QAnon'un gizemli Q'su deşifre mi oldu?

Q'nun Trump olduğuna inanan bir kesim de mevcut (AP)
Q'nun Trump olduğuna inanan bir kesim de mevcut (AP)
TT

QAnon'un gizemli Q'su deşifre mi oldu?

Q'nun Trump olduğuna inanan bir kesim de mevcut (AP)
Q'nun Trump olduğuna inanan bir kesim de mevcut (AP)

ABD'de milyonlarca taraftarı olan ve eski ABD başkanı Donald Trump'ın defalarca övdüğü asılsız QAnon komplo teorisinin Q'sunun kimliği hakkında yeni bir haber geldi.
HBO kanalının söz konusu komplo teorisiyle ilgili mini belgeselinin yönetmeni, gizemli Q'nun 8kun'un (önceki adıyla 8chan) yöneticisi Ron Watkins olduğunu söyledi.
2017'de "Q Clearance Patriot" adlı bir kullanıcıyla başlayan QAnon komplo teorileri, yıllar içinde Trump'a ve etrafında olup bitene odaklanmaya başladı. Ancak paylaşımlar, aralarında Hillary Clinton ve seçimlerdeki Rus müdahalesine yönelik soruşturmayı yürüten Robert Mueller'in de bulunduğu kişilere bağlanan geniş bir komplo teorisini kapsayacak şekilde yayılıyor.
İsim, kişinin ABD Enerji Bakanlığı'nda bu izne sahip kişilerin gizli belgelere erişebildiğini anlatan bir ifade olan "Q" geçiş izni bulunduğu yönündeki iddiasına bir gönderme gibi görünüyor.
Bununla birlikte Q daha önce ABD yönetiminde üst düzey bir yetkili olduğu iddia etmişti. Ancak QAnon komplo teorisi üzerine araştırma yürüten pek çok kişi de yönetmen Cullen Hoback gibi gizemli kişinin Watkins olduğunu belirtiyor.
Ancak babasıyla Filipinler'de yaşayan Watkins, kendisinin yalnızca 8kun'un bir yöneticisi olduğunu söyleyip bu söylentileri uzun zamandır reddediyor.
Bununla birlikte Q: Into the Storm adlı belgeselin son bolümünde Hoback, Watkins'in yalan söylediğine dair önemli bir kanıt bulduğunu belirtti. Zira Watkins belgeselde, Trump'ın 2020 seçimlerinde yenilmesinin ardından atılan hile iddiaları hakkında konuşurken şu ifadeleri kullandı:
"... Aslında daha önce anonim olarak yaptığım bir şeydi ama Q olarak hiç yapmadım."
Konuşmasının devamında Watkins "Ben Q değilim" dese de Hoback bu sözleri kanıt olarak gördüğünü söyledi:
"Kedi fare kovalamacasından sonra Ron (Watkins) hata yaptı. O biliyordu. Ben de biliyordum."
Bununla birlikte Watkins, pazar günü geç saatlerde anlık mesajlaşma uygulaması Telegram üzerinden 150 bin abonesine "Dostça bir hatırlatma: Ben Q değilim. İyi hafta sonu dilerim" mesajını attı.
Belgesel, Watkins'in rolü hakkındaki tartışmaları tekrar alevlendirdi. Bazı araştırmacılar, Q'nun arkasında birden fazla kişinin olduğunu düşünüyor. Örneğin Harvard Üniverstesi'nde akademisyen Joan Donovan, Q'nun kolektif bir topluluk olduğunu söyledi.
 
Independent Türkçe, Washington Post, Business Insider



Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump, Ortadoğu’yu yeniden şekillendirirken İsrail sessiz kalıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Suriye lideri Ahmed Şara bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu turuyla bölgeyi yeniden şekillendirirken İsrail sürecin dışında kaldı.

Reuters’ın analizinde, Trump’ın bu hafta Suudi Arabistan ziyaretiyle başlattığı önemli Ortadoğu turunda İsrail’i ziyaret etmemesinin, Tel Aviv yönetiminde hayal kırıklığı yarattığı belirtiliyor.

Haberde, radikal sağcı Binyamin Netanyahu yönetiminin, Trump’ın İsrail’i “es geçmesi karşısında diplomatik sessizliğe gömüldüğü” ifade ediliyor. 

Gazze savaşı nedeniyle Suudi Arabistan’la ilişkileri normalleştirme umudunu kaybeden İsrail’in, Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesi sürecine izleyici kaldığı yorumu yapılıyor. 

Washington merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden Jonathan Panikoff, Trump’ın “önceliklerinin açıkça değiştiğini” belirterek, ABD’nin İsrail'e uyguladığı özel muamelenin artık geçerli olmayabileceğini söylüyor: 

Trump açıkça ticaret ve yatırım odaklı bir gündemle ilerlemeye kararlı. ABD ve İsrail'in tarihsel açıdan her zaman yakın işbirliği içinde olduğu geleneksel politika ya da güvenlik konuları Trump'ın öncelikleriyle uyuşmasa bile yine de bunlara odaklanacaktır.

CNN’in analizinde de ABD Başkanı’nın “ideolojik ruh ikizi” olarak görülen Netanyahu’yla Trump’ın arasının açıldığına dikkat çekiliyor. 

Trump’ın ekibinin Katarlı ve Suudi Arabistanlı yetkililerle Gazze savaşını sonlandırmak için perde arkasında görüştüğü, İsrail’inse çatışmaları sürdürmekte ısrarcı davrandığı belirtiliyor. 

Trump'ın müttefiklerinden Senatör Lindsey Graham, Suriye’ye yaptırımların kaldırılması kararını “doğru koşullar altında destekleyeceğini” söylemişti. Graham, Trump’ın bu süreçte İsrail’in taleplerini göz önünde bulundurması gerektiğini de sözlerine eklemişti.  

Trump, özellikle son iki haftada Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizlerde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander'in Hamas tarafından serbest bırakılmasının ardından Netanyahu yönetimine yüklenmişti: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters