Griffiths, Safer tankeri konusunda Husilerden onay alamadığını duyurdu

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths.
Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths.
TT

Griffiths, Safer tankeri konusunda Husilerden onay alamadığını duyurdu

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths.
Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths.

Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Yemenli tarafları ortak bildiri ile ilişkili olarak anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye çağırdı. Griffiths uzman bir BM ekibinin, Husi grubun bölgeyi büyük bir felaketle tehdit eden, Yemen’in batı kıyısında bulunan zarar görmüş haldeki Safer petrol tankerini denetlemesine izin verilmediğine dikkat çekti. BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerinin video konferans aracılığıyla düzenlediği oturumda ortak bildiri üzerinde anlaşmak için aylardır Yemenli taraflar arasında arabuluculuk yaptığını belirttiği bir brifing verdi. Griffiths, arabuluculuğunun ‘yol boyunca birçok zorlukla karşılaştığı zorlu bir süreç olduğunu’ kaydetti. Temsilci, tarafların ‘ortak bildiri hususundaki müzakereleri ilerletmek için gerekli nihai kararları alma’ zamanının geldiğini söylerken özellikle ekonomik ve insani tedbirlerle ilgili olarak defalarla ortaya çıkan zorluklara dikkat çekti. Kendisinin, ‘arabulucu’ olduğunu ve tarafların ‘kendisiyle değil, birbirleriyle pazarlık ettiğini’ kaydeden Griffiths, geçtiğimiz günlerde İsviçre’de yapılan ve tutukluların serbest bırakılmasının kararlaştırıldığı toplantıya atıfta bulundu. Martin Griffiths, ortak bildiride bahsedilen konuların daha zorlu ve çatışmanın politikası ile sahadaki durum için daha temel olduğunu belirterek ‘durumu hafife almama’ çağrısı yaptı.
BM Temsilcisi, cephelerdeki eylemlerin önceki aylardaki şiddette yaşanmadığına dikkat çektiği açıklamasında “Bu olumlu bir durum. Ancak hiçbir şekilde büyük bir rahatlık kaynağı değil” ifadesini kullandı. Martin Griffiths, Marib ve Taiz’deki taraflar arasındaki şiddetin periyodik olarak hız kazanması ve Suudi topraklarına yönelik son saldırıların tartması konusunda ciddi endişeleri olduğunu dile getirdi. Söz konusu artan gerilimin yaygın şiddete geri dönüşün habercisi olmadığı yönündeki umudunu dile getiren Martin Griffiths, taraflara ‘sivillerin hayatlarını ve alt yapıyı korumak için uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirme’ çağrısı yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“BM Hudeyde Anlaşması’nı Destekleme Misyonu (UNMHA), Hudeyde Anlaşması uyarınca iki taraf arasındaki iş birliğini geliştirmek için Yeniden Düzenleme ve Koordinasyon Komitesi ve diğer ortak mekanizmaları yeniden etkinleştirme çabalarını sürdürmektedir.”
Cephelerde sakinliğin sağlanması için ‘siyasi sürece dönüşün eşlik ettiği bir ateşkesten daha iyi bir seçeneğin olmadığını’ vurgulayan Griffiths, Safer tankeri konusunda süren endişeye dikkat çekti. Husilerle görüşmenin ‘bu büyüklükteki acil bir mesele için gerekenden çok daha yavaş’ ilerlediğinden şikayet etti. BM Temsilcisi, UNMHA’nın bölgeye gitmesi için henüz gerekli onayları almadıklarını belirterek Yemen’de uzun süredir devam eden çatışmayla birlikte daha geniş çaplı bir istikrar olmamasının, özellikle güney vilayetlerinde her zamankinden daha büyük bir endişe kaynağı haline geldiği uyarısında bulundu.
Martin Griffiths, bir yıl önce Yemen hükümeti ve Güney Geçiş Konseyi’nin Suudi Arabistan tarafından desteklenen Riyad Anlaşması’nı imzaladığını hatırlatarak “Bu, bize güney vilayetlerinde daha fazla istikrar için umut verdi” dedi. Taraflara ‘anlaşmayı bir an önce uygulama’ çağrısı yaptı.
BM Temsilcisi Griffiths açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Yemen’deki çatışmanın uzun süredir devam etmesi doğrultusunda çözüm özellikle güney vilayetlerinde eskisinden daha acil hale geldi. Bir yıl önce Yemen hükümeti ve Güney Geçiş Konseyi, Suudi Arabistan himayesinde Riyad Anlaşması’nı imzaladı. Bu durum, güney vilayetlerinde daha fazla istikrar sağlanması, devlet kurumlarının çalışmalarının verimliliğinin artırılması ve anlaşma tarafları arasında gerçek siyasi iş birliğinin önünün açılması umutlarını tazeledi. Yemenliler için, güney için ve bana emanet ettiğiniz barış süreci için başarıya ulaşılmasına artık çok ihtiyacımız var. Tarafları anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmaya çağırıyorum. Riyad’da geçtiğimiz haftalarda, Suudi Arabistan’ın ve iki tarafın anlaşmazlıkları çözme ve ileriye gitmek için neyin üzerinde anlaşmaya varılması gerektiğine açıklık getirme hususlarına daha fazla odaklandığına tanık olduğumuz unutulmamalıdır. Yaklaşık bir saat önce Riyad ile iletişime geçtiği ve kendimi daha güvende hissettim. Yakında somut ilerlemeyi duyurabileceklerini düşündüklerini söylüyorlar. Gerçekten de öyle olmasını umuyorum.”
BM Temsilcisi, BMGK’nın 1325 sayılı kararının yirminci bölümüyle ilgili yaptığı açıklamada Yemen’de olduğu gibi tüm dünyada da kadınların katılımına ilişkin bir fırsat olduğunu belirtti. Griffiths sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yemen’deki kadınların cesaretinden, savaşı sona erdirme ve barışı inşa etme kararlılığından halen büyük ilham alıyorum. Bu vesileyle, BM kadınlar heyeti ve ofisimin uluslararası ortaklar ve diplomatik temsilcilerin huzurunda ülkenin dört bir yanından çeşitli ağları temsil eden 30 Yemenli kadın liderle bir toplantı düzenlediğini söylemekten memnuniyet duyuyorum. Yemenli kadınlar müzakerelere yeniden başlamanın, savaşı sona erdirmenin, şu ana kadar başarılı olunamayan bir durum olarak kadınların siyasete katılımını ve temsilini artırmanın, onları siyasi ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eylemlerinden korumanın önemine odaklandılar. Söz konusu toplantıda da söylediğim gibi; bunlar sadece Yemenli kadınlar için değil, istisnasız tüm Yemenliler ve hepimiz için iyi fikirlerdir. Yakın bir zamanda gerçekleşmesini umduğumuz bu fikirlerin müzakerelerin merkezine yerleştirilmesini sağlamak için her iki tarafın heyetlerinde kadın temsilciler görmemiz şart. İnanıyorum ki o toplantıda kapsamlı bir şekilde tartıştığımız gibi, hepimizin rolüne göre bu çabanın başarısına yardımcı olabiliriz ve tarafları yüzde 30’dan az olmamak kaydıyla kadınları heyetlerine dahil etmeye teşvik edebiliriz.”
BM Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü David Beasley de “Büyük bir açıklık ve dürüstlükle, şu anda Yemen’de karşı karşıya olduğumuz insani felaketin boyutu hakkında herhangi bir şüphe duyulmasını istemiyoruz” açıklamasında bulundu. Yemen’de felaket için geri sayımın başladığını belirten Beasley, şiddet eylemlerinin tırmanması, ekonomik çöküşün derinleşmesi ve yoksulluğu yeni bir seviyeye ulaştıran Kovid-19’un artarak yayılmasından kaynaklanan zehirli bir karışık olduğuna dikkat çekti. David Beasley açıklamasının devamında “2021 yılında kıtlıktan kaçınmak için 1,9 milyar dolara ihtiyacımız olacak. İnsanların ölmemesi için şimdi harekete geçmeliyiz. Yemen’i yutmakla tehdit eden karanlığın ortasında, BMGK’dan bu ulusun halkına bir umut ışığı vermesini istiyorum” dedi. Konsey üyelerine de ‘Yemen halkına sırtlarını dönmeme’ çağrısı yaptı.
İnsani ve Acil Durum Yardımlarından Sorumlu BM Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock da “Bugün Yemen’deki en acil görev, kıtlığın yayılmasını önlemektir” diyerek riskin arttığını gösteren verilere dikkat çekti. Ülkenin bazı bölgelerinde şu anda her dört çocuktan birinin akut beslenme yetersizliği çektiğini kaydeden Lowcock, “Yemen’de bağışıklık sistemini zayıflatacak hastalık sıkıntısı yok” dedi. Mark Lowcock, kolera, Kovid-19, sıtma, dang humması ve difteri gibi diğer solunum yolu hastalıkları gibi salgınlar olduğunu vurguladı.
Uluslararası toplumun iki yıl önce açlığı önlediğini hatırlatan yetkili, bunu tekrar etmek için dünyanın ‘sivilleri korumak, insani yardım sağlamak, yardımı finanse etmek, ekonomiyi canlandırmak ve barışa doğru ilerlemek için hemen harekete geçmesi’ gerektiğini vurguladı. Mark Lowcock konuşmasının devamında “Yemen’in ortaklarının ekonomik çöküşü ve bunu kaçınılmaz olarak takip edecek olan kıtlığı önlemek için düzenli döviz tedarik etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.



İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Gazze Şeridi'ndeki tüm tünellerin yıkılması talimatını verdi

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde Hamas tarafından inşa edilen bir tünelden geçiyor... 15 Aralık 2023 (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün (Cuma), ordunun Gazze Şeridi'ndeki tüm Hamas tünellerini “son tünele kadar” imha etmesini ve ortadan kaldırması talimatını verdiğini açıkladı.

Katz, X hesabındaki mesajında şu ifadeleri kullandı:  “Tüneller olmazsa Hamas da olmaz.” Geçen ay Katz, Gazze'yi silahsızlandırma sürecinin sadece grupları silahsızlandırmakla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Hamas'ın tünel ağının tamamen yok edilmesini de içerdiğini belirtmişti. Alman Haber Ajansı  DPA'ya göre, ordu İsrail kontrolündeki sarı bölgede tünellerin yıkımını  öncelik hale getirdi.

Görsel kaldırıldı.
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusı  İsrail'in kontrolündeki Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü temsil eden sarı hattın doğu tarafında, Hamas unsurlarının tünellerde hala saklandığını tahmin ettiklerini belirtti.


Güvenlik Konseyi, Suriye Devlet Başkanı ve İçişleri Bakanı'na yönelik yaptırımları kaldırdı

TT

Güvenlik Konseyi, Suriye Devlet Başkanı ve İçişleri Bakanı'na yönelik yaptırımları kaldırdı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

BM Güvenlik Konseyi, pazartesi günü Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi planlanan Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'ya yönelik yaptırımları kaldırdı.

ABD tarafından dün hazırlanan bir karar tasarısı, Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a yönelik yaptırımları da kaldırdı.

Karar tasarısına 14 ülke destek verirken, Çin çekimser kaldı.

Güvenlik Konseyi, "Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve ulusal birliğine tam saygı" taahhüdünü yineledi. Ayrıca, Suriye'nin tam, güvenli, hızlı ve engelsiz insani yardım erişimi sağlama ve terörizmle mücadele etme taahhüdünü memnuniyetle karşıladı. Güvenlik Konseyi kararı ayrıca, Suriye'nin "yabancı terörist savaşçıların" oluşturduğu tehdidi ele almasını, tüm Suriyelilerin insan haklarını korumasını, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele etmesini, geçiş dönemi adaletini ilerletmesini, kalan kimyasal silahları ortadan kaldırmasını ve kapsayıcı, Suriye liderliğinde bir siyasi süreç başlatmasını beklediğini belirtti.

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Mike Waltz, kararı memnuniyetle karşılayarak, "Konsey, bu metnin kabulüyle Suriye'nin yeni bir döneme girdiğine dair güçlü bir siyasi mesaj vermiştir" dedi. Çin ise oylamada çekimser kalırken, Çin Büyükelçisi Fu Cong, Suriye'de "kırılgan güvenlik durumundan" "faydalanabilecek" "yabancı terörist savaşçıların" varlığından özellikle endişe duyduğunu belirterek, Konsey'in durumu tam olarak değerlendirmemiş olmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Suriye'ye Hoş Geldiniz

Suriye Dışişleri Bakanlığı ise Güvenlik Konseyi oylamasının ardından Suriye'ye ve halkına verdiği destekten dolayı ABD'ye teşekkürlerini iletti. Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, "X" platformunda yaptığı paylaşımda, "Suriye, ABD ve dost ülkelere Suriye'ye ve halkına verdikleri destekten dolayı teşekkürlerini sunar" ifadesini kullandı. Şeybani, Suriye diplomasisinin "engelleri ortadan kaldırma ve daha açık ve istikrarlı bir Suriye geleceğine giden yolu açmada aktif varlığını ve istikrarlı ilerleme kaydetme yeteneğini" bir kez daha teyit ettiğini belirtti.

Eş-Şara'ya yönelik yaptırımların resmen kaldırılması büyük ölçüde sembolik nitelikte; zira benzer adımlar, başkanlık görevi sırasında Suriye dışına çıkmak zorunda kaldığı her seferinde atılmıştı. Varlık dondurma ve silah ambargosu da kaldırılacak. ABD Başkanı Donald Trump, eş-Şara'nın savaştan zarar görmüş ülkesinde barışa doğru "iyi ilerleme" kaydettiğini söylemesinin ardından, 10 Kasım'da Suriye Devlet Başkanı'nı görüşmeler için ağırlayacak.

sdfg
Trump ve Eş-Şara'nın geçen mayıs ayında Riyad'da gerçekleştirdiği görüşmeden (AP)

Bu, eş-Şara'nın Washington'a ilk ziyareti olsa da eylül ayında Birleşmiş Milletler'e yaptığı ve on yıllardır New York'ta BM Genel Kurulu'na hitap eden ilk Suriye devlet başkanı olduğu tarihi ziyaretinin ardından ABD'ye yapacağı ikinci ziyaret olacak. Geçtiğimiz yılın sonlarında yönettiği güçler tarafından Beşşar Esed'i deviren eş-Şara, mayıs ayında ABD başkanının bölge turu sırasında Riyad'da Trump'la ilk kez bir araya geldi. Washington, eş-Şara liderliğindeki silahlı grup Heyet Tahrir eş-Şam'ı geçen temmuz ayında terör örgütleri listesinden çıkardı. Şam, pazar günü yaptığı açıklamada, Suriye devlet başkanının Washington'da kalan yaptırımların kaldırılması, yeniden yapılanma ve terörle mücadele gibi konuları görüşeceğini belirtti.


Refah tünelleri: Hamas militanlarının tahliyesi için ödenebilecek olası bir bedel

Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)
Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)
TT

Refah tünelleri: Hamas militanlarının tahliyesi için ödenebilecek olası bir bedel

Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)
Filistinli bir kız, dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında oynuyor (Reuters)

Bilgi sahibi kaynaklar, Gazze Şeridi ile ilgili devam eden görüşmeler hakkında bir öneri sunulduğunu açıkladı. Öneri, İsrail kontrolündeki Refah bölgesinde (Gazze'nin güneyinde) konuşlanmış Hamas militanlarının, tünellerin imha edilebilmesi için tüneller hakkında bilgi vermelerini ve silahlarını teslim etmelerini öngörüyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre kaynaklar bu adımın, militanların Şeridin diğer bölgelerine tahliye edilmesi karşılığında olacağını söyledi. Kaynaklar, Hamas veya İsrail'in henüz öneriye yanıt vermediğini vurguladı.

Ateşkes anlaşmasında öngörüldüğü gibi, Hamas savaşçılarının İsrail kontrolü altındaki bölgelerde varlığını sürdürmesi, ateşkesin sürdürülebilirliğine tehdit olarak görülüyor. Refah, İsrail güçlerine karşı en az iki saldırıya tanık oldu. Hamas olaya müdahil olduğunu reddederken, İsrail onlarca Filistinlinin ölümüne yol açan saldırılarla misillemede bulundu.

Bu arada ABD, BM Güvenlik Konseyi'ne, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planını desteklemeyi amaçlayan bir karar tasarısı sundu. ABD misyonunun bir sözcüsü yaptığı açıklamada, Büyükelçi Mike Waltz'un öneriyi Konsey'in seçilmiş on üyesine ve birkaç bölgesel ortağa sunduğunu belirtti.

Ayrıca İsrail, "silah kaçakçılığını" önlemek amacıyla Mısır sınırında kapalı bir askeri bölge kurulacağını resmen duyurdu ve bu durum, iki ülke arasındaki artan gerilim konusunda yeni endişelere yol açtı.