Tunus Cumhurbaşkanı, ‘erken seçim kampanyası’ yürütmekle suçlanıyor

Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Tunus Cumhurbaşkanı, ‘erken seçim kampanyası’ yürütmekle suçlanıyor

Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Tunus Cumhurbaşkanlığı, çeşitli siyasi ve sosyal bileşenler arasında başarılı bir ‘ulusal diyalog’ başlatma yönünde uygun zemin hazırlamaya devam ediyor. Ancak bazı gözlemciler, Cumhurbaşkanlığının bazı anlaşmazlık noktalarının üstesinden gelemediğini söylüyor. Bunların başında ise bazı nüfuzlu partilerin siyasi tarafların bu diyaloğun dışında bırakılmasında ısrar edişi yer alıyor. Başkan Kays Said’in diyalog oturumlarına iç kesimlerdeki gençleri dahil etme çağrısını sorgulayan Tunus sokağı ise Said’i ‘erken seçim kampanyası’ yürütmek için ‘ulusal diyaloğu istismar etmeye’ çalışmakla suçluyor.
Tunus'un Kalbi partisi siyasi liderleri, Cumhurbaşkanı Said'in ulusal diyalog oturumlarına katılım konusunda hiçbir çekincesi olmadığını, ancak onun için meselenin önceki diyaloglara benzemeyen bir ulusal diyaloğun nasıl kurulacağı konusunda olduğunu ifade etti. Zira mevcut siyasi sistemin değiştirilmesi de dahil olmak üzere temel konuları ele alan daha derin bir diyalog dilediğini de ekledi. Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu (UGTT) tarafından önerilen ‘ulusal diyalog’ yolundaki hazırlıklar, Cumhurbaşkanı Said’in UGTT Genel Sekreteri Nureddin Tabbubi ile görüşmelerinin ardından hızlı bir şekilde başladı. Ancak hazırlık sahnelerinden sızdığına göre, diyaloğa kimlerin katılıp kimlerin dahil edilmeyeceği konusunda fikir ayrılıkları mevcut. UGTT, Seyfeddin Mahluf liderliğindeki Onur Koalisyonu’nun dışlanması çağrısında bulunurken bazı siyasi kaynaklar ise katılımının kesinleştiğini öne sürüyor. Nahda Hareketi’nin Abir Musa liderliğindeki Özgür Anayasa Partisi’nin diyalogdan dışlanması durumunda müttefiki Onur Koalisyonu’nu feda edebileceği öngörülüyor. Nitekim diyaloğun başarılı olması için bazı politikacıların dışlanması gerektiğini savunanlar ile böyle bir yol izlendiğinde başarılı olunamayacağı ve belirlenen hedeflere ulaşılamayacağını söyleyenler arasındaki mücadele sürüyor.
Başkan Said’in taraflardan gençlerin ulusal diyalog oturumlarına katılımına ilişkin açıklamaları, katılım koşulları ve sayıları hakkında herhangi bir öneri sunmaması dolayısıyla birçok soruyu da beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanı’nın ‘diyaloğa yeni engeller getirerek durumu karmaşıklaştırabileceği uyarısında bulunan bazı politikacılar, Tunus Cumhurbaşkanı’nın bu diyalog ile ne hedeflediğini sorguladı. Aynı zamanda “Öncelikli ekonomik ve sosyal krize çözüm sağlama yönünde bir diyalog mu olacak? Ya da diyalog oturumları Tunus'taki siyasi sistemi gözden geçirmeye ve diğerleri pahasına Cumhurbaşkanına ek yetkiler vermeye mi yönlendirilecek?” ifadelerinde bulundu.
Diğer yandan, Tunus insan haklarıyla ilgilenen İnsan Hakları ve Temel Özgürlükler Yüksek Komisyonu, Kişisel Verilerin Korunması Ulusal Otoritesi ve İşkenceyi Önleme Ulusal Kurumu, dün yayınladıkları ortak bildiride, ceza davalarında izlenen Tunusluların temel haklarının ihlali konusunda uyarıda bulundu. Birçok Tunuslunun kişisel verilerinin defalarca ihlaline tanık olduklarını bildiren bu kurumlar; yargıya, güvenlik araştırması kayıtlarında yer alan kişisel verilerin korunması için gerekli tüm tedbirleri alma çağrısında bulundu. Aynı zamanda İçişleri Bakanı’nı güvenlik personelini yönlendirmeye, bu tutanakların içeriğini korumanın önemi konusunda onları uyarmaya, sızıntı durumlarında gerekli soruşturmaları açılmaya çağırdı.



Tunus Ocak’tan bu yana 624 kaçak göçmenin cesedine ulaştı

Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)
Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)
TT

Tunus Ocak’tan bu yana 624 kaçak göçmenin cesedine ulaştı

Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)
Tunus sahil güvenlik tarafından yakalanan kaçak göçmen botu (AFP)

Tunus Ulusal Muhafızlar Sözcüsü Husameddin el-Cebabli yaptığı açıklamada, yıl başından bu yana çoğunlukla Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen 624 yasadışı göçmen cesedinin bulunduğunu ifade etti.

