Hafter tarafı: UMH güçleri, Sirte’de LUO’yu kışkırtmaya devam ediyor

Misrata’daki bir sokakta bulunan güvenlik güçleri (Reuters)
Misrata’daki bir sokakta bulunan güvenlik güçleri (Reuters)
TT

Hafter tarafı: UMH güçleri, Sirte’de LUO’yu kışkırtmaya devam ediyor

Misrata’daki bir sokakta bulunan güvenlik güçleri (Reuters)
Misrata’daki bir sokakta bulunan güvenlik güçleri (Reuters)

Libya ordusu yetkililerin açıklamalarına göre Fayiz es-Serrac başkanlığındaki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı kuvvetler, stratejik öneme sahip Sirte şehrinde Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu (LUO) kuvvetlerine karşı askeri provokasyonlarını sürdürüyor. Öte yandan Libya Petrol Kuruluşu, Libya Merkez Bankası ile arasındaki siyasi tartışmalar ve medya savaşı ortasında ‘üretimi yeniden durdurma’ uyarısında bulundu.
UMH’ye sadık Devlet Yüksek Konseyi Sözcüsü Muhammed Benis, Mareşal Hafter’i
Wagner güçlerinin Sirte’ye yardımıyla silah sağlamayı, hendek kazmayı ve askeri hazırlıklar yapmayı sürdürmekle suçladı. Benis, “UMH, olup biteni yakından takip ediyor” dedi. Muhammed Benis, 27 Kasım’da yaptığı açıklamada, “Askeri çözüm geri dönebilir ve Hafter, Libya’nın batısında yeni bir saldırı başlatabilir. Bu yüzden ellerimiz tetikte diyaloğa giriyoruz. Hafter, yeni bir saldırı başlatırsa oldukça dikkati olsun” dedi.
LUO’ya bağlı savaş medyası bölümü, birliklerinin, doğudaki paralel hükümetin İçişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik birimlerini desteklerken, birkaç büyük çaplı baskınlar düzenlediğini ifade etti. Bölüm, “Şehrin içinde güvenliğin sağlanması için Bingazi’nin bazı bölgelerinde uyuşturucu kaçakçılarının, suçluların ve kanun kaçaklarının saklandığı yerler hedef alındı” dedi. Operasyon odası da geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Bu baskınlar, büyük miktarlarda uyuşturucu ve kaçak malların ele geçirilmesinin yanı sıra bir dizi aranan unsurun yakalanmasıyla sonuçlandı” ifadelerini kullandı. UMH’ye bağlı Petrol Şirketi, ‘Ulusal Petrol Şirketi’nin Libya Merkez Bankası’ndaki dış hesaplarında tutulan gelirlere dokunulması halinde, petrol üretimini bir kez daha durdurmanın ve kamu hazinesini önemli gelirlerden mahrum etmenin sonuçlarına’ karşı uyardı. Kuruluş, yurtdışındaki hesaplarında bulunan petrol gelirlerine el konulmasının, siyasi çözüm bekleyen geçici bir mesele olduğunu söylerken, “Bu yılki kapanış sonucunda ortaya çıkan toplam kayıp, yaklaşık 11 milyar dolarıdır” dedi.

Fransa’nın Libya Büyükelçiliği’nden uyarı
Öte yandan Fransa’nın Libya Büyükelçiliği, petrol şirketinin birliği, bütünlüğü ve tekeline olan sıkı bağlılığını bir kez daha dile getirdi. Büyükelçilik, açıklamasında “Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına göre, ister silahlı bir gruptan, ister siyasi güçten veya başka bir kurumdan kaynaklansın Ulusal Petrol Şirketi’nin tehdit etmeyi veya kuruluşa baskın yapmayı amaçlayan herhangi bir eylem, Libya kamu yararına zarar verir ve yaptırımlara tabi olabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçilik, Libya’nın ilk kuruluşu olarak şirketin çabalarını memnuniyetle karşılarken, petrol sektörünün şeffaf ve verimli yönetimini sağlamak için petrol satışından elde edilen gelirlerin kamuya açıklandığına dikkati çekti. Aynı şekilde büyükelçilik, ‘görevini tüm Libyalıların hizmetinde cesurca üstlenen’ Petrol Şirketi Başkanı Mustafa Sanaullah’a da övgüde bulundu. Fransa Büyükelçiliği, Libyalı taraflara ise ‘petrol gelirlerinin şeffaf yönetimi için bir mekanizma üzerinde hızlı bir şekilde anlaşma ve şirketin tesislerinin ve çalışanlarının güvenliğini sağlama’ çağrısında bulundu.
Libya güvenlik güçlerinin, geçen günlerde şirketin Trablus’taki karargahına sızma girişimlerine karşı ortaya koyduğu eylemlerden de övgüyle söz eden büyükelçilik, Petrol Tesisleri Muhafızları’nın 5+5 Ortak Askeri Komite çerçevesinde devam eden reformlarını da memnuniyetle karşıladı.

