Evrende sanıldığından daha az galaksi olabilir

Hubble Uzay Teleskobu tarafından görüntülenen UGC 2885 galaksisi (NASA, ESA ve B. Holwerda - Louisville Üniversitesi)
Hubble Uzay Teleskobu tarafından görüntülenen UGC 2885 galaksisi (NASA, ESA ve B. Holwerda - Louisville Üniversitesi)
TT

Evrende sanıldığından daha az galaksi olabilir

Hubble Uzay Teleskobu tarafından görüntülenen UGC 2885 galaksisi (NASA, ESA ve B. Holwerda - Louisville Üniversitesi)
Hubble Uzay Teleskobu tarafından görüntülenen UGC 2885 galaksisi (NASA, ESA ve B. Holwerda - Louisville Üniversitesi)

Yakın zamanda yapılan bir keşif, galaksinin sanılandan "daha karanlık bir yer" olabileceğine dair ihtimalleri gündeme getiriyor.
Hubble Uzay Teleskobu tarafından yapılan önceki bir ölçümde evrene yayılmış 2 trilyon galaksi olduğu öne sürülürken, son araştırmalarsa bunun yerine yüz milyarlarca galaksinin varlığına işaret ediyor.
NASA'nın Yeni Ufuklar (New Horizons) misyonu, 2015 ve 2019'da Dünya'dan yaklaşık 6,4 milyar kilometre uzakta güneş sistemimizin kenarındaki Pluto ve uzak nesne Arrokoth etrafında uçtuktan sonra karanlık uzayın genişliğine baktı.
Yeni Ufuklar uzay aracı o kadar uzaktaydı ki, incelediği gökyüzü Hubble'ın gözlemlediği en karanlık gökyüzünden 10 kat daha karanlıktı.
Önceki galaksi tahminiyse, Hubble'ın derin alanında görünen her galaksiyi sayan ve onu gökyüzünün toplam alanına göre çarpan astronomlar tarafından belirlenmişti.
Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) Hubble sitesine göre, "Derin alan gözlemleri, gökyüzünün belirli bir bölgesinin, ışığı uygun şekilde uzun bir süre boyunca toplayarak soluk nesneleri ortaya çıkarmayı amaçlayan uzun süreli gözlemleri" içeriyordu.
Ancak bu durumda, görülemeyen uzak veya sönük galaksiler hesaba katılamıyor.
Uzay engin karanlığında tamamen siyah görünse de aslında uzak yıldızların ve galaksilerin dağınık parıltısıyla aydınlanıyor.
Aydınlatılmış iç güneş sisteminden ayrılmak, görünmeyen mesafede kaç galaksi olabileceğini belirlemenin en iyi yolu olarak görülürken, Yeni Ufuklar'ın da tam olarak bu yolu izlediği belirtiliyor.
CNN'in haberine göre Yeni Ufuklar'ın son bulgusu, neden oldukları kozmik ışıltının çok zayıf olması dikkate alındığında uzak galaksilerin sayısının eskiden inanıldığından daha az olduğunu ortaya koyuyor.
The Astrophysical Journal'da yayımlanmak üzere kabul edilen çalışma, çarşamba günü Amerikan Astronomi Derneği'nin pandemi nedeniyle görüntülü yapılan 237. toplantısında sunuldu.
ABD'nin Baltimore kentindeki Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü'nden gökbilimci Marc Postman ortak yazarı olduğu çalışmaya dair "Orada kaç galaksi olduğunu bilmek sayı açısından önemli. Bizler 2 trilyon galaksiden gelen bir ışık görmüyoruz" dedi.
Gökbilimciler daha önce, evrendeki galaksilerin yüzde 90'ının Hubble'ın görüşünden saklandığına inanıyordu. Ancak yeni hesaplama bunun çok daha az olduğunu gösterdi.
Ulusal Bilim Vakfı'nın Ulusal Optik ve Kızılötesi Astronomi Araştırma Laboratuvarı'nda gökbilimci olan, çalışmanın başyazarı Tod Lauer, "Hubble'ın görebildiği tüm galaksileri alın, bu sayıyı ikiyle çarpın, işte gördüğümüz bu, daha fazlası değil" ifadesini kullandı.

Independent Türkçe, CNN



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news