Yemen’den uluslararası kuruluşlara Husi ihlallerine göz yumma suçlaması

Sana'daki Husi milisleri. (AFP)
Sana'daki Husi milisleri. (AFP)
TT

Yemen’den uluslararası kuruluşlara Husi ihlallerine göz yumma suçlaması

Sana'daki Husi milisleri. (AFP)
Sana'daki Husi milisleri. (AFP)

Yemen Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Bakanı Ahmed Arman, uluslararası kuruluşların Husi milislerinin kontrolündeki bölgelere giriş yapamayacakları ve gözaltı merkezlerini ziyaret etmelerine izin verilmeyeceğini bildirdi.
Bakan, Şarku’l Avsat’la gerçekleştirdiği röportajda, bu bölgelerdeki bazı kuruluşların veya araştırmacıların, Yemen Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’ndaki ülkelerle rekabet içinde olduklarını veya siyasi tavır takındıklarını kaydetti.
Yemenli Bakan, Husilerin işlediği ihlalleri görmezden gelen bu kuruluşları eleştirerek söz konusu dengesizliği düzeltme ve devlet kurumlarının kurumsallaşması, rehabilitasyonu ve inşası ve hukukun üstünlüğü üzerinde çalışma sözü verdi. Bakan ayrıca son beş yılda verilen tüm atama kararlarını gözden geçirme ve bunların iyileştirilmesi için yetkililere ihlallerin kapsamlı bir değerlendirmesini yapma niyetini aktardı.

Husi ihlalleri
Husi ihlallerini ortaya çıkarma ve belgelemeye dair hükümetin zayıflığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan şunları söyledi:
"Bu, sadece İnsan Hakları Bakanlığı için geçerli olan bir sorun değil. Husi ihlallerini ortaya çıkarma ve belgeleme konusunda uluslararası çevrelerde veya ilgili kurumlarda da bir zayıflık var. Bu durum sadece İnsan Hakları Bakanlığı ile bağlantılı değil, aynı zamanda devlet organları ve kurumlarının geri kalanından da kaynaklanıyor. Hepsinden tehlikelisi, hükümeti kuran tarafların yaşadıkları çatışma durumu ve çatışma sırasında insan haklarını sömürmeleri ve kullanmalarıdır. Bu önemli bir sorun ancak yine de Husiler kendilerini yaptıklarıyla ifşa ediyorlar."

Uluslararası göz yumma
Ahmed Arman, uluslararası örgütlerin ihlallere göz yummakla suçlamasına ilişkin de şunu aktardı:
“Bazı kuruluşlar veya bazı partiler arasında siyasi bir bölünme var. Yani bazı koalisyon ülkeleriyle sorunları veya siyasi bir tavırları söz konusu. Bu da bu kuruluşların Husilere göz yummasına, yani koalisyondaki ülkelerle Yemen'deki insan hakları dosyası aracılığıyla rekabet ederek hesaplaşmalarına yol açıyor. Bu durumu iyileştirmek için çok çalışacağız. Söz konusu tarafların meşruiyeti destekleyen koalisyon ülkelerinden biriyle sorunları varsa Yemen dosyasından uzaklaşmalılar.”
Yemen Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Bakanı, Husilerle ilgili sorunun Meşruiyeti Destekleme Koalisyonu’nun kurulmasından önce de var olduğunu vurgulayarak Husilerin uygulamalarının ve çocukların orduya alınması, mayın döşenmesi, işkence ve tutuklamalar ihlallere işaret etti.
Bakan Arman, "bazı araştırmacıların veya çalışanların uluslararası kuruluşlarla ilgili sorunu olduğunu, bunların bölgedeki çatışma durumundan etkilendikleri için  koalisyondaki ülkelerle hesaplaşmak amacıyla dosyayı kullanmaya çalışan ülkelerin veya diğer tarafların etkisi altında olduklarını" kaydetti.
Arman açıklamasının devamında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Örneğin bir insan hakları ekibi geçen eylül ayında yayınladığı son raporunda, koalisyona ilişkin ‘korkunç bir ihlal’ gibi bariz ifadeler kullanmıştı. Ancak raporda, Husilerin Taiz'deki kadınlar hapishanesini bombalamasını ele alırken bu tür terimler kullanılmadı ve sadece bombalamanın Husilerin kontrolündeki bir bölgeden geldiği ifade edildi. Bunun yanı sıra daha birçok örnek var. Mayınlar nedeniyle ölenlerin sayısına bakarsak, bu kadar mayını Husiler dışında yerleştiren başka bir taraf yok. Ancak rakamları azaltma ve taraflar arasında dağıtma girişimine tanık oluyoruz. Bu büyük bir sorun ve farklı bir insan hakları suçudur. Ayrıca Aden Uluslararası Havalimanı'na yapılan saldırıda olduğu gibi terör suçları ve uluslararası uçuşların tehdidi, sivil havacılığın güvenliğini ve emniyetini tehdit ettiği için terör suçudur. Ayrıca insanları terörize etmek, birçok alanda kuşatma uygulamak ve yardımları yağmalamak, bu örgütlerin işlediği birçok suç arasında yer alıyor. Binlerce işkence vakamız var. Bu mağdurları özel olarak bir tür psikiyatrik değerlendirmeye tabi tutabilecek ve onları rehabilite edebilecek hükümet veya sivil toplum kuruluşları yok. Buna rağmen rapor genel vakalardan bahsediyor."
Yemenli bakan Husilerin, herhangi bir yeri veya gözaltı tesisini ziyaret etmelerine veya sayıları 200'ü aşan kadınların gözaltına alınanlar da dahil olmak üzere tutukluların gözaltına alınma koşullarını görmelerine izin verilen uluslararası kuruluşlara meydan okuduğunu söyledi.
Arman açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Son insan hakları raporunda iki vaka hakkında konuştular ve gerçek sayılardan bahsetmediler. Bunlar, çatışma durumu çerçevesinde aslında gerçekte olanların yüzde 15'ini bile oluşturmuyor. Ayrıca bize ulaşamayan ve bizim de ulaşamadığımız vakalar var. Dolayısıyla bir zulüm söz konusu."

