Yolsuzluk dosyaları, Tunus'taki siyasi krizi karmaşık bir hale getiriyor

Yolsuzluk dosyaları, Tunus Başbakanı Hişam Meşişi ile Cumhurbaşkanı Kays Said arasındaki krizi karmaşık hale getiriyor (Reuters/EPA)
Yolsuzluk dosyaları, Tunus Başbakanı Hişam Meşişi ile Cumhurbaşkanı Kays Said arasındaki krizi karmaşık hale getiriyor (Reuters/EPA)
TT

Yolsuzluk dosyaları, Tunus'taki siyasi krizi karmaşık bir hale getiriyor

Yolsuzluk dosyaları, Tunus Başbakanı Hişam Meşişi ile Cumhurbaşkanı Kays Said arasındaki krizi karmaşık hale getiriyor (Reuters/EPA)
Yolsuzluk dosyaları, Tunus Başbakanı Hişam Meşişi ile Cumhurbaşkanı Kays Said arasındaki krizi karmaşık hale getiriyor (Reuters/EPA)

Tunus'taki siyasi ve hükümet krizi, Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Kurulu ve yeni Başkanı Yargıç İmad Bukreis’in yaptığı yeni açıklamalar sebebiyle karmaşık bir hal aldı. Nitekim öncesindeki bazı raporlar, İlyas el-Fahfah hükümetinin devrilmesine, başkanı, bazı bakanlar, devlet ve özel sektördeki bazı üst düzey yetkililer, topluluk ve partilerin liderleri aleyhine yasal dosyaların açılmasına neden oldu. Aynı zamanda 2011 devriminden bu yana mahkemelere sevk edilen şüpheli yolsuzluk dosyaları sayısı en az 20 bine yükseldi; bu davalardan yalnızca bin 300’ünde kesin karara varıldı.
Sendika liderleri ve yabancı büyükelçilerin arabuluculuğu, yolsuzluk dosyaları ve son dönemde artan çıkar çatışmaları konusunda yürütme otoritesi ile parlamento başkanları arasındaki siyasi ve hükümet krizini kontrol altına almakta başarı kaydedemedi.
Cumhurbaşkanı Kays Said, yeniden yolsuzluğa karşı kapsamlı bir savaş ilan ederken, Başbakan Hişam el-Meşişi ve parlamentoda çoğunluktaki partilerin yöneticileri, destekçileri ve yakın dostlarını ‘2019 seçimlerinde yolsuzluğa karışmak ve yabancı fon elde etmekle’ suçladı. Aynı zamanda Tunus’un Kalbi Partisi lideri ve yolsuzlukla suçlanan iş insani Nebil el-Karvi’nin serbest bırakılmasını talep etti. Karvi’nin davasının çözümünün ‘kolay’ olduğunu söyleyen avukatı, vergiler, gümrükler ve Merkez Bankası ile mutabakat yoluyla hızlı bir şekilde sorunun ortadan kalkabileceğini açıkladı.
Kays Said ve destekçileri, yeni medya kampanyalarında, hükümeti ve liderlerini destekleyen ‘siyasi kuşağa’ mensup siyasetçileri kamu malını 10 yıldır boşa harcamakla, şüpheli finansman elde etmekle, 2011 devrimi öncesinde ‘yolsuzluk sembolleri’ tarafından yağmalanan milyar dolarları geri alamamakla suçladı.
Parti liderleriyle ve Avrupalı Tunus ​​büyükelçileriyle görüşen Kays Said ise yolsuzluğa karşı topyekûn bir savaş yürüteceği, yolsuzluğa karışanlara ağır cezalar vereceği ve kamu parasıyla oynayanları ifşa edeceğine söz verdi.
Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Kurulu Başkanı İmad Bukreis, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, aralarında yeni hükümete atanan bakanlar da olmak üzere ülkedeki bazı üst düzey politikacıların çıkar çatışması ve yolsuzluk şüphelerine dair geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Said ve Başbakan Meşişi’ye rapor sunduğunu açıkladı. Nitekim söz konusu bakanlar, Said ile Meşişi arasında eşi görülmemiş bir hükümet ve siyasi krize neden olmuştu. Bukreis ise iki yöneticiye yeni bakanlara dair yolsuzluk şüpheleriyle ilgili çelişkili veriler sunulduğu suçlamasını reddetti.
Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Kurulu’nun mevcut krizle ilgilenen herhangi bir tarafı desteklediği iddialarını yalanlayan Bukreis, kurulun her türlü kesimden tüm taraflara eşit mesafede durduğunu, hem Cumhurbaşkanı Said, hem de Başbakan Meşişi ile görüştüğünü vurguladı. Parlamentonun, yolsuzlukla mücadeledeki son gelişmeleri görüşmek üzere 26 Mart'ta Kurul Başkanı ile genel bir toplantı gerçekleştirmesi planlanıyor.
İmad Bukreis, aynı zamanda kurulun şuandaki en önemli önceliğinin yolsuzluğun yayılmasını durdurmak, her türlü çıkar çatışması, rüşvet ve kamu fonları suiistimaliyle mücadelede yeni bir sistemi uygulama yolunu tamamlamak olduğunu vurguladı. Bu minvalde kamu sağlığı, ulaşım ve güvenlik sektörleri, gümrük, askeri nitelikli kurumlar dâhil olmak üzere suiistimal ve mali açıkların yoğun olduğu sektörlere odaklanıldığını da ekledi.
Bukreis, bununla birlikte kurulun, kamu kurumlarındaki tüm veri tabanına erişimini sağlama yönünde hükümet başkanlığı, çeşitli bakanlıklar ve devlet kurumları ile ulusal bir strateji uygulamaya başladığını da bildirdi. Bu stratejinin kağıt üzerindeki işlemleri elektronik işlemlerle değiştirdiğini belirten Bukreis, kurul uzmanlarının kimlik kartı ve medeni durum hakkında yanlış bilgi sağlamak da dahil olmak üzere, mülkler üzerindeki belgelerde yer alan yanlışlıkları ortaya çıkardığını bildirdi. Nitekim yanlış verilerini önümüzdeki Ekim ayı öncesinde düzeltmeyenlerin veya yanlış bilgi vermekte ısrar edenlerin cezalandırılacağı, verileri kasıtlı olarak tahrif etmekle suçlanacağı belirtildi. Bu kişiler, maddi yolsuzluk, rüşvet ve çıkar çatışmasına karışmakla suçlanabilir.



Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor

Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
TT

Avrupa Birliği göçle mücadele için Tunus ile anlaşmak istiyor

Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunus sahillerinden İtalya kıyılarına ulaşmaya çalışan Afrikalı göçmenler (AFP)

Akdeniz'de göçmen teknelerinin batması felaketinden iki hafta sonra, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri liderleri, dün, Brüksel'de Tunus ile öncelikle göçle mücadeleyi ve kaçakçı ağlarını kontrol etmeyi amaçlayan bir anlaşmanın imzalanması üzerinde durdu. Avrupa Komisyonu, kıta zirvesi öncesinde, göçle ilgili bir bileşeni de içerecek olan kapsamlı bir ortaklık için Tunus ile bir işbirliği protokolüne ulaşmayı ummuştu. Brüksel ise bu tür bir işbirliğini daha sonraki aşamada Akdeniz havzasında Mısır gibi diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde kapsamlı hale getirmeyi umuyor. Tunus ile beklenenden uzun süren hassas görüşmelerin Kurban Bayramı ardından Pazartesi günü tamamlanması planlanıyor.

sawd
Tunus Cumhurbaşkanı, göç krizini görüşmek üzere İtalya Başbakanı'nı ağırladı (EPA)

Temiz enerji alanında ekonomik ve ticari ilişkilerin ve işbirliğinin pekiştirilmesini içeren ortaklık, 1 milyar euroyu aşan mali yardıma odaklanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Hollandalı mevkidaşı Mark Rutte’nin 11 Haziran'da gerçekleştirdikleri Tunus ziyaretinde bu anlaşmadan bahsedilmişti. Ancak bu mali destek, 2021'den beri gücü tekelleştirdiği bahanesiyle Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said ile yaşanan anlaşmazlık ve şiddetli bir ekonomik ve sosyal krizin yaşandığı Tunus’taki insan hakları durumunun kötüleşmesi nedeniyle kıtadaki bazı ülkeleri rahatsız ediyor.

