İçişleri Bakanlığı’ndan "kısmi kapanma" genelgesi

(Twitter)
(Twitter)
TT

İçişleri Bakanlığı’ndan "kısmi kapanma" genelgesi

(Twitter)
(Twitter)

İçişleri Bakanlığı 81 İl Valiliğine “Kısmi Kapanma” konulu genelge gönderdi.  
Genelgede, salgınla mücadele sürecinin temel prensipleri olan temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra hayatın her alanına yönelik uyulması gereken kurallar ve önlemler; Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda belirlenerek uygulamaya geçirildiği belirtildi. 
Genelgede, mutasyona uğrayan Kovid-19 virüsünün dünya genelinde hastalığın yayılımını artırdığı, Türkiye’de de özellikle İngiltere varyantı sebebiyle günlük vaka, yoğun bakım ve entübe hasta sayılarında hızlı bir artış yaşandığı ifade edildi.
14 Nisan 2021 Çarşamba günü saat 19.00’dan itibaren ülke genelini kapsayacak şekilde iki haftalık kısmi kapanmaya yönelik alındığı belirtilerek, alınan tedbirler şu şekilde sıralandı:
1. Hafta içerisinde yer alan günlerde (Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma) 19.00­05.00 saatleri arasında, hafta sonları ise Cuma günleri saat 19.00’da başlayıp, Cumartesi ve Pazar günlerinin tamamını kapsayacak ve Pazartesi günleri saat 05.00’de tamamlanacak şekilde sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacak.
1.1- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde üretim, imalat, tedarik ve lojistik zincirlerinin aksamaması, sağlık, tarım ve orman faaliyetlerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla  belirtilen Ek’te belirtilen yerler ve kişiler kısıtlamadan muaf tutulacak.
▪ Sokağa çıkma kısıtlamasına yönelik tanınan muafiyetler,daha önce illerimize gönderilen genelgemizle açıkça belirtildiği şekilde muafiyet nedenine ve buna bağlı olarak zaman ve güzergâh ile sınırlı olup, aksi durumlar muafiyetlerin kötüye kullanımı olarak görülerek idari/adli yaptırımlara konu edilecek.
▪ Öte yandan yabancılara yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına dair muafiyet sadece turistik faaliyetler kapsamında geçici/kısa bir süre için ülkemizde bulunan yabancıları kapsamayacak. İkamet izinliler, geçici koruma statüsündekiler veya uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri dahil olmak üzere turistik faaliyetler kapsamı dışında ülkemizde bulunan yabancılar, sokağa çıkma kısıtlamalarına tabi olacak.
1.2- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu Cumartesi ve Pazar günleri market, bakkal, manav, kasaplar ve kuruyemişçiler 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek. 65 yaş ve üzeri ile 18 yaş altında bulunanlar hariç, zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilere gidip gelebilecek.
Aynı saatler arasında market, bakkal, manav, kasap, kuruyemişçiler ve online sipariş firmaları evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabilecek.
1.3- Sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu Cumartesi ve Pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri açık olacak. (Bu iş yerlerinde sadece ekmek ve unlu mamul satışı yapılabilecek.). 
65 yaş ve üzeri ile 18 yaş altında bulunanlar hariç ekmek ve unlu mamul ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine yürüme mesafesinde olan fırına gidip gelebilecek. Ramazan ayı süresince iftar saati ve hemen öncesinde oluşabilecek pide kuyrukları ve yoğunluğun oluşturacağı riskin önlenmesi amacıyla fırınlardaki özel sipariş üretimi de dahil pide ve ekmek üretimi iftardan 1 saat önce sonlandırılacak ve iftar saatine kadar sadece satış yapılabilecek. İftardan sonra fırınlarda üretim, satış ve diğer hazırlık işlemlerine devam edilebilecek. Fırın ve unlu mamul ruhsatlı işyerlerine ait ekmek dağıtım araçlarıyla sadece market ve bakkallara ekmek servisi yapılabilecek, ekmek dağıtım araçlarıyla sokak aralarında kesinlikle satış yapılmayacak.
1.4- Sokağa çıkma kısıtlamasındaki sürelere uymak için tüm işyerlerinin (istisna getirilenler hariç) çalışma saatleri hafta içi günlerde 07.00-18.00 saatleri arası olarak belirlenecek.
Zincir marketler ise saat 10.00’da açılacak.
2. Hafta içi günlerde; 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız 10.00-14.00, 18 yaş altı gençler ve çocuklarımız ise 14.00-18.00 saatleri arasında sokağa çıkabilecek olup, bu saat aralıkları dışında sokağa çıkmayacak.  Hafta içi/hafta sonu ayrımı olmaksızın 65 yaş ve üzeri vatandaşlarımız ile 18 yaş altı gençler ve çocuklarımızın şehir içi toplu ulaşım araçlarını (metro, metrobüs, otobüs, minibüs, dolmuş vb.) kullanmalarına müsaade edilmeyecek. Milli Eğitim Bakanlığınca yüz yüze eğitimin devamına karar verilen sınıf seviyeleri ile destekleme ve yetiştirme kursları/takviye kurslarında eğitim gören 18 yaş altı gençlerimiz, durumlarını belgelendirmeleri şartıyla toplu ulaşım araçlarından istifade edebilecek.
3. Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerde (hafta içi ve hafta sonunda) zorunlu haller dışında vatandaşlarımızın toplu ulaşım vasıtaları dışında şehirlerarası seyahatlerine izin verilmeyecek.
3.1- Herhangi bir zorunlu hali bulunmayan kişilerin sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerdeki şehirlerarası seyahatleri ancak toplu ulaşım araçları (uçak, otobüs, tren, gemi vb.) kullanılmak suretiyle mümkün olacak. İşi ile ilgili illiyetini belgeleyen toplu ulaşım araçlarının görevlileri ile şehirlerarası seyahat edeceğini bilet, rezervasyon kodu vb. ile ibraz eden kişiler sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olacak.
3.2- Zorunlu haller sayılacak durumlar:
 
