İsrail, Suriye’de İran’a bağlı gruplara karşı ‘yıpratma savaşının’ dozunu artırıyor

İsrail askerleri Suriye sınırının yakınlarındaki Golan Tepeleri’nde tankın yanında duruyor (AFP)
İsrail askerleri Suriye sınırının yakınlarındaki Golan Tepeleri’nde tankın yanında duruyor (AFP)
TT

İsrail, Suriye’de İran’a bağlı gruplara karşı ‘yıpratma savaşının’ dozunu artırıyor

İsrail askerleri Suriye sınırının yakınlarındaki Golan Tepeleri’nde tankın yanında duruyor (AFP)
İsrail askerleri Suriye sınırının yakınlarındaki Golan Tepeleri’nde tankın yanında duruyor (AFP)

Suriye rejimi, İsrail’in Şam’ın güney banliyölerindeki bir bölgeye hava saldırısı düzenlediğini teyit etti. Ordudan ayrılanlar, İran’ın vurulan bölgede yoğun bir şekilde varlık gösterdiğini belirtti. Bu saldırı, İranlı gruplara veya İran’ın müttefiklerine son bir haftada düzenlenen ikinci saldırı olarak kayıtlara geçti.
Suriye ordusundan dün sabah yapılan açıklamada, İsrail’in söz konusu saldırıyı Golan Tepeleri’nden gerçekleştirdiği ve saldırı sonucu yalnızca maddi hasar meydana geldiği bildirildi.
İsrail’in Suriye’deki İran mevzilerine yönelik tekrar eden hava saldırılarını takip eden diplomatik kaynaklar, son saldırının Suriye topraklarında İran ve İsrail arasındaki “yıpratma savaşı” kapsamına girdiğini söyledi. Kaynaklar, saldırı dozunun, ABD Başkanı Donald Trump döneminin son haftalarında artabileceğine dikkat çekti.
Dün gerçekleşen saldırıda Şam Kırsalı’nın güneyindeki Cebel el-Mani bölgesinde Lübnan Hizbullahı ve İranlı güçlerine ait bir merkez ve silah deposu vuruldu. İsrail hava saldırısında ayrıca işgal altındaki Golan Tepeleri ile Suriye sınırında bulunan Kuneytra’da (güneyde) “Golan’ı Özgürleştirmek İçin Suriye Direnişi” isimli gruba ait bir merkez vuruldu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Müdürü Rami Abdurrahman, Şam yakınlarında gerçekleşen saldırıda Suriye uyruklu olmayan 8 kişinin öldüğünü ve yararlıların olduğunu belirterek, ölenlerin uyruklarının tespit edilemediğini söyledi. Saldırıda füze deposunun imha edildiğini aktaran Abdurrahman, Kuneytra’da gerçekleşen bombardımanda ise araçlarda maddi hasar meydana geldiğini ve can kaybının olmadığını kaydetti.
Son günlerde İsrail’in Suriye’ye yönelik hava saldırılarının tekrarlanması dikkat çekiyor. Gözlemevi’ne göre bu saldırıların sonuncusu Cumartesi gerçekleşmiş ve İran destekli 14 savaşçı öldürülmüştü. Gözlemevi, Suriye’nin doğusuna yapılan bu saldırıda ölen savaşçıların çoğunun Iraklı olduğunu belirtmişti.
İsrail ordusu bir hafta önce savaş uçaklarının Feylak el-Kudüs ve Suriye ordusuna ait askeri hedefleri bombaladığını duyurarak, bu saldırının kuzey sınır hattında bulunan el yapımı bombaya karşı bir ‘yanıt’ olduğunu ifade etti. Gözlemevi’ne göre, söz konusu saldırıda aralarında Suriyeli askerler ve İran destekli savaşçıların bulunduğu 10 kişi öldü.
Ordudan ayrılanlar, son saldırının El-Kesva kasabası yakınlarındaki Cebel Mani’deki bir askeri üssü hedef aldığını belirterek, İran Devrim Muhafızlarının Şam şehir merkezinin güneyinde 15 kilometre uzaklıktaki bu bölgede uzun zamandır eğitim yaptığını dile getirdi.
Askeri kaynaklar, hava saldırısında hedef alınan bölgede uçaksavar füzelerin bulunduğuna dikkat çekerek, saldırılarda ayrıca Şam Kırsalı’ndan Golan Tepeleri’ne uzanan alanların vurulduğunu aktardı. Nitekim İsrail, İran’ın büyüyen varlığını stratejik tehdit olarak niteliyor.
İsrail, Çarşamba günü Suriye’de İran ve Suriye’ye ait çok sayıda hedefe hava saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Bu durum, İsrail’in sınır üzerinden bombalama politikasını sürdüreceğini gösteriyor.
Batılı istihbarat kaynakları, son dönemlerde İsrail’in Suriye’de artan hava saldırılarının Washington’un onayladığı ‘Gölge Savaşı’nın ve İran karşıtı politikanın bir parçası olduğunu söyledi. Kaynaklar, bu saldırıların son iki yıldır Tahran’a ait büyük çaplı askeri gücün savaş eylemlerine girişmesini engellediğini kaydetti.
İsrail Savunma Bakanlığı yetkilileri son aylarda yaptıkları açıklamalarda, Suriye’de İran’a karşı yürüttüğü kampanyayı yoğunlaştıracaklarını ifade ediyorlar. Zira Tahran, kendisi adına çalışan vekalet gruplarının yardımıyla Suriye’deki varlığını artırdı.
İsrail çoğu zaman yaptığı gibi bu sefer de saldırı haberleri hakkında yorum yapmaktan kaçındı. İsrail basını, saldırılarla ilgili Arap ve yabancı basında yer alan haberleri aktarmakla yetindi. Ancak askeri kaynaklar, İsrail ordusunun dün sabah saatlerinden bu yana Golan Tepeleri’nin hava sahasını sivil uçaklara ve 5 bin feetin üzerindeki uçuşlara kapattığını aktardı. Kaynaklar, bu kararın, saldırılara misilleme olarak Suriye topraklarından füze fırlatılması ihtimaline karşı alındığı söyledi.
Kaynaklar, hava sahasını kapatmanın bir önlem niteliğinde olduğunu belirtti. Nitekim bu kez hedef alınan Golan’daki bölgeler arasında, Hizbullah ve İranlı milislerin bulunduğu Kuneytra’nın güneyindeki Ravihine köyü yakınları ve Şam Kırsalı’na bağlı Cebel el-Mani çevresi bulunuyor. Söz konusu bölgeler, İsrail uçaklarının füzelerle vurulabileceği bir mesafede yer alıyor.
Basında yer alan haberlere göre, dün gerçekleşen son saldırıyla birlikte İsrail, 2020’nin başından bu yana Suriye topraklarını 36 kez hedef aldı. Bu saldırılarda rejim güçleri, İran güçleri, İran destekli milisler, Hizbullah ve desteklediği milislerden 206 kişi öldü. Ölenlerden 41 kişinin Suriye uyruklu olduğu belirtiliyor yani geri kalan 165 kişi farklı uyruklara mensup.
İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) gönderdiği resmi şikayet mektubunda Suriye’deki İran varlığına karşı acil tedbir alınmasını talep etti. İşgal altında bulunan Golan Tepeleri’ndeki ateşkes hattının yakınlarına el yapımı bombanın yerleştirilmesinin kınanmasını isteyen Erdan, mektubunda “Askeri altyapı bölge istikrarını sarsıyor. İsrail, topraklarından çıkacak İran’ın her türlü terör eyleminden Suriye rejimini sorumlu görüyor” diye yazdı. ‘İsrail sakinlerini korumak için tüm araçları kullanmakla’ tehdit eden Erdan, bu olayları kınama ve İran’dan Suriye’yi derhal terk etmesi talebinde bulunması için BMGK’ya çağrıda bulundu.