Avrupa’nın bu yardımı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Tunus arasında Tunus'a 2 milyar dolar değerinde şartlı kredi verilmesi yönünde devam eden müzakerelerle bağlantılı. Ancak, söz konusu üç yetkilinin ziyaretinden bu yana Cumhurbaşkanı Said, Tunus'un Avrupa sınırlarının koruyucusu olmayacağını, IMF’nin diktelerine boyun eğmeyeceğini vurguluyor. Bu hususta iyimserlik gösteren Mark Rutte, “Bu mesele biraz daha zaman alabilir. Ancak görüşmeler devam ediyor. Ben iyi bir sonuç bekliyorum” vurgusunda bulundu.

sa
Tunus Sahil Güvenliği, tekneleri batan çok sayıda Afrikalı göçmeni kurtarma operasyonu düzenledi (Reuters)

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, düzensiz göçü önlemek için Tunus ile 2016 yılında Türkiye ile imzalanan göç anlaşmasına benzer bir işbirliği başlatılması çağrısında bulundu. Avrupa’nın söz konusu teklifi, Tunus'a 900 milyon euro değerinde uzun vadeli mali yardım, bütçede derhal harcanmak üzere 150 milyon euro değerinde yardım ve 2023'te göçü yönetmek için 105 milyon euro değerinde bir paket verilmesini içeriyor. AB, Tunus'a kara ve deniz sınırlarındaki kontrolü pekiştirmesine yardımcı olmak için yaz sonunda tekneler, mobil radarlar, kameralar ve araçlar vermeyi planlıyor. Bu teklif, kaçakçılık ağlarıyla mücadelede polis ve adli işbirliğinin pekiştirilmesi, Avrupa'da yasadışı bir şekilde ikamet eden Tunusluların ülkelerine dönüşünün kolaylaştırılması üzerinde duruyor.

sa
Göç botlarında hayatını kaybeden kurbanların ailelerinin Tunus'ta düzenlediği protestolar (AFP)

AB, Sahra Altı Afrika'dan gelen göçmenlerin Tunus üzerinden ülkelerine gönüllü bir şekilde dönüşlerini finanse ediyor. Avrupa Komisyonu'na göre, blok bu yıl şimdiye kadar bu yönde 407 operasyonu finanse etti. Tunus’tan göç etmek isteyen bu insanlar, Tunus ile İtalya'nın Lampedusa adası arasındaki bazı noktalarda 150 kilometreyi geçmeyen mesafe yakınlığından yararlanarak Avrupa kıtasına geçmeye çalışıyor.

İtalyan tarafı, yıl başından bu yana kıyılarına en az 60 bin yasa dışı göçmenin geldiğini bildirdi. Bu rakam, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) bildirdiğine göre 2022'nin aynı dönemine göre yüzde 133'lük bir artışı temsil ediyor. İtalya ile Kuzey Afrika arasındaki Orta Akdeniz, dünyanın en tehlikeli göç koridorunu temsil ediyor. Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) bildirdiğine göre, 2014'ten bu yana en az 20 bin insan buradan karşıya geçmeye çalıştığı sırada hayatını kaybetti.

Bu ay, göçmen tekneleri Akdeniz'i geçmeye çalıştığı sırada iki farklı felaket kaydedildi. 14 Haziran'da Yunanistan’ın Mora Yarımadası açıklarında göçmenleri taşıyan bir teknenin batması ardından Sahil Güvenlik tarafından onlarca ceset bulundu. Yetkililer en az 82 kişinin hayatını kaybettiğini bildirirken yüzlerce kişinin ise hala kayıp olduğu biliniyor. Bir hafta sonrasında ise UNHCR, Tunus'un Safakes şehrinden yola çıkan bir göçmen teknesinin Lampedusa adası açıklarında batması neticesinde yaklaşık 40 kişinin kayıp olduğunu bildirdi. Bu iki olay, sivil toplum kuruluşlarının Avrupa göç politikasına yönelik eleştirilerini gündeme getirdi. Nitekim göçmenlere yönelik kısıtlamaları artıran bu politika, göçmenlik için herhangi bir yasal yol ise izlemiyor.

xs
Ölüm botları ile İtalya'nın Lampedusa adasına ulaşan farklı milletlerden göçmenler (EPA)

Akdeniz'de tehlikede olan göçmenlere yardım etmeyi amaçlayan acil durum hattı Alarm Phone, Çarşamba gününden bu yana Avrupa Parlamentosu önünde düzenledikleri eylemde bu tehlikeli botlar hakkında İtalya, Malta, Yunanistan ve İspanya yetkililerine gönderdikleri binlerce e-postayı okudu. Kuruluşun üyesi Constance Fasher, “Yetkililer görevlerini çoğu zaman yerine getirmiyor. Uyarılarımızın çoğu cevapsız kalıyor” ifadelerini kullandı.