelerini haklı göstermek için yeterliydi.

Hamaney’e yakınlığıyla bilinen eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Ali Şemhani’nin oğlu Muhammed Hüseyin Şemhani, bu isimler arasında en öne çıkanlardan biri. Şarku’l Avsat’ın aktardığı Independent Persian kaynaklı analize göre 2011'den bu yana, şirketleri Admiral ve Milavous aracılığıyla ‘İran petrolünü Rusya petrolüyle karıştırmak ve sevkiyatların nereden yapıldığının anlaşılmasını engellemekle’ suçlanan Hüseyin Şemhani, yıllarca bu petrolü prestijli Batılı petrol şirketlerine satmayı başardı.

Aynı yıl Avrupa yaptırımlarına tabi tutuldu ve en son Avrupa yaptırım güncellemesinde Rusya’nın ‘gölge filosu’ operasyonlarının kilit ismi olarak tanımlandı. Buna rağmen Şemhani, Milavous'un faaliyetlerine veya İran'ın Rusya'ya insansız hava aracı (İHA) sevkiyatına herhangi bir şekilde dahil olduğunu reddediyor.

ABD Hazine Bakanlığı, 30 Temmuz 2025 tarihinde, bağlantılı oldukları gerekçesiyle aralarında Marvis, Armada Global, Koban Shipping, Kryos Shipping ve Fractal Marine şirketlerinin de olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) onlarca şirkete de yaptırım uyguladı. Bakanlık, İran’ın gölge filosunda 50'den fazla geminin olduğunu tahmin ediyor.

Geniş bir bağlantı ağına sahip olan İranlı iş adamı Babek Zencani, 2013 yılında yolsuzlukla suçlandı ve tutuklandı. Uzun süre hapis yatan Zencani, 2021 yılında, organize yolsuzluk ve ticaret ağı aracılığıyla Petrol Bakanlığı'nın gelirlerinden 2,7 milyar dolar çalma suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak 2024 yılında, Hamaney’in emriyle cezası 20 yıl hapis cezasına çevrildi ve daha sonra serbest bırakılarak faaliyetlerine geri döndü.

Zencani'nin sahibi olduğu BAE merkezli Sorinet Grup Holding, kozmetik, finans ve bankacılık hizmetleri, oteller, ticari havacılık, altyapı, inşaat malzemeleri, bilgi teknolojisi ve uluslararası gayrimenkul geliştirme alanlarında, Türkiye, Tacikistan, Malezya ve Çin'de faaliyet gösteriyor. Zencani, 2013 yılında net servetini yaklaşık 13,5 milyar dolar olarak açıklamıştı.

O yıla kadar sürdürdüğü ticari faaliyetleri, özellikle yaptırımları atlatmak amacıyla petrol ve ilgili fonların nakliyesinde oynadığı rol ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile bağlantılı kuruluşlarla iş birliği yapması nedeniyle, Avrupa ülkeleri ve ABD’nin yaptırım listelerine alınmasına neden oldu. Malezya'nın doğu kıyılarında gemiden gemiye petrol transferi yapmakla suçlandı.

Zencani, hapis cezasına çarptırıldıktan sonra, hükümet kurumları ve DMO ile bağlantılı kuruluşlarla olan bağlantıları sayesinde ‘Awan Group’ adı altında faaliyetlerine devam etti.

İranlı iş adamı 2 Aralık'ta sosyal medya platformu X hesabından Hamaney’in olası halefi olarak gösterilen eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye sert eleştirilerde bulundu.

The Maritime Executive dergisine göre Şemhani ve Zencani halen serbestçe seyahat edebiliyor gibi görünüyor, ancak son zamanlarda güvenliklerinden endişe duydukları için İran’da daha uzun süreler geçirmeyi tercih ediyorlar.

* Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.