▪ Tedavi olduğu hastaneden taburcu olup asıl ikametine dönmek isteyen, doktor raporu ile sevk olan ve/veya daha önceden alınmış doktor randevusu/kontrolü olan,
▪ Kendisi veya eşinin, vefat eden birinci derece yakınının ya da kardeşinin cenazesine katılmak için veya cenaze nakil işlemine refakat edecek olan (en fazla 8 kişi),
▪ Bulunduğu şehre son 5 gün içerisinde gelmiş olmakla beraber kalacak yeri olmayıp ikamet ettikleri yerleşim yerlerine dönmek isteyen (5 gün içinde geldiğini yolculuk bileti, geldiği araç plakası, seyahatini gösteren başkaca belge, bilgi ile ibraz edenler),
▪ ÖSYM tarafından ilan edilen ve diğer merkezi sınavlara katılacaklar ve refakatçileri,
▪ Askerlik hizmetini tamamlayarak yerleşim yerlerine dönmek isteyen,
▪ Özel veya kamudan günlü sözleşmeye davet yazısı olan,
▪ Ceza infaz kurumlarından salıverilen,
▪ Belirtilen bu durumların varlığı halinde toplu ulaşım araçlarıyla veya İçişleri Bakanlığına ait E-BAŞVURU ve ALO 199 sistemleri üzerinden ya da Valilik/Kaymakamlıklara doğrudan başvuru yoluyla Seyahat İzin Kurullarından izin almak kaydıyla özel araçlarıyla seyahat edebilecek.
3.3- Sokağa çıkma kısıtlaması uygulanan süre ve günlerdeki şehirlerarası seyahat kısıtlamasının etkinliğinin artırılması amacıyla şehirlerin tüm giriş ve çıkışlarında (iller arası koordinasyon sağlanmak kaydıyla) kontrol noktaları oluşturulacak. Özel araçlarla seyahat edenlerin muafiyet kapsamında olup olmadıkları muhakkak tetkik edilecek ve geçerli bir mazereti/muafiyeti bulunmayan kişilerin şehirlerarası seyahatlerine izin verilmeyecek. 
4. 16 Mayıs 2021 Pazar günü saat 24.00’e kadar yeme-içme yerleri (restoran, lokanta, kafeterya, pastane, tatlıcı gibi yerler) işyerlerinin iç veya dış alanlarında masada müşteri kabul edemeyecek. Bu süre içerisinde yeme-içme yerleri hafta içi günlerde 07.00-19.00 saatleri arasında gel-al ve paket servis, saat 19.00’dan sahur vaktine kadar sadece paket servis, Cumartesi ve Pazar günleri ise sabah 10.00’dan sahur vaktine kadar sadece paket servis şeklinde faaliyet gösterebilecek.
Aynı şekilde online yemek sipariş firmaları hafta içi ve hafta sonlarında saat 10.00’dan sahur vaktine kadar evlere/adrese paket servis şeklinde satış yapabilecek.
5. Aşağıda belirtilen işyerlerinin faaliyetlerine 17 Mayıs 2021 Pazartesi gününe kadar geçici olarak ara verilecektir.
- Halı saha, yüzme havuzu, spor salonu, güzellik merkezi/salonları, hamam ve saunalar, lunaparklar ve tematik parkları,
- Kahvehane, kıraathane, kafe, dernek lokali, çay bahçesi gibi yerler,
- İnternet kafe/salonu, elektronik oyun yerleri, bilardo salonu gibi yerler.
- Çay ocakları ise masa, sandalye/taburelerini kaldırmak ve sadece esnafa servis yapmak kaydıyla faaliyetlerine devam edebilecek.
6. 17 Mayıs 2021 tarihine kadar sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları ile birlikler ve kooperatiflerin genel kurul dahil yapacakları geniş katılımlı her türlü etkinliklerine izin verilmeyecek.
7. Evlendirme işlemlerinin gerçekleştirilmesine devam edilmekle birlikte nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler, 17 Mayıs 2021 tarihinden itibaren yapılabilecek. Bu süreye kadar herhangi bir şekilde nişan, kına, tören, merasim, düğün yapılmasına müsaade edilmeyecek.
8. Şehir içi toplu ulaşım araçlarında;
- Oturma kapasitesi % 50 ile sınırlandırılacak,
- Minibüs/midibüsler ile koltuk kapasitelerinde herhangi bir seyreltme ve kaldırılma yapılmayan otobüsler gibi iç hacim bakımından fiziki mesafe kurallarının uygulanamayacağı şehir içi toplu ulaşım araçlarında ayakta yolcu alınmasına müsaade edilmeyecek,
- Bunların dışında kalan raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüsler gibi ayakta yolcu taşıma ağırlıklı toplu ulaşım araçlarında; fiziki mesafe kurallarına aykırı olmayacak şekilde hangi oranda/sayıda ayakta yolcu alınabileceği il/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulları tarafından tespit edilecek.
-Raylı sistem araçları (metro, tramvay vb.), metrobüsler ve koltuk kapasiteleri seyreltilmiş/kaldırılmış otobüslerde ayakta alınabilecek yolcu sayısını belirtir levha/tabela herkesin görebileceği şekilde asılacak ve ayaktaki yolcuların durabileceği yerler fiziki olarak işaretlenmek suretiyle belirlenecek.
9. Huzurevi, yaşlı bakımevi, rehabilitasyon merkezi, çocuk evleri gibi sosyal koruma/bakım merkezlerinde 17 Mayıs 2021 tarihine kadar ziyaretçi kabul edilmeyecek.
10. Turistik tesisler dahil tüm konaklama tesislerinin (otel, motel, apart otel, pansiyon vb.) içerisinde bulunan yeme-içme yerleri, sadece konaklamalı müşterilerle sınırlı olmak ve aynı masada en fazla 2 kişiye servis açılmaması kaydıyla hizmet verebilecek. Konaklama tesislerinde kesinlikle toplu iftar organizasyonları yapılmayacak. Daha önce illere gönderilen genelgeler doğrultusunda konaklama tesislerinin denetimleri etkin şekilde sürdürülecek, sahte rezervasyon başta olmak üzere her türlü kötüye kullanımın önüne geçilecek.
11. Çeşitli işyerleri tarafından açılış nedeniyle veya belirli gün ya da saatlere özgü yapılan indirim uygulamaları kontrolsüz şekilde kalabalıkların oluşmasına neden olabilmekte.
Bu sebeple işyerleri tarafından açılış nedeniyle veya belirli gün ya da saatlere özgü genel indirim uygulamalarının yerine yoğunluğun önüne geçilebilmesi için en az bir hafta sürecek şekilde uzun periyodlarla indirim uygulamaları yapılacak.
12. Cumhurbaşkanlığının 2021/8 sayılı Genelgesi doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarında uzaktan ve/veya dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemlerinden azami düzeyde istifade edilecek. İdari izin kapsamındaki personele (hamile çalışanlar, süt izni kullananlar, 10 yaş ve altında çocuğu olan kadın çalışanlar, engelli çalışanlar, 60 yaş üzerindeki personel, kronik rahatsızlığı bulunanlar) kolaylık gösterilecek ve kamuda mesai saatlerinin başlangıç ve bitiş saatlerinin 10.00-16.00 olarak uygulanması sağlanacak. Çalışma koşulları, şartları ve imkanları uygun olan özel sektör firmalarında da esnek çalışma yöntemlerine geçilmesi teşvik edilecek.
13. Daha önce illere gönderilen genelge ile tüm kara, deniz ve hava sınır kapılarımızdan 15 Nisan 2021 tarihine kadar ülkemize giriş yapmak isteyen kişilerden son 72 saat içerisinde yapılmış negatif SARS-CoV-2 PCR testi sonucu ibrazı zorunluluğu 31 Mayıs 2021 tarihine kadar devam ettirilecek. Negatif SARS-CoV-2 PCR testi sonucu ibraz edemeyen kişilere uygulanacak karantina koşullarına ilişkin iş ve işlemler daha önceden yayımlanmış olan genelgelerimize göre yerine getirilecek.
Kararlar, Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 27’nci ve 72’nci maddeleri uyarınca İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulları tarafından hızla alınacak.
Bakanlık ayrıca "Uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeyecek ve mağduriyete neden olunmayacak" uyarısında bulundu.

Muaf yerler ve kişiler listesi
Sokağa çıkma kısıtlamalarının uygulanacağı günlerde istisna kapsamında olduğunu belgelemek ve muafiyet nedeni/güzergahı ile sınırlı olmak kaydıyla muaf yerler ve kişiler listesi de yayımlandı.
Listede şu yer ve kişiler yer aldı:
1. TBMM üyeleri ve çalışanları,
2. Kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanmasında görevli olanlar (özel güvenlik görevlileri dâhil),
3. Zorunlu kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kamu kurum ve kuruluşları ile işletmeler (Havalimanları, limanlar, sınır kapıları, gümrükler, karayolları, huzurevleri, yaşlı bakım evleri, rehabilitasyon merkezleri, PTT vb.), buralarda çalışanlar ile ibadethanelerdeki din görevlileri,
4. Acil Çağrı Merkezleri, Vefa Sosyal Destek Birimleri, İl/İlçe Salgın Denetim Merkezleri, Göç İdaresi, Kızılay, AFAD ve afet kapsamındaki faaliyetlerde görevli olanlar ve gönüllü olarak görev verilenler,
5. Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları, eczaneler, veteriner klinikleri ve hayvan hastaneleri ile buralarda çalışanlar, hekimler ve veteriner hekimler,
6. Zorunlu sağlık randevusu olanlar (Kızılay'a yapılacak kan ve plazma bağışları dahil),
7. İlaç, tıbbi cihaz, tıbbi maske ve dezenfektan üretimi, nakliyesi ve satışına ilişkin faaliyet yürüten iş yerleri ile buralarda çalışanlar,
8. Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar,
9. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretimi, sulanması, işlenmesi, ilaçlanması, hasadı, pazarlanması ve nakliyesinde çalışanlar,
10. Yurt içi ve dışı taşımacılık (ihracat/ithalat/transit geçişler dâhil) ve lojistiğini yapan firmalar ve bunların çalışanları,
11. Ürün ve/veya malzemelerin nakliyesinde ya da lojistiğinde (kargo dahil), yurt içi ve yurt dışı taşımacılık, depolama ve ilgili faaliyetler kapsamında görevli olanlar,
12. Oteller ve konaklama yerleri ile buralarda çalışanlar,
13. Hayvan barınakları, hayvan çiftlikleri ve hayvan bakım merkezleri ile bu yerlerin görevlileri ve gönüllü çalışanları, 30.04.2020 tarih ve 7486 sayılı Genelgemizle oluşturulan Hayvan Besleme Grubu üyeleri ile sokak hayvanlarını besleyecek olanlar,
14. İkametinin önü ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvanlarının zorunlu ihtiyacını karşılamak üzere dışarı çıkanlar,
15. Gazete, dergi, radyo ve televizyon kuruluşları, gazete basım matbaaları, bu yerlerde çalışanlar ile gazete dağıtıcıları,
16. Akaryakıt istasyonları, lastik tamircileri ve buralarda çalışanlar,
17. Sebze/meyve ve su ürünleri toptancı halleri ile buralarda çalışanlar,
18. Ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı işyerleri, üretilen ekmeğin dağıtımında görevli olan araçlar ile buralarda çalışanlar,
19. Cenaze defin işlemlerinde görevli olanlar (din görevlileri, hastane ve belediye görevlileri vb.) ile birinci derece yakınlarının cenazelerine katılacak olanlar,
20. Doğalgaz, elektrik, petrol sektöründe stratejik olarak faaliyet gösteren büyük tesis ve işletmeler (rafineri ve petrokimya tesisleri ile termik ve doğalgaz çevrim santralleri gibi) ile bu yerlerde çalışanlar,
21. Elektrik, su, doğalgaz, telekomünikasyon vb. kesintiye uğramaması gereken iletim ve altyapı sistemlerinin sürdürülmesi ve arızalarının giderilmesinde görevli olanlar ile servis hizmeti vermek üzere görevde olduklarını belgelemek şartı ile teknik servis çalışanları,
22. Kargo, su, gazete ve mutfak tüpü dağıtım şirketleri ve çalışanları,
23. Mahalli idarelerin toplu taşıma, temizlik, katı atık, su ve kanalizasyon, karla mücadele, ilaçlama, itfaiye ve mezarlık hizmetlerini yürütmek üzere çalışacak personeli,
24. Şehir içi toplu ulaşım araçlarının (metrobüs, metro, otobüs, dolmuş, taksi vb.) sürücü ve görevlileri,
25. Yurt, pansiyon, şantiye vb. toplu yerlerde kalanların gereksinim duyacağı temel ihtiyaçların karşılanmasında görevli olanlar,
26. İş sağlığı ve güvenliği ile iş yerlerinin güvenliğini sağlamak amacıyla iş yerlerinde bulunması gerekli olan çalışanlar (iş yeri hekimi, güvenlik görevlisi, bekçi vb.),
27. Otizm, ağır mental retardasyon, down sendromu gibi “Özel Gereksinimi” olanlar ile bunların veli/vasi veya refakatçileri,
28. Mahkeme kararı çerçevesinde çocukları ile şahsi münasebet tesis edecekler (mahkeme kararını ibraz etmeleri şartı ile),
29. Yurt içi ve yurt dışı müsabaka ve kamplara katılacak olan milli sporcular ile seyircisiz oynanabilecek profesyonel spor müsabakalarındaki sporcu, yönetici ve diğer görevliler,
30. Çalışanları inşaat alanında bulunan şantiyede konaklayarak yapımı devam eden büyük inşaatlar ile buralarda çalışanlar (Bu madde kapsamında inşaat ve konaklama aynı şantiye alanı içinde ise izin verilir, başka bir yerden çalışanların gelmesine ve şantiyede kalanların başka bir yere gitmelerine izin verilmez. Çalışma sadece inşaat alanı ile sınırlıdır.),
31. Bankalar başta olmak üzere yurt çapında yaygın hizmet ağı olan kurum, kuruluş ve işletmelerin bilgi işlem merkezleri ile çalışanları (asgari sayıda olmak kaydıyla),
32. ÖSYM tarafından ilan edilen ve diğer merkezi sınavlara katılacağını belgeleyenler (bu kişilerin yanlarında bulunan eş, kardeş, anne veya babadan bir refakatçi) ile sınav görevlileri,
33. İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarınca izin verilen, şehirlerarası karayolları kenarında bulunan dinleme tesislerinde yer alan yeme-içme yerleri ve buralarda çalışanlar,
34. Zorunlu müdafi/vekil, duruşma, ifade gibi yargısal görevlerin icrasıyla sınırlı kalmak kaydıyla avukatlar,
35. Araç muayene istasyonları ve buralarda çalışan personel ile araç muayene randevusu bulunan taşıt sahipleri,
36. Motorlu taşıt sürücü kursları, havacılık ve denizcilik kursları, özel ulaştırma hizmetleri mesleki eğitim ve geliştirme kursları ve iş makineleri sürücü eğitim kurslarına devam eden kursiyerlere yönelik hafta sonları düzenlenmesi zorunlu olan direksiyon eğitim sınavları ile diğer teorik ve uygulama sınavlarında görev alan komisyon görevlileri, usta öğreticiler ve bu sınavlara girecek kursiyerler,
37. Milli Eğitim Bakanlığı EBA LİSE TV MTAL ve EBA platformunda yayınlanmak üzere Bakanlığa bağlı mesleki ve teknik ortaöğretim okul/kurumlarında çalışmaları devam eden uzaktan eğitim video çekimi, kurgu ve montaj faaliyetlerini yürütmekte olan ya da söz konusu çalışmaların koordinasyonunu sağlayan personel,
38. Durumlarını eğitim kurumlarınca verilecek kurum adresi ile çalışma/ders programını ihtiva eden belge ile belgelendirmeleri şartıyla, güzergâh ve ilgili saatlerle sınırlı olacak şekilde Millî Eğitim Bakanlığınca örgün eğitim yapması uygun görülen eğitim kurumlarının öğrenci/öğretmen/çalışanlarının,
39. Apartman/site yönetimince düzenlenen görevli olduklarına dair belgeyi ibraz etmek ve ikametleriyle görevli oldukları apartman veya sitelere gidiş-geliş güzergâhıyla sınırlı olmak kaydıyla apartman ve sitelerin temizlik, ısınma vb. işlerini yerine getiren görevliler,
40. İş yerinde bulunan hayvanların günlük bakım ve beslenmelerini yapabilmek için ikamet ile işyeri arasındaki güzergâh ile sınırlı olmak kaydıyla evcil hayvan satışı yapan iş yerlerinin sahipleri ve çalışanları,
41. Sadece yarış̧ atlarının bakım ve beslenmelerini ve yarışlara hazırlık antrenmanlarını yapmak ve ikamet ile yarış̧ ya da antrenman alanı arasındaki güzergâhla sınırlı kalmak kaydıyla at sahipleri, antrenörler, seyisler ve diğer çalışanlar,
42. Sadece ilaçlama faaliyetleri için zorunlu olan güzergâhlarda kalmak ve bu durumu belgelemek kaydıyla iş yerlerinin haşere ve diğer zararlı böceklere karşı ilaçlamasını yapan firmalarda görevli olanlar,
43. Kurum adresi, çalışma/ders programını içeren belge ile belgelendirmek kaydıyla daha önceki eğitim planlamaları doğrultusunda eğitime devam eden özel güvenlik eğitim kurumları ile bu kurumlarca kullanılan uygulama alanları ve özel poligonlar, bu kurumlarda görev yapan yönetici, uzman eğitici ve diğer personeli ve eğitim gören kursiyerler.

