Irak Başbakanı Kazimi: Suudi Arabistan bölge istikrarında büyük rol oynayacak. Irak, Suudi Arabistan’a yönelik hiçbir saldırının başlangıç noktası olmayacak

Kazimi, kontrol dışı silahlarla mücadelenin gerekliliğini vurgulayarak, Kürtlerle olan ilişkilerin ‘altın çağını yaşadığını’ söyledi

Kazimi’nin önceki gün Umre ziyaretini gerçekleştirdi (SPA)
Kazimi’nin önceki gün Umre ziyaretini gerçekleştirdi (SPA)
TT

Irak Başbakanı Kazimi: Suudi Arabistan bölge istikrarında büyük rol oynayacak. Irak, Suudi Arabistan’a yönelik hiçbir saldırının başlangıç noktası olmayacak

Kazimi’nin önceki gün Umre ziyaretini gerçekleştirdi (SPA)
Kazimi’nin önceki gün Umre ziyaretini gerçekleştirdi (SPA)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, Suudi Arabistan’ın bölge ve Irak istikrarında büyük rol oynayacağını belirterek, ülkesindeki Arap varlığının önemini vurguladı.
Kazimi, Çarşamba akşamı geç saatlerde Şarku’l Avsat muhabirinin de aralarında bulunduğu bazı gazetecilere yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’ın, Irak ve istikrarına yönelik hassasiyeti nedeniyle ülkesiyle olan ilişkilerindeki tecrübesinden övgüyle söz etti. Kazimi, “Suudi Arabistan’ın ekonomi, siyasi işbirlik ve görüş alışverişi düzeyindeki varlığının bölge ve Irak’ın istikrarında büyük rol oynayacağından kesinlikle eminim” dedi. Bağdat’ın başka ülkelerle ilişkilerinin önündeki engelleri ortadan kaldırdıklarını söyleyen Kazimi, “Avrupa, ABD, İran ve Türkiye ile mükemmel ilişkileri olan Irak’ın, Suudi Arabistan ile de mükemmel ilişkileri olan bir ülkeye dönüşmeyi başardık” ifadesini kullandı.
Suudi Arabistan’ın Irak’ın vicdanında gerçek bir varlığa sahip olduğunu kaydeden Kazimi, “Suudi Arabistan ile Irak arasındaki Basra örneğini ve Suudi Arabistan milli takımı ile olan futbol karşılaşmasına ev sahipliği yaptığı sırada tanık olduğum şeyi hep hatırlıyorum. Tezahüratlar Suudi Arabistan milli takımını cesaretlendiriyordu” dedi. Irak ve Suudi Arabistan arasındaki Cedide Arar Sınır Kapısı’nın açılmasıyla beraber karşılıklı ticari hareketliliğin başladığını belirten Kazimi, “Suudi Krallığı’nın ticaret, tarım ve sanayideki yatırımlarla ilgili tecrübesi var. Beklentimiz, Suudi Arabistan’la olan karşılıklı ticaretin iki ülke halkına ve Riyad ile Bağdat’ın bütçelerine hizmet eden rakamlara ve düzeylere ulaşmasıdır” diye konuştu.
Irak medyasındaki duruma da değinen Kazimi, “Maalesef, ne zaman bir kişi mezhepçi bir açıklamada bulunsa bu, Irak’taki genel atmosferin böyle olduğu izlenimi veriyor. Bu doğru değil. Irak’taki atmosfer hoşgörülü ve entegrasyona hazır. (Hükümetinin karşılaştığı zorluklar hakkında) silah taşıyan ve tehdit oluşturan kişilerden oluşan suç örgütlerinin bölgelerinde sorunlar var. Devlet dışı silahlı örgütlerin etkisiz hale getirilmesi için çabalar söz konusu. Irak’ta çatışmalara ve iç savaşa neden olacak bir yolla kontrol dışı silahla mücadele etmek isteyen gençlerden oluşan fanatik bir grup var. Bu, izin vermeyeceğimiz bir şey” ifadesini kaydetti.
Irak’ta yolsuzlukla mücadele kampanyasını sürdürme sözü veren Kazimi, “
