Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, kadın ve erkekler arasındaki küresel ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin artmasına neden olsa da, Dünya’nın en önemli uluslararası finans kuruluşlarından bazıları, tarihte ilk kez güçlü kadınlar tarafından yönetilmektedir. Bu da güven ve cinsiyet eşitliği dengesini sağlama girişimi çerçevesinde kadınlara daha fazla alan açılması anlamına geliyor.
Forbes dergisinin geçtiğimiz yılın sonlarında yayınladığı ‘Dünya’nın en güçlü 100 kadını’ listesinin ilk sırasında Almanya Başbakanı Angela Merkel (66) yer aldı. Merkel, arka arkaya on dördüncü kez, listenin zirvesinde kendisine yer bulurken ikinci sırada Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde (65), üçüncü sırasında ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris (56) yer alıyor. İlk üç isminin ardından listenin ilk on ismi ise şöyle sıralanıyor; Avrupa Komisyonu (Avrupa Birliği'nin yürütme kolu) Başkanı Ursula von der Leyen (56), Bill & Melinda Gates Vakfı'nın kurucularından Melinda Gates (56), General Motors Company'nin Yönetim Kurulu Başkanı Mary Barra (59), ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi (80), İspanyol bankacılık grubu Santander Group'un Yönetim Kurulu Başkanı ve Coca-Cola International Group Yönetim Kurulu Üyesi Ana Patricia Botin (60), Amerikan yatırım firması Fidelity Investments'in Başkanı Abigail Johnson (59) ve Amerikan video oyunları şirketi Anthem'in Yönetim Kurulu Başkanı Gail Boudreaux (61).
İlk on ismin yanı sıra listede göze çarpan ve başlıca küresel ekonomi kurumlarının başında yer alan kadınlar ise, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen (74), Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva (67) ve Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) yeni Genel Direktörü olan Nijerya’nın eski Maliye Bakanı Ngozi Okonjo Iweala oldu.
Diğer finansal olmayan, ancak önemli uluslararası kurumların başında yer alan kadınlar arasında ise Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Genel Direktörü Audrey Azoulay (48) ve BM HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) Direktörü Winnie Byanyima (62) yer aldı.
Eski isimlerin çoğu, bir kadının üstlenmesi düşünülemeyen kurum veya kuruluşların yönetici makamı üzerindeki erkek tekelini kırdılar ve bu konumlara gelen ilk kadın olmayı başardılar. Örneğin, Janet Yellen, daha önce ABD Merkez Bankası’nın (FED) ilk kadın başkanıydı. Aynı şekilde Christine Lagarde, ECB’nin ilk kadın başkanı olmadan önce IMF’nin ilk kadın başkanıydı.
Son dönemde ise bir hanımefendi, Wall Street'in erkek egemen dünyasında liderlik pozisyonuna yükseldi. Wall Street’in önde gelen bankalarından biri olan Citigroup, Şubat ayı sonlarında Jane Fraser'i CEO’luğa getireceğini duyurdu. Varlık bazında en büyük ABD bankası olan JPMorgan Chase tarafından başlatılan ‘Women on the Move’ (Hareket Halindeki Kadınlar) girişimine göre kadınlar şu anda yatırım portföylerindeki yöneticilerin yalnızca yüzde 6'sını ve hedge (serbest yatırım) fonlarındaki yöneticilerin sadece yüzde 3'ünü oluşturuyor.
Uluslararası raporlar, kadınlar yönetici pozisyonlarına geldiklerinde ve liderlik kurumlarına dahil edildiklerinde sonuçların muhtemelen daha geniş kapsamlı olacağına işaret ediyorlar. Kadın liderlerin daha erken harekete geçtiği ülkelerde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı ölümlerin altı kat daha az olması buna bir örnektir. Ayrıca, yasama organlarında en önemli kararları alan kadınların oranının daha yüksek olduğu ülkelerde gelir eşitsizliğinin daha düşük seviyelerde olduğu görülmektedir. Ayrıca, kadınlar daha fazla yönetici pozisyonuna geldikçe, şirketler daha fazla kâr ediyorlar.
Dünya Bankası yakın tarihli bir raporunda, dünyanın dört bir yanındaki kadın liderlerin bu eşi görülmemiş mevcut durumuna rağmen, dünya ülkelerinin daha fazla cinsiyet eşitliği sağlamaya çalıştıklarını, ancak Kovid-19 salgınının sağlıklarını, güvenliklerini ve ekonomik güvenliklerini tehdit eden zorluklar yarattığından dünyanın dört bir yanında kadınların halen ekonomik fırsatlarını kısıtlayan yasa ve yönetmeliklerle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Dünya Bankası'nın Kadın, İş ve Hukuk 2021 Raporu, kadınların ekonomiye katılımının önündeki engelleri kaldırmayı amaçlayan reformların birçok bölgede yavaş ve dengesiz bir şekilde uygulandığına işaret ederken kadınların ortalama olarak erkeklere tanınan yasal hakların yalnızca dörtte üçüne sahip olduğunu göstermektedir. Salgının patlak vermesinden önce kadınların zaten dezavantajlı durumda olduklarına dikkati çeken rapor, salgının bazı etkilerini azaltmayı amaçlayan hükümet girişimlerinin her ne kadar yenilikçi olsa da birçok ülkede sınırlı olduğunu da ekliyor.