Kamuda esnek çalışma genelgesi
Öte yandan Resmi Gazete'de kamuda esnek çalışmaya ilişkin yeni genelge de yayımlandı. 

Independent Türkçe



Muhammed bin Selman ve ABD... Kısa sürede başarıya ulaşmak

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)
TT

Muhammed bin Selman ve ABD... Kısa sürede başarıya ulaşmak

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yürüyor. (SPA)

2015 yılının eylül ayında Beyaz Saray'da İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz ile eski ABD Başkanı Barack Obama arasında düzenlenen Suudi Arabistan-ABD zirvesinde, Veliaht Prens Muhammed bin Selman, 21. yüzyılda iki ülke arasındaki stratejik ilişkiye dair Suudi Arabistan'ın vizyonunu içeren bir brifing sundu.

O dönemde genç prens, 80 yılı aşkın bir süredir birçok aşama ve gelişmeden geçen Suudi Arabistan-ABD ilişkileri için yeni bir vizyona sahip gibi görünüyordu ve bu ilişkilerin gelecekteki seyrini yeniden şekillendirme konusunda kararlıydı.

Görsel kaldırıldı.
İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz, Eylül 2015’te Beyaz Saray’da Başkan Barack Obama ile görüşürken (SPA)

Amerikan başkanlığı sonraki on yıl boyunca Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında değişti. En önemli dönüm noktası, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Mart 2017’de Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump ile yaptığı ilk görüşme oldu. Bu görüşme, Trump’ın görevdeki ilk dönemi sırasında Riyad’ı ilk yurt dışı durağı olarak seçmesine yol açtı.

Trump, Mayıs 2017’deki tarihi Riyad ziyaretinde Arap ve İslam dünyasının liderlerine hitap eden bir konuşma yaptı; konuşmasında Ortadoğu’daki terör ve çatışmalar gibi meseleleri vurguladı. Bu ziyaret sırasında Kral Selman bin Abdulaziz, Trump ile iki ülkenin ortak stratejik vizyon bildirisini imzaladı.

Ocak 2020’de Joe Biden başkan olarak göreve başladı ve en yakın ortağıyla ilişkiyi sınırlayacağına dair söz verdi.

Ancak bu söz tutulmadı. Zira Rusya-Ukrayna krizi ve küresel sahnedeki diğer gelişmeler ışığında Suudi Arabistan-ABD ortaklığının önemi fark edildi. Biden, Temmuz 2022’de Cidde’ye gelerek Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüştü.

Görsel kaldırıldı.
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Temmuz 2022'de Riyad'da dönemin ABD Başkanı Joe Biden ile görüştü. (Reuters)

Suudi yetkililer, ABD ile ilişkilerin istikrarlı olduğunu ve Beyaz Saray'daki yönetim değişikliklerinden etkilenmediğini her zaman vurguladı.

Aynı on yıl boyunca Suudiler, kapasitelerini geliştirmeye, potansiyellerini artırmaya, vizyon hedeflerine ulaşmaya ve küresel konumlarını güçlendirmeye devam ettiler.

Suudi Arabistan-ABD ilişkilerindeki değişimler, Çin'in Washington'un stratejik rakibi olarak yükselişi ve ekonomik ağırlık merkezinin Asya'ya kayması gibi dünyanın tanık olduğu köklü değişikliklerden bağımsız değil. Ukrayna'daki savaş, enerji güvenliğinin ve pazarlarını istikrara kavuşturabilen ülkelerin önemini daha da artırdı.

ABD'nin Ortadoğu'ya müdahalesi de diğer öncelikler lehine azaldı; bu da Riyad'ın siyasi yumuşamadan ekonomik ortaklıklara ve bölgesel güvenliğe yönelik yeni yaklaşımların formülasyonuna kadar etkili bölgesel girişimlere öncülük etmesinin önünü açtı.

Aynı zamanda, teknoloji ve yapay zekâ küresel ekonominin temel itici güçleri olarak ortaya çıktı ve yatırım ve teknoloji ortaklıklarını Washington'un hesaplamalarında daha merkezi bir konuma getirdi.

Bu değişiklikler, Riyad ile Washington arasındaki ilişkiyi, durumsal ihtiyaçlara dayalı bir ilişkiden, eşitlik, ortak çıkarlar ve geleceği şekillendirme üzerine kurulu bir ilişkiye dönüştürdü.

Amerikan başkanlığını ikinci kez devraldıktan sonra, Başkan Donald Trump Mayıs 2025’te tekrar Riyad’ı ziyaret etti ve uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşmada terör ve savaşlardan söz etmedi; aksine bölgenin parlak geleceği ve Kral Selman ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın liderliğinde gerçekleşen büyük ve olağanüstü dönüşüm üzerinde durdu. Riyad’da Suriye yetkilileri de hazır bulundu, Suudi Arabistan’ın talebiyle yaptırımlar konusu kapatıldı ve Başkan Trump, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera’yla görüştü.

Konuşması sırasında Başkan Trump, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a “Geceleri uyuyabiliyor musun?” diye sordu ve ardından Muhammed bin Selman’ın ‘işleri nasıl daha iyi hale getirebileceğini düşünerek bütün gece uykusuz kaldığını’ söyledi. “Suudi Arabistan’ın başarıları dışarıdan gelmedi, aksine liderleri ve halkının devletlerini geliştirme, vizyonlarını ilerletme ve kendi yollarıyla geleceklerini inşa etme kararlılığı sayesinde elde edildi” diyen Trump, bunu ‘Arap tarzında modern bir mucize’ olarak tanımladı.

Görsel kaldırıldı.
2025 yılının mayıs ayında Riyad'da düzenlenen Suudi Arabistan – ABD – Suriye üçlü toplantısından (SPA)

Bu konuşma bizi, Amerikan Life dergisinin 1943 yılının mart ayında Kral Abdulaziz ile yaptığı röportaja geri götürüyor. Röportajda Kral, ‘asla uyumayan gözlerle krallığının dizginlerini elinde tutan’ bir adam olarak tanımlanıyor. Dünün birleştirici büyükbaba hakkındaki konuşmaları, bugünün başarılı torun hakkındaki konuşmalarına benziyor.

Tüm bu bağlamlar ve bölgenin tanık olduğu dönüşümler ışığında, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Washington ziyareti, Başkan Trump ile görüşmesi ve bu görüşmeden çıkması beklenen anlaşmalar devreye giriyor. Ziyaretle ilgili manşetleri siyasi ve güvenlik konuları domine etse de, ekonomi ve yatırım konuları da gündemde olacak. Belki de en anlamlı tanım, Başkan Trump'ın bunun sadece bir toplantı değil, Suudi Arabistan ve genç prense bir övgü olduğunu belirten yorumudur.

Medya raporları ile bazı Amerikan siyasetçilere atfedilen sızıntılar ve açıklamalar hâlâ ABD himayesinde bir Suudi normalleşmesine bahis açıyor; ancak tüm baskılara ve girişimlere rağmen Suudi duruşu Filistin konusunda kararlı kalacaktır. Suudi Arabistan’ın en önemli ortağı olan ABD ile çıkarları -ki ABD’nin İsrail’i desteklemesi siyasi bir ilke olarak kabul edilir- hiçbir zaman Suudi Arabistan’ın Filistin’i destekleme konusundaki köklü siyasi ilkesi önüne geçmemiştir. Suudi dış politikası, 1967 sınırları üzerinde bağımsız bir devlet kurulmasını içeren kapsamlı bir çözüm sağlanmadan normalleşmeye gitmemek yönünde devam etmektedir.