Hükümet gelir gelmez Yolsuzlukla Mücadele Komitesi kurdu. Komite yolsuzluğu kontrol altına almakta başarılı oldu. (Irak’taki) kötü yönetim, kalkınma planlarının olmadığı bir çeşit ortam yarattı. Petrol fiyatlarının düşmesi gerçek bir kriz yarattı. Herkes hükümetin yıkılacağını düşündü. Sonra başka bir sorun oluşturan koronavirüs salgını oldu” dedi.
Kazimi, Irak’ın ABD ile yürüttüğü Stratejik Diyalog görüşmeleri ve ABD güçlerinin Irak’tan tamamen çekilmesi ihtimaline ilişkin soruya, “ABD ile olan Stratejik Diyalog’un hedefi Irak-ABD ilişkilerini yeniden düzenlemektir. Irak, sona eten DEAŞ ile savaş tecrübesi yaşadı. (Irak’ın) ABD’nin savaşçı güçlerine ihtiyacı yok ancak stratejik iş birliğine ve güçlerimizin savaşçı yeteneklerini yükseltecek ve eğitecek güçlerin yardımına acil ihtiyacı var” diye yanıt verdi.
Kazimi, Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkiler hakkında, “İlişkiler tüm zorluklara rağmen altın çağını yaşıyor. 1980’lerden bu yana tüm Kürt liderlerle temasım oldu. Kürtlerin yanında savaşan gençlerden biriydim. Başkan Mesud Barzani ve kardeşim IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile aramda tarihi ilişkiler var. Cumhurbaşkanı Dr. Berhem Salih ile aramda mükemmel tarihi ilişkiler var. O, bir müttefik ve bir dosttur. IKBY ile ilişkilerin (önündeki engelleri) kaldırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kazimi, Irak’ta siyasi istikrarın ne zaman sağlanacağı sorusuna verdiği yanıtta şunları söyledi:
 “Sorunlar zor ve Irak halen sorunlarla karşı karşıya. Onlardan biri de silah meselesi. Irak zor koşulların bir ürünü. Suriye, Libya ve Irak’ta olduğu gibi daha önce ‘ilerici’ olarak adlandırılan rejimler iç savaşa gittiler. Acı veren ve kalbimizi kanatan da budur. Irak 1958’den şimdiye kadar olağanüstü hallerden geçti ve (bu süreç) 1963’te sokağa dökülen kanlarla zirveye ulaştı. 1968’de Iraklılar arasında başka bir durum ortaya çıktı. Akabinde Irak-İran Savaşı ve aynı şekilde Irak’ın Saddam Hüseyin’in eliyle Müslüman bir komşu ülke olan Kuveyt’e savaş açması. Ardından orta sınıfa son veren ağır yaptırımların Irak’ta neden olduğu koşullar geliyor. Irak savaş konusunda en çok tecrübesi olan ülkedir. Bunda, dini partilerin ve (eski devlet başkanı) Saddam Hüseyin’in üstlendiği Irak toplumundaki din olgusunun payı vardır. Saddam, Kuveyt Savaşı’nda yenilgiden kaçmak için inanç kampanyası başlattığında İslam dinine zarara veren bir fenomen yarattı ve dini amaçlardan uzak bir şekilde dini istismar etmek için milliyet kavramını din kavramıyla değiştirdi. 2003 sonrası yaşananlar ve koşullar kırılgan bir siyasi rejim ve halk arasında mezhep savaşı, güvensizlik, eşitsizlik yarattı.”
Kazimi ayrıca AFP’ye verdiği demeçte, ülkesinin Suudi Arabistan’a yönelik hiçbir saldırının başlangıç noktası olmayacağını vurguladı.
Kazimi, daha önce adı duyulmayan bir silahlı örgütün Riyad’a drone’larla düzenlediği saldırıda örgütün yaptığı açıklamanın “gerçek olmadığını” belirterek, söz konusu saldırının Irak topraklarından düzenlenmediğini söyledi.
Kazimi, “Irak’tan yapılan saldırılarla ilgili sözlere gelince, böyle bir saldırı hiç olmadı. Bazıları (Irak-Suudi Arabistan) ilişkilerine zarar verme çabaları kapsamında bu suçlamaları yöneltiyor” dedi.



