Tahran, UAEA ile iş birliği seviyesini düşürmeye kararlı

Natanz tesisi dağlarında sondaj çalışmalarının başladığını ortaya koyan uydu görüntüleri. (AFP)
Natanz tesisi dağlarında sondaj çalışmalarının başladığını ortaya koyan uydu görüntüleri. (AFP)
TT

Tahran, UAEA ile iş birliği seviyesini düşürmeye kararlı

Natanz tesisi dağlarında sondaj çalışmalarının başladığını ortaya koyan uydu görüntüleri. (AFP)
Natanz tesisi dağlarında sondaj çalışmalarının başladığını ortaya koyan uydu görüntüleri. (AFP)

İran yönetimi geçen ay parlamentoda kabul edilen ve uluslararası müfettişlerin sınır dışı edilmesini öngören yasa doğrultusunda ABD yaptırımlarını kaldırmadıkça Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişleriyle iş birliği seviyesini düşüreceklerini duyurdu. Avrupa Birliği de İran’a uranyumu yüzde 20 zenginleştirme faaliyetinden vazgeçme ve uluslararası diplomasiye nükleer anlaşmayı kurtarmak için bir şans verme çağrısı yaptı.
İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, ülkesinin, ek protokolü gönüllü olarak uyguladığını belirtti. Rebii ancak ABD’nin gelecek dönem başkanı Joe Biden’ın göreve başlamasıyla yaptırımları kaldırılmadıkça, UAEA müfettişlerinin nükleer tesislere erişim seviyesini düşürmeye kararlı olduklarını kaydetti.
Hükümet Sözcüsü açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Denetimlerin seviyesi düşürülecek. Ancak nükleer anlaşma yürürlükte kaldığı müddetçe denetim ilkesi yerinde kalacaktır. Çünkü bunun olmaması, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan çıkış anlamına gelecektir.”
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade de parlamentoda, Başkan Yardımcısı Ahmed Emir Abadi Farahani’nin geçen cuma günü ‘ABD yaptırımları kaldırmadığı takdirde UAEA müfettişlerinin 21 Şubat’a kadar sınır dışı edileceği’ yönündeki açıklamasının doğru olmadığını söyledi.
Hatibzade, ülkesinin müfettişleri sınır dışı etme niyetinde olmadığını ancak Nükleer Silahların Yayılması Anlaşması’nın yükümlülüklerine dokunmadan, UAEA anlaşmasının uygulanmasının durdurulacağını belirtti.
İran geçen hafta yeraltı Fordo nükleer tesisinde uranyumu yüzde 20 saflıkla zenginleştirme planlarını uygulamaya başladı. Bu düzey, İran’ın dünya güçleriyle ‘nükleer hedeflerinin kontrol altına alınması’ için anlaşmaya varılmadan önce ulaştığı seviye olarak biliniyor.
Aynı şekilde geçen pazartesi günü, Ali Rebii’nin tehdidinden saatler önce de 27 AB üyesi tarafından bir bildiri yayınlandı. Reuters’in haberine göre bildiride şu ifadelere yer verildi:
“İran’ın Fordo tesislerinde uranyumu yeniden yüzde 20 saflıkla zenginleştirmeye başlama girişimi, ciddi bir gelişme ve derin endişe konusudur. İran’ın bu kritik aşamadaki eylemi, mevcut diplomatik süreci inşa çabalarını tehdit ediyor. İran’ı gerilimi daha fazla artırmaktan kaçınmaya ve gecikme yaşamadan bu eylemden geri dönmeye çağırıyoruz.”
Aynı şekilde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Grossi de Reuters’a yaptığı açıklamada, Joe Biden 20 Ocak’ta göreve başladığında dünya güçlerinin ve İran’ın önünde nükleer anlaşmayı kurtarmak için aylar değil haftalar olacağını söyledi.
AB’nin açıklamasından birkaç saat önce de İran’ın ‘el-Morshd’ internet sitesi, Ali Hamaney’in Uluslararası İlişkiler Danışmanı Ali Ekber Velayeti ile özel bir röportaj yayınladı. Röportajda Velayeti, Washington’ın nükleer anlaşmaya geri dönüşü için tüm yaptırımları kaldırmasını şart koştu.
Velayeti, 12 Ocak’ta Reuters ve AFP tarafından da yayınlanan röportajda nükleer anlaşmayla ilgili yenilenen müzakerelere açık olduğunu ifade etti. İranlı yetkili, ülkesinin 2231 sayılı karar uyarınca uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasına izin veren ‘Snapback’ mekanizmasının feshedilmesini istediğine dikkat çekti. Bu, Donald Trump yönetiminin, geçen eylül ayında İran’a yönelik Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden yürürlüğe sokulması için güvendiği mekanizma olarak biliniyor. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi devletler ve nükleer anlaşmanın tarafları mekanizmayı kabul etmediler.
AFP’ye göre Velayeti, yaptırımların yeniden başlatılmasına atıfta bulunarak Dini Lider’in en başından bu yana bu kuralı kabul etmediğini vurguladı. Ali Ekber Velayeti, BM ile ilgili bu maddenin, Hamaney’in talep ettiğinin aksine nükleer anlaşmaya dahil edildiğini de sözlerine ekledi. “Yaklaşan görüşmelerde bu madde kesinlikle terk edilmelidir. Çünkü mantıksız bir öğedir” ifadesini kullandı.
İran’ın nükleer programındaki yetkililer bu hafta İran’ın, geçen ay muhafazakar parlamento tarafından kabul edilen ve yüzde 20 saflıkta 120 kilogram uranyum üretimini öngören bir yasa uyarınca pratik adımlar atmaya hazır olup olmadığını gözden geçirdiler. Yasa ayrıca Fordo ve Natanz tesislerinde 2 bin gelişmiş santrifüjün çalıştırılmasının yanı sıra UAEA müfettişlerinin sınır dışı edilmesini, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan geri çekilmeyi, nükleer anlaşma kabul edilmeden ve karar yeniden tasarlanmadan önce ‘Arak’ reaktörüne benzer şekilde bir ağır su reaktörünün inşa edilmesini kapsıyor.
İran’ın adımları sonrasında, nükleer anlaşmaya geri dönüleceğini ima eden yeni ABD Başkanı Joe Biden, 20 Ocak’ta resmen göreve başlaması sonrasında Trump’ın Tahran ile takip ettiği rotayı değiştireceğini duyurdu.
Diğer yandan İran Dini Lideri Ali Hamaney, geçen cuma günü bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada Tahran’ın ABD’yi nükleer anlaşmaya geri döndürmek için acelesi olmadığını belirtmiş, önceliklerinin yaptırımların kaldırılması olduğunu kaydetmişti.
İranlı yetkililer de daha önceki açıklamalarında nükleer anlaşmanın kapsamlı bir şekilde yeniden müzakere edilmesini kabul etmediklerini bildirmişti. Aynı zamanda ABD’nin olası bir geri dönüşünün müzakereye tabi olması gerektiği vurgulanmıştı.



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe