Tunus’ta 4 asker ve 1 çobanın DEAŞ tarafından öldürüldüğü iddiasıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2815391/tunus%E2%80%99ta-4-asker-ve-1-%C3%A7oban%C4%B1n-dea%C5%9F-taraf%C4%B1ndan-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC%C4%9F%C3%BC-iddias%C4%B1
Tunus’ta 4 asker ve 1 çobanın DEAŞ tarafından öldürüldüğü iddiası
Başkent Tunus’taki güvenlik güçleri (Reuters-Arşiv)
Tunus/Şarku’l Avsat
TT
TT
Tunus’ta 4 asker ve 1 çobanın DEAŞ tarafından öldürüldüğü iddiası
Başkent Tunus’taki güvenlik güçleri (Reuters-Arşiv)
Beyaz üstünlükçü ve radikal örgütlerin çevrimiçi faaliyetlerini izleyen ABD merkezli sivil toplum örgütü SITE Intelligence Group’a göre, DEAŞ Şubat ayı başlarında Tunus’un merkezinde düzenlenen terörle mücadele operasyonu sırasında 4 askerin yanı sıra ‘casus’ olarak tanımladığı 1 çobanı öldürdüğünü öne sürdü.
DEAŞ, propaganda aracı olarak kullandığı Al-Naba dergisi aracılığıyla yaptığı açıklamada, DEAŞ unsurlarının, 3 Şubat’ta Magila Dağı’nda teröristleri aramakla görevli bir askeri birliğe patlayıcı ile düzenlenen saldırıda 4 Tunus askerini öldürdüğü ifade edildi.
Açıklamada ayrıca, Sellum Dağı’nda askerler için casusluk yaptığı öne sürülen Ukba ed-Dibi isimli bir çobanı öldürdükleri de bildirildi.
Tunus Savunma Bakanlığı Sözcüsü Binbaşı Muhammed Zakri, 3 Şubat’ta AFP’ye bir açıklama yaparak, “Terörist unsurların izini sürmek için Magila Dağları’nda yapılan bir tarama operasyonu sırasında, özel yapım bir mayının patlaması sonucu 4 asker şehit oldu” ifadelerini kullanmıştı.
Başbakan Hişam el-Meşişi ise, “Bu olay, bizim terörizmle savaşmak ve onu yenmekten alıkoymayacak” şeklinde konuşmuştu.
Tunuslu yetkililer, 20 Aralık’ta Kasserin vilayetinde 20’li yaşlarda genç bir adamın başı kesilerek öldürüldüğünü duyurmuştu.
O dönemde, yerel basında genç adamın çoban olduğu ve katledilmeden önce silahlı bir grup tarafından kaçırıldığı bildirilmişti.
Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4409606-avrupa-birli%C4%9Fi-g%C3%B6%C3%A7le-m%C3%BCcadele-i%C3%A7in-tunus-ile-anla%C5%9Fmak-istiyor
Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Akdeniz'de göçmen teknelerinin batması felaketinden iki hafta sonra, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri liderleri, dün, Brüksel'de Tunus ile öncelikle göçle mücadeleyi ve kaçakçı ağlarını kontrol etmeyi amaçlayan bir anlaşmanın imzalanması üzerinde durdu. Avrupa Komisyonu, kıta zirvesi öncesinde, göçle ilgili bir bileşeni de içerecek olan kapsamlı bir ortaklık için Tunus ile bir işbirliği protokolüne ulaşmayı ummuştu. Brüksel ise bu tür bir işbirliğini daha sonraki aşamada Akdeniz havzasında Mısır gibi diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde kapsamlı hale getirmeyi umuyor. Tunus ile beklenenden uzun süren hassas görüşmelerin Kurban Bayramı ardından Pazartesi günü tamamlanması planlanıyor.
Tunus Cumhurbaşkanı, göç krizini görüşmek üzere İtalya Başbakanı'nı ağırladı (EPA)
Temiz enerji alanında ekonomik ve ticari ilişkilerin ve işbirliğinin pekiştirilmesini içeren ortaklık, 1 milyar euroyu aşan mali yardıma odaklanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Hollandalı mevkidaşı Mark Rutte’nin 11 Haziran'da gerçekleştirdikleri Tunus ziyaretinde bu anlaşmadan bahsedilmişti. Ancak bu mali destek, 2021'den beri gücü tekelleştirdiği bahanesiyle Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile yaşanan anlaşmazlık ve şiddetli bir ekonomik ve sosyal krizin yaşandığı Tunus’taki insan hakları durumunun kötüleşmesi nedeniyle kıtadaki bazı ülkeleri rahatsız ediyor.