İsrail’in katliam makineleri Gazze’de ne yaptıysa yaptı ve Filistin meselesini tasfiye etmeye çalıştı; ancak Kral Selman ve Veliaht Prens liderliğindeki Suudi çabaları, yalnızca ateşkes sağlamakla sınırlı kalmadı. İki devletli çözüm çabasında tarihi bir atılım gerçekleştirildi; ‘zorunlu çözüm’ ilan edildi ve Filistin, Balfour Vaadi’ni (Balfour Deklarasyonu) veren devlet başta olmak üzere birçok etkili ülkeden ve Birleşmiş Milletler’in (BM) bölünme kararının alındığı kürsüden tanınma hakkı kazandı. Aynı zamanda Suudi diplomatik mücadelesi, uzun yıllar boyunca Filistin hakkını savunmak yönünde devam etti.

ABD’nin karşı çıkmasına rağmen Filistin devletinin kurulmasını dayatma çabaları ve nükleer cephaneliğe sahip Pakistan ile ortak savunma anlaşması imzalaması gibi girişimlerine rağmen, Başkan Trump, Suudi Arabistan’a, liderliğine ve özellikle Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a birçok kez takdirini ifade etti. Çünkü güçlü ve net ilkelere sahip bir dost, bazı konularda görüşler farklı olsa bile saygıyı zorunlu kılar. Amerikan deneyimi yalnızca güçlüleri kutlar; miras veya sloganlarla değil, elde edilen başarılarla güçlü olanları…

İki ülke arasındaki olağanüstü görüşme sırasında hangi tür anlaşmalar yapılır veya hangi sonuçlar elde edilirse edilsin, kesin olan şudur ki bu sonuçlar stratejik ortaklığı pekiştirecektir. Gözlemciler, Washington’daki toplantıların bölge için güvenlik ve refah ile stratejik ilişkilerin geleceğine dair bir vizyon oluşturacağını ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın zekâsıyla, ‘brifingden başarıya’ dönüşen süreçle bu stratejik ilişkileri şekillendireceğini öngörüyor.


Rusya'nın Afrika'daki nüfuzunun sınırlarının göstergesi olarak Bamako kuşatması

Rusya'nın Mali'deki tutumu, Afrika'daki diğer müttefiklerini kendi tutumlarını yeniden gözden geçirmeye itebilir (AFP)
Rusya'nın Mali'deki tutumu, Afrika'daki diğer müttefiklerini kendi tutumlarını yeniden gözden geçirmeye itebilir (AFP)
TT

Rusya'nın Afrika'daki nüfuzunun sınırlarının göstergesi olarak Bamako kuşatması

Rusya'nın Mali'deki tutumu, Afrika'daki diğer müttefiklerini kendi tutumlarını yeniden gözden geçirmeye itebilir (AFP)
Rusya'nın Mali'deki tutumu, Afrika'daki diğer müttefiklerini kendi tutumlarını yeniden gözden geçirmeye itebilir (AFP)

Sagir el-Hidri

Mali’de terör örgütü El Kaide bağlantılı Cemaat Nusret el-İslam vel-Müslimin (CNIM) üyelerinin başkent Bamako'yu kuşatmasıyla ülkedeki durumun daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde kötüye gitmesinin ardından Rusya'nın Afrika'daki müttefikleri, Moskova'nın kendilerine verdiği desteğin azalması konusundaki tutumuna ilişkin belirsizlikten duydukları endişeyi dile getirdiler.

Rusya, Mali'nin geçici Cumhurbaşkanı Assimi Goita'nın Afrika'daki en önemli müttefiklerinden biri olmasına rağmen, Bamako krizine ilişkin henüz bir yorumda bulunmadı. Bu arada CNIM, Rus güçleri ve Mali ordusundan oluşan Afrika Kolordusu'nun toplanma yerlerini hedef aldığını duyurdu.

Daha önce de Rusya'nın müttefiklerini terk edeceği veya onlara önemli destek sağlamaktan kaçınacağına dair endişeler artmıştı. Eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in rejiminin düşüşü, Rusya’nın Afrika’daki müttefiklerinin dikkatini çeken önemli bir gelişmeydi.

Şüpheli sakinlik

Rusya, Afrika'da son yıllarda Batı ile ittifak halindeki rejimleri deviren askeri darbelerden sonra, özellikle Sahel bölgesinde önemli bir popülerlik kazanmış, bu da Moskova'nın bölgede askeri ve güvenlik alanlarında yer edinmesinin önünü açmıştı.

zxscd
Mali ordusunun Moskova'nın tepki vermede yavaş kalması karşısında çöküşünün ardından, Mali’nin Rusya ile ittifak kurma isteği azalmaya başladı (AFP)

Uluslararası ilişkiler uzmanı siyaset araştırmacısı Nizar Makni’ye göre Rusya'nın Mali'deki duruma ilişkin şüpheli sakinliğini açıklayan üç faktör var. Bunlardan birincisi, Rusya Ukrayna cephesiyle meşgul olduğundan Moskova, hazinesini, itibarını ve insan gücü rezervlerini tüketen bir savaş yürütüyor. Mali'ye doğrudan askeri müdahale, Rusya'nın karşılayamayacağı ikincil bir yük yaratabilir. İkincisi, Rusya kendisini işgal gücü değil, özel güvenlik sağlayıcısı olarak sunuyor ve bu model, başkentlerin beka savunmasını içermeyen danışman gönderme, eğitim ve özel operasyonlara dayanıyor. Eğer Bamako düşerse, bu modelin sınırlarını ortaya çıkaracak. Dolayısıyla Rusya çelişkili bir durumun ortaya çıkmaması için sessiz kalıyor.

Üçüncüsü, Moskova, geçici Cumhurbaşkanı Goita'nın talihsizliklerine rağmen Sahel bölgesindeki en iyi kozu olmaya devam ettiğine ve onu kaybetmenin çok pahalıya mal olacağına inanıyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre Makni yaptığı değerlendirmede de vurguladığı üzere başarısız olduğunu kamuoyuna açıklaması Moskova için daha da pahalıya patlayacak. Bu durum, bazı başkentlerin, özellikle de Moskova'nın Batılı güçlere karşı halihazırdaki bir alternatif olduğuna inananların, tutumlarını yeniden gözden geçirmesine neden olabilir.

Stratejik değişim

Rus siyasi analist Dmitry Bridge, Rusya'nın Assimi Goita yönetimini kurtarmak için sessiz kalması ve harekete geçmemesinin, yalnızca Ukrayna cephesiyle meşgul olmasıyla açıklanamayacağını, bunun Moskova'nın Afrika kıtasındaki pozisyonunda ve müdahalesinin niteliğinde stratejik bir değişikliği yansıttığını, ülkenin buradaki önceliklerini ve güçlerini yeniden düzenlediğini söyledi.

cdvf
Putin, Ukrayna'daki savaşla meşgul olduğu gerekçesiyle müttefiki Mali’yi kurtarmak için harekete geçmiyor (AFP)

Moskova’nın şu anda gerçek bir ikilemle karşı karşıya olduğunu söyleyen Bridge, Rusya’nın Bamako'daki kuşatmayı kırmak ve Sahel bölgesindeki müdahalesini genişletmek için acele eder ve güç kullanırsa Ukrayna'da savaşla ve boğucu uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya olduğu ve bundan dolayı Afrika kıtasındaki müttefiklerinin koruyucusu rolünü oynayamadığı bir dönemde, geniş çöl bölgesinde uzun ve karmaşık bir yıpratma savaşına gireceğinin altını çizdi. Rus analist, Moskova'nın Afrika'daki başarısız olduğunu kabul etmek istemediğini ve açıkça kapsamlı bir müdahale çağrısında bulunmadığını, böylece kıtada olup bitenlere ilişkin olarak gri bir alana çekildiğini belirtti.

Alternatif olarak ABD hazır

Afrikalı gözlemciler ve siyasi çevreler son günlerde, Rusya'nın müttefiklerini kurtarmak için müdahale etmeyi reddetmesi nedeniyle, Rusya'ya alternatif arayışına girilebileceğini kamuoyuna açıkladılar. Bu durum, Mali'nin silahlı grupların eline geçme tehdidi altında olan tek ülke olmaması ve Burkina Faso rejiminin topraklarının yaklaşık yüzde 71'ini bu tür gruplara kaptırması nedeniyle özellikle geçerli.

Alternatifler aramanın cazip bir fikir olduğunu söyleyen Nizar Makni, ancak bu cazibenin sahibini yutan türden bir cazibe olduğunu düşünüyor. Afrika ülkelerinin sorununun hiçbir zaman müttefiksiz kalmak olmadığını vurgulayan Makni’ye göre sorun tam tersine Moskova'dan Paris'e, Washington'dan Ankara ve Pekin'e kadar çok sayıda müttefiki olmasıydı. Herkes hizmetlerini sunuyor, ancak herkes de bunun karşılığını bekliyordu. Mali Dışişleri Bakanı ile ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı arasında kısa bir süre önce gerçekleşen ve sadece protokol detaylarından ibaret olmayan çok önemli bir görüşmenin gerçekleştiğini söyleyen Makni, “Böyle bir görüşme, dumanla dolu bir odada telefonu kaldırmak gibidir. Bu, durumun kamuoyuna açıklanandan daha ciddi olduğunu ve Rusya'nın sessizliğinin bir boşluğu doldurmak yerine bir güven krizi yarattığını dolaylı olarak kabul etmek anlamına gelir” yorumunda bulundu.

Bamako'dan iki farklı mesaj çıktığını belirten Makni, “Bunlardan ilki Washington'a yönelikti ve mesajda ‘Biz tamamen Rusya'nın etki alanı içinde değiliz ve başkent çökerse, bu çöküş tüm kıyı şeridini ateşe verecek ve bu da size zarar verir’ denildi. Daha açık bir ifadeyle, Mali ABD’ye kaosun yerel bir Afrika sorunu değil, sınırları aşan küresel bir baş ağrısı olduğunu hatırlattı” dedi. İkinci mesajın Moskova'ya yönelik olduğunu söyleyen Makni, “Bamako mesajında, ‘Sizin yokluğunuz, bizim başka alternatifimiz olmadığı anlamına gelmez’ denildi. Goita, Rusya'nın çaresiz görünmek istemediğini biliyor, ancak Moskova'nın Ukrayna ile yoğun şekilde meşgul olduğu bir dönemde yeni taburlar göndermeyeceğini de biliyor. Bundan dolayı Kremlin'e, gerekirse Washington'a arka kapı açabileceğinin sinyalini verdi” değerlendirmesinde bulundu. Moskova'nın stratejik kıskançlığının iyi bilindiğini, Batı Afrika'daki nüfuzunun ilk test alanı olan bu bölgeyi kaybetmek istemediğini, dolayısıyla önümüzdeki haftalarda Rusya ile Mali arasında hafif bir gerginlik yaşanabileceğini düşünen Makni’ye göre diğer yandan Amerikalılar, soğukkanlı ve gerçekçi oyuncular. Asker göndermeyecekler, Bamako'yu kurtarmayacaklar, ancak Rusya'nın boşluğunu izliyorlar ve bunu bir fırsat olarak görüyorlar.

Washington'ın, Rusya'nın Mali'deki güvenlik projesinin çöküşünün Burkina Faso, Nijer ve hatta Çad gibi Sahel bölgesi ülkelerinin Moskova'nın kucağına atılmadan önce iki kez düşünmelerine neden olacağını anlamasının önemli olduğunu vurgulayan Makni, “Dolayısıyla ABD-Mali yakınlaşması stratejik bir değişim değil, Bamako'nun Moskova'ya karşı duyduğu tedirginliğin başlangıcı” şeklinde konuştu.


ABD'nin Gazze ve Trump Planı’nı onaylama ile ilgili taslak kararın tam metni

ABD'nin Gazze ve Trump Planı’nı onaylama ile ilgili taslak kararın tam metni
TT

ABD'nin Gazze ve Trump Planı’nı onaylama ile ilgili taslak kararın tam metni

ABD'nin Gazze ve Trump Planı’nı onaylama ile ilgili taslak kararın tam metni

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'ye yönelik barış planını, özellikle de Gazze Şeridi'ne uluslararası bir güç konuşlandırılmasını desteklemek için ABD tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan taslak kararının tam metni.

Güvenlik Konseyi içindeki müzakereler kapsamında birkaç kez revize edilen metin, İsrail ile Hamas arasında 10 Ekim'de ateşkesi sağlayan planı onaylıyor.

Karar taslağı, sınır bölgelerinin güvenliğini sağlamak ve Gazze Şeridi'ni silahsızlandırmak için İsrail, Mısır ve yeni eğitilen Filistin polisiyle iş birliği yapacak bir “uluslararası istikrar gücü” kurulmasına olanak tanıyor. Uluslararası istikrar gücü ayrıca “resmi olmayan silahlı örgütlerin kalıcı olarak silahsızlandırılması” üzerinde çalışacak, sivilleri koruyacak ve insani koridorlar oluşturacak.

Yine karar taslağı, Gazze’de teorik olarak Trump başkanlığında olacak ve görev süresi 2027 sonuna kadar devam edecek bir geçiş yönetimi organı olan “Barış Kurulu”nun kurulmasına da olanak sağlıyor.

Önceki taslaklardan farklı olarak, bu karar gelecekte kurulacak bir Filistin devleti olasılığından bahsediyor.

Karar taslağında Filistin Ulusal Otoritesi gerekli reformları uyguladığında ve Gazze'nin yeniden inşasına başlandığında, “Filistinliler için güvenilir bir kendi kaderini tayin etme ve devlet kurma süreci için koşulların nihayet oluşabileceği” belirtiliyor. Bu madde İsrail tarafından sert bir şekilde karşılandı. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı Karar taslağının ve Trump’ın Planı’nın tam metni şöyledir:

Güvenlik Konseyi, 29 Eylül 2025 tarihli ve (bu karara Ek 1 olarak eklenmiş) Gazze Çatışmasını Sonlandıracak Kapsamlı Planı memnuniyetle karşılamıştır. Bunu imzalayan, kabul eden veya onaylayan devletleri takdir etmektedir.

Ayrıca Trump’ın 13 Ekim 2025 tarihli tarihi Kalıcı Barış ve Refah Deklarasyonu'nu memnuniyetle karşılamaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri, Katar Devleti, Mısır Arap Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Gazze Şeridi'nde ateşkesi kolaylaştırmada oynadıkları yapıcı rolü takdir etmektedir.

Gazze Şeridi'ndeki durumun bölgesel barışı ve komşu devletlerin güvenliğini tehdit ettiğini kabul etmektedir.

Filistin meselesi de dahil olmak üzere Ortadoğu'daki durumla ilgili önceki Güvenlik Konseyi kararlarını hatırlatmaktadır.

ABD, İsrail ile Filistinliler arasında barışçıl ve müreffeh bir birlikte yaşama için üzerinde uzlaşılmış bir siyasi ufkun belirlenmesi amacıyla diyalog süreci başlatacaktır

1. Güvenlik Konseyi, Kapsamlı Planı onaylamakta, tarafların planı kabul ettiğini kabul etmekte ve tüm tarafları, ateşkesi iyi niyetle ve gecikmeden sürdürmek de dahil olmak üzere planı eksiksiz bir şekilde uygulamaya çağırmaktadır.