Microsoft’un raporunda İran'ın siber saldırılarına dikkat çekildi

Microsoft yayınladığı raporda İran’ın siber saldırılarına yer verdi.
Microsoft yayınladığı raporda İran’ın siber saldırılarına yer verdi.
TT

Microsoft’un raporunda İran'ın siber saldırılarına dikkat çekildi

Microsoft yayınladığı raporda İran’ın siber saldırılarına yer verdi.
Microsoft yayınladığı raporda İran’ın siber saldırılarına yer verdi.

Microsoft'a göre İran, Gazze Şeridi'nde savaşın başladığı 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'e yönelik siber operasyonlarına ve propaganda kampanyalarına hız verdi.

ABD merkezli Microsoft, Hamas Hareketi’nin 7 Ekim 2023'te gerçekleştirdiği saldırıların öncesi ve sonrasında İran'ın siber faaliyetlerine ilişkin ayrıntılı bir rapor yayınladı.

Raporda, İran hükümetiyle ittifak halinde olan bazı tarafların çok sayıda elektronik ve siber saldırı başlattığı belirtildi. Hamas'a yardım etmeyi ve İsrail'i, onun siyasi müttefiklerini ve ticari ortaklarını zayıflatmayı amaçlayan yapay zekâ tekniklerini ve nüfuz operasyonlarını kullandı.

Microsoft’un raporuna göre İran, Hamas'ı desteklemek amacıyla siber operasyonlarını ve çevrimiçi etki operasyonlarına hız verdi ve faaliyetlerinin yaklaşık yüzde 43'ünü İsrail'e karşı yürüttü.

Ancak rapora göre İran'ın 7 Ekim'den sonra gerçekleştirdiği operasyonların çoğu aceleci ve kaotikti; bu da İran ile Hamas arasında bir koordinasyon olmadığını gösteriyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre raporda ayrıca İran'ın Lübnan'daki Hizbullah grubuyla iş birliğine de dikkat çekildi. İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın devam etmesi ve ABD başkanlık seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte İran'ın nüfuz operasyonlarının ve elektronik saldırıların önümüzdeki dönemde daha hedefe yönelik ve yıkıcı olacağı öngörülüyor.

Microsoft'un raporuna göre 2024 yılında İran'ın ABD'yi başkanlık seçimleri döneminde daha fazla hedef alması bekleniyor. İran'ın, İsrail hastanesine ve Pensilvanya'daki Amerikan su sistemine karşı yaptığı gibi hayati altyapıyı hedef almak gibi ‘ABD’nin kırmızı çizgilerini test edeceği’ vurgulanıyor.

Rapor, 2020 seçimlerinde olduğu gibi, ABD'li aşırılık yanlılarının kimlik hırsızlığı yaparak ve ABD hükümet yetkililerine karşı şiddeti teşvik ederek gerçekleştirdikleri olaylara dayanarak 2024'te ABD'deki başkanlık seçimleri sırasında yoğunlaşan daha büyük tehditler konusunda uyarıda bulunuldu.

Saldırıların üç aşaması

Raporda üç aşamada gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin açıklamalara yer verildi:

İlk aşama etkileşimli olarak başlıyor ve İran Devrim Muhafızları'na bağlı ‘Tesnim’ ajansı gibi devlet medyası aracılığıyla yanıltıcı bilgilerin yayılmasını içeriyor. Örneğin, İsrail elektrik şirketinin arızalanmasıyla ilgili haberlerin yayınlandığı haberlerle ilişkilendirilmiş olan İran Devrim Muhafızları tarafından yönetilen bir grup (muhtemelen) siber saldırılar hakkında bilgiler içeren raporlara dayanır. Bu raporlar, İsrail'deki elektrik kesintilerine ilişkin eski raporlara ve İsrail şirketinin web sitesinde yer alan tarihsiz bir arıza ekran görüntüsüne dayanıyordu.

İkinci aşama, İran hükümetine bağlı çeşitli grupların ve kuruluşların İsrail'e karşı yanıltıcı bilgilerin yayılmasında iş birliği yapmasıyla karakterize edildi. Tahran'ın belirlediği koordinasyon ve hedeflere göre, bu, büyük bir iş birliğine ve dolayısıyla bu saldırıların uzmanlaşmasına ve büyük etkinliğine olanak sağladı.

Raporda, birden fazla İranlı grubun birden fazla koordineli siber faaliyet yoluyla aynı örgütü veya İsrail askeri üssünü hedef aldığı belirtildi. İran'ın kullanmayı tercih ettiği bir yöntem olan İsrail'e yönelik çevrimiçi nüfuz operasyonları hız kazandı ve bu operasyonlar arttı ve Ekim ayında on operasyon kaydedildi. Bu, 2022 yılının kasım ayında bir ayda gerçekleştirilen altı operasyon rekorunun neredeyse iki katına işaret ediyor.

Raporda, İran Devrim Muhafızları'na bağlı ‘Şehit Kaave’ grubunun 18 Ekim'de, İsrail içindeki güvenlik kameralarına karşı elektronik saldırılar düzenlemek için özel olarak tasarlanmış fidye yazılımlarını kullandığı belirtildi. ‘Cund Süleyman’ isimli bir siber karakter, İsrail'in Nevatim Hava Üssü'ndeki güvenlik kameralarını ve verilerini ele geçirdiklerini iddia etti. Ancak ‘Cund Süleyman’ tarafından sızdırılan güvenlik görüntülerinin, Tel Aviv'in kuzeyindeki Nevatim Caddesi'nde bulunan bir kasabada çekildiği ve aynı ismi taşıyan İsrail Hava Üssü'yle ilgisi olmadığı belirtildi.

Üçüncü aşama, geçtiğimiz kasım ayının sonlarında başladı ve İran'ın İsrail'e destek verdiğini düşündüğü ülkeleri hedef alarak coğrafi kapsamı genişletti. Bu aşama, İran destekli Husilerin uluslararası nakliyatı hedef alan saldırılarına başladığı döneme denk geldi. Bu saldırılar özellikle Bahreyn, Arnavutluk ve ABD'yi hedef aldı.

erbtn5y6mu7
İran'ın başlattığı nüfuz operasyonlar arasında rehinelerle ilgili olarak İsrail kamuoyunu etkilemek ve İsrail Başbakanı'na karşı öfkeyi artırmak var. (Microsoft raporu)

20 Kasım'da, ‘kukla’ hesaplarından Arnavutluk'a karşı yakın zamanda gerçekleşecek olan elektronik saldırılara dair uyarılar yapıldı. Daha sonra bu hesaplar, çeşitli Arnavut kuruluşları ve kurumlarına saldırılardan sorumlu olduklarını duyurdu.

21 Kasım'da ‘Tufan’ adı verilen bir siber kukla, İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeye devam etmelerini engellemek için denizcilik hükümetini ve finans kurumlarını hedef aldı.

22 Kasım'da, İran Devrim Muhafızları'na bağlı bu gruplar, İsrail'in programlama kontrol ünitelerini hedef almaya başladılar (bu, üretim hatları ve robot cihazları gibi üretim kontrol işlemlerini gerçekleştirmek için geliştirilen endüstriyel bilgisayar cihazlarıdır) ve 25 Kasım'da Pensilvanya eyaletindeki su otoritesinin iletişimini kestiler.

Yanlış bilgi

Raporda hükümet medyasının Hamas saldırılarıyla ilgili yanıltıcı ayrıntılar yayınlamasına da değinildi. İran da İsrail'e yönelik siber saldırı operasyonlarını ve çabalarını artırdı. Saldırılar, savaşın ilk günlerinde bir tepki olarak başladı, ancak ekim ayının sonlarına doğru İran siber güvenlik güçlerinin İsrail'e yönelik saldırılarına odaklandığı belirtildi.

Microsoft’un raporunda, o dönemdeki siber saldırıların giderek daha yıkıcı hale geldiğini ve yanıltıcı bilgilerin yayılması kampanyalarının daha karmaşık hale geldiği belirtildi. Sosyal medya platformlarında sahte ve gerçek olmayan hesapların kullanıldığı ifade edildi.

Sayısal olarak bakıldığında, Microsoft'un gözlemlediği İran hükümet grupları, savaşın ilk haftasında dokuz saldırıdan bir sonraki haftada sadece bir hafta içinde on dört saldırıya çıkarak arttı.

2021'deki bir olaydan iki ayda bir düzenlenen etki operasyonları, sadece 2023 yılının Ekim ayında 11'e yükseldi. Ayrıca, Tahran'ın çevrimiçi eylemlerinde yüzde 42'lik bir artışın olduğu ve bir ay sonra yüzde 28'lik bir artışın daha kaydedildiği bildirildi.

İsrail’in ana hedef olmasına rağmen, Batı ve Arap ülkeleri de saldırılara maruz kaldı. Bunlar arasında, bir İran grubunun Bahreyn hükümetini ve finansal kurumları hedef alması da yer aldı. Son olarak, İran Devrim Muhafızları'na bağlı bir grup, Pensilvanya'daki ABD su yönetim merkezine siber saldırılar düzenledi.

İran'ın hedefleri

Raporda, İran'ın ana hedefinin, siber operasyonlarını kullanarak İsrail ve dünya genelinde kamuoyunu etkilemek olduğu belirtiliyor. Bu, ‘siyasi ve sosyal anlaşmazlıkları’ hedefleyerek manipülasyon veya korku yoluyla gerçekleştiriliyor.

Raporda, etki operasyonlarının sık sık çabalarını, Hamas'ın liderlik ettiği saldırı sırasında kaçırılan 240 rehineye veya İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun görevden alınmasına yönlendirdiği kaydedildi. Bu, kafa karışıklığı ve güven kaybı yaratmak için yapılan bir girişimdi.

Microsoft’un raporu, ana hedeflerine de değinildi: Birincisi, iç siyasi ve sosyal farklılıkları daha da kötüleştiren kutuplaşma yoluyla istikrarsızlaştırma. Bu nedenle, 240 rehine kriziyle başa çıkma konusunda İsrail hükümetinin benimsediği yaklaşıma odaklanıldı. Kendilerini barış isteyen aktivist gruplar olarak tanıttılar, İsrail hükümetini ve İsrail Başbakanı'nı eleştirdiler ve onun görevden alınması çağrısında bulundular.