Mısır, ‘Gazze dosyasında’ arabuluculuğu güçlendirecek ve İsrail ile gerilimi azaltacak

Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır, ‘Gazze dosyasında’ arabuluculuğu güçlendirecek ve İsrail ile gerilimi azaltacak

Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Birkaç Mısır kurumu, ilgili arabulucularla iş birliği içinde, Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için çeşitli kanallarda çabalarını yoğunlaştırıyor. Bu durum, üst düzey bir Mısırlı yetkilinin İsrail'e yaptığı nadir ziyaret, önümüzdeki ay yapılacak uluslararası yeniden inşa konferansı hazırlıkları ve Mısır'ın yakında Gazze Şeridi'ndeki uluslararası güçlere liderlik etme veya bu güçlere katılma olasılığıyla açıkça ortaya çıktı.

Mısır, Şarm eş-Şeyh'te müzakerelere ev sahipliği yaptı ve bu müzakereler sonucunda 9 Ekim'de ABD Başkanı Donald Trump'ın planı üzerinde bir anlaşma sağlandı; söz konusu anlaşma, Washington ve bölge ülkelerinin onayıyla ertesi gün yürürlüğe girdi. Ardından şehir, dünya liderlerinin katılımıyla imza törenine ev sahipliği yaptı; Mısır, Katar, Türkiye ve ABD anlaşmanın şartlarını imzaladı.

Gazze yeniden inşa konferansı

Anlaşmanın imzalanmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dünya liderlerini kasım ayında Mısır'ın çeşitli ülkeler ve dünya çapındaki kuruluşlarla birlikte düzenlediği Gazze'nin Yeniden İnşası Uluslararası Konferansı'na davet ettiğini duyurdu. Ardından Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati konferans hazırlıkları için temaslarda bulundu.

Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad'ın yaklaşık bir hafta önce İsrail'e yaptığı ziyaret, arabulucuların Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi istikrara kavuşturma çabalarının bir parçası olarak dikkat çekti. Bu ziyaret, iki yıl önce İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının ardından ilişkilerde gerginliğin artması ve ‘olası bir askeri çatışma’ korkusunun doruğa ulaşmasının ardından üst düzey bir yetkilinin yaptığı ilk ziyaret oldu.

sdf
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir aşevinin önünde yemek almayı bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

Ziyareti sırasında Reşad, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamaya göre ikili, ‘Mısır-İsrail ilişkileri, iki ülke arasındaki barışın güçlendirilmesi ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının pekiştirilmesi’ konularını görüştü.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki arabuluculuk sürecinin başlangıcından bu yana önemli bir rol oynadığını ve oynamaya devam edeceğini düşünüyor. Mısır'ın anlaşmayı benimsemesi ve onu desteklemek için ciddi çabalar göstermesi de bunu kanıtlıyor.

Gazze'deki güvenliğin kontrolü

İngiliz The Guardian gazetesinin birkaç gün önce diplomatik kaynaklara dayandırarak aktardığına göre, şu anda Avrupa ve ABD’nin desteğiyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere bir öneri hazırlanıyor. Bu öneri, Gazze’de güvenliği sağlamak üzere planlanan uluslararası bir istikrar gücüne geniş yetkiler verilmesini öngörüyor ve bu güce Mısır’ın liderlik etmesinin güçlü bir ihtimal olduğu belirtiliyor.