2. Uluslararası tüzel kişiliğe sahip geçiş yönetimi olacak bir “Barış Kurulu” kurulmasını memnuniyetle karşılamaktadır. Bu kurul, Kapsamlı Plan’a uygun olarak ve ilgili uluslararası hukuk ilkeleriyle uyumlu bir şekilde, Gazze'nin yeniden inşasına yönelik çerçeveyi geliştirecek ve finansmanı koordine edecektir. Kurul, Başkan Trump'ın 2020’de sunduğu barış planı ile Suudi-Fransız teklifi de dahil olmak üzere çeşitli tekliflerde yer aldığı gibi, Filistin Ulusal Otoritesi reform programını tatmin edici bir şekilde tamamlayana kadar görevini sürdürecektir. Reform programının uygulanması Filistin Ulusal Otoritesi’nin Gazze üzerinde güvenli ve etkili bir kontrolü yeniden kazanmasını sağlayacaktır.

Filistin Ulusal Otoritesi’nin reform programını uygulaması ve Gazze'nin yeniden inşa sürecinde kaydedilen ilerlemenin ardından, Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkı ve bir Filistin devletinin kurulması yönünde güvenilir bir yol geliştirmek için koşullar oluşabilir.

ABD, İsrail ile Filistinliler arasında barışçıl ve müreffeh bir birlikte yaşama için üzerinde uzlaşılmış bir siyasi ufkun belirlenmesi amacıyla diyalog süreci başlatacaktır.

3. Barış Kurulu ile iş birliği içinde insani yardımın tam olarak yeniden başlatılmasının ve ilgili uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak ve BM, Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Kızılay da dahil olmak üzere iş birliği yapan kuruluşlar aracılığıyla Gazze Şeridi'ne ulaştırılmasının önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, yardımların barışçıl amaçlarla kullanılmasını ve silahlı örgütler tarafından yönlendirilmemesini sağlamayı da garanti etmektedir.

4. Barış Kurulu’na katılan üye devletlere ve Kurul'un kendisine şunları yapma yetkisi vermektedir:

(a) Aşağıdaki 7. fıkraya göre kurulacak kuvvetlerdeki personelin ayrıcalıkları ve dokunulmazlıkları da dahil olmak üzere, Kapsamlı Plan'ın hedeflerine ulaşmak için gerekli düzenlemeleri yapmak.

(b) Gerektiğinde görevlerini yerine getirmek üzere uluslararası tüzel kişiliğe ve yürütme yetkilerine sahip operasyonel birimler kurmak. Bu görevlere şunlar dahildir:

  1. Arap Devletleri Birliği tarafından onaylanan, Gazze Şeridi'nde Filistinli teknokratlardan oluşan bağımsız ve apolitik bir komitenin denetlenmesi ve desteklenmesi de dahil olmak üzere, Gazze'de kamu hizmetlerini yönetmek ve günlük idareyi üstlenmek üzere bir geçiş yönetimi kurmak.

  2. Gazze'de yeniden inşa ve ekonomik toparlanma programlarını uygulamak.

  3. Gazze'de kamu hizmetlerini ve insani yardımı koordine etmek, desteklemek ve sunmak.

  4. Kapsamlı Plan’a uygun olarak, insanların Gazze'ye giriş ve çıkışlarını kolaylaştırmak için gerekli önlemleri almak.

  5. Kapsamlı Plan’ı desteklemek ve uygulamak için gerekli tüm ek görevleri yapmak.

  6. 4’üncü fıkrada belirtilen operasyonel birimlerin Barış Kurulu'nun yetki ve denetimi altında faaliyet göstereceği ve bağışçılardan, Kurul'un finansman mekanizmalarından ve hükümetlerden gelen gönüllü katkılarla finanse edileceği anlaşılmaktadır.

  7. Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşları, bağışçıların yönetiminde özel bir güven fonunun kurulması da dahil olmak üzere, Gazze'nin yeniden inşasını ve kalkınmasını desteklemek için gerekli finansmanı sağlamaya ve kolaylaştırmaya çağrılmaktadır.

Güvenlik Konseyi, Barış Kurulu ile iş birliği yapan üye devletlere, Kurul’un kendisine, Gazze'de, Kurul tarafından kabul edilebilir birleşik bir komuta altında faaliyet gösterecek bir Uluslararası Geçici İstikrar Gücü (ISF) kurma yetkisi vermektedir. ISF, Mısır Arap Cumhuriyeti ve İsrail Devleti ile yakın istişare içinde, katılımcı devletlerin kuvvetlerinden oluşacaktır ve uluslararası insancıl hukuk da dahil olmak üzere uluslararası hukuka uygun olarak görevini yerine getirmek için gerekli tüm araçları kullanacaktır.

ISF şunları yapacaktır:

• Mevcut anlaşmalarına halel getirmeksizin İsrail ve Mısır ile iş birliği yapmak.

• Eğitimli ve seçilmiş bir Filistin polis gücünü desteklemek.

• Sınır bölgelerini güvence altına almak.

• Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması, tüm askeri, terör amaçlı ve saldırı odaklı altyapının tamamen imha edilmesi ve yeniden inşa edilmesine izin verilmemesi yoluyla güvenlik ve istikrarı sağlamak.

• Devlet dışı silahlı örgütleri kalıcı olarak silahsızlandırmak.

• İnsani yardım operasyonları da dahil olmak üzere sivilleri korumak.

• Filistin polis gücünü eğitmek ve desteklemek.

• İnsani yardım koridorlarını güvence altına almak için ilgili devletlerle koordinasyon sağlamak.

• Kapsamlı Plan’ı desteklemek için gerekli tüm ilave görevleri yerine getirmek.

Barış Kurulu ve onunla iş birliği yapan üye devletler, Gazze'de Kurul tarafından kabul edilebilir birleşik komuta altında faaliyet gösterecek bir Uluslararası Geçici İstikrar Gücü (ISF) kurabilir

ISF kontrolü ve istikrarı sağladığında, İsrail Savunma Kuvvetleri, ISF, İsrail, garantörler ve ABD tarafından kararlaştırılacak silahsızlanma ile ilgili parametrelere, aşamalara ve zaman çizelgelerine göre Gazze’den çekilecektir. Gazze'nin yenilenen herhangi bir terör tehdidinden arındığı garanti edilene kadar çevre güvenlik varlığı sürdürülecektir.

ISF şu görevleri yerine getirecektir:

(a) Barış Kurulu'na Gazze'deki ateşkesin uygulanmasının denetlenmesinde yardımcı olmak ve Kapsamlı Plan'ın hedeflerine ulaşmak için gerekli düzenlemeleri yapmak

(b) Barış Kurulu'nun stratejik yönlendirmesi altında ve gönüllü katkılar, Kurul'un ve hükümetlerin finansman mekanizmaları tarafından finanse edilecek şekilde faaliyet göstermek.

Barış Kurulu ve bu kararla yetkilendirilen uluslararası sivil ve güvenlik varlığının, Kurul’un gelecekteki icraatlarına tabi olmak üzere, 31 Aralık 2027 tarihine kadar varlığını sürdürmesine ve ISF’nin görev süresinin uzatılmasına yönelik herhangi bir kararın Mısır, İsrail ve diğer katılımcı üye devletlerle tam bir iş birliği ve koordinasyon içinde alınmasına karar verilmiştir.

Üye devletler ve uluslararası kuruluşlar, operasyonel birimlerine ve ISF'ye personel, ekipman ve mali kaynak sağlama fırsatlarını belirlemek, teknik yardım sağlamak ve çalışmalarını ve belgelerini tamamen tanımak için Barış Kurulu ile iş birliği yapmaya çağırılmaktadır.

