Tunus’ta Hişam el-Meşişi hükümetini destekleyen Tunus’un Kalbi Partisi’nin yöneticilerinden Milletvekili İyad el-Lumi, ‘yeni bakanları huzurunda anayasa yemini etmeye çağırmaması nedeniyle Tunus Anayasasına karşı ağır bir ihlalde bulunmakla’ suçladığı Cumhurbaşkanı Kays Said’in görevden azledilmesi için işlemlerin başlatılması çağrısında bulundu.
Lumi, açıklamasında, “(Cumhurbaşkanı Said) popülist bir hareketle şu an anayasal kriz çıkardı. Bu hareketinin amacı, son kamuoyu yoklamalarının sonuçlarına göre Tunuslular nezdinde popülaritesini kaybetmesi sonrasında seçmenlerin dikkatini çekmektir. (Said) devlet kurumlarını işlemez hale getirdi, Anayasa’yı aktifleştirmeyerek Anayasa’nın gerekliliklerine saygı göstermedi. O, Anayasa’nın uygulanmasından sorumlu tek kişi. Bu nedenle görevden azledilmesiyle ilgili işlemlerin başlaması artık zorunluluk haline geldi” ifadelerini kullandı.
İdari Mahkeme Sözcüsü İmad el-Gabiri, Başbakanlığın kendilerine gönderdiği resmi yazıda, kabine değişikliği ve Said’in anayasa yemini edecek olan yeni bakanları karşılamayı reddetmesi sorunu hakkında hukuki istişare yapılmasını talep ettiğini duyurdu.
Gelişmeler hakkında bilgi sahibi olan siyasi kaynaklar, Başbakan Meşişi’nin, kabineyle ilgili yaptığı seçimlerinin yasal olup olmadığı konusunda gerçekleşecek istişare görüşmelerinin içeriğine odaklandığını, eğer imkanı olursa yaptığı kabine değişikliğinden tümüyle geri adım atmaya hazır olduğu ve geriye kalan bakanlarıyla hükümetin yapısını ‘küçültülmüş hükümet’ şeklinde değiştireceğini bildirdi. Nitekim bu adımlar, Meşişi’yi destekleyen Meclis’teki partilerin daha önce dile getirdiği önerilerdi.
Meşişi, Cumhurbaşkanlığı’na gönderdiği yazıda, bakanların göreve başlayabilmesi için Cumhurbaşkanı’nın huzurunda anayasa yemini edecekleri tarihin belirlenmesini istedi. Fakat bakanlar konusunda diyalog kurmayı reddeden Cumhurbaşkanı Said, kabine değişikliğinde Anayasa’nın gözetilmediği noktasında ısrar ederek, anayasal sürecin tamamlanması için gereken onayı vermedi.
Gözlemciler, Cumhurbaşkanı Said’in siyasi ve kurumsal krize yaklaşımında yeni yöntemlere başvurduğu görüşünde. Nitekim Said’in ofisi, Başbakanlığın gönderdiği mektubu günlerce yanıtsız bırakmasının ardından gönderdiği cevapta, “mektubun üzerinde ‘Cumhurbaşkanlığı’na ibaresi yerine ‘Başbakanlığa’ kelimesinin kullanılması nedeniyle mektubun şekil açısından düzgün olmadığı” gerekçesini ileri sürmüştü.
Tunuslu analist Hassan el-İyadi, Cumhurbaşkanı Said’in, hükümet başkanı ile ilişkisini sarsan anayasal krizin zirvesinde olduğu sırada anayasal yetkilerine başvurmakla tehdit ettiğini ve ‘haklarında yolsuzluk şüphesi bulunan’ bakanları göreve başlatmayı reddettiğini söyledi. Mevcut krizin çözüme doğru bir adım bile ilerlemediğine işaret eden İyadi, Cumhurbaşkanı Said’in kabineyi reddetme tutumunun hükümeti tümüyle reddetmeye doğru gittiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı ile orta yolu bulmak zor
Anayasa Hukuk Profesörü Emin Mahfuz, Tunus Anayasası’nda mevcut krize dair açık madde olmaması nedeniyle İdari Mahkeme’nin, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki ihtilaf hakkında görüş belirtemeyeceğini söyledi. Mahfuz, İdari Hukuk’un Anayasa Hukuk’undan farklı olduğuna dikkat çekti. Ülkedeki anayasal krizi takip edenlerin çoğu Cumhurbaşkanlığı ile orta yolun bulunmasının zor olduğu görüşünde. Gözlemcilere göre iki seçenek bulunuyor: Ya Cumhurbaşkanlığı çiğnenip bir oldu bitti politikasıyla bakanlara göreve başlayın çağrısı yapılacak ve ardından Cumhurbaşkanlığı ile muhalefet karşı karşıya gelecek ya da hükümet istifasını sunacak.
Tunus’taki milletvekilleri, önceki akşam, Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi’den (İslami referanslı Nahda Hareketi’nin Başkanı) güvenoyunu çekmek için yeni bir muhalefet hazırlığında olduklarını ilan etti.
Muhalefetteki Islah Partisi Milletvekili Hassune en-Nasıfi, Meclis partilerinin Gannuşi’den güvenoyunun çekilmesi için imza toplamaya başladığını açıkladı. Nasıfi, “Oturumlar kötü yönetiliyor. Gannuşi, partiler arasındaki anlaşmazlıkları yönetmede başarısız ve tarafsız değil” dedi. Nasıfi, Gannuşi’nin Meclis oturumlarını kötü yönetmesinin yol açtığı sorunların biriktiğini ve bu sorunların bugün Meclis’te çalışmanın zorlaşmasına neden olduğunu kaydetti.
Bu, Gannuşi’den güvenoyunun çekilmesiyle ilgili gündeme gelen ikinci teklif. Geçen yıl Haziran ayında aynı teklif Meclis’e sunulmuş ancak kabul edilmemişti.