İncelemeler ve ihlaller
Arman, geçmiş dönemde Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Bakanlığı'na başvurulmadan verilen bir dizi atama kararı hakkında da şunları söyledi:
“Önceki kararlar gözden geçirilecek. Konunun siyasi sonuçları olduğu için insanların düşündüğü gibi bir tavır veya karar almanın zorluğunun farkındayız. Çoğu atamaların siyasi nedenlerle yapıldığını biliyorum. Üstelik bunlar yeterlilik kriterinden, yasal şartlardan ve hatta ihtiyaç kriterinden uzak bir şekilde gerçekleştirildi. Hükümet yapısında olmayan görevler için bakanlıklarda onlarca temsilcimiz, olmayan bölümler için de genel müdürlerimiz var. Devlet kurumlarının Sana'dan ayrılmasından ve bu kararları vermek için Aden'e gitmesinden sonra bir ihtiyaç olduğu doğru. Ancak yasal şartları sağlayan kişileri seçmek gerekiyor. Fakat atanmış bir insan ordusu yok. Bunlar ülke dışındalar.” 
Yetkilerinin kendisine bu tür kararları tekrar gözden geçirmesine izin verdiğini belirten Arman, bu atamaları gözden geçirip değerlendirmeden önce, öncelikle önümüzdeki dönemde asgari düzeyde bir kurum inşa etme ihtiyacına dikkat çekti.
Riyad anlaşması ve başbakan ve cumhurbaşkanlığı ile yapılan mutabakatlara göre artık her şeyin Hukuk İşleri Bakanlığı aracılığıyla yapılacağını belirten Bakan, bakanlığın karar verme ve anlaşmaları gözden geçirmedeki rolünü yerine getireceğini ve mutabakat muhtırası ve hukuki boyutla ilgili her şeyin görüşünü almak için bakanlığa sevk edileceğini bildirdi. Arman, ülkenin yurt dışındaki meselelerine ilişkin yaptığı açıklamada, 2011 öncesi ve sonrasıyla ilgili meseleler olduğunu belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Petrol, elektrik veya telekomünikasyon sektöründe geçmiş dönemde uygulanmayan yükümlülüklerimiz var. Bu kararlar geçmişten beri askıya alındı. Ayrıca uluslararası mahkemelerde veya tahkimde verilen kararlar var. Bunlardan  hükümete yükümlülükler veya tazminatlar yükleyenleri bizim aleyhimizde olanlar. Bazıları ise devlet lehine ancak uygulanmadı. Tüm davalar ve bunlarla ilgili tüm belgeler gözden geçirilecek. 20 yıldır sözleşme yapılan hukuk bürosu ile koordineli olarak bunları incelemek ve ilgilenmek için bir ekip oluşturulacak.”
Bakan Arman devlet çalışanlarının Aden'e dönüşü ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Tüm çalışanların geri dönüşüyle ilgili bir karar söz konusu. Ancak uygulama biraz zaman gerektiriyor. Yurt dışındakilerin durumlarını yeniden düzenlemeleri lazım.  Gerçek şu ki herkes geri dönmeli ve hükümet görevini ülke içinden yerine getirmeye devam etmelidir.”