Barış Kurulu'ndan, yukarıda kaydedilen ilerleme hakkında her altı ayda bir Güvenlik Konseyi'ne yazılı bir rapor sunması talep edilmektedir.

Bu konunun Güvenlik Konseyi’nin gözetimi altında kalmasına karar verilmiştir.

_______________________________________________________________________________________

Ek 1 – Başkan Donald J. Trump'ın Gazze Çatışmasını Sonlandıracak Kapsamlı Planı

1. Gazze, komşuları için hiçbir tehdit oluşturmayan, radikalizm ve terörden arındırılmış bir bölge olacaktır.

2. Gazze, yeterince acı çekmiş halkının yararına yeniden geliştirilecektir.

3. Tarafların bu öneri üzerinde mutabık kalmaları halinde savaş hemen sona erecektir. İsrail Savunma Kuvvetleri rehinelerin iade işlemlerinin alt yapısını hazırlamak amacıyla üzerinde uzlaşılan sınırlara çekilecektir. Bu aşamada tüm askerî faaliyetler (hava ve topçu saldırıları dâhil) durdurlacak, cephe hatları dondurulmuş şekilde muhafaza edilecektir.

Gazze, kamu hizmetlerini ve belediye hizmetlerini sunmaktan sorumlu, teknokrat ve apolitik bir Filistin komitesi aracılığıyla geçici bir yönetime tabi olacaktır

4. İsrail'in kamuoyuna açık bir şekilde anlaşmayı kabul ettiğini duyurmasından itibaren 72 saat içinde, hayatta olan ve olmayan tüm rehineler iade edilecektir.

5. Tüm rehinelerin serbest bırakılmasının ardından İsrail, müebbet hapis cezası almış 250 Filistinli tutukluya ek olarak, 7 Ekim 2023'ten sonra Gazze'de tutuklanan bin 700 tutukluyu serbest bırakacaktır. Bu kapsamda tutulan tüm kadın ve çocuklar da buna dahildir. Naaşı verilecek her İsrailli rehine karşılığında İsrail, 15 Gazzelinin cenazesini iade edecektir.

6. Tüm rehineler iade edildikten sonra, barışçıl bir arada yaşamayı ve silahlarını bırakmayı taahhüt eden Hamas üyelerine af tanınacaktır. Gazze'den ayrılmak isteyenlere ev sahibi ülkelere güvenli geçiş imkânı sağlanacaktır.

7. Anlaşmanın kabul edilmesinin ardından Gazze'ye derhal yardım gönderilecektir. Yardım miktarları, 19 Ocak 2025 tarihli anlaşmada belirtilen miktarlardan az olmamalıdır ve altyapının (su, elektrik, kanalizasyon), hastanelerin, fırınların yeniden işler hâle getirilmesini ve molozların temizlenip yolların açılmasını mümkün kılacak ekipmanların girişini kapsamaktadır.

8.Yardımlar, BM ve bağlı ajansları, Kızılay ve taraflar ile ilişkisi olmayan diğer uluslararası kuruluşlar aracılığıyla ve her iki tarafın da müdahalesi olmaksızın Gazze’ye giriş yapacak ve dağıtılacaktır. Refah Sınır Kapısı’nın her iki yönde de açılması, 19 Ocak 2025 tarihli anlaşmada uygulanan aynı mekanizmaya tabi olacaktır.

9. Gazze, kamu hizmetlerini ve belediye hizmetlerini sunmaktan sorumlu, teknokrat ve apolitik bir Filistin komitesi aracılığıyla geçici bir yönetime tabi olacaktır. Komite, nitelikli Filistinliler ile uluslararası uzmanlardan oluşacaktır. Başkan Donald J. Trump başkanlığında, eski Başbakan Tony Blair de dahil olmak üzere diğer üyeler ve devlet başkanları tarafından yönetilecek “Barış Kurulu” adı verilen yeni bir uluslararası geçiş organının gözetiminde görev yapacaktır. Bu yapı, Filistin Ulusal Otoritesi reform programını tamamlayana kadar Gazze'nin yeniden inşası için çerçeveyi oluşturacak ve finansman sağlayacaktır.

Yeniden inşa ilerledikçe ve Filistin Otoritesi reform programını uyguladıkça, Filistin’in kendi kaderini tayin etme hakkına ve devletleşmeye yönelik güvenilir bir yolun oluşması için koşullar sağlanabilir

10. Yeniden inşa ve kalkınmaya yönelik “Trump Ekonomik Planı”, Ortadoğu'da modern mucize şehirlerin gelişimine katkıda bulunmuş uzmanlardan oluşan bir komite tarafından hazırlanacaktır. Çeşitli uluslararası tarafların yatırım teklifleri de değerlendirilecektir.

11. Katılımcı ülkelerle müzakere edilerek, tercihli gümrük tarifelerine sahip özel bir ekonomik bölge oluşturulacaktır.

12. Hiç kimse Gazze'den ayrılmaya zorlanmayacaktır. Ayrılmak isteyenler bunu özgürce yapabilecek, dönmek isteyenlere de dönüş hakkı tanınacaktır. Halkın Gazze’de kalması teşvik edilecek ve daha iyi bir geleceğe katkı sunmaları sağlanacaktır.

13. Hamas ve diğer silahlı fraksiyonlar, Gazze’nin yönetiminde doğrudan, dolaylı ya da herhangi bir şekilde yer almayacaklarını taahhüt etmektedir. Tüm askeri, terör amaçlı ve saldırı odaklı altyapı tamamen imha edilecek ve yeniden inşa edilmesine izin verilmeyecektir. Gazze, bağımsız gözlemcilerin gözetiminde, uluslararası fonlarla desteklenen ve bağımsız kuruluşlar tarafından doğrulanan satın alma ve yeniden entegrasyon programlarıyla silahsızlandırılacaktır.

14. Bölgesel ortaklar, Hamas ve diğer fraksiyonların yükümlülüklerine uymalarını sağlamak ve “Yeni Gazze”nin ne komşuları ne de kendi halkı için tehdit oluşturmamasını garanti altına alacaklardır.

15. ABD, Ürdün ve Mısır ile iş birliği içinde, Filistin polisini eğitmek ve desteklemek üzere Gazze'ye bir an önce konuşlandırılacak bir Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) kurmak için Arap ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışacaktır. Bu güç, sınırları güvence altına almak, silah girişini engellemek ve yeniden inşa için mal akışını kolaylaştırmak amacıyla İsrail ve Mısır ile birlikte çalışacaktır.

16. İsrail Gazze'yi ne işgal edecek ne de ilhak edecektir. Kontrol ve istikrar sağlandığında, İsrail Savunma Kuvvetleri, ISF, İsrail, garantörler ve ABD tarafından kararlaştırılacak silahsızlanma ile ilgili parametrelere, aşamalara ve zaman çizelgelerine göre geri çekilecektir.

17. Eğer Hamas teklifi geciktirir veya reddederse, yukarıda belirtilen hususlar, İsrail Kuvvetleri tarafından kademeli olarak uluslararası istikrar gücüne devredilecek “terörden arındırılmış” alanlarda uygulanmaya devam edecektir.

18. Filistinliler ile İsraillilerin zihin dünyasını ve anlatı biçimlerini dönüştürmeyi amaçlayan, hoşgörü ve barışçıl bir arada yaşama değerlerine dayalı bir dinler arası diyalog mekanizması hayata geçirilecektir.

19. Yeniden inşa ilerledikçe ve Filistin Otoritesi reform programını uyguladıkça, Filistin’in kendi kaderini tayin etme hakkı ve devletleşmeye yönelik güvenilir bir yolun oluşması için koşullar sağlanabilir.

20. ABD, İsrail ile Filistinliler arasında kalıcı ve barışçıl bir birlikte yaşama için üzerinde uzlaşılmış bir siyasi ufkun belirlenmesi amacıyla bir diyalog süreci başlatacaktır.