Dibeybe, İtalya ve Yunanistan başbakanlarıyla göçü görüştü

Abdulhamid Dibeybe, dün Trablus’ta İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi ağırladı (Ulusal Birlik Hükümeti)
Abdulhamid Dibeybe, dün Trablus’ta İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi ağırladı (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Dibeybe, İtalya ve Yunanistan başbakanlarıyla göçü görüştü

Abdulhamid Dibeybe, dün Trablus’ta İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi ağırladı (Ulusal Birlik Hükümeti)
Abdulhamid Dibeybe, dün Trablus’ta İtalya Başbakanı Mario Draghi’yi ağırladı (Ulusal Birlik Hükümeti)

İtalya Başbakanı Mario Draghi ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, yeni yürütme otoritesinin iktidara gelmesi ardından Avrupalı ​​ve Arap yetkililerin yaptıkları ziyaretler çerçevesinde dün Libya'nın başkenti Trablus’a bir ziyaret gerçekleştirdiler.
İtalyan Başbakan Draghi, Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin yanı sıra Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile bir araya gelerek ‘öncelikle Libya'nın egemenliği’ sloganı altında İtalya ile ‘stratejik ortaklık’ inşa etmeye hazır olduğunu bildirdi.
İtalya'nın Libya’daki istikrarı desteklemede oynadığı role övgüde bulunan Dibeybe ise İtalya Büyükelçiliği’nin her koşulda Trablus'ta faaliyet göstermeye devam eden birkaç ülkede arasında olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda Draghi ile gerçekleştirdiği görüşmelerde özellikle uluslararası güzergahın uygulanmasının tamamlanması ve iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik iş birliğinin güçlendirilmesi açısından 2008 yılında Libya ile İtalya arasında imzalanan anlaşmanın etkinleştirilmesine değinildiğini belirtti. Hükümetinin İtalya hava sahasının Libya havacılığına yeniden açılması, karşılıklı uçuşların düzenlenmesi ve öğrenciler, iş insanları ve hastalara verilen vizelerin artırılması yoluyla Libya vatandaşlarına verilen vize işlemlerinin kolaylaştırmasını dört gözle beklediğini de vurguladı.
Libya-İtalyan dostluk anlaşmasında yer aldığı gibi enerji ve elektrik alanındaki iş birliğinin artışına dikkat çeken Dibeybe, iki ülke için de sorun teşkil eden yasadışı göç meselesinin sadece Libya'nın ya da İtalya’nın sorumluluğu altında olmadığını, uluslararası toplumun bu akışın gerçek nedeninin ele alınmasına katkı sağlaması gerektiğini belirtti.
Ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konunun koordine edilmesi ve Libya tıbbi yardımcı personeline destek olarak İtalya’nın sağlık deneyiminden yararlanılması için Libya-İtalya Ortak Komitesi oturumlarının hızlı bir şekilde düzenlenmesi gerektiği yönünde Draghi ile anlaştığını da açıkladı.
İtalya Başbakanı ise dün Dibeybe ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında söz konusu ziyaretinin İtalya’nın Ulusal Birlik Hükümeti’ne desteği ve iki ülkeyi birbirine bağlayan tarihsel ilişkinin önemi çerçevesinde geldiğini vurguladı. Ayrıca ateşkesi sürdürmenin ve tüm Libyalılar arasında inşa ve uzlaşma yolunda ilerlemenin önemini vurgulayarak “Libya'nın cesurca ve kararlılıkla ilerleyebilmesinin ön koşulu, ateşkes taahhüdünün devamıdır” ifadelerini kullandı. Nitekim geçtiğimiz yıl çatışma taraflarının ateşe son vermek amacıyla imzaladığı anlaşmaya atıfta bulunan Draghi, İtalyan Büyükelçiliği’nin ‘uzun yıllar süren çatışma sırasında açık kalan tek Avrupa diplomatik misyonu’ olduğunun altını çizdi.
Görüşmelerde başta projeler, altyapı, enerji, sağlık olmak üzere bir dizi alandaki iş birliğinin ele alındığını belirten İtalyan Başbakan, Libyalı öğrencilerin İtalya'da öğrenim görmeleri için bursların artırıldığını duyurdu. Aynı zamanda Avrupa Birliği'ni (AB) Libya'nın güney sınırlarını korumasına yardımcı olmaya çağırdı.
Diğer yandan Mengi ise Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş’un da katılımıyla İtalyan Başbakan Draghi ile başta Libya-İtalyan dostluk antlaşması ile ilgili olmak üzere ortak komite çalışmalarını harekete geçirmenin, altyapı ve petrol alanında deniz seyrüsefer ve iş birliğini etkinleştirmenin ve iki ülke arasındaki hava sahasını bir an önce açmanın yollarını tartıştığını bildirdi.

