Mısır ve Ürdün stratejik ortaklığı barış süreci mekanizmalarını yeniden canlandıracak

Amman’da Sisi ve 2. Abdullah arasında zirve düzenlendi

Ürdün Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı dün Amman'daydı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Ürdün Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı dün Amman'daydı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır ve Ürdün stratejik ortaklığı barış süreci mekanizmalarını yeniden canlandıracak

Ürdün Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı dün Amman'daydı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Ürdün Kralı ve Mısır Cumhurbaşkanı dün Amman'daydı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Mısır ve Ürdün istihbarat teşkilatlarının başkanlarını kabul etmesinin bir gün ardından, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Ürdün Kralı 2. Abdullah, iki ülke arasında yoğun istişarelere ve koordinasyona devam etme yönünde fikir birliğine vardıklarını açıkladı. Bu, barış süreci müzakereleri için uluslararası mekanizmaları yeniden harekete geçirme yolunda Arap ve uluslararası çabaları önümüzdeki dönem etkin bir hareketlilik için birleştirme hedefiyle geldi.
Dün Amman’da düzenlenen ikili zirvede Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, “Kendi siyaseti temellerinden biri olması dolayısıyla bu konudaki bitmek bilmeyen çabalarını sürdüren Mısır, Filistin halkını meşru haklarına kavuşturma ve uluslararası yasal referanslar mucibince bir Filistin bağımsız devleti kurma yönünde çaba göstermeye devam ediyor” ifadelerine başvurdu.
Ülkesinin Filistin meselesine ilişkin net ve tutarlı duruşunu yineleyen Kral Abdullah ise başkenti Doğu Kudüs olacak şekilde 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız, egemen ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulmasını garanti eden iki devletli çözüm temelinde adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma çağrısında bulundu.
Mısır ile Ürdün zirvesi; Mısır, Ürdün, Fransa ve Almanya dışişleri bakanlarının katılımıyla Kahire'nin ev sahipliği yaptığı uluslararası toplantıdan yaklaşık bir hafta sonra geldi. Filistin-İsrail görüşmelerinin derhal yeniden başlatılması çağrısında bulunan bakanlar, çatışmayı iki devletli çözüm temelinde çözmenin bölgede kapsamlı bir barışın sağlanması yönünde vazgeçilmez bir gereklilik olduğuna dikkat çekmişti.
Mısır cumhurbaşkanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre, Ürdün Kralı, “Mısır'ın adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşmak için Filistin davasını destekleme yönünde gösterdiği yoğun çabaları takdir ettiğini” bildirdi. Nitekim Mısır, Gazze Şeridi'ndeki sakinliği sağlamlaştırma, şeridin insani, yaşam ve ekonomik koşullarını iyileştirme, uzlaşma sürecini tamamlama ve tüm Filistin grupları arasında siyasi fikir birliğine varma yönünde çaba sarf ediyor.
Mısır ile Ürdün arasındaki ilişkilerin seçkinliği ve özelliğinin vurgulandığı açıklamada aynı zamanda iki kardeş ülke ve halklarının ortak çıkarlarını gerçekleştirecek şekilde her düzeyde ikili ilişkileri sağlamlaştırma isteği vurgulandı.
Sisi, iki kardeş ülke arasındaki ortak konulardaki koordinasyon düzeyini ve Arap ulusunun yaşadığı çeşitli zorlukların üstesinden gelmeye katkıda bulunacak şekilde ortak Arap eylemini destekleme isteklerini takdir etti.
Görüşmelerde ticaret, kalkınma, yatırım ve güvenlik iş birliği ve bilgi alışverişi alanlarındaki ikili ilişkileri geliştirme yollarının yanı sıra ortak ilgi alanlarına giren bir dizi bölgesel ve uluslararası meselenin gözden geçirilmesi ele alındı. Nitekim iki ülke, uluslararası toplumun bazı bölge ülkelerinde tanık olunan krizlere siyasi çözüm bulma, ülkelerin güvenlik ve istikrarını yeniden sağlama yolunda terör ve radikallik tehdidini zayıflatma çabalarını seferber etme yönündeki adımlarını sıklaştırma üzerine anlaştı.
Sisi ve Abdullah, Irak'ı da içeren üçlü iş birliği mekanizmasıyla ilgili ise, ülke halklarının gelişim ve refaha varma, barış ve istikrar içinde yaşama isteklerini gerçekleştirecek şekilde üç ülke arasında kalkınma projeleri ve planlarının uygulanmasına yönelik ortak koordinasyonu yoğunlaştırmayı kabul etti.
Geçtiğimiz Ağustos ayında Amman; enerji, elektrik, altyapı ve gıda gibi çeşitli alanlardaki iş birliğini güçlendirmenin tartışıldığı Mısır, Ürdün ve Irak arasındaki üçlü zirveye ev sahipliği yapmıştı. Zirvede aynı zamanda bölgedeki siyasi ve güvenlik durumundaki gelişmeler, terörle mücadele çabaları konusunda danışma ve koordinasyon ele alınmıştı.