Yeni bir sayfa
Gelecek dönemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Arman “herkesin geçmiş dönemde yaşanan sorunları iyileştirmek için yeni bir sayfa açmasını umduğunu” ifade etti. Sorunun çözümünün kurumsal çalışmayı harekete geçirmek ve her sektördeki departmanları yeniden şekillendirmek olduğunu vurguladı.
Geçmiş dönemde insan hakları ihlalleri açısından yaşanan savaşla ilgili birçok konu olduğuna değinen Bakan Arman sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Savaşın neden olduğu ihlaller ile Husi'nin kontrolü dışındaki yetkililerin ihlalleri arasında büyük bir karışıklık vardı. Savaş alanında ihlaller yaşanıyor ve bunlar Husi kontrolündeki bölgelerde ya da savaş zamanındaki çatışma bölgelerinde sürüyor. Ayrıca bazı kurtarılmış bölgelerde yetkililerin uygulamaları nedeniyle ihlallerimiz oldu. Ancak bu tür ihlalleri birbirinden ayırmak gerekiyor.”
Arman, Bakanlığın raporlar sunarak ve devlet kurumlarının performansındaki reformları takip ederek ihlallere yönelik uygulamalarla ilgili yasal rolünü yerine getireceğini vurguladı.
Bakan Arman, Husi ihlalleri ile ilgili olarak da şu açıklamalarda bulundu:
“İhlal dosyasında iki bölüm mevcut. Uluslararası bir dosyamız var ve bu dosyada İnsan Hakları Konseyi, Güvenlik Konseyi ve uluslararası kuruluşlar düzeyinde olmak üzere birçok sorun bulunuyor. İddialı planlarımız, işi güçlendirmek için gerçekçi düşüncelerimiz var. Yemen'deki ihlallerle ilgili yerel bir dosyamız daha bulunuyor. Yapmamız gereken ilk görevin mağdurlarla ve şikayette bulunanlarla iletişimi güçlendirmek ve yerel topluluklarla iletişime geçerek uluslararası iş birliğine hız vermek olduğunu düşünüyorum. Uluslararası toplumdan beklediğimiz ve ihtiyacımız olan şey, kapasitelerimizi geliştirmemizde ve kurumsal yapılanmada bize yardımcı olmalarıdır.”



Suriye güvenlik güçleri kanlı çatışmaların ardından Suveyda'ya girdi, Dürzi ruhani liderliği bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı

Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)
Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri kanlı çatışmaların ardından Suveyda'ya girdi, Dürzi ruhani liderliği bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı

Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)
Suriye güvenlik güçleri Suveyda'ya girdi. (EPA)

Suriye güvenlik güçleri, son iki gündür yaşanan çatışmaların ardından bugün Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentine girerek, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera hükümetinin aralık ayında iktidara gelmesinden bu yana hükümet güçlerinin kente ilk kez konuşlanmasını sağladı.

Konuşlanma, hükümet güçlerinin kentte konuşlanmasına karşı çıkan Dürzi liderlerin Dürzi savaşçılara silahlarını bırakmaları ve hükümet güçlerinin kente girmesine izin vermeleri çağrısında bulunmalarının ardından gerçekleşti.

Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinde Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasındaki çatışmaların ardından ed-Dur kasabasının girişinde konuşlandı. (EPA)Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinde Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasındaki çatışmaların ardından ed-Dur kasabasının girişinde konuşlandı. (EPA)

Suveyda Vilayeti İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed ed-Dalati yaptığı açıklamada, “İçişleri ve Savunma bakanlıklarına bağlı güçler Suveyda kentinin merkezine girmeye başlayacak” dedi ve eş zamanlı olarak ‘ikinci bir duyuruya kadar sokağa çıkma yasağı’ ilan etti.

