Yeni araştırmaya göre insanlar, köpeklerle ilişkisini kadınlara borçlu

Bulgulara göre insanın yakın dostu, aslında kadınların dostuydu (Unsplash)
Bulgulara göre insanın yakın dostu, aslında kadınların dostuydu (Unsplash)
TT

Yeni araştırmaya göre insanlar, köpeklerle ilişkisini kadınlara borçlu

Bulgulara göre insanın yakın dostu, aslında kadınların dostuydu (Unsplash)
Bulgulara göre insanın yakın dostu, aslında kadınların dostuydu (Unsplash)

ABD’li antropologların bulgularına göre insanların köpeklerle ilişkisini kadınlar şekillendirdi.
Washington Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, insanlar ve köpekler arasında iki tarafa da yarar sağlayan ilişkinin gelişmesinde rol oynayan faktörleri ortaya çıkardı. Bu faktörler arasında sıcaklık, avlanma ve kadınlar yer alıyor.
Journal of Ethnobiology isimli akademik dergide yayımlanan araştırmanın yazarlarından Jaime Chambers, “Köpeklerin kadınlarla ilişkisinin, köpek-insan bağı üzerinde erkeklerle ilişkisinden daha etkili olduğunu keşfettik” dedi ve ekledi:
İnsanlar, kadınlarla özel bir ilişki kuran köpeklere insanmış gibi davranıyordu. Bu köpeklerin aile hayatına dahil edilmesi daha muhtemeldi, sevgi görüyorlardı ve genellikle insanlar onlara daha fazla saygı duyuyordu.
Araştırmacılar, Human Relations Area Files (İnsan İlişkileri Alanı Dosyaları) isimli veritabanındaki hacimli belge koleksiyonunu inceledi ve binlerce belgede köpeklerden söz edildiğini gördü.
Dünyanın dört bir yanından 844 etnografın yazdığı 114 farklı geleneksel kültüre ait belgeleri inceleyen araştırmacılar, bu kültürleri incelemenin insan-köpek ilişkisinin gelişimine dair fikir verdiğini belirtti.
Araştırmacılar böylece, köpeklerin insanlara, insanların da köpeklere faydasını gösteren belirli örnekleri kaydetti. Ortaya çıkan modele göre, kadınlar köpeklerle daha fazla ilgilendiğinde, köpeklerin kişilikleri gelişmiş ve insanların köpeklere faydası da artmıştı.
İnsan-köpek ilişkisini etkileyen bir diğer faktörün de çevre olduğu görüldü. Zira iklim ne kadar sıcaksa köpeklerin insanlara sağladığı fayda da azalma eğilimi gösteriyordu.
Makalenin yazarlarından, antropoloji profesörü Robert Quinlan, bunu şöyle açıkladı:
Köpeklerin vücut ısısı insanlardan daha yüksektir ve biraz egzersiz bile sıcak bir günde vücutlarının aşırı ısınmasına neden olabilir. Bu nedenle daha sıcak ortamlarda insanlara daha az fayda sağladıklarını gördük.
Araştırmacılar, makalede bahsedilen bir diğer faktörün, yani avcılığın da köpek-insan bağını güçlendirdiğini tespit etti. Bulgulara göre köpeklerle insanların birlikte avlandığı kültürlerde hayvanlar, insan partnerleri tarafından daha fazla değer görüyordu.
Söz konusu bulgular, insanların yetiştirmek için kasıtlı olarak kurt yavrularını seçtiğini iddia eden eski teoriden ziyade, köpeklerin ve insanların birbirini seçtiğini gösteren kanıtlar ortaya koydu.
Ancak Chambers, her iki durumda da köpeklerin bu ilişkiden fayda gördüğünü söyledi:
Köpekler insanların olduğu her yerde. Köpeklerin bir tür olarak başarılı olduğunu görmek için şuna bakabiliriz: Onlardan çok var. Demek ki gelişebilmişler. Bize bağlandılar ve dünyanın her yerinde bizi takip ettiler. Çok başarılı bir ilişki kurduk.
 
Independent Türkçe, Eurekalert



Dünyadaki yaşamın uzay kökenli olabileceğine dair yeni kanıtlar bulundu

(NASA)
(NASA)
TT

Dünyadaki yaşamın uzay kökenli olabileceğine dair yeni kanıtlar bulundu

(NASA)
(NASA)

Andrew Griffin 

Bilim insanları, Dünya'daki yaşamın tohumlarının uzaydan gelmiş ve evrenin geri kalanına yayılmış olabileceğini söylüyor.

Büyük bir atılıma imza atan araştırmacılar, bir "protostar"ın (önyıldız) etrafındaki diskte karmaşık organik moleküller buldu. Bu moleküller, yaşamın yapıtaşlarının öncüleri olarak görülüyor. Sonrasında bunlar şekerler ve aminoasitler haline gelip birleşerek bizi çevreleyen karmaşık flora ve faunaya dönüşüyor.

Araştırmacılar daha önce başka yerlerde de bu tür karmaşık organik moleküller bulmuştu. Ancak yeni bulgular gizemli bir eksik bağlantıyı tamamlıyor ki bu da yaşamın bilinenden daha bereketli olduğunu öne sürebilir.

Soğuk protostar, bir toz ve gaz diskiyle çevrili genç bir yıldız haline gelirken yoğun radyasyon ve gazın dışarı fırlamasını içeren şiddetli bir süreç yaşanır. Araştırmacılar, bu sürecin yoğun doğasının bir yıldızın etrafında bulunan kimyasal bileşikleri "sıfırlamasından" endişe ediyordu zira bu da bu bileşiklerin aynı zamanda gezegenleri oluşturan disklerde oluşmaları gerektiği anlamına gelir.

Ancak yeni bulgular, karmaşık moleküllerin bu süreç boyunca etrafta kalabileceğini, yani sonrasında oluşacak disklere miras bırakılabileceğini gösteriyor.

Bulgular, The Astrophysical Journal Letters adlı bilimsel dergide yayımlanan "V883 Ori'nin ön gezegen diskinde derin Kompleks Organik Molekül arayışı" başlıklı yeni bir makalede bildirildi.

Independent Türkçe, independent.co.uk/space