Silahlı çeteler: Netanyahu'nun savaş sonrası Gazze vizyonu

Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)
Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)
TT

Silahlı çeteler: Netanyahu'nun savaş sonrası Gazze vizyonu

Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)
Hamas Gazze'de güvenlik kontrolünü kaybetti ve kaos tüm Gazze’ye yayıldı (AFP)

İzzeddin Ebu Ayşe

Hamas ve hükümetinin Gazze üzerindeki güvenlik kontrolünü kaybetmeye başladığı bir zamanda, Gazze Şeridi’nin içinde çetelerin ve milislerin ortaya çıkması, Hamas’ta savaştan sonra harap olmuş şehrin yönetimini devralacak alternatif bir yapının oluşturulduğu korkusunu uyandırdı. İsrail, savaşın ertesi günü için alternatif bir yapı bulmaya veya oluşturmaya çalışıyor.

frgthyujı
Ebu Şebab, Gazze'de varlık göstermeye çalışan ve kendilerini Hamas'a muhalif olarak tanıtan bir dizi silahlı çeteden sadece biri (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Gazze içinde son olarak milisler ve çeteler aktif hale geldi, bunlar silah taşıyor, gün ortasında sokaklara iniyor ve havaya ateş ediyorlar. Hamas tarafından yönetilen hükümetin otoritesi dışında faaliyet gösteren silahlı çeteler ilk kez böyle açıkça kendilerini gösteriyorlar.

Yağma

Silahlı çeteler Gazze'de görüldükleri andan itibaren yağma, soygun ve hırsızlık eylemleri gerçekleştirdiler. Gazellilere onlar için bir sığınak veya onları korumak, güvenlik ve istikrar sağlamak amacıyla var olduklarını göstermediler. Bu durum sivilleri çok korkuttu ve bu oluşumlara olan güvenlerini kaybetmelerine neden oldu.

Geçtiğimiz mayıs ayında çeteler şimdiye kadarki en büyük eylemlerini gerçekleştirerek yardım depolarını ve dükkanları soydular, içerideki malları yağmaladılar. Hamas’ın güvenlik personellerinden bazıları onları durdurmaya çalıştığında ise doğrudan ateş açtılar ve aralarında şiddetli çatışmalar yaşandı.

dfgthy
İsrail, Gazze'de görevleri Hamas'ı ortadan kaldırmak olan çeteleri donatıyor ve silahlandırıyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Gazze'deki çetelerin ve milislerin faaliyetleri önemli ölçüde gelişti. Öyle ki, İsrail’in kontrolündeki Netzarim askeri kontrol noktasının yakınlarında bir silahlı çete yaygın şekilde faaliyet göstermeye başladı. Üyeleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyine ulaşmaya çalışan yardım tırlarını soyar ve yağmalar oldu.

