Irak güvenlik güçleri, Ninova'ya yönelik terör saldırısını planlama aşamasındayken engelledi

Federal Polis mensubu, DEAŞ saldırılarının tekrarlanmasını engellenmesi amacıyla alınan tedbirler kapsamında Bağdat’taki bir caddede duruyor (AFP)
Federal Polis mensubu, DEAŞ saldırılarının tekrarlanmasını engellenmesi amacıyla alınan tedbirler kapsamında Bağdat’taki bir caddede duruyor (AFP)
TT

Irak güvenlik güçleri, Ninova'ya yönelik terör saldırısını planlama aşamasındayken engelledi

Federal Polis mensubu, DEAŞ saldırılarının tekrarlanmasını engellenmesi amacıyla alınan tedbirler kapsamında Bağdat’taki bir caddede duruyor (AFP)
Federal Polis mensubu, DEAŞ saldırılarının tekrarlanmasını engellenmesi amacıyla alınan tedbirler kapsamında Bağdat’taki bir caddede duruyor (AFP)

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, ülkenin kuzeyindeki Ninova vilayetini hedef alan terör saldırısının planlama aşamasında engellendiğini bildirdi. Irak resmi haber ajansı INA’nın aktardığına göre Irak Ulusal Güvenlik Servisi, dün yaptığı açıklamada, ‘sıcak hattan’ gelen bilgiler üzerine, terör yasasının 4'üncü maddesi uyarınca haklarında yakalama kararı çıkarılan 7 kişinin, Ninova vilayetini terör saldırılarıyla hedef almak için yeniden bir hücre yapılanması planlarken gözaltına aldığını duyurdu. Açıklamada, zanlıların ifadelerinin alındığı ve Irak kentlerinin DEAŞ’tan kurtarılması amacıyla gerçekleştirilen kurtarma operasyonları sırasında Irak güvenlik güçlerine karşı silahlı saldırı düzenlediklerini itiraf ettikleri belirtildi. Zanlılar, haklarında hukuki işlemlerin başlatılması için adliyeye sevk edildiler.

Ninova’da saldırı planının engellenmesi haberi, başkent Bağdat’ta onlarca kişinin yaşamını yitirdiği ve onlarcasının yaralandığı son yılların en şiddetli patlamasından günler sonra geldi.
Irak İçişleri Bakanlığı, terör eylemlerinin engellenmesi noktasında aldıkları istihbarat bilgilerini nasıl değerlendirdikleriyle ilgili bilgi verdi. Irak İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Saad Maan, “İster sabit ister mobil olsun, kontrol noktalarındaki arama çalışmaları güvenlik veya istihbarat bilgileri doğrultusunda sıkılaştırıldı. Bilgilerin çakışması, bilginin doğrulanması ve analiz edilmesi yoluyla yapılan bu çalışmalar, şayet varsa herhangi bir hedefin saptanmasını amaçlıyor. Son dönemde sayıları azaltılan sabit kontrol noktaları ve farklı yerler ile farklı zamanlarda kullanılan mobil kontrol noktaları bulunuyor” dedi.