Microsoft raporuna göre ikinci hedef intikamdı. İran'ın saldırıları, İsrail'in ‘göze göz dişe diş’ prensibinden hareketle Gazze'deki elektrik, su ve yakıtı keseceği yönündeki tehditlerine yanıt olarak İsrail'in elektrik, su ve yakıt altyapısını hedef aldı.

Üçüncü hedef, İsrail vatandaşlarını korkutarak ve İsrail askerlerinin ailelerini tehdit ederek korku yaratmaktı. Bu amaçla, İsrail ordusunun askerlerini koruma yetkisinin olmadığını belirten ve İsrail Savunma Kuvvetleri'nin askerlerini teslim olmaya ikna etmeyi amaçlayan mesajlar gibi, X platformu üzerinden hesaplar aracılığıyla mesajlar yayınladılar.

Dördüncü hedef ise İsrail'i destekleyen tarafları hedef alarak ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının yarattığı hasarı öne çıkararak İsrail'e verilen uluslararası desteği baltalamaktı.

Yapay zekâ saldırıları

Rapora göre İran'ın en büyük saldırısı, 2023 yılının Aralık ayı başlarında televizyon yayın hizmetlerini keserek, yerine İngiltere, Kanada ve BAE'deki İran nüfuz kampanyası kapsamında (yapay zeka tarafından üretilen bir haber spikeri) kullanılan bir video klip kullanılmasıydı. Microsoft, bu olaya özel bir vurgu yaparak, Tahran'daki hükümet grupları tarafından benzer bir şekilde yapılan ilk saldırı olduğunu ve operasyonlarında büyük ölçüde yapay zekâ teknolojilerine güvendiklerini belirtti.

Microsoft şirketinin yapay zeka izleme bölümü, İran'ın propaganda göstergelerini takip etti.

Microsoft raporu, İran devletine bağlı medyanın, ABD ile yakın müttefik olan İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi İngilizce konuşulan ülkelerde büyük başarı elde ettiğini gözler önüne serdi. İran haber kaynaklarına olan ilgi ve trafiğin, genel internet trafiğiyle karşılaştırıldığında önemli ölçüde arttığını ifade etti. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı sırasında, ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'dan İran kaynaklı internet sitelerine olan ziyaretlerin yüzde 42 arttığı kaydedildi. Bu durum, İran'ın Ortadoğu'daki çatışma hakkındaki raporlarıyla Batı halkına ulaşma yeteneğine işaret etti. Rapor, bu başarının özellikle savaşın ilk günlerinde daha güçlü olduğunu ve savaşın bir ayı aşkın bir süre geçtikten sonra bile, İran kaynaklarına erişimin savaş öncesi seviyelerinin yüzde 28 üzerinde kaldığını belirtti.

İran sızma operasyonları

Rapor, İranlı kurumların sadece düşmanlarını değil, aynı zamanda dostlarını da taklit ettiğini belirtiyor. İran'ın son operasyonları, İsrail ordusunu tehdit eden sahte mesajlar yayınlamak için Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayı'nın adını ve logosunu kullandı. Ancak, İran'ın bunun için Hamas'tan onay alıp almadığı bilinmiyor.

İran, İsraillileri faaliyetlerine katılmaya çekmeyi başardı. ‘Savaşın Gözyaşları’ adlı son bir operasyonda, İranlı ajanlar İsraillileri, İsrail basınında yer alan haberlere dayanarak İsrail mahallelerinde yapay zeka ürünü görseller kullandı. ‘Savaşın Gözyaşları’ sloganlı pankartlar asmaya ve Binyamin Netanyahu'nun görevden alınmasını teşvik etmeye ikna etti.

E-posta kampanyaları

İran'ın, psikolojik etkileri artırmak için kitle mesajlaşma ve e-posta kampanyalarını artan bir şekilde kullandığı belirlendi. İnsanların telefonlarına veya gelen kutularına gelen mesajların, sosyal medyadaki sahte hesaplardan daha büyük bir etkiye sahip olduğu ortaya çıktı. Rapora göre İran, İran Devrim Muhafızları'na bağlı hem açık hem de gizli medya organlarını, siber operasyonların etkilerini büyütmek için kullanıyor. Eylül ayında, İranlı bir hacker grubu, İsrail demiryolu sistemine karşı elektronik saldırılar düzenlediğini iddia etti. İran Devrim Muhafızları'nın medyası da söz konusu iddiaları köpürterek yayılmasını sağladı.