Trump’ın 20 maddeden oluşan planı, Gazze’ye derhal konuşlandırılacak ‘geçici bir uluslararası istikrar gücü’ kurulmasını öngörüyor. Bu güç, bölgedeki Filistin polis güçlerine eğitim ve destek sağlamaktan sorumlu olacak. Mısır da bu süreçte aktif bir rol oynamaktan geri kalmadı. Mısır Genel İstihbarat Servisi’nin öncülüğünde yürütülen görüşmelerin ardından Kahire’de toplanan Filistinli grupların toplantısı, ‘ateşkesin izlenmesi amacıyla kurulması planlanan geçici BM güçlerine ilişkin bir BM kararının çıkarılmasının önemine’ ve ‘tüm Filistinli güçler ve fraksiyonların ulusal bir strateji üzerinde uzlaşması için acil bir toplantı düzenlenmesi gerektiğine’ vurgu yaparak sona erdi.

Kahire ya da Filistinli gruplar bu acil toplantının tarihini henüz belirlemezken, İsrailli bir Savunma Bakanlığı yetkilisi, bir Mısır ekibinin birkaç mühendislik aracı eşliğinde Gazze Şeridi’ne girdiğini açıkladı. Bu ekibin, Gazze’de kalan 13 rehinenin naaşlarının yerini tespit etmeye yardımcı olmak amacıyla bölgede bulunduğu belirtildi. Söz konusu girişimin, İsrail’in siyasi liderliğinin onayıyla yürütüldüğü ifade edildi. Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı da bu haberleri doğruladı.

Hamas, ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak şu ana kadar 15 rehinenin cesedini teslim etti, ancak 13 rehinenin naaşının daha iade edilmesi bekleniyor. Cesetlerin yerini tespit etmek için araç talep eden Hamas, ateşkes anlaşmasına ‘tam bağlılık’ gösterdiğini yineledi.

Ferec, Netanyahu'nun İsrail halkının dikkatini iç krizlerden uzaklaştırmak amacıyla Mısır ile gerginlik yaratanın İsrail olduğunu iddia etti ve Mısır'ın uluslararası güçlere katılımının Arap pozisyonu ve BM kararıyla bağlantılı olduğunu belirtti.

fr
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve İsrail uzmanı Dr. Ahmed Fuad Enver, bu gelişmeleri, Mısır’ın ulusal güvenliğini gözeterek ve Filistin davasına dengeli bir şekilde destek vererek, İsrail’in çıkarabileceği herhangi bir engeli önlemeye yönelik dikkat çekici adımlarının bir parçası olarak değerlendiriyor.

Enver, Mısır’ın son adımının (Amerikan baskısı altında, İsrail’in onayıyla rehine cesetlerinin çıkarılmasına yardımcı olmak için harekete geçmesinin) Kahire’nin arabulucularla birlikte ateşkes anlaşmasının kalıcılığını sağlamaya çalıştığı anlamına geldiğini belirtti. Ayrıca, İsrail’in Kahire ile gerginliği azaltma eğiliminde olduğunu, özellikle Mısır İstihbarat Servisi Başkanı’nın gerçekleştirdiği önemli ziyaretten, Filistinli grupların Kahire’de ağırlanmasından ve yeniden inşa konferansının hazırlıklarından sonra bu yönelimin daha da belirginleştiğini ifade etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdulati ve Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh dün bir telefon görüşmesi yaptılar ve bu görüşmede Filistin sahnesindeki son gelişmeleri ve Gazze Şeridi'nde yeniden inşa ve kalkınma konferansı için devam eden hazırlıkları ele aldılar.

Enver, Mısır'ın Kahire görüşmelerinde Filistin uzlaşma sürecini desteklemeye ve yeniden inşa sürecini ilerletmeye büyük önem verdiğini ve İsrail'in kaçamak tavırlarına rağmen Gazze'deki krizi sona erdirmeyi hedeflediğini düşünüyor.