Organize eylemler

Ancak, kendisine el-Yasir” adını veren ve misyonu sivilleri Hamas üyelerinden korumak ve onlara yardım etmek olan bir örgütün ortaya çıkmasıyla durum önemli ölçüde değişti. Birçok kişi için bu oluşumların İsrail himayesinde faaliyet gösterdiği ve misyonlarının Hamas'ı ortadan kaldırmak olduğu açık hale geldi.

Yasir veya kendisine verdiği adla “Halk Güçleri” örgütü, Gazze Şeridi'nin en güneyinde, Refah'ın doğusunda faaliyet gösteriyor. 2024'ün sonlarında ismi ve silahlı grubunun faaliyetleri öne çıkıp duyulur hale gelen Yasir Ebu Şebab adlı kişi tarafından yönetiliyor.

Bölge temizliği

Yasir’in çetesi, insani yardım tırlarını soyuyor ve Gazze Şeridi'ndeki herhangi bir alana girmelerini engelliyordu. Ancak, bu silahlı grup faaliyetlerini geliştirdi ve dönüştürdü. Şimdi iddia ettiğine göre, bölgeleri Hamas üyelerinden temizliyor ve sivilleri korunmaları için temizlediği alanlara yönelmeye çağırıyor.

Şarku'l Avsat'ın Indepenedent Arabia'dan aktardığı analize göre, Ebu Şebab'ın faaliyetleri genişledi ve örgütüne yaklaşık 300 üye katarak onları Kalaşnikof tipi silahlarla donattı. Onları eğitti, silah kullanma becerilerini geliştirdi ve ardından onları sahada konuşlandırdı.

Halk Güçleri’nin attığı ilk adım, Refah'ın doğusundaki bölgeyi sakinlerinin geri dönüşü için hazırlamak oldu. Yasir Ebu Şebab, bölgeyi Hamas’tan temizledikten sonra o bölgenin sakinlerini evlerine dönmeye çağırdı. Hâlâ tamamen İsrail ordusu tarafından kontrol edilen, askerlerin ve tankların konuşlandırıldığı bölgesine gelecek herkese barınak, yiyecek ve güvenlik sağlama sözü verdi.

Sivilleri Hamas'tan korumak

Ebu Şebab, İsrail askeri kontrolü altındaki Kerem Şalom (Kerem Ebu Salim) sınır kapısına yakın bir bölgede faaliyet gösteren silahlı grubuna ait bir video yayınladı. Bu videoda üyeleri, üzerinde Filistin bayrağı ve Terörle Mücadele Mekanizması ifadesi bulunan askeri üniformalar giyiyordu.

Ebu Şebab, “Filistinlileri statükocu Hamas hükümetinin teröründen ve yardım hırsızlarından korumak için bir güç kurdum. Refah'ın doğusundaki bölgelerde yüzlerce aileyi korumak ve onlara yardım dağıtmak için çalışıyorum. İsrail askeri kontrolü altındaki bölgelerdeyiz ve bu bir tercih değil, zorunluluk. Ayrıca zorla göç ettirme planını engellemeye de çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.

İsrail destekli silahlı gruplar

Aslında, Ebu Şebab örgütünün oluşumu Gazze Şeridi'nde daha önce benzeri görülmemiş bir durum sayılıyor. İlk kez bir grup Filistinli diğer sakinlerden ayrılıp, kendilerini Hamas'a muhalif ve yardımları koruyan özel bir güç olarak tanıtıyor. Ancak Gazze sakinleri bunun tam aksini düşünüyor ve onları gıda yardımlarını yağmalayan bir çete olarak görüyor.

Ebu Şebab, Gazze'de ortaya çıkıp kendilerini Hamas'a muhalif olarak tanıtmaya çalışan silahlı çeteler arasında sadece bir örnek. Nitekim Gazze Şeridi'nin orta bölgesinde ikinci, batıda üçüncü ve doğuda dördüncü bir çete ortaya çıktı. Bu çetelerin tüm üyeleri Gazze Şeridi’ni işgal eden İsrail güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde bulunuyorlar.

Aslında, daha sonra İsrail'in Gazze'deki çetelerin ve milislerin silahlandırılmasının ve kuruluşunun arkasında olduğu ortaya çıktı. İsrail’in resmi yayın kuruluşu Kan, Tel Aviv'in Başbakan Binyamin Netanyahu'nun onayıyla Hamas'a karşı olan silahlı milis grupları ve çeteleri silahlandırdığını açıkladı.

Kan, İsrail'in bu grup ve çetelere kaos yaratma, Hamas ile mücadele ve askerlerin hayatlarını koruma amacıyla büyük miktarda silah aktardığını bildirdi. Netanyahu da bunu açıkça kabul ederek, “Hamas'ı çeşitli yollarla yenmek için çalışıyoruz. Gazze'deki milis grupları silahlandırmamız, tüm güvenlik servisleri başkanlarının önerilerine dayanıyordu” dedi. Ne var ki bu adım İsrail'de önemli bir muhalefetle karşılaştı.

Ertesi güne hazırlık

Siyasi araştırmacılar, İsrail'in milis grupları donatma, hazırlama ve silahlandırma motivasyonunun, savaşın ertesi günü sorununu çözmeyi amaçladığını iddia ediyor. Netanyahu, Gazze Şeridi'nde Hamas, Fetih veya Arap güçlerinin kontrolü ele geçirmesini reddediyor. Bu ikilemi aşmak ve sonunda onları Hamas hükümetine alternatif bir organa dönüştürmek için de milisleri destekliyor ve Gazze üzerindeki kontrollerini genişletmelerini sağlıyor.

Siyasi araştırmacı Ekrem el-Ali, “Bu adım sadece bir başlangıç. İsrail ordusu, Yasir Ebu Şebab grubunun misyonlarını gerçekleştirme başarısının ardından, milis gruplar deneyiminin kapsamını ilave alanları da kapsayacak şekilde genişletmeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Ali şöyle devam ediyor, “İsrail’in bu pilot planı, Hamas'ı devirmenin alternatif bir hükümet kurulmasını gerektirdiğinin fark edilmesiyle hazırlandı. Sahada dayattığı çözüm, bu milislerin savaştan sonra ve Hamas zayıflatıldıktan sonra Gazze'yi yönetmesinin önünü açabilir.”

Ali, İsrail ordusunun bu milislerin, kendi kuvvetlerinin bölgeleri işgal etmesi, temizlemesi ve ardından silahlı milislere teslim etmesi planına dayanarak, Hamas'ın çöküşünü önemli ölçüde hızlandırdığına inandığını belirtiyor. Bu çözümün kaos, şiddet ve toplumsal yıkım yaratabileceğini ifade edyor.

Hamas onları hedef alıyor

Sahada, Hamas’ın geride kalan az sayıdaki unsurları da boş durmuyor. Ebu Şebab’ı hedef alan operasyonlar düzenlediler, birçoğunu öldürdüler ve bu çetelere karşı güvenlik operasyonları düzenlemeye devam ettiler.

Hükümetin Medya Ofisi Direktörü İsmail Sevabite, “İsrail Gazze'de bir güvenlik ve toplumsal kaos yaratmaya çalışıyor, ancak kaosun yayılmasına izin vermeyeceğiz ve bedeli ne olursa olsun bununla mücadele edeceğiz” dedi.

Bu çete ve milis gruplar ayrıca Fetih hareketinin eleştirileriyle de karşı karşıya kaldı. Fetih Sözcüsü Münzir el-Hayek, “Bu çeteler İsrail örtüsü altında faaliyet gösteriyor ve Filistin halkının geleneklerinin dışında eylemler gerçekleştiriyorlar. Tel Aviv'in bu çetelere desteği, kaos ve güvensizliği yaymayı ve Filistin Otoritesi’nin Gazze Şeridi'ne geri dönmesini engellemeyi amaçlayan savaşın ertesi günü ile ilgili planının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çebrilmiştir.