Başağa’dan akaryakıt sevkiyatları vurgusu
Öte yandan UMH İçişleri Bakanı Fethi Başağa, Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac’ın yerine aday olarak medya ve siyasi varlığını gösterme çabalarını sürdürdü. Başağa, sivil toplum aktivistleri, medya yetkilileri ve gazetecilerin yanı sıra yardımcıları ve bir dizi bakanlık yetkilisinin huzurunda bir istişare toplantısı düzenledi. ‘Aynı ulusun tüm halkları arasında uzlaşma ilkesine, kimliğimizi ve kültürümüzü korumak için devlet ve kurumlarını birleştirme çabalarına’ dikkati çeken Bakan, vatandaşlara ulaşmasını sağlamak için boşaltımın, depolarda değil doğrudan istasyonlarda yapılması şartıyla, güvenlik müdürlükleri tarafından Libya’nın güneyinde giden akaryakıt sevkiyatlarını güvence altına alma taahhüdünde bulundu.
Diğer taraftan Libya Temsilciler Meclisi üyeleri, konseye yeni bir yol haritası hazırlamak için gelecek hafta Gadames şehrinde bir toplantı düzenlemek amacıyla yeter sayı hususunda anlaşma sağladıklarını açıkladı. Aynı şekilde üyeler, parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihini 24 Aralık 2021 olarak belirlendiği, Fas’ın Tanca kentindeki toplantıların taslak nihai bildirisini de memnuniyetle karşıladıklarını duyurdu. Önerilen taslağın, Libya parlamentosunun, kendi rolünü yeniden üstlenmesini sağlamak için önemli olduğuna dikkati çeken üyeler, istikrar aşamasının yolunu açan, çatışma durumuna son veren ve Libya'nın birliğini koruyan kapsamlı anlayışlara ulaşmak için “ilerleme” vurgusu yaptı.



İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)

Irak parlamentosunda şu anda ‘en büyük blok’ konumundaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, dokuz aday arasından yeni bir başbakan seçmeye hazırlanıyor.

Şii ittifakının genel sekreteri Abbas Radi dün yaptığı açıklamada, adayın Irak’ta kabul görmesi, uluslararası gerekliliklerle başa çıkma becerisine sahip olması ve devlet kaynaklarını partizan amaçlarla kullanmayacağına dair taahhütte bulunması gerektiğini vurguladı. Radi, güvenlik ve ekonomi alanlarında başbakanın görevlerine ilişkin ayrıntılı bir programın, gelecek hükümetin bir parçası olabilecek bir ekip tarafından hazırlanmasının ardından, en olası adayın özelliklerini belirleyecek bir toplantının yapılacağını da sözlerine ekledi.

Koordinasyon Çerçevesi, siyasi normlara uygun olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı makamlarına getirilecek isimlere karar vermek için Kürt ve Sünni güçlerle müzakereler yürütürken, adayları değerlendiren önde gelen siyasi şahsiyetlerden oluşan bir komisyon aracılığıyla faaliyet gösteriyor.

Radi, rekabetin tanınmış önde gelen isimler arasında yaşandığını söyledi.

Radi, Şarku’l Avsat’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin yeni gündeminin bir parçası olarak milis grupların silahları sorununu ele almayı düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, “Hükümet programı, yeni başbakan tarafından uygulanacak güvenlik reformlarını içerecek” ifadelerini kullandı.