Afganistanlı hamile kadın Odessa-İstanbul uçağına 8 saatlik rötar yaptırdı
Kiev/İHA
TT
TT
Afganistanlı hamile kadın Odessa-İstanbul uçağına 8 saatlik rötar yaptırdı
Türkiye’den Ukrayna’ya gelen Afganistan uyruklu hamile kadın, geliş sebebini açıklayamayınca geri gönderilmek istendi. Kadın gitmemek için direnince de Odessa-İstanbul seferini gerçekleştirecek olan uçak 8 saat rötar yaptı.
Ukrayna’nın Odessa kentinde yer alan Odessa Havaalanı’nda kimliği açıklanmayan hamile bir kadın krize neden oldu. İstanbul-Odessa uçağında bulunan Afganistan uyruklu hamile bir yolcu, gümrük kontrolleri sırasında Ukrayna’ya geliş sebebini açıklayamadı. Havaalanı yetkilileri, geliş sebebini açıklayamayan kadını ülkeye almak istemedi. Ülkeye girişine izin verilmemesine tepki gösteren kadın fenalaşınca havaalanında panik yaşandı. Kadın, ülkeye alınmayınca geri gönderilmek istenirken hamile kadın direndi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından 2 kez kontrolden geçirilen kadının sağlık durumunun iyi olduğu bildirilse de ısrarla İstalbul seferine hazırlanan uçağa binmek istemedi. Yolcuyu bekleyen Odessa-İstanbul uçağı 8 saat rötarın ardından havalanarak İstanbul'a iniş yaptı.
İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5171352-i%CC%87srail-gazzedeki-sava%C5%9F-su%C3%A7lar%C4%B1-davalar%C4%B1n%C4%B1n-y%C3%BCzde-88ini-iddianame-haz%C4%B1rlamadan
İsrail, Gazze'deki savaş suçları davalarının yüzde 88'ini iddianame hazırlamadan kapattı
Gazze'deki savaş suçlarıyla ilgili soruşturmaların 10'da 9'u suçlama yöneltilmeden kapatıldı. (Reuters)
Londra merkezli Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence-AOAV) adlı kuruluş tarafından yayınlanan bir rapor, Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana İsrail askerleri tarafından işlenen savaş suçları ya da suiistimallerle ilgili olarak İsrail ordusu tarafından açılan her 10 soruşturmadan yaklaşık 9'unun herhangi bir suçlama yöneltilmeden kapatıldığını ortaya koydu.
Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığına göre AOAV, Ekim 2023 ile Haziran 2025 sonu arasında İsrail ordusunun Gazze Şeridi veya Batı Şeria'daki güçleri tarafından sivillere zarar verildiği iddiaları üzerine bir soruşturma yürüttüğünü veya yürüteceğini söylediği 52 vakaya ilişkin İngilizce medyada haberler bulduğunu bildirdi. Söz konusu vakalar bin 303 Filistinlinin öldürülmesi ve bin 880 kişinin yaralanmasını içeriyor.
Yardım dağıtım noktasında vurularak öldürülen oğlu için gözyaşı döken Filistinli bir anne (EPA)
AOAV, soruşturmaların yüzde 88'inin çözülemediğini ve herhangi bir suçlama getirilmediğini kaydetti. Bunlar arasında Şubat 2024'te Gazze Şeridi'nde un kuyruğunda bekleyen en az 112 Filistinlinin öldürülmesi ve Mayıs 2024'te Refah'taki bir kampta 45 kişinin ölümüne neden olan hava saldırısı da yer alıyor.
Refah'taki bir dağıtım noktasından yiyecek almaya giden 31 Filistinlinin 1 Haziran'da İsrail güçlerinin ateş açması sonucu öldürülmesiyle ilgili soruşturma ise halen sonuçlanmadı.
AOAV ekibinden Iain Overton ve Lucas Tsantzouris, “İstatistikler, İsrail'in, güçlerinin savaşla ilgili ihlal suçlamalarını içeren davaların büyük çoğunluğunda sonuca ulaşamayarak ya da suçsuz olduğunu kanıtlayamayarak bir ‘cezasızlık modeli’ yaratmaya çalıştığını gösteriyor” dedi.
Gazze Şeridi'ndeki bir yardım dağıtım noktasında yaşanan ölüm vakasının ardından Şifa Hastanesi’nin önünde kanlar içindeki bir ambulans sedyesini taşıyan Filistinliler (EPA)
İsrail ordusu, ‘askeri polis tarafından onlarca soruşturma açıldığını ve bu soruşturmaların çoğunun halen devam ettiğini’ bildirdi.
Ordu tarafından yapılan açıklamada, “Kuvvetlerimizin görevi kötüye kullandığına dair her türlü ihbar, şikâyet ya da iddia, kaynağı ne olursa olsun bir ön inceleme sürecinden geçer. Bazı durumlarda kanıtlar askeri polis tarafından cezai soruşturma başlatılması için yeterli olurken, diğer durumlarda sadece bir ön soruşturma yürütülür” ifadeleri yer aldı.
Açıklama şöyle devam etti: “Bu vakalar, İsrail Genelkurmay Başkanlığı Gerçekleri Araştırma ve Değerlendirme Mekanizması olarak bilinen bir mekanizma tarafından, kuvvetlerin suç teşkil eden bir suiistimalde bulunduğuna dair makul bir şüphe olup olmadığının belirlenmesi için değerlendirmeye sevk edilir.”
İnsan hakları örgütleri bu sistemi eleştirerek soruşturmaların yıllar sürebileceğini söylüyor.