Filistin Devlet Başkanı Abbas, Başkan Yardımcısı Şeyh'in yetkilerini güçlendirerek reformları derinleştirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)
TT

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Başkan Yardımcısı Şeyh'in yetkilerini güçlendirerek reformları derinleştirdi

Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)
Dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibin yürüttüğü kazıları inceleyen Filistinliler (AP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Ebu Mazen), Başkan Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh'in yetkilerini güçlendirerek Filistin Yönetimi'nin taahhüt ettiği reformları derinleştirdi. Abbas dün, Ulusal Yönetimin başkanlık koltuğu boşaldığında, Yasama Konseyi'nin bulunmaması halinde, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Başkan Yardımcısı ve Filistin Devleti Başkan Yardımcısı'nın geçici olarak Filistin Yönetimi Devlet Başkanlığı görevini üstleneceğini belirten bir anayasal bildiri yayınladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Ramallah'tan kaynaklar, bu kararın mevcut aşamanın hassasiyeti ve karmaşıklığının gölgesinde Filistin Yönetimi’ni atlatma girişimlerini önlemek için gerekli olduğunu söylediler.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘ABD tarafından kontrol edildiği’ yönündeki suçlamaları savuşturmak için dün yaptığı açıklamada, bu tür eleştirilerin ‘saçma iddialar’ olduğunu söyledi.

İsrail basınında yer alan haberlerde Netanyahu’nun, kaçırılanların cesetlerini aramak için Mısırlı bir ekibi Gazze'ye göndererek ABD’nin baskısına boyun eğdiğinin ortaya çıkmasından sonra Netanyahu’ya yönelik suçlamalar yoğunlaştı. Ekip, dün sarı hattın doğusundaki İsrail ordusunun konuşlu olduğu bölgede çalışmalarına başladı.

Diğer taraftan Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad dün, Suudi Arabistan, Norveç ve Avrupa Birliği'nin (AB) başkanlığını yaptığı İki Devletli Çözüm için Küresel İttifak Yüksek Düzeyli Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantının gündemi, Filistin Yönetimi'nin desteklenmesi, Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılması, New York Deklarasyonu'nun uygulanması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'de ateşkes planıydı.


Hızlı Destek Kuvvetleri El Faşir üzerindeki kontrolünü duyurdu

El Faşir'den Tawila kasabasındaki kamplara yerleşen yerinden edilmiş aileler (Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Koordinasyonu Facebook hesabı)
El Faşir'den Tawila kasabasındaki kamplara yerleşen yerinden edilmiş aileler (Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Koordinasyonu Facebook hesabı)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri El Faşir üzerindeki kontrolünü duyurdu

El Faşir'den Tawila kasabasındaki kamplara yerleşen yerinden edilmiş aileler (Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Koordinasyonu Facebook hesabı)
El Faşir'den Tawila kasabasındaki kamplara yerleşen yerinden edilmiş aileler (Mülteciler ve Yerinden Edilmiş Kişiler Koordinasyonu Facebook hesabı)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur Eyaleti'nin başkenti el Faşir'in kontrolünü, Sudan ordusuyla stratejik şehirdeki en çetin çatışmanın ardından tamamen ele geçirdiklerini açıkladı. HDK dün erken saatlerde, ordunun şehirdeki son kalesi olan 6. Piyade Tümeni'ni ele geçirdiklerini duyurdu.

Karadaki bu gelişme, HDK tarafından elde edilen en önemli askeri zaferi temsil ediyor, ancak ordudan konu hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

El Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu (yerel bir insan hakları grubu), Altıncı Piyade Tümeni komutanının yakalanmasıyla ilgili bilgilerin yayılmasının ardından, "tüm ordu ve ortak kuvvet komutanlarının güvende olduğunu ve çatışmaları El Faşir içinden yönettiğini" açıkladı. Şarku'l Avsat'ın görüştüğü el Faşir'deki yerel kaynaklar, "çatışmaların devam ettiğini" ifade etti.