Öte yandan Irak resmi makamlarının, Suriye uyruklu 4 kişinin Irak-Suriye sınırından sızmaya çalıştıkları sırada gözaltına alındığı haberini aktarmasının ardından Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komisyonu, bu yılki mali bütçe tasarısına Irak-Suriye sınırında güvenliğinin sağlanmasına ilişkin bir madde eklendiğini bildirdi. Güvenlik ve Savunma Komisyonu üyesi Abdulhalık el-Azavi, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Irak-Suriye sınır güvenliği, özellikle Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin, radikal unsurların (sınırdan) sızması yoluyla zaman zaman faaliyetini Irak’ın içlerine doğru taşımaya çalışmasının gölgesinde büyük zorlukların olduğu bu ortamda, kamu güvenliği açısından önemli dosyalardan biri kabul edilir. Meclis Güvenlik ve Savunma Komisyonu, Irak-Suriye sınırında her türlü sızma girişimlerinin kameralar, modern aygıtlar ve drone’larla izlenmesine imkân sağlayacak ve sınırı gözetleme ve takip noktasında, sınır güvenliğini artırma planlarına destek sunmak için ödenek ayrılmasını öngören maddenin 2021 bütçesine konulması önerisini destekledi. Suriye sınırında güvenliğin sağlanmasının, güvenlik alanına olumlu yansımaları olacak ve özellikle ülkenin batı bölgelerinde yaşanan zorlukların düzeyini hafifletecek.”
Irak-Suriye sınırında sızma girişimleri bir yandan artarken, Askeri İstihbarat Müdürlüğü, Ninova vilayetine bağlı Zummar kasabasında ülkeye sızan Suriye uyruklu 4 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Müdürlükten yapılan açıklamada, sınırdan yasadışı yollarla giriş ve sızma durumlarını takip ve izleme görevinde, titiz istihbarat bilgileri ve Batı Ninova Operasyonlar Komutanlığı İstihbarat Şubesi ile eşgüdümden alınan yardım kapsamında, 15. Tümen’e bağlı Askeri İstihbarat Şube ekiplerinin 1. Piyade Tugayı 73. Alay Komutanlığı ve Zummar Terörle Mücadele ekipleriyle işbirliği içerisinde Ninova’nın batısındaki Zummar kasabasında ülkeye sızan Suriye uyruklu 4 kişiyi gözaltına aldıkları bildirildi. Açıklamada, zanlıların, haklarında hukuki işlemlerin başlatılması için ilgili mercilere sevk edildiği bilgisine yer verildi.
Irak’ın batısındaki Anbar vilayetinde, Anbar Operasyonlar Komutanı Tümgeneral Nasır el-Gannam, Ratba Çölü’nde biri askeri bir yetkili 2 DEAŞ unsurunun öldürüldüğünü açıkladı. Gannam, açıklamasında, Anbar Operasyonlar Komutanlığı 1. Tümen’in Ratba ilçesinin güneyindeki El-Gazlan Nehri bölgesinde düzenlediği güvenlik operasyonuyla patlayıcı yelek giyen iki unsuru öldürdüğünü belirterek, ölen DEAŞ’lılardan birinin örgütün Ratba Çölü askeri yetkilisi Şatran el-Meravi isimli terörist olduğunu söyledi.
Irak güvenlik güçleri, Kerkük vilayetinde de özellikle DEAŞ’ın vilayet içerisinde ve çevresindeki operasyonlarını artırdığı bir dönemde, örgüt unsurlarına karşı operasyonlarını sürdürüyor. Irak Silahlı Kuvvetler Başkomutan Sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul, dünkü açıklamasında, Kerkük vilayetinin Dakuk ilçesinde güvenlik güçleri ile DEAŞ unsurları arasında çıkan silahlı çatışmada birkaç DEAŞ mensubunun öldürüldüğünü aktardı. 9. Zırhlı Tümen’den bir ekibin terör örgütü DEAŞ kalıntılarına yönelik operasyonlar kapsamında Dakuk’taki Vadi eş-Şam bölgesinde arama çalışmaları başlattığına işaret eden Resul, operasyon sonucunda birkaç teröristin öldürüldüğünü, silahlarının ele geçirildiğini, gıda malzemeleri ve patlayıcı yüklü araçların bulunduğunu ve araçların olay yerinde imha edildiğini söyledi.



Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
TT

Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)

Macid Kıyali

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından geçiş dönemi liderliği ile muhalifleri arasında yaşanan iç çatışma, siyasi sistemin niteliği, özellikle de merkeziyetçilik mi yoksa ademi merkeziyetçilik mi, merkezi bir devlet mi yoksa federal bir devlet mi tartışmaları üzerine yoğunlaşıyor.

Bu konu meşru olmasına rağmen, tartışmaya katkı sağlamak amacıyla bazı temel gözlemler aşağıda sunuyorum.

İlk gözleme göre ademi merkeziyetçilik ya da federalizm meselesini gündeme getirmek, bu konuda kutuplaşmanın temel nedeninin Suriye’deki iç çatışmada kimlik, etnik, mezhepsel ve bölgesel özelliklerin baskın olması olduğu gerçeğini görmeyi zorlaştırdı.

Çatışmanın önde gelen tarafları, siyasi veya sınıfsal güçleri ya da tarafları temsil etmekten ziyade kimlik temelli yahut mezhepsel, etnik ve bölgesel kimliği vurgulayan taraflar olduklarından, bu konunun siyasi niteliği göz ardı ediliyor.

Dikkati çeken ikinci gözleme göre ise federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet için mücadele eden güçler, bunu demokrasi meselesinden daha öncelikli tutuyorlar. Bunun nedeni, söz konusu güçlerin (SDG, Suveyda'daki Hicri Hareketi ve kıyı şeridinde Esed rejiminin çöküşünden etkilenen güçler) demokratik olmayan güçler olmaları. Prensipte pozisyonları, politikaları ve tercihleri ve temsil ettiklerini iddia ettikleri gruplarla olan ilişkileri göz önüne alındığında bu güçlerin Esed rejimi altında kendilerini ifade etmedikleri ve bu konuyu bu kadar yoğun bir şekilde gündeme getirmedikleri unutulmamalı.

Üçüncü ve belki de en önemli gözleme göre federal bir devlette kimlik statüsü konusundaki çatışmaya öncelik verilmesi, devletin kurulması ve vatandaşlık taleplerini ya gölgeliyor ya da ön plana çıkarıyor. Bunların, 54 yıllık Esed döneminde eksik olan iki temel unsur olduğu ve özellikle mevcut koşullarda, yani devletin kurumlar ve hukuk devleti olarak yeniden kurulması ve vatandaşların güçlendirilmesi, böylece Suriyelilerin gerçek anlamda özgür ve eşit vatandaşlar olarak bir halk haline gelmeleri için ülke genelinde Suriyelilerin en çok ihtiyaç duyduğu unsurlar olduğu unutulmamalı.

Bu yüzden iki temel sorunla karşı karşıyayız. Bunlardan birincisi, artık var olmayan Esed rejiminin Suriye'nin birliğini zayıflatıp bozmayı başarması, Suriyelileri mezhep, din, etnik köken, bölge ve aşiret aidiyetlerine göre sınıflandırması ve ‘böl ve yönet’ politikası uyarınca onları birbirlerine düşürmesinden kaynaklanıyor.

İkinci sorun, Suriyelilerin kendi koşullarını kontrol edememeleri. Bu durum, Suriye’nin geleceğinin, Suriye halkının aleyhine, uluslararası güçlerin, özellikle ABD ve bölgesel tarafların meselesi haline gelmesine neden oldu. Bu durum, kimlik çatışmaları, özellikle de silahlı çatışma veya silahlı milisler şeklinde ortaya çıkan çatışmalar için de geçerli.

Federalizm, bir ülkeyi bölmek değil, aksine ülkenin birliğini organize etmek ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevre bölgelere müdahale etmesini önlemek için daha uygun bir yöntem. Böylelikle karşılıklı güven temelinde hükümete daha geniş katılım sağlanır.

Suriye geçiş dönemi yönetimi ve Suriye muhalefetinin geri kalanı, gelecekteki siyasi sistemin nasıl olacağı ve otoriterliğin ve marjinalleşmenin geri dönüşünü önlemeye katkıda bulunanlar da dahil olmak üzere yeni konsensüsler oluşturmak için neyin uygun olduğu konusunda kafa karışıklığı ya da netlik sağlanamaması ortaya çıkan federalizm ve ademi merkeziyetçilik konusundaki tartışmalardan sorumlu.

Aslında, yeni yönetime bağlı olanlar ve geleneksel Suriye muhalefeti tarafından federalizmin reddedilmesinin sebebi, aceleci davranışlar, duygusal ve milliyetçi coşku ve önyargılar.

Söz konusu tartışmayı kapatmak yerine açmalı, tüm soruları sormalı. Çünkü Suriye’nin geleceği tartışmaya açık. Tüm Suriyeliler bu tartışmayla ilgileniyor ve bu konuda cevaplar bulmaya katkıda bulunuyor.

Daha spesifik olarak, federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet tartışmasıyla ilgili olarak, federalizmin herhangi bir ülkenin bölünmesi anlamına gelmediği, aksine birliğin daha uygun bir şekilde örgütlenmesi ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevreyi kötü yönde etkilemesini önlemek için, karşılıklı güvene dayalı yönetişime daha geniş katılımı garanti eden bir sistem olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlik çözümleri getirilemedi. Çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyaya, topluma, egemenliğe ve devlete sadece bölünmeler getirir.

Tüm bunlar bölünmek değil, federalizm gücün paylaşılması anlamına gelir. Dışişleri, savunma ve genel ekonomi yönetimi gibi devlet egemenliği ile ilgili konularda merkezileşme söz konusu. Bunların tümü birleşik parlamento ve merkezi hükümetin sorumluluğunda. Öte yandan iç güvenlik, eğitim, sağlık ve yerel kalkınma konularının yönetimi eyaletlerin veya yerel yönetimlerin yetki alanına girer.

Burada bazılarının endişelerini hafifletebilecek en önemli nokta, federalizmin etnik köken/milliyet veya din/mezhep yerine coğrafyaya dayalı olmasıdır. Çünkü herhangi bir kimlik meselesi, demokratik karakterini zayıflatır ve eşit vatandaşlık haklarının ve vatandaşların devletinin güçlenmesini engeller. Tıpkı Lübnan'da ve Irak'ta olduğu gibi.

