Tunus hükümetinde revizyon: 5 Bakan görevinden alındı

Protestocular, Tatavin Valiliği’ne saldırdı

Tatavin sokaklarındaki protestolar (AFP)
Tatavin sokaklarındaki protestolar (AFP)
TT

Tunus hükümetinde revizyon: 5 Bakan görevinden alındı

Tatavin sokaklarındaki protestolar (AFP)
Tatavin sokaklarındaki protestolar (AFP)

Tunus Başbakanı Hişam el-Meşişi, dün, haftalardır askıya alınan hükümet değişikliğinin göstergesi olarak 5 bakanı görevden aldı.
Başbakanlık tarafından yapılan açıklamada, Adalet, Sanayi, Spor, Tarım ve Devlet Mülkiyeti bakanlarının görevden alınmasına karar verildiği belirtildi. Bunlardan bazıları, teorikte Cumhurbaşkanlığı himayesinde bulunuyor.
Söz konusu açıklamada, kabine değişikliği prosedürleri tamamlanana kadar geçici bir eylem olarak Meşişi’nin boşalan koltuklar için mevcut hükümetteki bakanları vekaleten görevlendirdiği bilgisi verildi.
Cumhurbaşkanı Kays Said’in Meşişi’nin gerçekleştirdiği kabine revizyonuna itiraz etmesi ve meclisin 26 Ocak’ta güvenoyu verdiği bakanları yemin törenine çağırmaması nedeniyle Tunus’ta karmaşık bir anayasal kriz yaşanıyor.
Çıkar ilişkileri ve yolsuzluk şüpheleri dolayısıyla bazı bakanlara yönelik çekinceleri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Said, anayasal dayanaktan yoksun oldukları için, değişikliğe eşlik eden prosedürlere yönelik itirazını açıkladı.
Nitekim Başbakanlık, bakanların görevlerini anayasa çerçevesinde yerine getirebilmeleri için bakanlık düzenlemesi yönündeki prosedürlerinin tamamlanmasını sağlayacak tüm çözümlere açık olacağını teyit etti.
Meşişi’nin bakanları görevden alma kararını hızlandırdığı düşüncesindeki Demokratik Blok milletvekili Muhammed Ammar, meselenin iki yürütme otoritesi arasında olduğuna işaret etti. “Ülke şu anda gerçek bir savaş içerisinde. Kemik kıran savaşı. Başbakan bazı düzenlemeler yapıp bunları Cumhurbaşkanı’na sunmak zorunda kaldı. Ya da bakanların cesur davranarak geri çekilmesi daha iyi olacaktı” ifadelerine başvuran Ammar, “Meşişi’nin bugün Cumhurbaşkanı’na gitmekten başka bir çözümü olmadığını” söyledi. Aynı zamanda “Bugün olup bitenler, bir tür saçmalık ve zorla kabul ettirme girişimidir” dedi. 
Diğer yandan, dün sabah Tatavin’den çok sayıda genç, Kamur Oturma Eylemi Koordinatörlüğü gözetiminde Tatavin Valiliği binası önünde protesto düzenledi. Valilik, olayların gelişmesi ardından protestocular tarafından baskına uğradı. Protestocular validen eyaleti terk etmesi talebinde bulunurken güvenlik güçleri ise protestocuları binadan çıkarmaya çalıştı.
Bu protestolar, protestocuların tanımıyla hükümetin oyalama politikası ve Kamur Oturma Eylemi Koordinatörlüğü’ne önceden verilen sözlerin yerine getirilmemesi sebebiyle gerçekleşiyor.
Koordinatörlük, hükümete verilen 72 saatlik sürenin ardından Kamur Anlaşması hükümlerinin tam olarak uygulanması ısrarından vazgeçilmediğini, bu yönde yeniden sokağa ineceklerini vurguladı. Hareketlerinde barışı gözettiklerini, ancak hükümetten yanıt bulamadıklarını da ekledi. Aynı zamanda özel ve kamu mallarına müdahalede bulunmadan tüm tesis ve departmanları kapatmaya, tansiyonu artırmaya devam edecekleri uyarısında bulundu.



Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor

Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
TT

Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor

Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)

Akdeniz'de göçmen teknelerinin batması felaketinden iki hafta sonra, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri liderleri, dün, Brüksel'de Tunus ile öncelikle göçle mücadeleyi ve kaçakçı ağlarını kontrol etmeyi amaçlayan bir anlaşmanın imzalanması üzerinde durdu. Avrupa Komisyonu, kıta zirvesi öncesinde, göçle ilgili bir bileşeni de içerecek olan kapsamlı bir ortaklık için Tunus ile bir işbirliği protokolüne ulaşmayı ummuştu. Brüksel ise bu tür bir işbirliğini daha sonraki aşamada Akdeniz havzasında Mısır gibi diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde kapsamlı hale getirmeyi umuyor. Tunus ile beklenenden uzun süren hassas görüşmelerin Kurban Bayramı ardından Pazartesi günü tamamlanması planlanıyor.

sawd
Tunus Cumhurbaşkanı, göç krizini görüşmek üzere İtalya Başbakanı'nı ağırladı (EPA)

Temiz enerji alanında ekonomik ve ticari ilişkilerin ve işbirliğinin pekiştirilmesini içeren ortaklık, 1 milyar euroyu aşan mali yardıma odaklanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Hollandalı mevkidaşı Mark Rutte’nin 11 Haziran'da gerçekleştirdikleri Tunus ziyaretinde bu anlaşmadan bahsedilmişti. Ancak bu mali destek, 2021'den beri gücü tekelleştirdiği bahanesiyle Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile yaşanan anlaşmazlık ve şiddetli bir ekonomik ve sosyal krizin yaşandığı Tunus’taki insan hakları durumunun kötüleşmesi nedeniyle kıtadaki bazı ülkeleri rahatsız ediyor.

Avrupa’nın bu yardımı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Tunus arasında Tunus'a 2 milyar dolar değerinde şartlı kredi verilmesi yönünde devam eden müzakerelerle bağlantılı. Ancak, söz konusu üç yetkilinin ziyaretinden bu yana Cumhurbaşkanı Said, Tunus'un Avrupa sınırlarının koruyucusu olmayacağını, IMF’nin diktelerine boyun eğmeyeceğini vurguluyor. Bu hususta iyimserlik gösteren Mark Rutte, “Bu mesele biraz daha zaman alabilir. Ancak görüşmeler devam ediyor. Ben iyi bir sonuç bekliyorum” vurgusunda bulundu.

sa
Tunus Sahil Güvenliği, tekneleri batan çok sayıda Afrikalı göçmeni kurtarma operasyonu düzenledi (Reuters)

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, düzensiz göçü önlemek için Tunus ile 2016 yılında Türkiye ile imzalanan göç anlaşmasına benzer bir işbirliği başlatılması çağrısında bulundu. Avrupa’nın söz konusu teklifi, Tunus'a 900 milyon euro değerinde uzun vadeli mali yardım, bütçede derhal harcanmak üzere 150 milyon euro değerinde yardım ve 2023'te göçü yönetmek için 105 milyon euro değerinde bir paket verilmesini içeriyor. AB, Tunus'a kara ve deniz sınırlarındaki kontrolü pekiştirmesine yardımcı olmak için yaz sonunda tekneler, mobil radarlar, kameralar ve araçlar vermeyi planlıyor. Bu teklif, kaçakçılık ağlarıyla mücadelede polis ve adli işbirliğinin pekiştirilmesi, Avrupa'da yasadışı bir şekilde ikamet eden Tunusluların ülkelerine dönüşünün kolaylaştırılması üzerinde duruyor.

sa
Göç botlarında hayatını kaybeden kurbanların ailelerinin Tunus'ta düzenlediği protestolar (AFP)

AB, Sahra Altı Afrika'dan gelen göçmenlerin Tunus üzerinden ülkelerine gönüllü bir şekilde dönüşlerini finanse ediyor. Avrupa Komisyonu'na göre, blok bu yıl şimdiye kadar bu yönde 407 operasyonu finanse etti. Tunus’tan göç etmek isteyen bu insanlar, Tunus ile İtalya'nın Lampedusa adası arasındaki bazı noktalarda 150 kilometreyi geçmeyen mesafe yakınlığından yararlanarak Avrupa kıtasına geçmeye çalışıyor.

İtalyan tarafı, yıl başından bu yana kıyılarına en az 60 bin yasa dışı göçmenin geldiğini bildirdi. Bu rakam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) bildirdiğine göre 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 133'lük bir artışı temsil ediyor. İtalya ile Kuzey Afrika arasındaki Orta Akdeniz, dünyanın en tehlikeli göç koridorunu temsil ediyor. Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) bildirdiğine göre, 2014'ten bu yana en az 20 bin insan buradan karşıya geçmeye çalıştığı sırada hayatını kaybetti.

Bu ay, göçmen tekneleri Akdeniz'i geçmeye çalıştığı sırada iki farklı felaket kaydedildi. 14 Haziran'da Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında göçmenleri taşıyan bir teknenin batması ardından Sahil Güvenlik tarafından onlarca ceset bulundu. Yetkililer en az 82 kişinin hayatını kaybettiğini bildirirken yüzlerce kişinin ise hala kayıp olduğu biliniyor. Bir hafta sonrasında ise UNHCR, Tunus'un Safakes şehrinden yola çıkan bir göçmen teknesinin Lampedusa adası açıklarında batması neticesinde yaklaşık 40 kişinin kayıp olduğunu bildirdi. Bu iki olay, sivil toplum kuruluşlarının Avrupa göç politikasına yönelik eleştirilerini gündeme getirdi. Nitekim göçmenlere yönelik kısıtlamaları artıran bu politika, göçmenlik için herhangi bir yasal yol ise izlemiyor.

xs
Ölüm botları ile İtalya'nın Lampedusa adasına ulaşan farklı milletlerden göçmenler (EPA)

Akdeniz'de tehlikede olan göçmenlere yardım etmeyi amaçlayan acil durum hattı Alarm Phone, Çarşamba gününden bu yana Avrupa Parlamentosu önünde düzenledikleri eylemde bu tehlikeli botlar hakkında İtalya, Malta, Yunanistan ve İspanya yetkililerine gönderdikleri binlerce e-postayı okudu. Kuruluşun üyesi Constance Fasher, “Yetkililer görevlerini çoğu zaman yerine getirmiyor. Uyarılarımızın çoğu cevapsız kalıyor” ifadelerini kullandı.