Dibeybe: Yunanistan ile ortak komiteler oluşturmaya hazırız
Dün öğleden sonra Trablus'a gelen Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Dibeybe arasındaki görüşmede de Yunan büyükelçiliğinin açılması dahil olmak üzere bir dizi ortak meseleye odaklanıldı. Libya, Türkiye ve Yunanistan'ın haklarını koruyan her türlü anlaşmanın önemine vurgu yapan Dibeybe, iki ülke arasındaki deniz sınırlarını tartışmak yönünde Yunanistan ile ortak komiteler oluşturmaya hazır olduğundan bahsetti.
Ziyaret amacının Libya'daki Yunanistan Büyükelçiliği çalışmalarına devam etmek olduğunu söyleyen Miçotakis ise Trablus'taki Yunan Büyükelçiliği'nin açılması ardından Bingazi'de de konsolosluğun açılacağına işaret etti. İstikrarı sağlama ve seçimlerin düzenlenmesi yolunda Libya’ya destek verileceğini söyleyen Miçotakis, iki ülke arasındaki sınırları belirlemede iş birliği olasılığını değindi. Aynı zamanda paralı askerler ve yabancı güçlerin bir an önce Libya'yı terk etmesi gerektiğini vurguladı.

Libya Başbakanı, Körfez ülkelerini ziyaret edecek
Libya Başbakanı Sözcüsü Muhammed Hammude, Dibeybe’nin Libya dosyasına ilişkin Körfez tutumunu birleştirme ve tüm Körfez ülkeleri arasındaki ilişkiyi karşılıklı saygı temelinde artırmaya yönelik çabalar kapsamında bazı Arap Körfezi ülkelerini ziyaret edeceğini söyledi.

 


Gözler Gazze anlaşmasının ikinci aşamasında

Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)
Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)
TT

Gözler Gazze anlaşmasının ikinci aşamasında

Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)
Hamas mensupları dün, Mısırlı bir ekibin Kızılhaç mensuplarıyla birlikte Gazze Şehri'nde son İsrail rehinesinin cesedini aradığı bölgeyi güvenlik altına aldı (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi yönünde ortak bir çaba içinde, dolaylı müzakerelerin ileri aşamasına geçilmesinin önünü açmak için "daha ciddi" görüşmelerin devam ettiği belirtiliyor. Hamas hareketi içindeki bilgili kaynaklardan gelen açıklamalara göre beklenen görüşmelerin, bu ay sonu veya gelecek ay başında yapılması bekleniyor.

Şarku'l Avsat'a bilgi veren kaynaklar, Kahire'de düzenlenecek kapsamlı bir Filistin ulusal toplantısı için hazırlıkların sürdüğünü, önemli ve acil konularda anlaşmaya varıldığını belirtti.

Fetih Sözcüsü Abdülfettah Devle ise özel açıklamasında, Gazze Şeridi'ni yönetecek bir komitenin kurulmasına ilişkin duyurunun "yakında yapılmasının muhtemel" olduğunu belirterek, beklenen oluşumun Filistin vizyonuyla uyumlu olmasının önemini vurguladı. Devle, "belgelenmiş ve resmi bir anlaşma yayınlanana kadar" belirli bir tarih vermedi.


