Şuşa’nın el değiştirmesi sonrası Karabağ Barış Anlaşması imzalandı

Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni mevzilerine yönelik yapılan Azerbaycan bombardımanı (AFP)
Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni mevzilerine yönelik yapılan Azerbaycan bombardımanı (AFP)
TT

Şuşa’nın el değiştirmesi sonrası Karabağ Barış Anlaşması imzalandı

Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni mevzilerine yönelik yapılan Azerbaycan bombardımanı (AFP)
Dağlık Karabağ bölgesinde Ermeni mevzilerine yönelik yapılan Azerbaycan bombardımanı (AFP)

Azerbaycan güçlerinin Şuşa’yı ele geçirmesinin ardından Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya, Dağlık Karabağ ve çevresinde çatışmaların sonlanmasına dair bir barış anlaşması imzaladı.
Anlaşma kapsamında Ermenistan, Dağlık Karabağ etrafındaki topraklardaki işgalini sonlandıracak, Dağlık Karabağ'da ise iki taraf elindeki toprakları kontrol etmeye devam edecek.
Şarku’l Avsat’ın BBC’den aktardığı habere göre barış anlaşmasına göre Ermenistan'dan Dağlık Karabağ'a ve Nahçıvan'dan Azerbaycan'a birer koridor açılacak, bölgeye Rus barış gücü konuşlanacak.
Anlaşmayı ilk olarak duyuran Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, yerel saatle Salı 01.00'de Facebook hesabından yaptığı bir paylaşımla "Rusya ve Azerbaycan devlet başkanlarıyla Karabağ savaşını sonlandırma anlaşması imzaladım" dedi.
Paşinyan bu kararı vermenin kolay olmadığını söyledi, "Bu anlaşma halkımız için inanılmaz derecede acı verici" ifadelerini kullanan Paşinyan anlaşmanın savaşın gidişatı karşısında sahadaki uzmanlarla görüşmeler sonucu imzalandığını belirtti.
Altı hafta süren çatışmaların ardından Azerbaycan yönetimi, Dağlık Karabağ bölgesinde stratejik öneme sahip olan Şuşa şehrini kontrol altına aldığını ilan etti.
Azerbaycan’ın açıklamasından bir gün sonra, Ermenistan dün (Pazartesi) yaptığı duyuruda şehrin çevresinde şiddetli çatışmaların yaşandığını doğruladı.
Dağlık Karabağ Bölgesi Özerk Yönetimi Savunma Bakanlığı dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, 44 yeni kayıpla birlikte 27 Eylül 2020’den bu yana Azerbaycan güçleriyle yaşanan çatışmalarda ölen asker sayısı toplamının bin 221 olarak kaydedildiğini duyurdu.
Azerbaycanlılar Pazar günü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ’ın başkenti olan Stepanakert’e (Hankendi) bakan bir dağın yamacında kurulu olan Şuşa’yı hakimiyeti altına aldığını duyurmasından sonra başkent Bakü sokaklarında sevinç gösterileri yaptılar. Ermenistan ise dağlık yerleşim bölgesindeki Ermeni savaşçıların, Ermenileri Şuşi olarak isimlendirdiği şehrin kontrolünü kaybettiği haberini inkar etti, ancak şehrin çevresinde hala şiddetli çatışmaların yaşandığını doğruladı.
Ermenistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü Shushan Stepanyan yaptığı açıklamada, “Şuşa çevresinde çatışmalar devam ediyor. Dağlık Karabağ ordusu görevini başarıyla yerine getiriyor ve düşmanın girişimlerini boşa çıkarıyor” ifadelerine yer verdi.
Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, Ermenistan ordusu tarafından kontrol altında tutulan ihtilaflı bölgelerde çatışmalar devam ederken, açılan ateşte sivil altyapıya zarar vermekten kaçınıldığını vurguladı. Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Azerbaycan Ordusu yerleşim birimlerini ve sivil altyapıyı vurmaz” ifadelerine yer verildi. Bakanlık ayrıca, yaptığı paylaşımda bölgenin başkenti için Azerbaycan’da kullanılan Hankendi ismini kullandı. Hankendi şehrinin Azerbaycan ordusu tarafından bombalandığıyla ilgili iddiaların Ermenilerin saçma ve asılsız haberleri olduğunu vurguladı. Ermeni yetkililer, Azerbaycan ordusunu Dağlık Karabağ’ın başkentini vurmak ve can kayıplarına yol açmakla suçladı.
Azerbaycan ordusu, tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesinin Ermenistan’ın kontrolü altındaki bölgelerinde ilerlerken, Ermenistan ile komşusu Azerbaycan arasında bir aydan uzun süredir şiddetli çatışmalar meydana geliyor. Dağlık Karabağ bölgesi Ermeni güçleri tarafından kontrol ediyor, ancak Birleşmiş Milletler burayı halkı Müslüman ağırlıklı Azerbaycan'ın bir parçası olarak kabul ediyor. Eylül ayı sonlarında başlayan çatışmalarda on binlerce sivil yerlerinden edildi. Binden fazla insanın ölmesiyle tırmanışa geçen mevcut şiddet dalgasıyla birlikte, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsız devletler haline gelen bu iki ülke arasında seksenlerin sonu, doksanların başında yaşanan savaştan bu yana en kanlı şiddet dalgası meydana geliyordu.

Karabağ Barış Anlaşması’nın maddeleri şöyle:
Dağlık Karabağ ihtilaf bölgesindeki tüm askeri eylemler saat 00.00'dan itibaren duracaktır. (10 Kasım 2020 Moskova saati) Tam bir ateşkes sağlanacaktır.
Ermenistan'ın kontolündeki Ağdam ve Gazak bölgesindeki alanlar, 20 Kasım 2020 tarihine kadar Azerbaycan tarafına iade edilecektir.
Dağlık Karabağ'daki temas hattı boyunca ve Laçin Koridoru boyunca, Rusya Federasyonu barışı koruma birliği 1960 hafif silahlı asker, 90 zırhlı araç, 380 adet otomotiv ve özel teçhizat konuşlandırılacak.
Rusya Federasyonu Barış Gücü, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin çekilmesine paralel olarak konuşlandırılacak. Rusya Federasyonu barış gücünün 5 yıl süreyle bölgede kalacak. Anlaşma 5 yılda bir otomatik uzatılacak - itiraz 5. yılının dolmasına 6 ay kala yapılabilecek.
Anlaşmanın taraflarca uygulanmasını kontrol etmenin etkinliğini artırmak için bir ateşkes izleme merkezi kurulacak.
Ermenistan 15 Kasım 2020'ye kadar Azerbaycan Cumhuriyeti’ne Kelbecer bölgesini iade edecek. Ermenistan, 1 Aralık 2020'ye kadar Laçin bölgesini iade edecek. Ermenistan Laçin koridorunu 5 km derinliğinde egemenliğinde koruyacak. Ermenistan-Karabağ koridoru korunacak.
Tarafların kararı ile önümüzdeki 3 sene içinde, Stepanakert-Ermenistan arasındaki yeni koridor yolunun inşası planı ve çalışmalarına karar verilecek. Rus Barış gücü bu yeni hattı koruyacak. (Yapılana kadar 6. maddede sözü geçen koridoru koruyacak) Azerbaycan bu yeni yapılacak Ermenistan-Karabağ geçiş yolunun Ermeniler tarafından kullanılmasının garantörü olacak. (Yolu kapatma girişiminde bulunmayacak)
Dağlık Karabağ yerinden edilen herkes (Ermeniler ve Azeriler) bölgeye, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin kontrolü altında dönebilecekler.
Savaş esirleri, diğer tutuklular ve cesetlerin değişimi gerçekleşecek.
Bölgedeki tüm ekonomi ulaşım bağlantıları açılacak. Ermenistan Cum. vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde engelsiz hareketini organize etmek için Azerbaycan'nın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında ulaşım bağlantıları sağlanacak.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.