Elbette, birçok alanda idari meselelerle ilgili olan ademi merkeziyetçi bir devleti, anayasaya göre yetkileri paylaşan federal bir devletle karıştırmak bir sorundur. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre federal devleti ayrılıkçı bir devlet olarak görmek de bir tür karışıklık veya yanılgı olarak adlandırılabilir, ancak bu doğru değil, çünkü merkezi devletler, yönetim, temsil ve kaynak dağıtımında esnekliğe sahip federal devletlere göre ayrılmaya çok daha yatkındır, zira günümüzün en büyük, en güçlü ve en zengin devletleri federal devletlerdir.

Bu yüzden herhangi bir kimlik grubuyla anlaşmazlık, kavramların karışmasına veya çarpıtılmasına yol açmamalı. Örneğin, İsrail'in siyasi sistem olarak demokrasiyi benimsemesi, demokrasiye karşı düşmanlığı teşvik etmemeli. Ayrıca, belirli bir önermeye elverişli olmayan koşullar olduğunu gözlemlememiz, bu kavramın tartışmaya açılmaması, geliştirilmemesi ve belirli bir ülkede devlet kurulması için ulusal birliği oluşturmaya hizmet eden bağlamlara yerleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Son olarak, bu alanda, özellikle Suriye bağlamında, dikkate alınması gereken iki konu var. Öncelikle ülkenin toprakları üzerinde devlet egemenliğinden söz edilmesi için bunun halkın birliği gerçeğine dayanması gerekiyor. İkinci olarak ise toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlikle ilgili bir çözüm bulunmuyor, çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyanın, toplumun, egemenliğin ve devletin bölünmesine yol açar.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir


Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye güvenlik kaynakları bugün, Suriye güvenlik güçleri ile ABD kuvvetlerinin, ülkenin orta kesimindeki Tedmür kentinde ortak devriye sırasında silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırıda Suriye güvenlik güçlerinden iki kişinin ve bazı ABD askerlerinin yaralandığını, saldırıyı gerçekleştiren kişinin ise öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynak, olayın ardından ABD’ye ait helikopterlerin yaralıları et-Tanf Üssü’ne tahliye ettiğini belirterek, saldırının nedenleri ve koşullarına ilişkin henüz bilgi bulunmadığını ifade etti.

Olay nedeniyle Deyrizor-Şam uluslararası kara yolunda trafiğin geçici olarak durdurulduğu, bölge semalarında ise yoğun hava hareketliliği yaşandığı kaydedildi.


Haberlere göre İsrail, Gazze şehrinde Hamas lideri Raid Saad'ı hedef aldı

Filistinliler, Gazze Şeridi'nde İsrail bombardımanı sonucu hasar gören bir evin çökmesinin ardından kurbanları arıyor (Reuters)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nde İsrail bombardımanı sonucu hasar gören bir evin çökmesinin ardından kurbanları arıyor (Reuters)
TT

Haberlere göre İsrail, Gazze şehrinde Hamas lideri Raid Saad'ı hedef aldı

Filistinliler, Gazze Şeridi'nde İsrail bombardımanı sonucu hasar gören bir evin çökmesinin ardından kurbanları arıyor (Reuters)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nde İsrail bombardımanı sonucu hasar gören bir evin çökmesinin ardından kurbanları arıyor (Reuters)

İsrail ordusu bugün Gazze Şehrinde üst düzey bir Hamas militanını hedef aldığını açıkladı.

İsrail ordusu, Shin Bet güvenlik servisiyle birlikte yaptığı ortak açıklamada, “Kısa bir süre önce, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ve Şin Bet, Gazze Şehri bölgesinde üst düzey bir Hamas teröristini hedef aldı. Son birkaç aydır Hamas'ın yeteneklerini ve silah üretim kapasitesini yeniden inşa etmek için çalışıyordu” ifadeleri yer aldı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail haber sitesi Ynet’ten aktardığına göre operasyonun hedefinde, Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin Kassam Tugayları Komutanı Raid Saad vardı.

Filistin Enformasyon Merkezi ise Gazze şehrinin batısındaki Nablusi Kavşağı yakınlarında sivil bir araca düzenlenen İsrail hava saldırısında dört kişinin öldüğünü duyurdu.

El-Aksa TV daha önce Gazze şehrinin güneybatısında patlamalar duyulduğunu bildirmişti.