Diğer yandan Suriye İçişleri Bakanlığı, ‘dini otoriteleri ve silahlı grupların liderlerini’ tam bir iş birliği yapmaya çağırdı.

Dürzi ruhani liderliği

Dürzi ruhani liderliği ise hükümet güçlerinin Suveyda’ya girişini memnuniyetle karşılayarak, silahlı gruplara ‘girişlerine direnmemeleri ve silahlarını İçişleri Bakanlığı’na bağlı güçlere teslim etmeleri’ çağrısında bulundu.

Önde gelen Dürzi din adamı Hikmet el-Hicri bu sabah yaptığı açıklamada, “İçişleri Bakanlığı güçlerinin vilayete girişini memnuniyetle karşılıyoruz” diyerek Suveyda'daki tüm silahlı grupları kendileriyle iş birliği yapmaya çağırdı.

El-Hicri, “Olayların yansımalarını ele almak ve vilayet halkıyla iş birliği içinde devlet kurumlarını harekete geçirmek için Suriye hükümetiyle diyalog başlatılması çağrısında bulunuyoruz” ifadesini kullandı.

Ed-Dalati, Dürzilerin ruhani liderliğinin duruşunu memnuniyetle karşıladı ve ülkenin dini otoritelerini İçişleri Bakanlığı'nın eylemlerini desteklemek için ‘ortak bir ulusal duruş sergilemeye’ çağırdı. Ed-Dalati, “Yasadışı silahlı grupların liderlerini İçişleri ve Savunma bakanlıklarının güçlerinin girişini engelleyen her türlü eylemi durdurmaya ve iç barışı korumak için silahlarını yetkili makamlara teslim ederek tam bir iş birliği yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Top mermileri ve patlamalar

Suveyda'nın eteklerindeki el-Mezraa köyünde bulunan bir AFP muhabiri, top mermileri ve patlamalar duyduğunu ve askeri konvoyların Suveyda şehri yakınlarına girdiğini gördüğünü, Savunma ve İçişleri Bakanlığı güçlerine ait roketatarların ve ağır topların şehrin yakınlarına konuşlandırıldığını aktardı.

Muhabir, bazı kasabalarda çatışmaların devam ettiğini ve askeri birliklerin şehre girmeye hazırlandığını söyledi.

Geçtiğimiz iki gün boyunca Suveyda vilayeti, hükümet güçlerinin müdahalesinden önce Dürzi militanlar ile Bedevi silahlı gruplar arasında eski Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden bu yana en şiddetli çatışmalardan birine sahne oldu.

Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi Suveyda'daki çatışmaların ardından bir cesedin yanından geçiyor. (EPA)

Suriye güvenlik güçlerinin bir üyesi Suveyda'daki çatışmaların ardından bir cesedin yanından geçiyor. (EPA)

Pazar günü bir dizi adam kaçırma olayının ardından patlak veren çatışmalarda 18'i asker olmak üzere en az 90 kişi öldü.

İsrail bölgedeki ‘birkaç tanka’ yönelik saldırı gerçekleştirdiğini duyururken, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz daha sonra Dürzilerin hedef alınmaması konusunda uyarıda bulundu.

Geçtiğimiz mayıs ayından bu yana Dürzi militanlar, yerel gruplar ve yetkililer arasında yapılan bir anlaşma uyarınca Suveyda'da güvenliği sağlıyor. Ancak silahlı Sünni Bedevi aşiret mensupları da vilayet kırsalında konuşlanmış durumda.

Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinin dışında Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasında yaşanan çatışmaların ardından bölgeye konuşlandı. (EPA)Suriye güvenlik güçleri, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Suveyda kentinin dışında Bedevi aşiretler ve Dürzi militanlar arasında yaşanan çatışmaların ardından bölgeye konuşlandı. (EPA)

Yeni yönetim iktidarı devraldıktan sonra Şam'ı ziyaret eden uluslararası toplum temsilcileri ve Batılı delegeler, özellikle çeşitli bölgelerde yaşanan mezhepsel şiddet ve ihlallerin ardından dışlanmaları korkusuyla, azınlıkların korunması ve geçiş döneminin yönetimine katılımlarının sağlanması için yetkililere çağrıda bulundu.