İngiltere'de son 24 saatte Kovid-19'dan 290 can kaybı

(İHA)
(İHA)
TT

İngiltere'de son 24 saatte Kovid-19'dan 290 can kaybı

(İHA)
(İHA)

İngiltere'de son 24 saatte Kovid-19'a bağlı 290 kişinin hayatını kaybetmesiyle toplam can kaybı 122 bin 705'e yükseldi.
İngiltere'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında can kaybı ve vaka sayısı artmaya devam ediyor. İngiltere Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, son 24 saatte 240 kişinin hayatını kaybettiği, toplam can kaybının ise 122 bin 705'e yükseldiği belirtildi. Ülkede son 24 saat içinde 7 bin 434 vakanın tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 4 milyon 170 bin 519'a yükseldi. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan aşı verilerine göre toplamda 19,6 milyon insanın Kovid-19'a karşı aşılandığı belirtildi.

İngiltere'nin bazı bölgelerinde vaka sayısı hala yüksek
İngiltere hükümetinin sağlık alanında Baş Danışman Yardımcısı Profesör Jonathan Van-Tam, ülke genelinde enfeksiyon oranlarının düşmesine rağmen belirli bölgelerde görülen mutasyonlu virüs vaka sayısının yüksek olduğunu söyledi. Profesör Van-Tam, İngiltere'nin doğu ve batı kıyılarında, İskoçya'da, Kuzey İrlanda'da ve Midlands bölgesinde Kovid-19 mutasyonlarının yüksek oranda görüldüğünü belirtti. İnsanlara kısıtlama kurallarını erkenden gevşeterek ulusal çabayı mahvetmemeleri konusunda uyarıda bulunan Van-Tam, "savaşın henüz kazanılmadığını" ifade etti.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.