 Tony Blair, Gazze Barış Konseyi üyelik adayları listesinden çıkarıldı

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
TT

 Tony Blair, Gazze Barış Konseyi üyelik adayları listesinden çıkarıldı

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)
Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair (Arşiv- AFP)

Financial Times gazetesi, güvenilir kaynaklara dayandırdığı haberinde, İngiltere eski Başbakanı Tony Blair'in Arap ve İslam ülkelerinden gelen itirazlar sonrasında Gazze Barış Konseyi üyeliğine aday listesinden çıkarıldığını bildirdi.

Blair, ABD Başkanı Donald Trump'ın eylül ayı sonlarında İsrail ile Hamas arasındaki savaşı sona erdirmek için 20 maddelik planını açıkladığı sırada konsey üyeliği için belirlenen tek isimdi. Trump, Blair'i "çok iyi bir adam" olarak tanımlamıştı.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’ten aktardığına göre, Blair o dönemde planı "cesur ve akıllıca" olarak nitelendirdi ve ABD başkanının başkanlık edeceği konseye katılmaktan memnuniyet duyacağını ifade etti.

Ancak bazı Arap ve Müslüman ülkeler, kısmen 2003 yılında ABD öncülüğündeki Irak işgaline verdiği güçlü desteğin Ortadoğu'daki itibarına verdiği zarar nedeniyle plana karşı çıktı.

Financial Times, Blair'in bir müttefikinin, eski başbakanın Barış Konseyi üyesi olmayacağını söylediğini aktardı. Müttefik, "Bu konsey mevcut dünya liderlerinden oluşacak ve altında daha küçük bir yürütme kurulu bulunacak" dedi.

Kaynak, Blair'in, Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD başkanının kıdemli danışmanlarından Steve Witkoff'un yanı sıra Arap ve Batı ülkelerinden üst düzey yetkililerle birlikte yürütme kurulunda yer almasının beklendiğini de ifade etti.


Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
TT

Netanyahu, yeni Suriye’yi diplomasiyle değil bombalarla karşılıyor: İsrail, yeni Şam yönetimini barış ortağı değil kontrol edilmesi gereken hedef olarak kodluyor

Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)
Başbakan Binyamin Netanyahu, 19 Kasım'da Suriye ile olan tampon bölgeyi, savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti (İsrail Başbakanlık Ofisi)

Kasım 2025’in yağmurlu bir gecesinde, İsrail ordusunun Ramallah’ın kalbine yönelik baskını sürerken, başkanlık binasına birkaç metre mesafedeki bir noktada oturan üst düzey bir Filistinli yetkili acı bir tebessümle şunu söyledi:
“Şu an Filistin hakkında konuşmak istemiyorum. İsrail’i sömürgeci bir devlet olarak tanımlayan ezber cümleleri de tekrar etmeye niyetim yok. Şu anda konuşmak istediğim şey Suriye.”

Yetkiliye göre Suriye, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yalnızca gerçek bir barışı istemediğinin değil, komşu devletleri de görmek istemediğinin en açık kanıtı haline geldi. Zira Şam’daki yeni siyasi liderlik, İsrail’e karşı savaş ya da düşmanlık istemediğini açıkça ilan etmiş olmasına rağmen, İsrail Suriye topraklarını son derece sert askerî operasyonlarla ihlal etmeyi sürdürüyor.
Filistinli yetkili şöyle devam ediyor:
“Hamas 7 Ekim 2023’te savaşı başlattı, Hizbullah İsrail’i vurdu, Husiler İran’ın teşvikiyle ‘destek savaşına’ katıldı… Fakat Suriye tam tersine çatışmanın dışında kalmayı seçti; hatta çok daha fazlasını yaptı.”

“İsrail için bir tehdit yok”

Saldırganlığı caydırma operasyonlarının sonrası Şam’da kontrolü devralan yeni yönetim, İsrail dahil komşu hiçbir ülkeye tehdit oluşturmadığını açıkladı.
Bununla birlikte Beşşar Esed rejiminin çökmesi ve İran ekseninin bölgedeki en stratejik üssünü kaybetmesi, Suriye ile İsrail arasında çıkarların kesiştiği yeni bir dönemi mümkün kılabilirdi.

