İlk kez bir Filistinli, Yahudi bir yerleşimciden tazminat talep etti

Batı Şeria’da zeytin hasadı engellenen Filistinliler ile İsrail askerleri arasındaki çatışma. (AFP)
Batı Şeria’da zeytin hasadı engellenen Filistinliler ile İsrail askerleri arasındaki çatışma. (AFP)
TT

İlk kez bir Filistinli, Yahudi bir yerleşimciden tazminat talep etti

Batı Şeria’da zeytin hasadı engellenen Filistinliler ile İsrail askerleri arasındaki çatışma. (AFP)
Batı Şeria’da zeytin hasadı engellenen Filistinliler ile İsrail askerleri arasındaki çatışma. (AFP)

Bir Filistin vatandaşı, daha önce şahit olunmayan bir adımla yerleşimciler aleyhine Filistin mahkemelerine başvurdu. Batı Şeria'da, Nablus'un güneyindeki Burin köyünden Muntasır Mansur, hayatının kötü yönde etkilendiği için dava açtığını belirttiği açıklamasında şunları söyledi:
“Bir ev inşa etmek ve evimde istikrar içinde yaşamak benim hakkım. Yerleşimciler sürekli evime ve bize saldırıyor, bina yapmamı engelliyorlar.”
Mansur öncelikle, kendisine yardım edeceğini düşündüğü birkaç kuruluşa başvurdu. Söz konusu kuruluşlar kendisini Adalet Bakanlığı’na yönlendirince o da Filistin mahkemelerinde, evine defalarca saldıran ve ev yapmasını engelleyen yerleşimciler aleyhine dava açtı. Yerleşimciler hakkında mahkemeye başvuran Mansur 200 bin dolar tutarında tazminat ve evini inşa etme hakkı talebinde bulundu. İlk duruşmanın 8 Aralık 2020'de yapılacağı bildirildi.
Filistin yargısı bu ve benzeri davaları görme yetkisine sahip. Ancak mahkeme sonunda idare, İsraillileri tutuklayamıyor veya ceza veremiyor. Nablus İlk Derece Mahkemesi'nde tescil edilen davada savcılık avukatları yaptıkları açıklamada şunları söyledi:
“Bu Filistin halkının genel haklarıyla ilgili olmayan, bireysel bir dava. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre Filistin yargısı davalıya tebliğini gazete yoluyla yapabiliyor. Yerleşimciler aleyhine açılan davalarda verilen kararların uygulanması mümkündür. Uluslararası hukuk ve ilgili anlaşmalar uyarınca bu konu daha sonra açıklanacaktır.”
Mansur, davasının dikkate alınmasını ve ciddi olarak incelenmesini umut ediyor. Filistin Adalet Bakanı Muhammed Şelalde konuya ilişkin şunları söyledi:
"Bu, ulusal mahkemelerde bir yerleşimci aleyhine açılan ilk davadır ve başta Lahey Anlaşması olmak üzere uluslararası normlara ve kanunlara, özellikle de Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin 2334 sayılı kararına dayanmaktadır.”
Adalet Bakanı, ulusal ve ceza davalarının zamanaşımına tabi olmadığını vurgulayarak olanlardan işgal yetkililerini hukuken sorumlu tuttu. Filistinliler, yerleşimciler aleyhindeki yerel kararların gerçekleşmesinden sonra uluslararası kovuşturma imkanını dört gözle bekliyorlar.
Filistin hükümeti, yerleşim yerlerinde faaliyet gösteren yabancı şirketlere dava açma kararına ek olarak yabancı uyrukluların kendi ülkelerinin mahkemelerinde yargılamaları için özel kararlar çıkardı. Böylelikle yabancı yerleşimcilerin kovuşturulmasının önünü açıldı. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından yayınlanan bildirilere göre yerleşimcilik uluslararası hukuka aykırı sayılıyor.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.