Cebabli, Arap Dünyası Haber Ajansı’na (ANA) yaptığı özel açıklamalarda, Tunus sahil güvenlik güçlerinin bu cesetleri Ocak ayının başından 12 Haziran’a kadar olan dönemde bulduğunu söyledi.

İtalya’nın Lampedusa adasına yakın olan Tunus sahilleri, yasadışı göçmen teknelerinin Avrupa’ya doğru çıkış noktası haline geldi.

Şarku’l Avsat’ın ANA’dan aktardığına göre Cebabli, özellikle Sfaks ve Mehdiye illeri başta olmak üzere Akdeniz’deki yasadışı göç ağlarını çökertmek için güvenlik güçleri tarafından başlatılan operasyonlar sayesinde son zamanlarda yasadışı göç girişimlerinin azaldığını vurguladı.

Cebabli güvenlik güçlerinin, yasadışı göç girişimlerinin çoğunun kaynaklandığı iki ilde yasadışı göçü organize eden 105 kişiyi tutukladığını açıkladı.

Tunus’ta ‘ölüm botu’ kurbanlarının aileleri tarafından düzenlenen önceki protestoların bir görüntü (AFP)
Tunus’ta ‘ölüm botu’ kurbanlarının aileleri tarafından düzenlenen önceki protestoların bir görüntü (AFP)

Cebabli, sahil güvenlik güçlerinin 332 yasadışı göç girişimini engellediğini duyurdu. Ayrıca bu yıl 4 Mayıs’tan 12 Haziran’a kadar olan dönemde 911 Tunuslu olmak üzere 7 bin 453 yabancı dahil 8 bin 364 göçmeni engellediğini de sözlerine ekledi. Aracıların ve organizatörlerin devrilmesi nedeniyle yasadışı göç girişimlerinin geçen yılın aynı dönemine veya bu yılın ilk aylarına göre önemli ölçüde azaldığını vurguladı.

Avrupa Birliği (AB), topraklarında yasadışı göçmen akınını önlemek için Tunus’u kıyılarını kontrol etmeye zorluyor. Geçtiğimiz Pazar günü Tunus ve AB yasadışı göçle mücadele, sürdürülebilir enerji, ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere kapsamlı bir ortaklık paketi üzerinde birlikte çalışmayı kabul etti. Bu, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Hollanda Başbakanı Mark Rutte ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile yaptığı görüşmelerin sonundaydı.

Leyen AB’nin sınır yönetimi, arama kurtarma operasyonları, kaçakçılıkla mücadele operasyonları ve mültecilerin geri dönüşünde Tunus’a yardım etmek için bu yıl 100 milyon avro destek sağlamaya hazır olduğunu ve insan haklarına sıkı sıkıya saygı duyduğunu söyledi. Ancak Tunus’taki insan hakları örgütleri ve muhalefet partileri bu anlaşmayı eleştirerek amacının finansal kriz yaşayan Tunus’a baskı yapmak ve onu Avrupa topraklarının sınır muhafızı yapmak olduğuna belirtti. Said ise ülkesinin Avrupa için bir sınır muhafızı rolü oynamayacağını söyledi ve ülkesinin bir geçiş koridoru veya yerleşim yeri olmayacağını vurguladı.

Bu bağlamda İtalya’daki resmi bir kaynak, ülke yetkililerinin ülkeye yasadışı yollardan gelen 2 bin 300’den fazla Tunuslu göçmeni sınır dışı ettiğini aktardı. Bu sayı Tunusluları 2022’de İtalya topraklarından sınır dışı edilen göçmenlerin ön saflarına taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın İtalyan haber ajansı NOVA’dan aktardığına göre  gözaltına alınan kişilerin haklarından sorumlu İtalyan Ombudsmanı Maro Palma’dan alıntı yaparak, yetkililerin geçen yıl sınır dışı merkezlerinde bulunan 6 bin 383 yabancıdan 3 bin 154 kişiyi sınır dışı ettiğini aktardı. Palma, sınır dışı edilenlerin çoğunu Tunuslu olduğuna dikkat çekti. 58’i Arnavutluk’a, 359’u Mısır’a, 189’u Fas’a sınır dışı edilenlere kıyasla Tunusluların sayısı 2 bin 308’e ulaştı. İtalya, sınır dışı edilmeleri hızlandırmak ve göçmenlerin kıyılarından yola çıkmalarını önlemek için daha fazla çaba sarf etmek amacıyla Tunus ile bir anlaşmaya varmaya çalışıyor.

Ancak Tunus’taki insan hakları örgütleri Tunusluların zorla sınır dışı edilmesini eleştiriyor. İtalya İçişleri Bakanlığı, bu yıl çoğu Tunus’tan yola çıkan 53 binden fazla göçmenin deniz yoluyla topraklarına geldiğini tahmin ediyor.