Filistinli yetkili, “İsrailliler sanki bu gerçekleri unuttu. Suriye artık İran milislerinin oyun alanı değil” diyor.

Bu süreçte ABD, Türkiye ve Azerbaycan, iki taraf arasında arabuluculuk yapmaya hazır olduklarını bildirerek, sınırların tamamen güvenli hâle gelmesini sağlayacak güvenlik düzenlemeleri için müzakerelere davet etti. İsrail’in çekincelerine rağmen Suriye, doğrudan görüşmelere dahi razı oldu. Nitekim Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ile İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer arasında altı toplantı gerçekleştirildi.

İsrail kaynaklarına göre Şam, kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak adına büyük esneklik gösteriyor. 1967 ve 2024’te işgal edilen tüm toprakların iadesi karşılığında tam barış anlaşmasına hazır; fakat ara formüller de değerlendiriliyor. Bunlar arasında Golan’ın 15 yıla kadar İsrail’e kiralanması veya 1974 sınırlarına dönüşü öngören bir güvenlik mutabakatı da var.

Aynı kaynaklar,  yeni yönetiminin “İbrahim Anlaşmaları”na katılmaya da sıcak baktığını, bunun İsrail’in 1948’den bu yana hayalini kurduğu tarihi bir açılım olacağını belirtiyor.

İsrail’in karşılığı: İşgal ve hava saldırıları

Tehdit politikasını seçen İsrail, Aralık 2024’ten bu yana yeni yönetimin nefes almasına fırsat vermeden askerî havaalanları ve üsleri hedef alan yaklaşık 500 hava saldırısı düzenledi. Suriye’nin savunma kapasitesinin yüzde 85’ini yok eden İsrail, 450 km²’lik Suriye toprağını işgal ederek genişliği 7 km’yi aşan hat boyunca, Şeyh Cebel'den Dera’ya kadar ilerledi. Bazı bölgelerde 20 km derinliğe kadar kara harekâtı yürüten İsrail 9 askerî üs kurdu.

frgt
Netanyahu, Salı günü Suriye'deki tampon bölgedeki İsrail güçlerini denetledi (AP)

İsrail ayrıca, “Dürzi müttefikleri koruma” gerekçesiyle iç çatışmaları körükledi. Oysa İsrail’deki Dürzi vatandaşlar bizzat İsrail hükümetleri tarafından ayrımcılığa maruz kalıyor.
Tel Aviv yönetimi, Şam’ın yeni liderliğini Nusra Cephesi bağlantıları üzerinden karalamaya çalışsa da, geçen yıllarda bizzat İsrail ordusuna bağlı sahra hastaneleri ve Safed, Hayfa, Tel Aviv’deki çeşitli merkezlerin çok sayıda Nusra üyesini tedavi ettiği biliniyor.

Netanyahu’yu kim durdurabilir?

Son günlerde İsrail’de ortaya çıkan bilgiler, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’e ve Netanyahu’ya “Suriye politikasındaki yanlışları” nedeniyle sert bir uyarıda bulunduğunu gösteriyor.
Trump’ın, Suudi Arabistan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın talebi üzerine, Şam’daki yeni yönetimle daha olumlu bir yaklaşım benimsemeye yöneldiği ifade ediliyor.

frgt
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Trump ve Eş-Şara'nın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasını görüşmek üzere Riyad'da geçen mayıs ayında gerçekleştirdiği toplantıdan bir kare (SPA)

Trump, İsrail’in attığı adımların “yanlış ve mantıksız” olduğunu düşünürken, birçok analist Netanyahu’yu dizginleyebilecek tek gücün Trump yönetimi olduğuna inanıyor.
Ancak bunun sahadaki sonuçlarının görülmesi zaman alabilir. Bu arada şu soru giderek daha sık soruluyor: “İsrail, Suriye ile böyle bir şekilde davranarak bölgesine nasıl bir mesaj veriyor?”