Avrupa’nın bu yardımı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Tunus arasında Tunus'a 2 milyar dolar değerinde şartlı kredi verilmesi yönünde devam eden müzakerelerle bağlantılı. Ancak, söz konusu üç yetkilinin ziyaretinden bu yana Cumhurbaşkanı Said, Tunus'un Avrupa sınırlarının koruyucusu olmayacağını, IMF’nin diktelerine boyun eğmeyeceğini vurguluyor. Bu hususta iyimserlik gösteren Mark Rutte, “Bu mesele biraz daha zaman alabilir. Ancak görüşmeler devam ediyor. Ben iyi bir sonuç bekliyorum” vurgusunda bulundu.
Tunus Sahil Güvenliği, tekneleri batan çok sayıda Afrikalı göçmeni kurtarma operasyonu düzenledi (Reuters)
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, düzensiz göçü önlemek için Tunus ile 2016 yılında Türkiye ile imzalanan göç anlaşmasına benzer bir işbirliği başlatılması çağrısında bulundu. Avrupa’nın söz konusu teklifi, Tunus'a 900 milyon euro değerinde uzun vadeli mali yardım, bütçede derhal harcanmak üzere 150 milyon euro değerinde yardım ve 2023'te göçü yönetmek için 105 milyon euro değerinde bir paket verilmesini içeriyor. AB, Tunus'a kara ve deniz sınırlarındaki kontrolü pekiştirmesine yardımcı olmak için yaz sonunda tekneler, mobil radarlar, kameralar ve araçlar vermeyi planlıyor. Bu teklif, kaçakçılık ağlarıyla mücadelede polis ve adli işbirliğinin pekiştirilmesi, Avrupa'da yasadışı bir şekilde ikamet eden Tunusluların ülkelerine dönüşünün kolaylaştırılması üzerinde duruyor.
Göç botlarında hayatını kaybeden kurbanların ailelerinin Tunus'ta düzenlediği protestolar (AFP)
AB, Sahra Altı Afrika'dan gelen göçmenlerin Tunus üzerinden ülkelerine gönüllü bir şekilde dönüşlerini finanse ediyor. Avrupa Komisyonu'na göre, blok bu yıl şimdiye kadar bu yönde 407 operasyonu finanse etti. Tunus’tan göç etmek isteyen bu insanlar, Tunus ile İtalya'nın Lampedusa adası arasındaki bazı noktalarda 150 kilometreyi geçmeyen mesafe yakınlığından yararlanarak Avrupa kıtasına geçmeye çalışıyor.
İtalyan tarafı, yıl başından bu yana kıyılarına en az 60 bin yasa dışı göçmenin geldiğini bildirdi. Bu rakam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) bildirdiğine göre 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 133'lük bir artışı temsil ediyor. İtalya ile Kuzey Afrika arasındaki Orta Akdeniz, dünyanın en tehlikeli göç koridorunu temsil ediyor. Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) bildirdiğine göre, 2014'ten bu yana en az 20 bin insan buradan karşıya geçmeye çalıştığı sırada hayatını kaybetti.
Bu ay, göçmen tekneleri Akdeniz'i geçmeye çalıştığı sırada iki farklı felaket kaydedildi. 14 Haziran'da Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında göçmenleri taşıyan bir teknenin batması ardından Sahil Güvenlik tarafından onlarca ceset bulundu. Yetkililer en az 82 kişinin hayatını kaybettiğini bildirirken yüzlerce kişinin ise hala kayıp olduğu biliniyor. Bir hafta sonrasında ise UNHCR, Tunus'un Safakes şehrinden yola çıkan bir göçmen teknesinin Lampedusa adası açıklarında batması neticesinde yaklaşık 40 kişinin kayıp olduğunu bildirdi. Bu iki olay, sivil toplum kuruluşlarının Avrupa göç politikasına yönelik eleştirilerini gündeme getirdi. Nitekim göçmenlere yönelik kısıtlamaları artıran bu politika, göçmenlik için herhangi bir yasal yol ise izlemiyor.
Ölüm botları ile İtalya'nın Lampedusa adasına ulaşan farklı milletlerden göçmenler (EPA)
Akdeniz'de tehlikede olan göçmenlere yardım etmeyi amaçlayan acil durum hattı Alarm Phone, Çarşamba gününden bu yana Avrupa Parlamentosu önünde düzenledikleri eylemde bu tehlikeli botlar hakkında İtalya, Malta, Yunanistan ve İspanya yetkililerine gönderdikleri binlerce e-postayı okudu. Kuruluşun üyesi Constance Fasher, “Yetkililer görevlerini çoğu zaman yerine getirmiyor. Uyarılarımızın çoğu cevapsız kalıyor” ifadelerini kullandı.