Bunun yanı sıra birçok hükümetin, pandeminin, çalışan kadınlar üzerindeki bazı etkilerini gidermek için önlemler aldığının altını çizen rapor, raporda yer alan tüm ekonomilerin dörtte birinden daha azının, pandeminin ortaya çıkmasından önce çalışan ebeveynlere yasal olarak çocuk bakım izni garantisi verdiğini, buna ek olarak pandemi sonrası okulların kapanmasıyla dünya çapında yaklaşık 40 ekonominin daha ebeveynlerin çocuklarına bakmalarına yardımcı olmak için izin veya yardım politikaları uygulamaya başladıklarını belirtti. Ancak bu önlemler, birçok çalışan annenin halihazırda karşılaştığı zorlukları veya çocuklarına bakma noktasında çektikleri sıkıntıları ele alma konusunda yetersiz görülüyor.
Dünya Bankası Kalkınma Politikası ve Ortaklıklar Genel Müdürü Mari Pangestu konuya ilişkin yaptığı bir açıklamada, “Birçok ülke, kadınların pandeminin etkilerinin üstesinden gelmelerine yardımcı olmak için proaktif adımlar atması iyimserlik sebebi olmakla birlikte, özellikle çocuk yetiştirmek ve eşit maaş ödemek için ebeveyn izinlerinin iyileştirilmesi konusunda daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği açıktır. İlgili ülkelerin, kadınların, kendileri ve aileleri için en iyi seçimleri yapabilmeleri için ekonomiye katımlını teşvik eden yasal bir ortam yaratmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Komisyonu birkaç gün önce, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in siyasi önceliklerinden biri olan Avrupa Birliği'ndeki (AB) kadın ve erkeklerin eşit işe eşit ücret almalarını sağlamak için ücret şeffaflığına ilişkin bir teklif sundu.
Teklifin, iş arayanlar için ücret bilgileri ve aynı işi yapan işçiler için ödenen maaş seviyelerini bilme hakkı gibi ücret şeffaflığı önlemleri öngördüğünü vurgulayan Avrupa Komisyonu, teklifin, büyük şirketlere cinsiyete dayalı ücret farkını bildirme yükümlülükleri getirirken işçilerin haklarını talep etme araçlarını güçlendirdiğini ve adalete erişimi kolaylaştırdığını belirtti.
Komisyon açıklamasına göre işverenlerin iş arayanlara daha önce aldıkları maaşları sormalarına izin verilmeyecek ve çalışan talep ederse maaşla ilgili anonim verileri sağlamak zorunda kalacaklar. Ayrıca çalışanlar ücret ayrımcılığı için tazminat alma hakkına sahip olacaklar.
Pandeminin hem işveren hem de çalışan üzerindeki etkisini dikkate alan ve özellikle pandemiden çok daha fazla etkilenen kadınlar için şirketlerdeki maaş koşulları hakkında farkındalık yaratılmasının yanı sıra işverenlere ve çalışanlara işyerinde ücret ayrımcılığını ele almaları için daha fazla araç sağlanması gibi yeni tedbirler yürürlüğe girecek. Böylece, özellikle cinsiyet eşitsizliğinin artmasına katkıda bulunan ve kadınları yoksulluk riskiyle daha fazla karşı karşıya bırakan pandeminin yayılmasıyla birlikte maaşlar arasındaki mevcut açığı daha da derinleştiren bir dizi temel faktör ele alınacak.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yaptığı bir açıklamada, “Eşit iş eşit ücret hak ediyor. Ücret eşitliği için şeffaflığa ihtiyacımız var. Kadınlar, işverenlerinin kendilerine adil davranıp davranmadığını bilmeliler. Eğer adil değilse buna karşı koyabilmeli ve hak ettiklerini alabilmeliler” şeklinde konuştu.
Avrupa Komisyonunun Adalet, Tüketici ve Cinsiyet Eşitliğinden Sorumlu Üyesi Vera Jourova ise, “Hem kadınların hem de erkeklerin haklarını talep edebilmeleri için güçlendirilme zamanları geldi. İş arayanları ve çalışanları, adil bir ücret talep edebilmeleri ve haklarını bilmeleri için gerekli araçlarla güçlendirmek istiyoruz. Bu nedenle, işverenlerin ücret politikaları konusunda daha şeffaf olmaları gerekiyor. Artık çifte standart yok, bahane yok” dedi.
Dünya’nın en önemli ekonomi kurumları kadınlara emanet
Dünya’nın en önemli ekonomi kurumları kadınlara emanet
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة